Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

ŞEYTANIN İNSANI NAMAZDAN UZAKLAŞTIRMA YOLLARI (2)-2

Muharrem Günay 23 Mart 2014 Pazar 02:00:00
  (Dünden Devamı)
Allah cenneti boşuna yaratmadığı gibi cehennemi de boşuna yaratmamıştır. Allah’ın rahmetinden ümit kesilmeyeceği gibi cezasından da emin olunmaz. Şeytanın insanı namazdan uzaklaştırma yollarından birisi de “Nasıl olsa Allah bağışlar” diyerek insanı kandırmasıdır. Bu konu da Kur’an’da şöyle buyrulur:
“Öyleyse sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. Aldatıcı şeytân sizi Allah’ın bağışlamasına güvendirerek yoldan çıkarmasın.” (Lokman: 33, bak. Fatır: 5)
Araf suresi 16. Ayette geçtiği gibi şeytan bazande insana dindar, hacı, hoca görünerek sağdan yanaşır, şeytanın sağdan yanaşması dındar görünmek şeklinde olur. Sözgelişi din adamı, bilim adamı suretinde ”Sünnetleri kılmaya gerek yok, farzları kılmak yeterldir.” Gibi sözlerle insanı yoldan çıkarır; Bunlara aldanmamak gerekir.
Bazı insanlar “Allah’ın bizim kılacağımız namaza ihtiyacı mı var” derler, namaz Allah’ın bunca verdiği nimete karşı kulun borcu ve şükrüdür. Aynı zaman da namaz kılmaya Allah’tan çok bizim ihtiyacımız vardır. Çünkü namazda kötülüklerden uzaklaşmış, güzel ahlak sahibi bireyler ve bu bireylerden oluşmuş bir toplum oluşturma hedefi vardır.
Uzun yıllardır namaz kılmamış ve kazaya kalmış çok namazımız olabilir. Namaz kılmamak için bu durumda bir mazeret değildir. Böyle bir durumda her namazın ardından o namazın bir vakitlik kazasını kılabiliriz. Ayrıca kıldığımız namazların sünnetleri konusunda da Cenâb-ı Hak, farzlardan eksik olan namazlarımız için kulumun varsa nafile/sünnet namazlarını getirin diyecektir.
Hastalık ve özürlü olmak namaz kılmaya engel değildir. Yüce dinimiz bu konuda oturarak, yatarak ve ima ile kılmak gibi kolaylıklar getirmiştir.
Namazda esas olan tâdili erkâna uyarak namaz kılmaktır. Şeytan bu noktada insana vesvese vererek, tadili erkânı bozmaya ve acele namaz kılmaya teşvik eder. Biz de şeytanın bu vesvesesine karşı namaza mutlaka euzü ile başlamaya ve namaza kendimizi vererek, yani Allah’ın huzurunda olduğumuzu, biz O’nu görmesek te O’nun bizi gördüğünü düşünerek karşılık vermeliyiz.
Evimizin camiye uzak olması sevap ve fazilet bakımından bir avantajdır. Çünkü hadisi şeriflerden öğrendiğimize göre camiye gitmek üzere evinden çıkan bir müslümanın her sol adımızı atışında bir günahı silinmekte, her sağ adımını atışında da derecesi yükseltilmektedir. Sözgelişi evimizde cemaat sevabı almak için bir namazın farzını 27 defa kılsak bile camide cemaatle kılma sevabını alamayız. Bu bakımdan soğuk, sıcak ve uzaklık kavramlarına aldanmamalıyız.
Namazdan sonra yapılan istiğfarlar ve tesbihatlar namazın içerisindeki küçük günahlara ve hatalara kefarettir. Namazdan sonra tesbihat çekmeden ve dua etmeden camiden ayrılan bir insan çalışıp da karşılığını almadan giden bir insan gibidir.
Şeytanlaşmış insanlar insanı dinden, imandan ve namazdan uzaklaştırmak isterler. Bu tür insanlardan korunma ve kurtulma yolu öncelikle onları doğru yola davet etmek, bu mümkün olmadığı sürece de onlarla arkadaş olmamak, arkadaşlığımız varsa bu arkadaşlığı sonlandırmaktır. (Son)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER