Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Elif Çaylıoğlu

RASULULLAH (SAV)’İN EĞİTİM METOTLARI 2

Hucurat Suresi 1: “Ey iman edenler, Allah ve Rasulü’nün önüne geçmeyin.”
Bu ayet, biz inananlar için bir ölçüdür, hayatımızı hangi sınırlar içerisinde yaşamamız gerektiğini belirler. Çünkü: Kur’an ahlakıyla ahlaklanmış olan Efendimiz (sav)’in hayatını incelediğimizde hayatımızda olması gereken sınırları ve davranış modellerini görebiliriz. “Ne yemiş, nasıl yaşamış, aile içi ilişkisi nasılmış, çocuklarla nasıl iletişim kurarmış, ticaretindeki ahlakı nasılmış?” gibi hayatın içinden soruların cevaplarını Rasulullah (sav)’in hayatının içinde bulabiliriz; hatta bütün bu yöntemleri O’nun hayatından bulmalıyız da… Eğer bir mümin olarak bu sınırlar içerisinde yaşarsak, ayetimizin kapsamında bir hayat yaşamış oluruz.
Şimdi ayetimize dönelim ve kendimize soralım: Allah ve Rasulü’nün önüne geçmek nasıl olur?
Hatırlarsanız, Rasulullah (sav)’in çocuklarla konuşurken onların göz hizasına kadar eğilip konuşuyordu. O’nun (sav) çocuklarla böyle konuşması, onları sırtına alıp oyunlar oynaması, her insana ayrı ve fıtratına göre davranmasıdır. Efendimiz (sav)’in bu ve diğer davranışları aslında 1400 yıl öncesinden günümüze ışık tutan eğitim metotlarıdır; müminler için elbette… Günümüzde biz bu davranışları “pedagoji” adı altında görüyor, inceliyoruz. Eğer bir mümin olarak, bilimsel etiketle öğrendiğimiz bu metotları Allah ve Rasulü ile ilişkilendirmeden yaşamaya çalışırsak bu ayetimizle ters düşmüş, Allah ve Rasulü’nün önüne geçmiş bulunuruz. “Allah ve Rasulü’nün önüne geçmek nasıl olur?” sorusunu tefekkür ediyoruz ya…
Günümüz ebeveynleri bilgi anlamında çok donanımlı olmalarına rağmen çocuk yetiştirmede sıkıntı yaşamaktadır. Bu durumun sebebi pedagojik yöntemleri Allah ve Rasulü ile ilişkilendirmeden yaşamaya çalışmaktır, bu yüzden sıkıntı yaşanıyor. Çocuk yetiştirme konusunda hamileliğinden itibaren onlarca kitap okuyan ebeveynler, çocukla olan iletişiminde zaman zaman sıkıntıya düşerler ve neyi yanlış yaptıklarını da bulamazlar. Mesela ebeveyn olarak çocukla kaliteli zaman geçirmek adına onunla oyun oynaması gerektiğini bilirler, bu sebeple de kafası başka bir şeyle meşgulken bile bunu yapmaya çalışırlar. Ancak bunu bir görev olarak yapan ebeveyn çocuğuyla vakit geçirmesine rağmen çocuk bu oyunda ebeveyniyle bir bağ kuramaz ve huysuzlanır. Sonuçta yapılan işin hiç birine faydası olmaz. Hâlbuki Rasulullah (sav)’i tanıyan, bilen, seven bir ebeveyn, Rasulullah (sav)’in çocukla iletişiminde onunla göz hizasına gelmesinin, çocuğu muhatap alarak fikirlerine önem vermesinin ve onlara fıtratlarına göre ayrı ayrı muamele etmesinin sebebinin aslında çocukla bağ kurmak olduğunu fark eder; Efendimiz (sav)’in bu bağı kurmak için öyle davranıyor olduğunu anlar ve bilir…
“Kimin çocuğu varsa, onunla çocuklaşsın.” (İbn Mıhled, Ahbâru’s-Sığar, s.: 135.)
Bu hadis-i şerifin ışığında her birimiz çocuklarımızla olan iletişimimizi lütfen yeniden gözden geçirelim…
Rivayetlerden biliyoruz ki, Efendimiz (sav) cemaatle birlikte namaz kılarken, secdedeyken torunları Hasan ve Hüseyin’in Efendimiz (sav)’in başına çıkmaları üzerine secdesini uzatan Efendimiz (sav) namazını bozmadan, sabırla onların başından inmesini beklemiştir. Efendimiz (sav)’in “gözümün nuru” diyerek çok önemsediği bu ibadeti esnasında, cemaatle salât ikame etmesine rağmen kendiyle oyun oynadığını bilen torunlarına bu ibadeti esnasında müdahale etmemesinin sebebini düşünmeliyiz: Acaba ne olabilir?
Bizler çocuklarımızla oynadığımız oyunlar sayesinde onların gelişimlerine olumlu katkıda bulunuruz. Çocuğuyla oyun oynayan bir ebeveyn en güzel eğitim ortamını oyun sayesinde oluşturur, çocuğunun ruhunun derinliklerine oyun sayesinde girer, olumlu bir davranışı çocuğuna en kolay olarak oyunla öğretebilir. Bu sebeple fark etmeliyiz ki çocuk gelişimi ve eğitiminde kullanılan “oyun” metodu da aslında Efendimiz (sav)’in yaşayarak uyguladığı eğitim metotlarından biridir.
Çocukluk yaşlarında yetişkinlerle oyunla iletişim kuran çocuklarımız, gelişimlerini bu sayede sürdürürler. Bu oyunlar esnasında yetişkinin gösterdiği olumlu veya olumsuz tutumlar, konuşmalar çocukların bilgi dağarcığında hemen yer bulur. Şimdi Efendimiz ve torunlarının namazdaki bu manzarasını düşündüğümüzde, Efendimiz (sav)’in namaz esnasında gösterdiği bu tutum sayesinde torunlarına, namazın aralarındaki iletişime (oyuna) engel olmadığını anlatıyor.
0-7 yaş aralığında çocuğun ebeveyniyle kurmaya çalıştığı bağ çok önemlidir. Bu sebeple özellikle bu evrede çocuğu ebeveyninin ilgisinden mahrum bırakan her davranış çocuk için birer tehdittir ve çocukta olumsuz duygu uyandırır. Biz birer inanan olarak Efendimiz (sav)’in salât esnasında torunlarına gösterdiği davranışını örnek alıp da hayatımızda uygulayabilirsek, bunu yaptığımızda namazın ebeveynle arasındaki iletişime engel olmadığını anlayan çocuk namaza muhabbet duyacaktır.
Bir mümin olarak anladık ki; Rasulullah (sav)’den öğrendiğimiz bu ve diğer eğitim metotları Asr-ı Saadet’ten günümüze ışık tutmaktadır. Öyleyse bu fark edişle Rabbimize sığınalım ve duamızı yapalım:
Allah’ım, Allah ve Rasulü (sav)’in davranışlarıyla temellendirdiğimiz bu eğitim metotlarını bizim için, ailelerimiz için kolay ve güzel, hayrlı ve mübarek eyle; onları indinde razı olacağın bir halle yaşamamızı bize ikram ediver, nasip ediver (âmin).

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti