Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Nöbetçi eczane yolunda 40 dakika

Murat Arısoy 27 Haziran 2012 Çarşamba 03:00:00
  Annemle hastaneye gittiğimi, hastaneye giderken taksi şoförünün “Emniyet kemeri takma” dediğini anlatmıştım. Hastanede karşılaştıklarımı, eve dönüşte karşılaştığımız taksi şoförünün nezaketini de dilim döndüğünce aktarmıştım.
***
Ama hastane sonrasının bir de “ilaç” boyutu var…
İlaç için de eczaneye gitmek gerekir.
***
Ayak bileğimin burkulması dolayısıyla doktorun yazdığı kremi almayı unutmuştum. Bir arkadaşım hatırlattı ve ekledi:
-Eski Devlet Hastanesi’nin karşısında nöbetçi eczane var…
***
O arkadaşımın hatırlatmasının ardından gazeteye baktım. İki nöbetçi eczaneyi daha hafızama kaydettim.
***
Mesai bitiminde Doğan Haber Ajansı’ndan Onur Bayram’la durağa kadar yürüdük. İmaret Camisi’nin biraz ilerisinde bulunan, Adliye istikametindeki durakta biraz lafladık.
Ama “Eski Devlet Hastanesi’ne nasıl gideceğim” sorusuna herhangi bir yanıt bulamamıştım.
Yaptığım plana göre “ANS” yazan özel halk otobüsü gelecek, o otobüse binecektim, O otobüs de Karayolları kavşağından sola dönecek ve ANS’ye doğru ilerleyecekti.
Yaklaşık 20 dakika bekledik durakta. Bu sırada 3 tane “Özdilek” levhalı özel halk otobüsü geçti. Laf dönüp dolaşıp ulaşıma geldi tabii ki. Onur Bayram’ın konuyla ilgili “sert”, ve “radikal” çözüm önerileri var. Belki kendisi yazar, ben anlatmayayım…
Onur önerdi:
-Özdilek levhalı otobüse bin. Müze’de inersin. Oradan da aktarmayla gidersin eczaneye…
Yok arkadaş, inat ettim. Ben “ANS” levhalı otobüse bineceğim. Mutlaka beklediğim otobüs geçecekti önümden!
Uzun süren bekleyişten sonra beklediğim otobüs gelmişti işte. “Haklı bir gurur”la vedalaştım Onur’la. Otobüse bindim.
Yolda ilerliyoruz. Aa! Müze önüne geldiğimizde kimse kalmadı otobüste.
Şaşkın şaşkın etrafıma bakarken, şoför sordu:
-Beyefendi, nerede inecektiniz? Burası son durak…
-Siz sola dönmeyecek misiniz?
-Hayır, biz “U” dönüşü yapıp PTT önüne gidiyoruz..
-Eh peki, ineyim ben o zaman…
***
B Planı’na geçtim. Aktarma yapacaktım. Özel halk otobüsü gelmese, Özdilek ya da Bayındırlık dolmuşları giderdi nasıl olsa.
Karşı tarafa geçip Karayolları kavşağının Stad’a giden istikametinde beklemeye başladım.
Bekliyorum, bekliyorum…
10 dakika oldu, gelen giden yok.
Bir dakika… Gelen biri var. Uzun süredir görmediğim başka bir arkadaşım geliyor işte. Biraz sohbet eder, zaman öldürürüz…
-Ne yapıyorsun hacı?
-Hiç ya ne olsun. Eczaneye gideceğim.
-Hayırdır hacı…
-Bileğimi burktum da.
-Geçmiş olsun.
-Gazeteyi açtım, baktım Eski Devlet Hastanesi’nin karşısında nöbetçi eczane var, oraya gideyim dedim.
-Şehir merkezinde yok muydu hacı abi?
-Buraya gelmiş bulundum…
***
Bu konuşma böyle ilerlerken, Maliye Kavşağı istikametine doğru bir Özdilek dolmuşu geçti önümden…
Durdursam, arkadaşa ayıp olacak.
Durdurmasam, yine bekleyeceğim.
Beklemeyi tercih ettim…
***
C Planı’nı uygulamaya başladım. Kurtuluş Caddesi’ne geçtim, “Kanlıca” levhalı özel halk otobüsüne bindim. PTT önünde indim.
Ayakkabıcılar çarşısındaki nöbetçi eczaneden bileğim için gereken kremle bandajı aldım.
Bir de ağrı kesici bir hap varmış reçetede.
Dikkat etmemiştim.
Bir miktar katkı payı ödeyince, eczanede öğrendim.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti