Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

TÜRK’ÜN SÖZÜ SENETTİR

Türk’e göre “İnsanlar sözünden, hayvanlar yularından bağlanır.” Söz insanın namusudur, şerefidir. Türk verdiği sözü tutar, tutamayacağı sözü vermez. Onun içindir ki yabancılar dost olsun, düşmn olsun “Türk’ün sözü senettir” demişlerdir.
“Türkler namuslu, insanlardır. Bunun böyle olduğu birçok yabancı dost ve düşman tarafından açıkça ifade edilmiş, yabancı kaynaklarda Türkler namuslu insanlar olarak belgelenmiştir. T.H.Gatuier : “Türkler saffet ve sadelikle tanınırlar. Namuskârlıkları herkesin malumudur. Türk’ün sözü dünyanın en sağlam senet ve imzaları kadar muteberdir.” Derken Arap Mütefekkiri Cahiz de : “Türkler pek namuslu insanlardır. Ne harpte, ne sulhta hile yapmazlar, fırsattan istifadeye tenezzül etmezler, özleri ve sözleri doğrudur” demiştir. İngiliz Müellifi Th.Thornton ise Türklerin namuskarlığını şu sözlerle ifade etmiştir : “Namuskarlık Türk tüccarının belirgin özelliğidir. Hilekârlıklarına hiçbir tedbirin fayda vermediği Yahudi’den, Rum’dan, Ermeni’den Türk’ü ayırt eden bu özelliktir. Rumlarla karışık olmayan Türk köylerinde hayatın masumluğu ve geleneklerin sadeliği çok ilgi çekicidir. Hilekârlıkla dolandırıcılık oralarda tamamıyla meçhuldür”
Patrik Süryani Mikail meşhur Vakaayi’namesinde şöyle der : “Türklerin meziyetleri vardır. Hilekârlıkla, sahtekarlık bilmezler ve doğruluktan ayrılmazlar. Karı-koca ihanetinden çekinirler, onun için Türkler arasında zina ender bir şeydir.” ( İsmail Hami Danişmen, Garp Menbalarına göre Eski Türk Seciye ve Ahlakı S.7)
Baltacı Mehmet Paşa Prut seferinde meşhur seyyah A.de La Matraye’nin yazdığı seyahatnamenin 258 nci sayfasında : “Hırsızlara gelince, bunlar İstanbul’da son derece nadirdir. Ben Türkiye’de takriben ondört sene kaldığım halde, bu müddet zarfında hiçbir hırsızın orada ceza gördüğünü işitmedim. Yol kesen haydutların cezası kazıktır. Ben bu memlekette geçirdiğim müddet zarfında yalnız altı haydudun kazıklandığını işittim. Onlarda bu Rum cinsindendi, diye yazılıdır.” ( İsmail Hami Danişmen, Garp Menbalarına göre Eski Türk Seciye ve Ahlakı: 9)
On sekizince yüzyıl başlarında Osmanlı ülkesini dolaşan yazar A de La Montraye, “Asya ve Afrika” adlı eserinde eski Türk seciye ve ahlakını belgeleyen açıklamalarda bulunur. Haşmetli dönemlerimizde ülkemizi dolaşan her Avrupalı gibi o da hayran kalmış, gördüklerini eserinde anlatmıştır. Aşağıda yazarın hatıralarından bir parça sunuyoruz :
“Türklerin namuskârlığını teslim etmek suretiyle kendim için vazife bildiğim hakkın yerine getirilmesinde bir an bile tereddüt edemem. Birçok tanıdıklarımın ve bilhassa daimi dalgınlığımdan dolayı herkesten fazla benim başıma gelmiş bir hal vardır. Çeşitli dükkânlardan öteberi satın alırken para vermek için boynumdan çıkardığım kesemi veya vakti anlamak için çıkardığım saatimi eşya yığınları arasında unuttuğum çok olmuştur. Bazen de vereceğim paranın iki mislini bıraktıktan sonra dükkâncının mallarını kaldırıp yanlış verdiğim parayı görmesine vakit kalmadan çekilip gittiğim olurdu. İşte bu dalgınlığıma rağmen Türk dükkânlarında hiçbir zaman tek bir meteliğim kaybolmamıştır. Çünkü bu gibi durumlarda dükkâncılar peşimden adam koşturmuşlar ve hatta dalgınlığım neticesini anladıktan sonra dükkâna dönmemişsem unuttuğum şeyi iade etmek için kaldığım Beyoğlu’na kadar gönderip birçok defalar beni aramışlardır.” (Ahmet Gürkan, İslam Kültürünün Garbı Medenileştirmesi S.224)

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER