Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Turan Civelek
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

ÖYLESİNE BİR YAZI – Kocatepe Gazetesi

Turan Civelek 24 Temmuz 2018 Salı 13:44:23
 

Hayat denen yolun başındaki delikanlı. Yaşamın erdemine erebilme ve bilgeliğe layık olabilme gayesiyle yanan saf, yürekli ve duygulu, çelik bilekli dost.
Bir sır değil, yazılanlar ve okuduklarınız. Aksine paylaşıldıkça daha da paylaşımcı olabilmeyi hedefleyen, duygularla ve çığımsı büyüyen gerçeklikle yazılmış mantık besisi bilgidir bu verilen.
Sahte yaşamların teslim aldığı bazı sade bedenler hüküm sürerken dünyada, insanın ruhunu ısıtan erdemin güneşi, şu an yaşıyor olduğun kadar kati ve açık, sonsuz sadeliğe sahip bir düzenek içinde dönmeye başlar yeryüzünde.
Tutup çıkarmasını bilmek lazım!
Ezilmekle, dişlisi ve taşı olmak arasında bu değirmenin, tereddüt eden insanoğlu, hayatın gerçeklerine yüzünü dönebilir mi çabucak? Yıpranmadan ve yıpratmadan bu dünyanın insanlarını… Nedir sırrı aydınlığın ve adamlığın hiç düşündün mü? Yoksa sade bir yaşam olarak kalmak mı hedefin? Yargılamaksızın kendini!
Düşün…
Değirmene giren buğdayı. Farkında mıdır bilinmez hedefinin ve değerinin. Onun gibi binlercesi düşer an be an değirmen taşının üstüne. Amaçları tek. Ezilmek ise onlar için son değil, aksine sonsuzluğun başlangıcıdır. Yeni hayatlarda hayat bulma yarışıdır bu!
Anla…
Belki tenleri yanıktır öncesinde düşmenin. Ancak hayatın en saf, en ari rengine bürünürler birdenbire, kabuklarından çıktıklarında onlar. Beyaz bembeyaz!
Hal böyle olduğunda, düşünür insan olan adam veya adam olan insan, dişli ve taş olmak ve ezmek mi doğru, yoksa ezildiği için son bulacağını düşünmek mi hata?!
Basit bir döngü içinde, esasını teşkil eden hayatın yaşam ve ölüm ikilisi değil midir?
Hatırla…
Senden önce var olan ve şimdi, maddemsi yokluğun hazzını almış manevi ruhlar alemindeki onca tasvirsiz canı.
Unutma…
Yalnız kalacağın o anda, ne kadar hata yapmışım dediğinde ve tekdüze sürerken hayat senin için, kimlerin kaldığını geride…
Bir tek sen!
Ve gerçeklik pınarının suyundan içme zamanı… Mütevazi olma yetisine sahip yüce ruh! Sen isterken dostlar aleminde bir lütfen ile maddeyi veya soyut kavramlar içinde yararlı olan şeyleri kendin için, ne kadar da doğru yapmışsın farkında mısın şimdi. Ya da kırdığında, öylesine yaşayan hedefli veya hedefsiz ruhları ve yaktığında bilmeden veya bilerek nice canları, sonrasında dönüp hatalarını görerek, bir özrün erdeminin farkındalığını yaşamış olmanın farkını şu an anlıyorsun değil mi?
Ya peki öyleyse! Basitten basit, karmaşıktan karmaşık, hedefsiz kalmış olanlar! Siz neyin peşindesiniz? Kim siniz? Neyi elde etme çabası içerisindesiniz? Niye hep kıransınız insanları? Sizin gibi ten, can ve ruh öğelerini taşımak gayretinde olan türdaşlarınızdan ne istemektesiniz?!
Yoksa hedefiniz gerçeklik pınarına varmamak ve toprak denen yüce ananın koynundan süt içmemek mi? Ölümsüzlük mü hayaliniz! Veya korunmak noktasında İlahi azaptan, bir güvence mi var elinizde!
Düşünün sadece, sade ve daha sade. Yalın düşünün gerçekleri, yalın olduğundan daha yalın. Tüm gerçekliği ile düşünün! Kulaklarınızda bir doğrunun şarkısı olsun ve mırıldansın size düşünürken…
“Sultan Süleyman’ a kalmadı böyle!”

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER