Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Halil Kocaşaban
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

UNUTMAK TÜKENMEKTİR!

12Eylül savunmasında, Başbuğ Alparslan Türkeş, hakimlerin yüzüne şöyle demişti;
“Bugün siz bizi yargılıyorsunuz ama tarih de sizi yargılayacak.”
Seni yargılayan hakimlerin adı sanı kalmadı, ancak senin adın bir neslin adı oldu, fikrin dünyayı sardı Başbuğum.


Elhamdülillah, inanmış, samimi bir Müslümanım; fanilik hissine aşinayım. Dünyanın bir imtihan yeri olduğunu biliyorum.
Şu anda burada bulunuşumuzda inanıyorum ki herşeyden önce bir kader tecellisidir, ilahi bir imtihandır. Sabır ve şükürle karşılıyor ve bu imtihandan da yüz akıyla çıkmayı bize nasip etmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum. Rahmet ve şaşmaz adalet ümidimiz yalnız Allah’tandır.
Bir askeri mahkeme huzurunda olduğumu biliyorum. Bu vaziyetin gerektirdiği dikkat ve nezaket içinde olmaya çalışacağım. Ancak şunu bilesiniz ki, konuşmamın birinci saiki, bu mahkemenin vereceği karara tesir etmek, mahkemeden kendi lehimize bir karar istihsaline çalışmak olmayacaktır. Şahsım itibariyle bu mahkemeden sadır olacak her türlü karar bence müsavidir. Konuşmama “Şahsım için ne olacak?” endişesi yön verecek değildir.
Ben burada önce Allah (c.c)’ın huzurunda, sonra tarihin ve milletin huzurunda olduğumun huşuu, mes’uliyet ve vekarı içinde konuşacağım. Burada bir hesap görülecektir. Benim için bir bir hesap verme bahis konusu ise, o hesabı milletime ve tarihe vereceğim.
Gayet açıklıkla söyleyelim ki, Türk Milletinin vicdanında teşekkül edecek olan hüküm ve tarihin hükmü, bana göre mahkemenin tesis edeceği hükümden çok önde gelir.
Taşıdığım bayrak, temsil ettiğim mukaddes Türk milliyetçiliği uğrunda, komünist ve bölücü hainlerin kurşunlarıyla toprağa düşerek şehitler ordusuna katılmış olan Ruhi Kılıçkıran’dan Gün Sazak’a kadar şehit evlat ve kardeşlerimin rühaniyetlerinin de şu anda bizimle beraber olduklarını bir şekilde konuşmaya, yalnız hak bildiğimi söylemeye mecburum. Çünkü onlar, üçbinaltıyüz can, bu hak bildiğimiz yolda “vatan-millet-din ve devlet” uğrunda şehit oldular.
Onlar hem şehitlerimiz, hem de şahitlerimizdir. Yarın huzur-ı ilahide de bana şahitlik edecek olanlar, onlardır…
Onların huzurunda, Onlar için konuşacağım!
Ebed-müdded olan Türk Devletine; kıyamete kadar hür, müstakil, mes’ud ve müreffeh yaşamasını, her gayeden aziz bildiğimiz Büyük Türk Milletine bugüne kadar hizmet etmiş ve etmekte olanlar için; yarın aynı yolda, aynı heyecan ve şuurla bu kutsal hizmetin bayrağını taşıyacak olanlar için konuşacağım!
Milletim aldatılmasın, şaşırtılmasın; milletim gerçeği bilsin diye konuşacağım!
Huzur-u İlahiye yüz akıyla çıkmaktan başka hiçbir endişeye gönlümde yer yoktur. Hiç kimsenin merhamet ve insafına şahsen ihtiyacım yoktur.
Sözüm, tenkidim, talebim yalnız Hak ve Hakikat namınadır.
Yalnız mülkün temeli olan adalet nâmınadır.
Yalnız milletim ve devletim içindir.
Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ
(Başbuğ’un 12 Eylül Mahkemesi’ndeki Konuşmasından Bir Bölüm)
12 Eylül 1980…
1 Bakan
1 Belediye başkanı
12 İl Başkanı
44 ilçe Başkanı ve 5000’e yakın mensubunu teröre, 9 yiğidini ise idam sehpalarında 12 Eylül Askeri darbesine kurban vermiş, binlerce mensubu tutuklanmış onlarca yıl cezaevlerinde en ağır işkenceye maruz kalmış siyasi hareketin adıdır MHP Unutmadık, Unutmayacağız hiç birini son bir isteğiniz var mı? Denildiğinde Vatan sağolsun diyenleri Önce Seni Assınlar Selçuk,
Sen Bana Dayanamazsın diyen Halil Esendağ’ı ve daha nice şehitlerimizi
‘Sehpada söyledik düğün türküsü,
Yaşasın ırkımın Turan Ülküsü…’
Şimdi bu sözlerin üstüne bu iman ve maneviyata şahsi yorum ve görüş bildirmek haddi aşmaktan öte bir durum olmaz. Allah’ın izniyle bir sevdadır bizimkisi, seveni fani, sevileni baki, sevgisi ebedi.
Bir heyecandır bizimkisi, tutkusu eksilmeyen, duruşu eskimeyen, başı eğilmeyen.
Bir inançtır bizimkisi, ümitsizliği silen, yılgınlığı sindiren, çileyi söndüren.
Bir destandır bizimkisi, Ötüken’de yeşeren, Söğüt’ten tüten, Afyon’dan yürüyen, Ankara’da yükselen.
Bir kahramanlıktır bizimkisi, karanlığı yaran, korkuyu yenen, korkulukları yere seren.
Bir ruhtur bizimkisi, bengü taşlara kazınan, beka diye yazılan, birlik ve kardeşlik diye anılan.
Bir ülküdür bizimkisi, gözünü Kızılelma’ya çeviren, gönlünü Turan’a veren, Türklüğün gururunu İslam’ın ahlakıyla birleştiren.
Bir ömürdür bizimkisi, yarım asrın kucağında, imanın ocağında, irfanın yuvasında nice Türk ve İslam asırlarının miras ve emanetlerini fedakârlıkla buluşturan.
Bir şehadettir bizimkisi, gideni bitmeyen, öleni bulunmayan, azmi budanmayan, kara toprağın bağrına kefensiz uzanıp anıt gibi arşa tutunan.
Bir duadır bizimkisi, kınalı elli anaların, al yazmalı bacıların, alnı açık babaların, ak saçlı dedelerin, bağrı yanık ninelerin dilinden pare pare dökülen.
Bir davadır bizimkisi, İlay-i Kelimetullah hedefiyle nefes alan, âleme nizam verme haysiyetiyle nefisleri aşındıran.
Bir dilektir bizimkisi, mukadderatı kavrayan, mukaddesatı kuşatan, muzafferliğin ilhamıyla kıtaları aştıran.
Vazgeçilmez bir yemindir bizimkisi, çiğnenmeyen, çiğnetilmeyen, unutulmayan, asla da unutulmayacak olan.
Bir gidiştir bizimkisi bir ülkünün peşinde sonsuza kadar!
Tüm bu duygu ve düşüncelerle Şehitlerimizi, Rahmet, Minnet ve Dualarla Anıyorum… Ruhları Şad Mekanları Cennet olsun.
Gazilere ve Kesintisiz Kavgamıza, arzı saran Sevdamıza Selam olsun…

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER