Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

O SARP YOKUŞ BİR YOKSULU BİR YETİMİ DOYURMAKTIR…

Muharrem Günay 10 Temmuz 2019 Çarşamba 13:14:07
 

Maun suresinde sayılan beş özellikten üçü garip, fakir, yetimlerle ilgilidir. Beled suresinin ise 8–17 ayetlerinde Yüce Allah şöyle diyor:
“Biz (hikmetimiz üzere) ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi? Ona iki yol (iki hedef olan hayır ve şerri) göstermedik mi? (krş. 76/2-3); Fakat o, (âhiret mutluluğunu engelleyen) sarp yokuş(u aşmay)a girişmedi. (O insan, basit olanı, nefsin arzu ve isteklerine göre tanzim edilen (şerli) yaşam biçimini seçti.)  O sarp yokuşun ne olduğunu sana ne bildirdi? (O ilk adım olarak) bir köle (ve esir) azat etmektir. Yahut (salgın) bir açlık gününde, akraba olan yetimi yahut yere serilmiş (aç) bir yoksulu doyurmaktır; Sonra (bu sarp yokuşu aşmak) iman edip de, birbirlerine sabrı ve merhameti tavsiye edenlerden olmaktır.” (Beled. 8-17)
İsra suresi 26. Ayette:
“Akrabaya, yoksula, yolda kalmışa (iyilik ve yardımla) hakkını ver” memiz emredilmekte”; En-Nur suresi 22. Ayette ise: Sizden fazilet ve servet sahibi olanlar; yakınlarına, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere (mallarından bir şey) vermekte kusur etmesinler.  (Hatalarını) affetsinler, hoş görsünler. Allah’ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz? Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.”; Bakara suresi 83. Ayette: “… Allah’tan başkasına ibadet etmeyin, anaya, babaya, hısımlara, yetimlere, yoksullara iyilik yapın…”; Nisa 36. Ayette:  “Allah’a ibadet edin, ona eş koşmayın. Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, gariplere, emriniz altındakilere iyilik edin” denilmektedir.
Yüce kitabımız Kur’an’da yukarıdaki ayetlere benzer çok ayet vardır. Bu ayetlerden Rum suresi 38. Ayette, Yüce Allah’ın cemalini görmek isteyenlere akrabaya, yolcuya ve yoksula haklarını vermeleri tavsiye edilmekte ve şöyle buyrulmaktadır:
“Haydi, akrabaya, yoksula, yol oğluna hakkını ver. Bu Allah’ın cemali’ni dilemekte olanlar için hayırlıdır ve onlar korktuklarından emin, umduklarına nail olacaklardır.” (Rum/38)
Bu ayette de açıkça görüldüğü gibi, Allahın cemali’ni görmeyi dileyenler, yani Allaha ulaşmak ve O’nu görmek isteyenler, yani kendileri için Mirac talebinde bulunanlar, akrabaya, yoksula, yolda kalmışa haklarını verecekler. Yüce kitabımız “hak”larını ver diyor. Yani verilen onların hakkı olandır. Yüce Kur’an yoksulu yediren, doyuran, akrabaya, ihtiyaç sahibine haklarını verenlere güvence veriyor ve diyor ki:
“Onlar korktuklarından emin olacaklar; umduklarına erişeceklerdir.” (Rum: 38)
İnsan /ed-Dehr suresinde ise:
“Sevdiklerinden vererek yoksulu, yetimi, tutsağı doyururlar. Biz ancak Allah’ın cemali için yediriyoruz, sizden karşılık da beklemiyor, alkış da…”  (İnsan/8-9-10) buyruluyor.
Ahmet Yesevi hazretleri ise hikmetli divanında:
“Kim Allah’a ulaşmak istiyorsa… Garip, yoksul, yetimlerin gönlünü alsın…” diyor.
Allah’ın cemalini görmenin ve Allah’ın rızasını kazanmanın, salih amel işlemenin ve salih bir kul ve insan-ı kâmil olmanın yolunu Ahmet Yesevi, Hikmet’inin hemen başında veriyor.
Sözü söyledim, kim isterse Allah’ı görmek
Canını canına bağlasın, damarlarını eklesin
Garip, yetim, fakirlerin gönlünü alsın.
Bütün gücünü toplayıp, çabalarını tek hedefe yöneltip, gariplerin, yolda kalmışların, yetimlerin, anasız babasızların, fakirlerin, yoksulların yardımına koşanlar, işte onlar, Allah’a ulaşmak yoluna girmiş olanlardır.
İşte hikmet:
Garip, fakir, yetimlerle elçi ilgilendi
O gecede mirac oldu Allah’ı gördü
Döndü geldi yine fakirlerin halini sordu.
Sorunun karşılığı çok açıktır. Allah Elçisi’nin Miraç’a ulaşması insanların garipleriyle, fakirleriyle, yetimleriyle ilgilenmesiyle oldu. Öyleyse sen de Allah’a yücelmek istiyorsan işte yöntem:
Nerde görsen gönlü kırık merhem ol!
Öyle mazlum yolda kalsa hemdem ol!
Mahşer günü dergâhına mahrem ol!
Akıllı isen işte bir hikmet daha:
Akıllı isen gariplerin gönlünü al
Mustafa gibi ülkeyi gezip yetimleri ara.
Divanı Hikmet’in yapraklarında ilerlemeği sürdürelim:
Garip, fakir, yetimleri sevindir
Aziz canını parçalarcasına çalış
Yemek bulursan canın ile konuk eyle
Hak’tan işitip bu sözleri söylüyorum.

Garip, fakir, yetimleri kim sorarsa
Razı olur ol kulundan Yüce Allah
Ey habersiz, sen sebepsin, kalanı sırdır
Hak Mustafa öğüdünü söylüyorum.
Resûl önüne bir yetim gelmişti
Garip ve müptelâyım demişti
Acıdı Resûl onun haline
İstediğini verdi eline
Resul dedi ben de bir yetimim
Yetimlik ve gariplikle yetişdim
Muhammed dedi ki kim ki yetimdir
Biliniz o benim has ümmetimdir
Yetimi görseniz incitmeyiniz
Garibi görseniz küstürmeyiniz
Ahmet Yesevi’ye göre Sevgili Peygamberimizin yolunda, İslâm dininde “En büyük, en yararlı ve en çabuk erdirici ibadet, insana hizmettir.” (Hoca Ahmet Yesevi ve Hikmetler, Namık Kemal Zeybek)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER