ÖĞRETMEN OKULLARI

İlk kez bugünkü anlamda çağdaş öğretmen yetiştirmek için 16 Mart 1848’de “Darülmuallimin” adında öğretmen okulu açılmıştır. Bu tarih öğretmen okullarının ilk kuruluş tarihi olarak kabul edilmekte ve her yılın 16 Mart tarihi öğretmen okullarının kuruluş yıl dönümü olarak kutlanmaktadır. Bu yıl bu okulların kuruluşunun 172. Yıldönümünü kutluyoruz. 1950’li yıllarda var olan elli iki öğretmen okulundan yirmi biri Köy Enstitülerinin devamı niteliğinde olup tüm ülkenin köy çocuklarına okumada fırsat eşitliği sağlamak bu okulların ışığında ülkenin tüm köylerini aydınlatmak amacı ile ülkemize eşit aralıklarla serpiştirilmiştir. Kapatılan Köy Enstitülerinin yerlerinde açılan altı yıllık öğretmen okullarında da Köy Enstitülerinde uygulanan eğitim ortamına yakın bir uygulama yapılmıştır.
Köylere öğretmen yetiştiren bu okulları akıl almaz karalamalarla kapatılışı eğitim tarihimizde telafisi olmayan en büyük yanlışlık olmuştur. Bu okulların sloganı şehirde ne varsa köyde de o olacaktı. Bunu tam tersi oldu. Şehre gelen insanlarımızın köy yaşamını unuttular veya küçümsediler. Şehirler köye dönüştü. Gecekondular varoşlar türedi. Bu bölgeler açlık, hastalık sefalet bölgeleri oldu. Burada yetişen çocuklar eğitimsiz, tinerci, kapkaçcı oldular. Çok partili hayata İsmet İnönü sayesinde geçtik. Bu çok partili dönemde ne yazık ki halkımızın dini duyguları sömürülerek oy uğruna Atatürk devrimleri yozlaştırıldı. Dış güçlerin buyruklarıyla köyden şehre göç hızlandı. Köy hayatı ve tarımcılık horlandı. Şu arada bile bu duygu ve düşünce yaşamaktadır.
Şehre yerleşmiş insanlarımızla sohbet sırasında nereli olduğu hangi köylü olduğunu sorduğumuzda kolay kolay söylemez. Biraz üsteleyince “ben falanca köylüyüm ama 30 yıldır, 40 yıldır Afyon’da oturuyorum” diyerek adeta köylü olmaktan rahatsız olmaktadır. Bilerek köylü okulsuz, eğitimsiz bırakıldı. Çağdaş okullar kapatıldı. İmam-Hatip okulları gereğinden fazla açıldı. Bu nedenle ABD ve AB ülkemize ılımlı İslam kılıfı giydirmeye çalıştılar. Bunun sonucunda hep birlikte, hain feto olayı ve Suriye olaylarıyla acılar ve ekonomik sıkıntılarla çekiyoruz.
Eğitim sistemimiz her dönem değişerek adeta felç olmuştur.
Dünyada hiçbir şey eyleme geçmiş cehalet kadar korkunç olamaz. (GOETHE).
Ülkemizde cehalet kol geziyor. Halkımızın önemli bir bölümü açlık sınırı altında gelirle yaşam mücadelesi veriyor. Çeşitli iç sorunlarımız, sıkıntılarımızın yanında dış tehlikelerinde yüksek boyuta ulaşması sıkıntılarımızı daha da artırıyor.
Okul öncesi eğitimi- ana okullarından üniversiteye kadar kadar tüm okullarımızın beslenme, barınma eğitimi yükseltecek gerekli yapılanmaya acil ihtiyaç vardır.
Eğitimsiz milletler eğitimli milletlerin sömürgesi ve iş gücü kaynağı olurlar.