Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Misafir Kalem

SAKARYA ZAFERİMİZİN 100. YILI / İsmail ÖZDİLEK

Ön not: Polatlı Topçu ve Füze Okulunda uzun süreli tabur komutanlığı ve öğretim görevlisi olarak görev yaptım. Ek görevim olarak Sakarya Harp alanını görmeye gelen yurt içi ve yurt dışındaki yabancılara rehberlik yapmaktı. Bölgenin her bir yerini detaylı olarak bilirim.

 

SAKARYA SAVAŞI
22 gün ve 22 gece devam eden Sakarya Savaşı.
Ve zafere giden yol: Hattı-ı müdafaa yoktur; sathı-ı müdafaa vardır. O satıh ise bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla sulanmadıkça vatan terk olunamaz.” Atatürk tarafından söylenen bu söz, milletimizi zafere taşımıştır.
Türk Milleti, kadını, erkeği, yaşlısı ve genci ile TOPYEKÛN harbin örneğini dünyaya gösterdi. Gerek Sakarya Zaferimizin 100 yılını ve gerekse Büyük Taarruzumuzun da 99 yılını kutlarken bizlere bu topraklarımızı armağan eden Atatürk ve silah arkadaşlarını ve şehitlerimizi rahmet ve saygıyla ile anıyoruz.
Ordumuz, 1919- 1921 yıllarında 1nci ve 2nci İnönü, Eskişehir- Kütahya muharebelerinden sonra Anadolu içlerine doğru savaşlar yaparak çekildi. Bu çekilme 2 yıl 4 ay sonra Sakarya Nehrinin doğusunda bulunan Mangal Dağ, Çal Dağ ve Dua Tepe hattına kadar uzandı.
Bu tepeler, Yunan ve Türk Ordusu tarafından zaman zaman el değiştirdi ve Yunanın Ankara
İstikametindeki ilerleyişini durdurdu.
Sakarya Nehri ve bölgesi ülke varlığımızın dönüm noktasıdır. Yunan Ordusu, İzmir’den başlayan ileri harekâtı, Anadolu içlerine çekilerek gerekli ikmal kaynaklarında uzaklaştırıldı ve ordumuza yenildi.
Sakarya Muharebesi, harp tarihimizde subay muharebesi olarak ta geçer.
TRT Kurtuluş Dizisi çekimlerinde Sakarya Harbi bölümünde gerçek muharebe mekânlarında çekimler yaptık. Arazide hala at üzengisi, mermi parçaları, kemikler vardı.
Bu dizinin senaryosunu Turgut Özakman yazdı ve çekimlerde hep beraberdik. Kendisinin yazdığı ÇILGIN TÜRKLER kitabını okumanızı tavsiye ederim.
Sizlere Sakarya Savaşının genelini değil de, bölgedeki arazi de geçen önemli olayları anlatacağım.
İNLER KATRANCI KÖYÜ: Sakarya nehrine 10 km. uzaktadır. Atatürk İnler Katrancı Köyünün arkasındaki tepeden cepheyi gözetlemektedir. Atamız, atının ürkmesiyle yere düşer ve ayağa kalkamaz. Kaburga kemiği ya çatlaktır, ya da kırılmıştır.
Mahiyeti etrafını sarar. Doktoru Mim Kemal (Öke) Atamızı Ankara’ya hastaneye götürüp tedavisini yaparlar. Atatürk, doktorunun ısrarlarına rağmen ertesi günü birliklerin morali ve savaşın insicamının bozulmaması için her türlü engellemeye karşı cepheye gitmeye kararlıdır.
Atamız, cephede beli sargılı gezerken der ki; benim kaburga kemiklerimin kırıldığı bu yerde ülkemin makûs talihi yenilecektir, der ve o vaziyette savaşa komuta etmeye devam eder.
KARA TEPE: Polatlı güneyinde hâkim bir tepedir. 22 gün ve 22 gece devam eden savaşta yedi defa el değiştirmiştir. Kara Tepeyi, ordumuz inatla savunmuştur. Eğer bu savunmamız başarılı olmasa idi, Yunan’a Ankara yolu açılmış olacaktı.
DUA TEPE, MANGAL DAĞI, ÇAL DAĞI: Yunanın ele geçirdiği Dua Tepe, ordumuzun ısrarlı savaşması sonucunda ele geçirilir. Ordumuzun Dua Tepe, Mangal Dağı, Çal Dağı hattında tepelerin el değiştirmesine rağmen ordumuz inatla savunması, Yunan’ın taarruz gücünü kırar ve Ankara’yı ele geçirmesi hayal olur.
Günümüzde, Dua Tepe Anıtı, Eskişehir Polatlı istikametinde ve Polatlı’ya beş Km. mesafede ve heybetli duruşu ile gelen geçene bakmaktadır.

 

EŞEK KOLLARI: 22 gün ve 22 gece devam eden savaşın bir gününü ele alırsak cephedeki asker ne yiyip ne içtiğini ve su ikmalini nasıl yapıyordu?
Ankara’da 16 yaş gurubu çocuklardan oluşturulan 38 adet eşekten oluşan eşek kolları kuruldu. Eşeklerin sağ ve soluna temizlenmiş yağ ve su tenekeleri bağlanarak bunlarla cephedeki askerlerin su ihtiyacı giderildi.
Atatürk, cephede gezerken birliğin öğlen yemeğine denk gelir. Kazanda çorba kaynamaktadır. Köyden buldukları bir tavuğu Atatürk’e ikram ederler. Atatürk ‘Ben bu tavuğun buraya nasıl geldiğini biliyorum. Bunu parçalayıp kazana atın ve bana da bir kepçe çorba koyun’ der.
Tarih; aracın farları gibi toplumların önünü aydınlatır. Harpte yaşanan her bir günü için TV. Dizisi olarak çekilip gençlere atalarının bu fedakârlığı anlatılmalıdır.
TEKÂLİFİ-İ MİLLİYE : (Milli Yükümlülükler) olarak anılır. Yunanlılar, 15 Mayıs 1915’de İzmir’e çıkar. Sakarya önlerine kadar süren savaş 07.08.1921 tarihine kadar iki yıl 4 ay geçmiştir. Bu arada Ordunun yiyeceği, içeceği, silah, teçhizat ve malzemesi azalmıştır.
Ülkemizin ne kadar büyük fedakârlıklarla kurulduğunu yeni nesillere bu meclisin aldığı kararlar okullarda ders olarak okutulmalı ve ezberletilmelidir.
Her okuyuşumda gözlerim yaşarır. Bize bu ülkeyi kimse hediye etmedi ve gidecek başka bir ülkemizde yok.
Bu Tekâlifi Milliye yasasında; her ilçede bir tane Tekâlifi Milliye Komisyonu kurulacağı, halkın, elindeki silah ve cephaneyi 3 gün içinde orduya teslim edeceklerini, her ailenin bir askeri giydireceğini ve elinde mevcut yiyecek ve giyeceğin %40’ına el konulacağını ve bunların bedeli mukabili ödeneceği belirtilir.
Ayrıca; el konulacak malzemeler listesinde, tüccarın elindeki her türlü giyim eşyası ve elinde mevut malzemelerin %40’ına, sahipsiz bütün mallara, halkın elindeki binek hayvanları ve taşıt araçlarının %20’sine el konulacağını belirtir.
Bunun yanında, tüm demirci, dökümcü, nalbant, terzi ve marangoz gibi iş sahiplerinin ordunun emrinde çalışacağını ve halkın elindeki kağnı araçları (400 kg. yük taşır) ile bir defa olmak üzere 100 km’lik mesafeye ücretsiz cephane ve malzeme taşıyacağı istenir.
Halkımız o yokluk dönemlerinde elinde neyi var, neyi yok ise ordusuna verir ve kağnısı ile cephaneyi İnebolu’dan Ankara’ya taşır.
TOPYEKÛN HARBİ yapan Türk Milleti, ordusunu cephanesiz bırakmamak için İnebolu’dan Ankara’ya kağnısı ile cephane taşır.
Bunu Kastamonu hükümet konağı önünde bulunan ve yolda kağnısıyla cephane taşırken donan ve şehit olan Şerife Bacının heykeli her şeyi anlatır.
Bizler, bu insanlarımızın canları pahasına yaptıkları fedakârlıkları evimizde huzur içerisinde yaşıyoruz. Ruhları şad olsun.

 

SAKARYA SAVAŞI ŞEHİTLERİ SAYISI

 

Sakarya Savaşında, askeri kayıpların yanında sağlık ekibinden de önemli kayıplar olmuştur. Bu savaşta mevcut 660 Tabipten 297’si, 146 eczacıdan 78’i ve 14 dişçiden 2’si hayatını kaybetmiştir. Ayrıca bu savaşta toplam 3.288 şehit ve yaralanan asker sayımız ise 13.611’dir.
SONUÇ:
Tarih; aracın farları gibi toplumların önünü aydınlatır, topluma güç ve moral verir. Bizlere bugüne kadar tarihimiz diye masal anlattılar.

Sizler, Çanakkale Harbinden sonra Topçu Yüzbaşı MUSTAFA ERTUĞRUL’a 4 toplu bataryası ile Antalya sahillerindeki köylerimize baskınlar yapan ve deniz ulaşımımızı engelleyen İngiliz ve Fransız savaş gemilerine karşı kıyı savunma görevi verilir.
Bu kahraman yüzbaşı 1916 yılında İngiliz uçak gemisini Ben My Chree’yi, 1917 yılında Kemer açıklarında Fransız Aleksandra kruvazörünü ve aynı bölgede 1918 yılında Fransız Paris 2 kruvazörünü batırır.
Sizler; heykeli dikilecek bu kahramanımız topçu Yüzbaşı MUSTAFA ERTUĞRUL’U tanıyor musunuz? Bu başarısını biliyor musunuz? Niçin ülkemizi yönetenler bu kahramanlarımıza sahip çıkıp toplumumuza tanıtmazlar? Ben bu kahramanımızın sinema filmini hazırladım. Ama desteklenmedi.
POLATLI SAKARYA ŞEHİTLİĞİ
Sonuç yazım için Polatlı Sakarya Şehitliğinde ki aşağıdaki yazı, yeterlidir. Abidedeki şiir;
Biz burada Yunana mezar kazdık,
Can verdik Türkiye Cumhuriyeti yaşasın diye,
Al kanla Sakarya tarihi yazdık,
Size vatan ettik hediye, diye yazar.
Bize hediye edilen bu vatanımızın kıymetini bilelim. Oyunlara gelmeyelim. Birbirimizin elinden tutalım. Yukarıdaki şiiri unutmamacasına kafamıza yazalım. Dünya da gidecek başka bir ülke ve yerimiz de yok.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER