Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Polis Amca – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 15 Ağustos 2012 Çarşamba 03:00:00
  Gündelik trafik kontrolündeki genel havayı düşündünüz mü hiç? Mesaideki polisler, denetim yapmak için araçları durdururlar. Bu aslında hem yeni insanlar tanımaya, yeni hayat hikâyeleri öğrenmeye bir vesiledir, hem de görevi yerine getirme aracıdır. Gün boyunca yorulan polisler, bu denetimlerle birlikte biraz da olsa sohbet imkânı bulurlar.
Oysa araç içindeyken hiç de öyle bakmayız polislere. İşimiz, gücümüz vardır mutlaka. Tam bir yere yetişecekken polis çevirmiştir bizi. Biraz da sinirliyizdir. “İyi günler”, “Kolay gelsin” demeyiz. Desek bile yüzümüzden düşen bin parça olur.
“İyi çalışmalar” cümlesi yerine “Bitse de gitsek” cümlesi duyulur kalp atışımızdan. Geç kalıyoruzdur işte ve her şey yolundayken sanki bir tek polisin bizi durdurması nedeniyle geç kalmaktan korkarız. Oysa ucu ucuna çıkmışızdır yola, ya da oyalanmışızdır sağda-solda. Olsun. Tek kabahatli, görevini yerine getiren polistir.
Zaten, “polis” denince “biber gazı”, “cop”, “işkence” gibi kelimelerin aklımıza gelmesi tesadüf değildir bence. Çünkü yıllardır “Benim görevim, benim özlük hakkım” diyen büyük bir kitle ile karşı karşıyadır hükümetler. Polis Teşkilatı’nın kuruluş günü olarak kabul edilen 10 Nisan her geldiğinde “Polisin özlük hakları verilecek, maaşları iyileştirilecek” denir de, bir hafta sonra her şey unutulur. Bununla birlikte polise “eylemlerde sert müdahale” talimatı verenler de yine idareciler oluyor.
Hâl böyle olunca, biz haberciler de biber gazını, müdahaleyi, copu yazıyoruz. Ne yapılıyor böylece?
“Polis kardeşimiz, babamız, annemiz, arkadaşımız değil. Öyle olsa, bize bu şekilde davranır mı? Bir de zam istiyorlar, hayret” düşüncesi, bilinçaltımızda oluşturuluyor. Zammın veya özlük haklarının iyileştirilmesinin polisin de hakkı olduğu gözden kaçırılıyor.. İdarecilerin de belki işine geliyor: “Sizin şartlarınızı iyileştirsek, halk tepki gösterir” fikriyle hareket ediyor olabilirler.
Her gelen hükümetin ise mutlaka “özlük haklarını iyileştirici yasal düzenleme” sözü bulunuyor. Açın bakın internetten.. 2000 yılında polislik ve özlük hakları ile ilgili neler konuşuluyorsa, şu anda da aynıları konuşuluyor. Şimdiki tek fark, polislerin tek tek sıraya dizilmesi ve “teşhis” adı altında onurlarının kırılması.
Normal memur haftada 160 saat dolayında çalışırken, polisin 240, hatta bazen 320 saat çalıştığı belirtiliyor. Emekli olduktan sonraki tazminatı ve maaşlardaki düşüş de sıkıntıların bazıları…
***
Her şeye rağmen, güzel öyküleri vardır polislerin. Kimsenin duymasını istemezler, ama duyanlar onların nasıl vicdana sahip olduğunu kavrar. Keşke hep anlatsalar öykülerini, vicdanlarını, başarılarını.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER