Bu dünyada bizler duygularla yaşar; sever, özler, sevinir, üzülür, merak eder, araştırır, kıskanır, kin besler ve bunun gibi birçok duyguyla kendimizi ifade etmeye çalışırız.
Bazı duyguların olumlu olduğunu düşünüp sahip çıkarız, bazılarının da olumsuz olduğunu düşündüğümüz için kendimizde görmekte zorlanırız. Oysaki; her duygu insan içindir. Bizim için bu duyguları hangi idrakda yaşadığımız önemlidir. Billahi idrak da mı, dunihi algı da mı?
Dunihi algı; Allah’ın dışı var sanıp bir Allah var bir de dışında müstakilen yarattıkları var dediğimiz yanlış idraktır.
Billahi idrak ise; Allah var dışı yok dediğimiz doğru idraktır.
Geçen haftaki hadisimize tekrar bakalım;
“Zandan sakının. Çünkü zan, yalanın ta kendisidir. Birbirinizin konuştuğuna kulak kabartmayın, birbirinizin özel hallerini araştırmayın, birbirinizle üstünlük yarışı içine girmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun!” (Buhârî, Edeb, 57)
Hadisimizdeki hasletler üzerinden gidelim ve bakalım Rabbimiz bize bu konuda ayetlerle neler söylüyor? Her bir hasleti dunihi ve Billahi idrak üzerine incelemeye çalışalım.
Zan:
Isra Sûresi 36: “Hakkında ilmin olmayan şeyin ardına düşme (Elif). Muhakkak ki Sem, Basar ve Fuad, işte onların her biri o işten sorumludur (Elif).”
Nur Sûresi 15: “Çünkü onu (o zannı) dillerinize dolayıp hakkında bir bilginiz olmayan şeyi ağzınızla konuşup duruyor ve bunu önemsiz, basit sanıyorsunuz (Elif). Oysa O, Allah indinde azimdir (Elif).”
Hucurat Suresi 12: ‘’Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü bazı zanlar günahtır (Elif). Gizlilikleri araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın; herhangi biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı (Elif)?
Birbirinizin konuştuğuna kulak kabartmayın, birbirinizin özel hallerini araştırmayın;
Bizi zan yapmaya götüren duygulardan birisi merak duygusudur. Komşumuzun kızı evlenecek haberini aldık; “Kimle evlenecek? Nerde tanışmışlar? Evleneceği damat kimin oğlu? Nerde oturacaklar? Düğünde kayınvalide geline ne takacak acaba?” gibi sorular merak duygusuyla bizi zan yapmaya sürükler. Eğer ki bu soruları dinleyen bir başka komşumuz da var ise, sorulara çabucak birlikte cevap bulup zan mekanizmasını devreye sokmuş oluruz. Dunihi idrakda yaşadığımız bu merak duygusu bizi zulmete sürükler.
Peki ne yapmamız lazım? Bu sorular aklımıza geldi bir kere, sormamalı mıyız?
Billahi idrakle bu soruları dua cümlesi haline getirip, genç çiftin hayatlarında Billahi imanla yön çizebilecek duygu, düşünce ve inanış biçimi için dua edebiliriz.
‘’Allah katında yapacağınız bu evlilikte Rabbim sizleri razı olacağı halle hallendiriverir, bunu size çok kolay, mübarek ve hayırlı eyleyiverir.’’ diye dua edersek Billahi idrak içerisinde bir temennide bulunmuş oluruz. Bu şekilde dua cümlesiyle başladığımız sözcüklerin arkasından zan yapmamıza fırsat kalmaz, zan mekanizması çalışmaz duruma gelmiş olur. Artık yönümüz Allah’adır. Merak duygumuzu duamızla Billahi idrake hicret ettirmiş oluruz.
Merak duygusunun hakikati nedir? Hiç düşündük mü? Rabbimiz bize bu duyguyu neden verdi?
Aslında Rabbimizin bize vermiş olduğu merak duygusunun hakikati; Rabbimizi merak etmektir.
“Beni bu dünyada kul olarak yaratan Rabbim kim?”
“Rabbimi Billahi idrakda nasıl tanıyabilirim?”
“Rabbim kul olarak benden ne istiyor?”gibi sorular Billahi idrakda merak içerir. İşte bu dünyadaki merak duygusunun da hakikati Rabbimizi merak etmektir. Yoksa komşumuzun ne yaptığını merak edelim diye değil.
Billahi idrakda kullandığımız merak duygusu pozitif bilimlerle de bizi Rabbimize götürür.
Merak duygusunu eğitim alanında çok kullanırız. Atalarımız ‘’Merak ilmin hocasıdır’’ demişlerdir. Merak duygumuz iki türlüdür.
1) Duyuşsal merak: Yeni heyecan ve deneyimleri körükler.
Doğduğu andan itibaren merak etmeye başlayan bebekler, etrafını inceler, dokunur, hissetmeye çalışır. Bebeği gün be gün geliştiren bu duyguların temelinde merak duygusu vardır. Merak çocuğun zihinsel gelişiminde itici gücüdür.
2) Bilişsel merak: Öğrenmeyi sağlar.
‘’Öğrenmek istiyorsan merak et, öğretmek istiyorsan merak ettir.’’ ilkesi eğitimde çok kullanılır. Merak etmeyen çocuğa bir şey öğretmek çok zordur. Onun için eğitimde kullanılan en temel metot merak ettirmektir.
Bilim adamları “kişinin bildiği ile bilmek istediği arasında uçurum arttıkça merak artar” diyorlar. Bu merak duygusu içerisinde öğrenci merak ettiği şeyin peşine düşer ve kalıcı öğrenme gerçekleşir.
Bizi zanna götüren duygulardan biri olan merak duygusunu inceleyince gördük ki; merak duygusunu yaşamamızda hiçbir sıkıntı yok. Önemli olan, bizim bu duyguyu hangi idrakda yaşıyor oluşumuzdur. Merak duygumuz; dunihi idrak içerisinde komşumuzun özel hayatını merak edersek zulmet, Billahi idrak içerisinde Allah’ı merak edersek nur olur.
Hadisi şerifimizdeki diğer hasletleri tanımaya devam edeceğiz.