Seçeceğiz

12 Haziran 2011 günü Türkiye’nin kaderinde 5 yıllığına söz sahibi olacak yeni milletvekillerimizi, dolayısıyla yeni Hükümetimizi, devleti idare edecek olan kadroları ve siyasi görüşü belirleyeceğiz. Türkiye artık seçim sath-ı mailinde.
(Bu parantezi açma gereği duyduk. Çünkü “seçim sath-ı maili” tamlaması sık sık yanlış kullanılır. “Seçim sathı mahallinde” şeklindeki kullanımı en yaygın olanıdır. Doğrusu seçim sath-ı mailidir. Sath-ı mail eğimli yüzey demektir. Seçim sath-ı maili ise seçime doğru ulaşan eğimli yüzey anlamına gelir.)
Malumunuz üzere son nüfus sayımı sonrasında Afyonkarahisar’ın milletvekili varlığı 7’den 5’e indi. Her ne kadar bu kararın alınma aşamasında ve alınmasından sonra biraz yaygara kopsa da memleketimiz her şeye alıştığı gibi 5 milletvekiline de alışmışa benziyor. İlk başta yaşanan birkaç patırtıdan sonra “Zaten nüfusumuz şişkindi, fazla vekil götürüyorduk, şimdi normale döndük, hakkımız bu” tavrına büründük.
Büründük derken yanlış anlaşılmasın siyasilerimiz bu havaya büründü. Sanki nüfusu şişiren gazeteciler ya da vatandaşmış gibi bir anlam çıkmasın lütfen.
Memleketimize olan “hizmet aşkımız” (!) nedeniyle bugüne kadar yapılan tüm nüfus sayımlarında kendimizi hep fazla fazla göstermişiz. Bu fazlalık da vekil sayımıza 2 kişilik ilave olarak yansımış.
Düz mantıkla bir hesaplama yapacak olursak eğer, bizim milletvekili hakkımız eğer 5 ise, 2 vekil fazladan almışsak, biz bugüne kadar TBMM’de yüzde 40 oranında haksız yere temsil edilmişiz demektir.
Düşünün yüzde 40… Sen hem avantadan yüzde 40 temsil hakkı elde et, hem de 81 il sıralamasında hep en gerilerde kal. Akıl alacak iş değil doğrusu…
Neyse bundan sonra “önümüzdeki maçlara bakmak lazım!”.
Milletvekili sayımızın 7’den 5’e düşmüş olması siyasi partilerdeki seçim-liste hesaplarını haliyle alt-üst etti. Afyonkarahisar’ın 7 milletvekilini partilere dağıtmakta pek zorlanmayan tahminler, sayı 5 olunca tutukluk yapmaya başladı.
Bugüne kadar 5 vekil götüren iktidar partisi şimdi 3 mü götürecek, 4 mü? Ya da söylendiği gibi “tulum” mu çıkaracak? Birer vekil paylaşan muhalefetten baraja takılan olacak mı? Barajlar aşılsa dahi, il genelinde alınan kemik oylar yeniden birer muhalif vekili Meclis’e taşımaya yetecek mi?
Önceki seçimde MHP ikinci vekilini az bir farkla CHP’ye kaptırmış ve böylelikle CHP’nin de Afyonkarahisar’dan bir milletvekili olmuştu. Aradaki bu bıçak sırtı denilebilecek fark AK Parti’ye mi, MHP’ye mi yoksa CHP’ye mi meyledecek?
Aday listeleri oluşturulurken ilçelerin dağılımını en ustalıklı hangi parti sağlayabilecek?
Seçime doğru kesenin ağzını açan Hükümet’in verdikleri, muhalefetin keskin söylemleri, toplumsal önderlerin işaretleri ibrelere nasıl etki edecek?
Sayısını hayli çoğaltabileceğimiz bu soruların cevapları milletvekili dağılımımızı ve siyasi tabloyu belli edecek. Şu an için bu sorulara verilen cevapların ayakları pek yere basıyor sayılmaz.
Dedikodunun, kandırmanın, etkilemenin, yönlendirmenin, fikir çelmenin, Alicengiz oyunlarının en yoğun yaşandığı günlerdeyiz. O nedenle her söylenene inanmamalı, beklemeli ve görmeliyiz.