Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Paşa Camii istişare ve hassasiyetle hayat bulacak

Tarihi Paşa Camii yapımında
Paşa Camii istişare ve hassasiyetle hayat bulacak

Tarihi Paşa Camii yapımında ciddi katkıları olan Cami Dernek Başkanı, Ziraatçı Bilal Doğru Camii imalatı hakkında bu haftaki Kıraathane Söyleşileri katılımcılarına bilgi aktardı.
“CAMİİ VE MEDRESE 1933’DE YIKILDI”
Emekli Ziraatçı Bilal Doğru aslen Kayseri’li olduğunu, 1973 yılından itibaren Afyonkarahisar’da yaşadığını söyledi. Özel ParkHayat Hastanesi arkasında imalatı devam eden ve aslına uygun yapım çabası sarf edilen tarihi Paşa Camii’nin 1455 yıllarında Umur Bey tarafından sadece camii olarak değil medrese, hamam, kervansaray ve cami olarak yapıldığını aktaran Doğru, “Zaman içerisinde Paşa Camii dışındakiler yıkılmıştır. Tabiat şartlarından gelen bir yıkılma vuku bulmuş. Biz onun kalıntılarını şöyle tespit etme imkânına sahibiz, Kız Meslek Lisesinin bulunduğu yerdeki eski fotoğraflarda orada bir hamam yıkıntısı var. Bu külliye büyük ihtimalle camii, medrese, hamam ve kervansaray olarak bu alanda yapılmıştır. 1933 yılında Belediye Meclis kararıyla hem Paşa Camii hem de yanındaki Dehşeti Medresesi yıkılmıştır.” dedi.
“CİDDİ ZEMİN İYİLEŞTİRMESİ YAPILDI”
Bilal Doğru, Paşa Camii ve Dehşeti Medresesi’nin yıkım hikâyesinin sıkça anlatıldığını, ancak kendilerinin olabildiği ölçüde işin yıkımından değil yapımı aşamasında olduklarını söyledi. Doğru, “Paşa Camii Park Hastanesi’nin dibindeki FSM’nin yanında toplam 30 dekar bir alan üzerinde yapıyoruz. Bulunduğu alanda Hazine’den 15 bin metrekarelik alan camii yapımına tahsis edildi. Biz dernek olarak onu alıp sonra Müftülüğe devir ettik. Özbakkaliye kadar olan kısımda Belediye 18 uygulaması yaptı. 20 dekar kadar da oradan yeşil alan çıktı. Toplam 15 dekarlık camii alanı ile 20 dekarlık yeşil alan bir araya getirilerek sağ tarafta Özdilek AVM yoluna kadar sol tarafta Erkmen yolu, otomotiv galerisi önünden bir kavşak oluşuyor. Oradan 25 metrelik bir yol Erkmen yoluna çıkıyor. Bu alan içerisinde zemini çok çürük olan bir alan seçildi ama başka artıları var. Biz bu alanda çok ciddi bir zemin iyileştirmesi yaptık.” diye konuştu.
“2 BİN KİŞİLİK CAMİ
OLUŞTURULACAK”
Kendilerinin Bursa’da bu işe ehil ahşap ve taş işinde ihtisas sahibi bir firma ile Paşa Camii statik işini hallettiklerini anlatan Doğru, “Burada anlatılmaya değer 3,5 metre kalınlığında kırma taşla ıslah ettik. Jet uygulaması yaptık. 1200 ton betonu 420 bar basınçla enjekte ederek orada 80 santimetrelik kolonlar oluşturduk. Onun üzerine radya temel yaptık. 250 ton demir, 1500 metreküp beton attık. Sonrasında mütemadi bir temel daha oluşturup kolonların bulunduğu yerleri demir donatıyla kolanların basacağı yerlere kadar çıkardık. Camiinin büyüklüğü yaklaşık olarak 50’ye 30’dur. Toplamda kadınlar mahfeli ile birlikte 2 bin kişi kapasiteli bir cami inşallah inşa ediyoruz. Bu camide ciddi ve yeterli bir proje olmamasına rağmen Türkiye’deki taş ve ahşap camilerden ilimizde bulunan Ulu Camii, Beyşehir’deki Eşrefoğlu Camii, Sivrihisar’daki Ulu Camii örnek alıyoruz. Her bir detayda bol istişare ederek ilmi olan insanlarla, bilim adamlarıyla istişareler yapmak suretiyle sağlıklı olan o camilerimizden yıkılan Paşa Camiimizi de esas alıyoruz. Paşa Camiimiz Ulu Cami’den 2 yüzyıl sonra yapılmış, yani kopya edilmiştir.” şeklinde konuştu.
“HOROSAN HARÇ,
 BAZALT TAŞ KULLANILDI”
Yıkılan Paşa Camii’nin 24 direkli Ulu Cami ile birebir benzeyen bir Camii olduğunu söyleyen Doğru şunları kaydetti: “Bizim yaptığımız camii içerisinde 50 tane direk var. O kolon arasındaki mesafelerde aynen Ulu Camii kopyaladık. Yani 4,40 aralarla yapıyoruz. Revak alanında 12 tane direğimiz var. Zemin iyileştirmesi sonrası tamamen Horasan harcıyla zeminde bazalt taşı kullandık. Kocatepe Üniversitemizin laboratuarında, Atom Enerji Kurulunda tahlillerini yaptırdık. Zaten kullandığımız tüm taşlar Döğer’deki Ocağın taşlarıdır. Sultandağı, Çay, Anıtkaya, Döğer Kervansarayları, Gedik Ahmet Paşa Külliyesi’ndeki taşlar gibi birebir aynı taşı kullanıyoruz. Bu taşların çok ciddi bir özelliği su ile muhatap edilmemeleridir. Biz aşağıdan ciddi bir izolasyon ile bazalt kullanmak suretiyle emniyete aldık. Üstten bir saçakla da emniyet sağlıyoruz. Camii duvar işlemini bitirdik. Ahşap işlemeler ve taş kısmına başladık. Taşları Antalya Toros Dağlarından kestirip getirdik. Yanında güzel bir atölye kurduk. Taşları burada işliyoruz. Bu işlerde bize Afyon Belediyesi’nin çok ciddi katkıları var. Taşlarımızı onlar temin ettiler. Bir hayırsever tarafından destekle de biz işi bu aşamaya kadar getirdik.”
>> Burcu AYDIN’ın Özel Haberi