Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

Sezer – Kocatepe Gazetesi

Sezer Küçükkurt 5 Ekim 2010 Salı 03:00:00
  Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ın son sözleri ile 10. Cumhurbaşkanı hemşehrimiz Ahmet Necdet Sezer bir kez daha gündeme geldi. Çoban’ın eleştirilerinin ardından bir grup hemşehrimiz “haklı” değerlendirmesinde bulunurlarken, bir grup hemşehrimiz de “haksız” yorumunda bulundu. Bu durumu doğal karşılıyoruz.
7 yıl boyunca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tepe noktasında yer alan hemşehrimiz Ahmet Necdet Sezer’in ardında nasıl bir tablo bırakıp gittiğine bir göz atmak istedik.
Sezer politikadan gelmeyişinin olumlu ve olumsuz izlerini hep taşıdı. Onu Türkiye’nin meselelerine yete-rince eğilmemekle suçlayanlar oldu. Vetolarıyla kanun tekliflerini geri gönderişiyle hep eleştirildi. Ecevit Hükümeti ve AK Parti Hükümetleri atama vetolarından hep şikayetçi oldular. Devletin üst düzey bürokrasisinde vekiller dönemi yaşandı. 2004 yılında Çankaya Köşkü’nde oğlu Levent Sezer’in “Miraç Gecesi”nde düzenlenen düğününde davetlilere “içki servisi” yapılmıştı. AK Parti karşıtı yayın yapan Kanaltürk’ün yıldönümü resepsiyonuna katılmış ve orada 4 saat 10 dakika kalmıştı. Oysa şehit cenazelerine ve Çanakkale’deki kutlamalara hiç katılmamıştı. 2001 Şubat’ında Cumhurbaşkanı Sezer ile dönemin Başbakanı Bülent Ecevit arasında MGK’da yaşanan tartışma Anayasa kitapçığı fırlatmaya varacak kadar sert geçmişti. MGK ardından tarihin en büyük ekonomik krizlerinden birisi yaşanmış, milletin cebinden milyarlarca dolar gitmişti. 1984’ten beri bütün İKÖ zirvelerine “cumhurbaşkanı” düzeyinde katılan Türkiye ilk defa bu geleneği Sezer’le bozdu. Mekke’de yapılan İslâm Konferansı Örgütü zirvesine katılmadı. Cumhurbaşkanlarından Gürsel 2, Sunay 18, Korutürk 13, Evren 26, Özal 19, Demirel 14 yasayı TBMM’ye iade etti. Sezer, 59’u AK Parti döneminde olmak üzere toplamda 67 yasayı veto ederek bir rekora imza attı. Anayasa Mahkemesi’ne iptal dâvâsı açanlar arasında da Sezer açık farkla önde gitti. Sezer, rektör ve yargı atamalarında en çok oyu alan aday yerine 2. hatta 3. sıradaki adayları tercih etti. Sezer, eşi başörtülü olan vekillere farklı davetiye-ler göndererek gündeme geldi. Sezer, görevde bulunduğu 7 yıl içerisinde yaklaşık 260 teröristi affederek de bir ilke imza attı. Sezer’in “hastalıklarını” gerekçe göstererek affettiği ve PKK, DHKP-C, MLKP, TKİP, Leninist Gerillaları gibi örgütlere üye kimi teröristler dağda askerlerle girdiği çatışmada ölü veya yaralı ele geçirildi.
Memleketi Afyonkarahisar için Cumhurbaşkanlığı’nın avantajlarını hiç kullanmadı. Memleketinin reklamını yapmadı, hemşehrilerini kayırmadı.
Ya beğenilen tarafları… Yok muydu hiç? Elbette vardı… Otomobilinde gerekmedikçe cumhurbaşkanlığı forsunu kullanmadı, minik bir koruma grubuyla hareket etti. Sezer’in konvoyları hep kırmızı ışıklarda da durdu. Ankara’da vatandaşlar Sezer’i marketten kendi kredi kartıyla alışveriş yaparken de gördüler sık sık. Sezer, Köşk’te kendini halka beğendirmek için en ufak bir jest bile yapmadı. Görev süresi bolunca kendisine hediye edilenleri maddi değerleri trilyonlarla ifade edilmesine rağmen Çankaya Köşkü’nün envanterine kaydettirerek bir kez daha taktirleri topladı. Kendisine verilen 1243 parça hediyenin, 1243’ünü de bıraktı, götürmedi.
Görevi boyunca tasarruf ettiği Çankaya Köşkü bütçesine ait 46 trilyonu, Maliye’ye iade etti. Aşçıyı, garsonu azalttı. 14 makam aracını geri verdi. Okluk’taki yazlık köşke hiç gitmedi. Oğlunu evlendirdi, elektrik parasına kadar cebinden ödedi. Eşi düştü, bileğini kırdı; hastaneye sivil araçla götürdü, röntgen için kuyruğa girdi, sıra bekledi. Resmi yemekler hariç, kimseye davet vermedi. Mutfakta yerli ürün kullandırttı. Aile üyelerini VIP’ten geçerken gören olmadı, nerede nasıl çalıştıkları bilinmedi, hiç bir olumsuzlukla, kayırma ile iltimas ile gündeme gelmediler. Yurt içi gezilerini minimumda tuttu, memleketi Afyon’a depremden sonra “geçmiş olsun” ziyareti için ve burada yaşayan annesinin ölümü üzerine cenaze töreni için gitti. Hıristiyanların Noel’inin yanı sıra Musevilerin Hanuka Bayramı’nı da kutlayan ilk cumhurbaşkanı oldu. Tüm kurtuluş ve kuruluş yıldönümlerinde kutlama mesajları yayınlamayı ihmal etmedi, ama Yazar Orhan Pamuk’u, Nobel ödülü almasına rağmen kutlamadı. ABD’ye hiçbir ziyareti olmadı.Tüm bu anlatılanlar kapsamında yanlışlarını eleştirenleri, doğrularını sahiplenenleri anlıyoruz. İdeolojik olarak yanında ya da karşısında olanları da anlı-yoruz. Ama 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in memleketinde ismi yazılı tabelalar olmasının eleştirilmesine anlam veremiyoruz. Çünkü Ahmet Necdet Sezer Afyonkarahisar’ın bugünkü çocuklarına, gençlerine göstermiştir ki; Afyonkarahisar’ın sokaklarında yetişip, yarın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en üst noktasına, iltimassız, torpilsiz, siyasetsiz, sadece doğru bildiğini yapmak, dik durmak suretiyle, emekle gelinebilmektedir. Doğru bildiklerini savunan, uygulayan insanın her ne kadar eleştirilse de “adam gibi adam” diye nitelendiğini örneklendirmiştir. Sırf bu sebeplerden dolayı 5 partinin Genel Başkanı tarafından Cumhurbaşkanlığı için aday gösterilip 10. Cumhurbaşkanı seçilen Sezer’in ismi şehrin en gözde yerlerine verilmeyi hak etmektedir. Bu memleketin çocuklarından başka Cumhurbaşkanı çıkıp çıkmayacağı meçhuldür.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER