Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Burcu Aydın
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

UTANDIRAN ALKIŞLAR – Kocatepe Gazetesi

Burcu Aydın 26 Ocak 2017 Perşembe 12:43:22
 

CHP İl Başkanlığı’nda vefatının, daha da doğrusu öldürülmesinin 24. yıldönümünde Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu hatırasına bir anma programı düzenlendi. Bu anma programında başta Uğur Mumcu olmak üzere ülkesi, devleti için çalışan vatan hassasiyetine sahip katledilen isimlerde rahmet ve saygı ile anıldı. Hepsine bu vesile ile bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.
Anma programını takip görevi bana düştü. Program bitimi takip ederek gerekli bilgiyi ve görüntüleri toparlayıp ayrılacağım sırada bir partili ayağa kalktı. Zaten program bitimi nedeniyle katılımcılarda ayaklanmıştı. Partili; “Bir gazetecinin ölüm yıldönümünde anma programına Afyon’da sadece bir gazeteden bir gazeteci bacımız katıldı. Kendisine teşekkür ederiz” dedi. Daha sonra tüm katılımcılar şahsımı alkışladılar. Gösterilen nezaket ve hassasiyete teşekkür ederim.
Tüm samimiyetimle ifade ediyorum; bu alkışlar beni çok utandırdı. Gerçekten utandım. Niye mi? İnsan olarak, bu işi yapma gayretinde biri olarak utandım. Çünkü bu işi yaptıkları iddiasında olup da yanına uğramayanların düştüğü pozisyon beni utandırdı. Sadece “Estağfirullah vazifemiz. Teşekküre değmez” sözcüleri döküldü dudaklarımdan.
Yemekli, kahvaltılı basın toplantılarına hemen hemen davet nereden gelirse bırakın eksiği fazlasıyla katılan, gazetecilik ahkamı kesenler neredelerdi?
Mesele CHP İl Başkanlığı, ya da diğer örgütlerini kayırmak vs. değil. Anlatmaya çalıştığımızın özeti TARAFSIZLIK İLKESİ. Sevmeyebilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz. Tercih de etmeyebilirsiniz. Sempati ve yakınlık duyduğunuz bir siyasi parti ve renklerine gönül verdiğiniz bir kulüp de vardır. Bunlar hiç sıkıntı değil. Sevgi ve tercihte hür, saygıda mecburuz. Hele hele bizler. Yani medya çalışanı, patronu ya da basın mensubu olma iddiasında olan kişiler. En başta biz. Eleştiri hakkımızın baki kalması için herşeyden önce bunu yapmaya mecburuz. Daha sonra ilk doğru ve iyi örnek olmaya da bizler mecburuz. Gazeteci, basın mensubu sıfatını hakketmeye mecburuz. Gazeteci olmakla bir keramet sahibi olunmuyor. Hele bir de bu gazetecilik şahsın ya da ondan menfaati olanların yakıştırması ise. Gazeteci denilen kişiler; HERKESTEN VE HERŞEYDEN ÖNCE KURALLARA, KANUNLARA UYACAK EN UFAK BİR İHLALDEN VE YANLIŞTAN SAKINACAK !!!
Yeri gelmişken bir çift sözüm de siyasilere, sivil toplum kuruluşları üye ve temsilcilerine. Yani medya ile yakın etkileşim içinde olan kişilere. Üyelere ya da yetkili ve etkili isimlere. Lüften yukarıda sıraladıklarıma başta tarafsızlık ilkesine riayet etmeyenlere prim vermeyin. “Ben de farkındayım, ben de rahatsızım ama, ama….”
Allah rızası için kutsalınız her ne ise şu amalar silsilesini çöpe atın. Hatta hep birlikte atalım. İki lafı bir araya getiremeyen, yazılı, sözlü ifade kabiliyeti olmayan, kıymeti kendinden menkul gazeteci müsvettelerine toplantılarınıza yer vermeyin. Kurumsal kimlik talep ediniz. Bir milletvekilinin basın toplantısında kaç tane dini ve resmi nikahlı karısı olduğunu konu olmadığı ve sorulmadığı halde anlatan sözde bir (gazeteciye) milletvekili abartısız ağzı kulaklarına vararak karşılık vermişti sessiz de kalsa. Bu tablo ve daha nice benzemedik olmazlar dün gibi hafızamda tazeliğini koruyor.
Davet esasına göre davranınız. Haberlerinizi, haber değeri taşıyan program ve etkinliklerinize tenezzül etmeyenlere siz de tenezzül etmeyin. Dini ve milli günlerde sizi hatırlayıp ilan, reklam ihtiyacını giderme aracı olmayınız. Özel haber çalışma taleplerini bunların ışığında değerlendiriniz. Olması gereken olduğuna inandığım bu unsurlara hassasiyet gösterilmesini istirham ediyorum.
Hepimiz, en başta bencağızım samimi olalım. İçten söverken boğazımıza kadar riyaya gömülerek el sıkışıp hal hatır sormaktan vazgeçelim. Meslek içi eğitim kadar meslek içi disiplinlere önem verilip harekete geçirilsin. İbret-i alem için “Bak bunu yapanın sonu işte budur” gibi ciddi ve hatırı sayılır örnekler oluşturalım. Hasılı kelam insan ve muhabir olarak yukarıda anlattığım bu durum beni cidden utandırdı.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER