Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

ŞÂİRDİR, KÂHİNDİR, SİHİRBAZDIR DEDİLER

Ebû Zer bile kardeşinin sözlerini duyduktan sonra îmâna gelmişti. Kardeşi Mekke’nin en tanınmış şâirlerinden biri olan Enis’ti. O’nun şiirlerini herkes zevkle dinlerdi. Bir gün Enis, Mekke’ye geldiği zaman Hz.Peygamberimiz’in sözlerini duymuştu. Geri döndüğü zaman kardeşi O’nun evsâfını beyân etmişti. Ebû Zer, kardeşinin beyân ettiği şahıs hakkında daha fazla mâlumât toplamak istediğinden olacak ki soruların ardı arkası kesilmiyordu.
Enis; “Şâirdir, kâhindir, sihirbazdır, diyorlar. Ben, kâhinlerin sözlerini işittim, sonra şâirlerin şiirlerini dinledim ve sihirbazları gördüm. Muhammed (s.a.v.) denilen zâtı kimselere benzetemedim. Anladım ki Muhammed (s.a.v.) doğrudur, diğerleri yalancıdır.”
Enis’in kardeşi Ebû Zer hiç fırsat kaybetmeden müslüman oldu. Kardeşinin sözleri üzerine müslüman olanlar o kadar çoktu ki artık Peygamberimiz’i görmeden müslüman olanlar da artıyordu. Kur’ân-ı Kerîm’in hiçbir şeye benzememesi, sâdece kendisine benzemesi, O’nu daha da yüceltiyordu. O ne şiirdir, ne de nesirdir. O, tamamen bir mûcizedir. Bütün Âyet-i Kerîme’ler belâğat bakımından bir derecede olmayıp birbirine nazaran daha üstündür. Amma cümlesi mûcizedir. Yânî misli ve benzerini meydana getirmekten insanlar âcizdir. Sade insanlar değil bütün kâinât âcizdir.
Müşrik Arap ulemâsından bâzıları, Kur’ân-ı Kerim gibi bir kitap meydana getireceklerini söyleyerek çalışmalara başladılar. Fakat çalışmaları kendi istekleri ile yarıda kaldı. Çünkü söyledikleri sözler çok basit cümleler oldu.
Muallâkat-ı Seb’a, Kâbe duvarlarında asılı idi. Onların okuyucusu vardı. Şiir yazmak ve okumak Arapların üzerinde durdukları en önemli konu idi. O zamanlarda en câhil kimseler bile muhayyilelerinin genişliğine göre şiir yazarlar ve bu şiirlerle yarışmalara katılırlardı. İçlerinden en güzelleri seçilerek yazarlarına hediyeler verilir, taltif edilirlerdi.
Belağatın en âlâ derecesinde olan Kur’ân âyetleri nâzil olmağa başlayınca şâirler arasında da çözülmeler başladı ve şu âyet-i Kerîme’yi; (estaîzübillâh) “Ve gîle yâ ardubleî mâeki veyâ semâü akliî ve ğîdal’mâü ve gudiyel’emrü vesteved alel’ cûdiyyi ve gîle bu’den lil kavmizzâlimîn, (Meâl-i şerifi: Allâhu Teâlâ tarafından denildi ki; “Ey arz, suyunu yut, ey gök sen de tut.” Su kesildi iş olup bitirildi, (Gemi de) Cudi (dağının) üzerinde durdu. O zâlimler güruhuna “uzak olsunlar” denildi)” (Sûre-i Hud 11/ 44) duyan, dinleyen, belağattan anlayan, bütün insanlar müslüman oldular. Bu âyet-i Kerîme birçok kimseye tesir etmişti.
O vakitler, Muallakâtı Seb’a (Yedi askı) şâirlerinin en meşhuru İmri-ül Kays’dı. Kardeşi yaşıyordu. Bu Âyet-i Kerîme’yi işittiği zaman şöyle dedi: “Artık kimsenin bir diyeceği kalmadı. Kardeşimin şiiri dahi bu sözlerin yanında duramaz. Bu sözler gerçek olanlardır”.
Doğruca Kâbe’ye giderek kardeşinin şiirini indirdi. Diğerlerinin de bir hükmü kalmamıştı. Çünkü kardeşinin şiiri en yüksekte duruyordu. Yüksekteki indirilirse alçaktakilerinin hükmü kalır mıydı? Artık Kâbe duvarında sâdece Kur’ân-ı Kerîm’in Âyetleri vardı. Halk onları okuyarak yüce sanatın zevkine varıyordu. Diğer eserlere bakanlar yoktu. Müşrik kalmakta israr edenler ise bu duruma çok kızıyorlardı. Amma ellerinden bir şey gelmiyordu. Susmaktan başka çâreleri yoktu.
Birçok kimseler, bu Âyetlerin Allah Kelâm’ı olduğuna inanmışlardı. Zira onlar peygamberimizin ümmî olduğunu biliyorlardı. Böyle sözleri kendi başına söylemesine imkân yoktu. Söyleyebilmesi için bilmesi gerekti. Bilmesi için de ya duyması ya da okuması lâzımdı. Halbuki peygamberimiz ne biliyordu, ne de başkasından duymuş veya ders almıştı.
Ne var ki, en büyük bir mûcize olarak Cenâb-u Hakk bir anda geçmişlerin ve geleceklerin ilmini Habîbi Muhammed’ül Mustafa (s.a.v.)’e ihsan etmiş ve O’nu her türlü ilim ve hikmetin menbaı kılmıştı. (Hasan Arıkan Muhtasar Islam Tarihi)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti