Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Eyüp İMİR

SEYFİ BABA

Ünlü şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un
– Seyfi Baba- şiirinden bir bölüm sunmak istiyorum.
– Geçen akşam eve geldim. Dediler:
– Seyfi Baba hastalanmış yatıyormuş
– Nesi varmış acaba?
– Bilmeliyiz oğlu haber verdi, gerçekten bu sabah.
– Keşke ben evde olsaydım. Esef ettim, vah vah!
– Bir fener yok mu verin. Kız çabuk ol.
– Gecikirsem kalırım beklemeyin. Zira yol
– Hem uzun hem de bataktır.
– Daha ala kalınız.
– Teyzeniz geldi bu akşam değiliz biz yalınız.
– Sopa sağ elde, kırık camlı fener sol elde.
– Boşanan yağmur iliklerde, çamur ta belde.
– Hani çoktan gömülen kaldırımın, hortlayarak.
– Gel- diyen taşları kurtarmasa insan batacak.
– Saksağanlar gibi sektikçe birinden birine
– Boğuyordum müteveffayı bütün aferine.
– Sormayın derdi mi bitez mi o taslar giderek.
– Düştü artık bize göllerde pekala yüzmek.
– Yakamozlar şaşarak her tarafından fenerim.
– Çifte sandal yüzüyorduk o yüzer ben yüzerim.
– Çok mu yüzdük bilemem toprağı bulduk neyse.
– Fenerim başladı etrafımı tektük hisse.
– Vakıa ben de yoruldum o fakat pek yorgun.
– Bırakıyordum daha mahmurluğu üstünde onun.
– Yürüyen körlere döndüm o ne dehşetti hele.
– Sopam artık bana hem göz hem ayak hem eldi.
– Hele ya Rabbi şükür karşıdan üç tane fener.
– Geçiyor sapmayarak doğru yürürlerse eğer.
– Giderim arkalarından yolu buldum zaten.
Şairimiz yüz yıl önce bir tanıdığını ziyaret etmek için akşamdan sonra İstanbul’un bir semtinden başka bir semtine yaya olarak gidişini güzel bir şiirle anlatıyor. Gelelim günümüze; aradan yüz yıl geçse de değişen bir şey yok gibi. 2022 ylı kış mevsiminde kaldırım çukurlarından, tümseklerinden, çatılardan akan, taksilerin sıçrattığı sulardan korunara yürüyebilmek için bir atletimz sporcusu olmak gerekiyor. Medeniyet teknolojik araç ve gereçleri ne kadar gelişirse gelişsin, zihniyetimiz. insana saygımız, şehircilik anlayışımız değişmediği sürece köy gibi virane şehirlerde yaşamak zorundayız. Şehirlerin tarım alanlarını park ve bahçelerini yeşil alanlarını yok edersek şehirlerimizi yaşanmaz hale getirdik. Büyük kentlerimizi, alt geçitler, üst geçitler yaparak köstebek gibi oyduk. Alt geçit olan yerlerde yaya kaldırımlarını yok ettik. Büyük ve bakımlı şehirler bulvarlarıyla övünür güzelleşirler.
Bulvar = Ket içinde iki yanı ağaçlı anayol. Gözleri doymayan plansız, projesiz ölüye, diriye, tarihe, doğaya saygı duymayan beton canavarları şehirlerimizi bu hale getirdiler. Yaptıkları eserlerle övünebilirler. At bilmeyen, ot bilmeyen bir nesil yetiştirildi. Bilimin, teknolojinin, özgürlüğün önünde hiçbir kuvvet duramaz. Yüz yıl sonra olsa da bu çarpık şehirler kökünden kazınarak yaşanacak şehirler inşa edilir. Gelecek nesiller huzurlu ve mutlu bir hayat sürerler inşallah.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER