Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Üye sayımızın artmasını istemiyoruz, ama seve seve can veririz

Bu haberin fotoğrafı yok
Üye sayımızın artmasını istemiyoruz, ama seve seve can veririz

Türkiye Harp Malûlü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı İsmail Kumartaşlı, dernek olarak üye sayısının artmasını istemediklerini, ancak vatan için gerekirse seve seve can vereceklerini söyledi. Kumartaşlı, şehit annelerinin acılarının hiç dinmediğini vurguladı

Murat ARISOY

Gazeteniz Kocatepe’nin başlattığı “Sivil Toplum Kuruluşları Konuşuyor”da bu kez Türkiye Harp Malûlü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı İsmail Kumartaşlı söz aldı. Kumartaşlı, derneğin işleyişini, şehit annelerinin acılarını, neler yapılması gerektiğini anlattı.
GAZETENİZ KOCATEPE: Derneğinizin kurulma amacı nedir?
İSMAİL KUMARTAŞLI: Birinci Dünya Savaşı sonunda savaş bölgelerinden (Çanakkale ve diğer cepheler) İstanbul’a gelip ihtiyaçlarını karşılayamayan ve memleketlerine gidemeyen yaralı harp malullerinin memleketlerine gönderilmelerin sağlanması, eksik uzuvlarının yerine protezlerinin taktırılması (tahtadan yapılma) giydirilmelerinin ve harçlıklarının sağlanması amacıyla 1915 yılının son aylarından Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın talimatıyla İstanbul Merkez Kumandanı Miralay Cevdet Bey ve 11 arkadaşı tarafından “MaluliniGuzata Muavenet Heyeti” adı altında bir heyet olarak teşekkül ettirilmiştir. Bu heyete öncelikle yaralı harp malullerinin iaşe ve ibatesini sağlamak amacıyla parasal yardım toplama işine girmiş ve İstanbul’da tellal dolaştırılacak evlerde ihtiyaç fazlası malların ve ev yapımı işlerin malullerle yardım için getirilmesini ve bu malların Çakmakçılar Yokuşu’ndaki Büyük Han’dan panayır kurulmak suretiyle satılacağı ilan edilmiştir. Bu şekilde malullere başkanlarının yardım amacıyla başlattıkları çalışmalara daha sonraları malul olanlardan dâhil olarak çalışmalar yürütülmüştür. Kurulan Yardım Heyeti gelir temin etmek için ticari faaliyetlerde de bulunmuştur. Bu faaliyetler içerisinde Türk sinemasının gelişmesine ön ayak olmak üzere Müdafaa-i Milliye Cemiyeti ve MaluliniGuzata Heyeti ile birlikte Alman firması ile ortaklık kurularak 1921 yılında Siyah-beyaz film üretme fabrikası kurulmuştur. Aksaray civarında Muavenet pazarı (bugünün Migros Ordupazarları vb.) kurularak gelir teminine gidilmiştir. Ayrıca Devletten Tepebaşı ve Üsküdar’daki tiyatro binalarının işletilmesi alınarak bu tiyatro binalarının kiraya verilmesi ve film fabrikasından elde edilen gelirlerle malullere yardım edilmeye devam edilmiştir. Malullere yardım şeklinin belirlenmesi açısından Eylül 1336 tarihinde Malulini Askeriyeye Muavenet Heyeti Nizamnamesi yürürlüğe girmiş ve yardımlar bu nizam nameye göre yapılmaya başlamıştır. Malul Gazilere yapılan bu yardımlara karşılık Devlet tarafından 19 Teşrisani 1337 tarihli 166/21 Şubat 1340 tarihli 419 sayılı Kanunlar çıkarılarak tütün ve tütün mamullerinden belli bir oranda hisse ayrılmak suretiyle onlara yardım edilmeye başlanmıştır.
Gelir elde etme ve yardım yapma devam ederken 30 Mayıs 1929 tarihinde 1485 sayılı Kanun’la daha önce Malul Gaziler Heyeti olarak değiştirilen heyet hesapları tavsiye edilip mal varlığı paraya çevrilerek har malullerine dağıtılmıştır. Başlangıçla heyet olarak kurulan derneğimiz heyetin 1929 yılında tasfiyesinden sonra 1931’de Ordu Malulleri Cemiyeti 1940’ta Ordu Malulleri Birliği 1945’te Malul Gaziler Birliği 1959’da Harp Malulü Gaziler Cemiyeti 1961’de de Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği adıyla faaliyet göstermiştir. Zaman içerisinde derneğimiz dışında birçok malul gazi ve şehit dul ve yetimleri dernekleri kurulmuş ve bir nevi Dernek enflasyonu ortaya çıkmıştır. Aynı amaç uğruna faaliyet gösteren bu derneklerin 18 Haziran 1983 günü ve 18081 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2847 sayılı Kanunla Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği adı altında birleşmeleri hüküm altına alınmıştır. Böylelikle dernek 2847 sayılı Kanunla Kurulu bir denek olarak 1984 yılında bu tarihe çalışmalarını sürdürmektedir. Şu an Türkiye genelinde 43 ilde şube 17 ilçede de temsilciliği bulunan yaklaşık 9 bin üyesi bulunan bir dernektir. 1999 yılında Afyonkarahisar Şehit Aileleri ve Gaziler dayanışma Derneği olarak kurulan derneğimiz 2006 yılında dönemin Afyonkarahisar Valisi Muzaffer Dilek’in tavsiyesi ile kamu yararına çalışan asker kökenli dernek statüsündeki Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği’nin şubesi olarak değiştirilmesine karar verilmiştir.
DERNEK BİNASI YENİ YERİNDE
2006 yılında olağan dışı genel kurul ile dernek lağvedilerek yeni dernek şubesi olarak hizmet etmeye başlamıştır. Şube Başkanı olduktan sonra ilk olarak Afyonkarahisar’da, intihar hariç askerlik görevini yaparken mayın, silahlı çatışma, trafik kazası, silah kazası sonucu şehadet etmiş bütün asker personelin sayısını çıkarttım. Dernek binamızın yerini değiştirerek bugün ziyaret ettiğiniz yere taşınmasını ve tespit ettiğimiz şehitlerimizin resimlerini şehadet tarihine göre sergiledik, aynı çalışmayı gazilerimiz içinde yapıyoruz. Üyelerimizin tüm haklarını davalarını takip ediyoruz.
ETKİN ÜYE SAYISI 255
Kaç üyeniz var?
Afyonkarahisar’da görevden dolayı (terör, kaçakçılar ile mücadele, trafik kazası, silah kazası ) görevleri başında şehit olmuş asker personel 252, polis 21, öğretmen 1, müftü 1 olmak üzere 275 Şehit bulunmakta (1978–80 yıllarından sonraki sayı).Yine yukarıdaki saydığımız nedenlerden dolayı uzuv zayiatına uğrayarak malul kalmış Gazi sayısı da 153 insanları derneğe üye olmaları konusunda zorlamıyoruz isteyen derneğimize üye oluyor.Üye olmayan kişilerinde derneğimizde ayrım yapmadan iş ve işlemlerini yapıyoruz.Derneğimizin şu an aktif üye sayısı 255’tir.
BUNLARA ELİNİ VERSEN KOLUNU İSTERLER
Siz, “üye sayısının artmamasını” isteyen bir derneksiniz. Türkiye’de yaşanan son olayları ve “Açılım” adı verilen süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Açılım adı altında son özellikle 2-3 yıl içerisinde terör örgütüne çok tavizler verildi.Biz camia olarak açıklamalarımızda devlet büyüklerimizden hep şunu istedik ve dile getirdik.Ülkemizde kan akmasın bir tane dahi şehit olmasın gazi olmasın bunun için ne gerekiyorsa devletimiz yapsın. Ama bu işi yaparken biz yüreği yanık Şehit Aileleri ve Gazilerin hassasiyetlikleri göz ardı edilmesin bizim kırmızıçizgimiz dediğimiz “Bölücü başı İmralı canisi bebek katili Abdullah Öcalan muhatap alınmasın. Teröristlerin sözcülüğünü yapan siyasi parti HDP’nin kuklaları muhatap alınmasın. Taviz verilmesin dedik ama geldiğimiz noktada sonuç şımartılmış bir terör örgütü. Siyaseten güçlenmiş bir terör örgütü. Devletin varlığına ve birliğine başkaldıran bir terör örgütü. Askere polise silah sıkan kahpece haince saldırıda bulunan bir terör örgütü var.Ülkemiz kaynayan bir kazan durumunda. Günlük 3-5 şehit haberi ve eş zamanlı 5-10 saldırı taciz ateşi,mayınlı saldırı yapan bir örgüt var.Terör örgütü ile görüşme olmayacağını hep söylemiştik. Elini verirsin kolunu ister bunlar.Bu terör örgütünün nihai hedefi sözde bir ülke kurmak bunu da açıkça söylüyorlar zaten.Onun için şu günlerde terör örgütüne karşı başlatılan operasyonlar artarak devam etmeli. Nihai sonuç alınmadan bırakılmamalıdır.Askerimize ve polisimize vur emri verilmeli ve hainlik yapan bu teröristler hak ettikleri cezayı almalıdırlar.
Üyesinin artmasını istemeyen tek derneğiz.Bunu hep söylüyoruz ama eğer vatan için bayrak, namus için devletimiz bizlere görev verirse hiç gözümüzü kırpmadan gider vatan için canımızı veririz. Bu mücadelede tabii ki kayıplarımız olacak şehitlerimiz olacak.Bunu biliyoruz karşımızdaki bir terör örgütü sonuçta.
TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ELEMANLARI
HDP’nin bu ülkeye ne gibi bir zararı dokunabilir?
HDP biz hep söylüyoruz bir aktör, oyuncu.Başka bir yerlerden,Kandil’den emir alan PKK terör örgütünün şehir yapılanması. Bizler o HDP’nin TBMM’deki kişilerine milletvekili bile demiyoruz.Onlar terör örgütünün TBMM’deki elemanları. Aslında bu olayda bizleri derinden etkilemekte.Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Meclis’te teröristler cirit atmakta asker polis dağda terörist aramamalı teröristler zaten TBMM’de Meclis kürsüsünden devlete millete kafa tutmaktalar.

ŞEHİT ANNELERİNİN ACILARI
HEP KOR HÂLİNDE
“Oğulları hangi tarihte şehit olmuşsa olsun, annelerin gözlerindeki yaş aynı” diyorsunuz. Bunu biraz açıklar mısınız?
Derneğimizin öyle bir misyonu var ki bazen insanlar siz dernekte ne iş yaparsınız diye sorarlar. Derneğimiz gün içerisinde o kadar yoğun oluyor ki anlatamam.Sorunu olan işi olan ziyarete gelen üyelerimiz ve halkımız devamlı derneğimizde buluşur. Afyonkarahisar merkez ilçeleri ve çevre illerden gelen misafirlerimiz derneğimizde buluşur. Bazı zamanlar oluyor ki uzak bir ilçemizden gelen şehit annemiz ile başka bir yerden gelmiş şehit annemiz karşılaşabiliyor tanışıyor. “Seninki nerede şehit oldu, nasıl oldu” diye soruyor, kendi kendilerine acılarını paylaşıyorlar, hep beraber ağlıyor dertleşiyoruz. Ama şunu hep gözlemliyorum: Evladı 20 yıl önce şehit olmuş bir anne ile yeni şehit olmuş bir annenin gözünün içine baktığımızda gözlerindeki acı, ateş aynı. Bu acı hiç gitmiyor.Zaman her şeyin ilacı derler ya hiç bu acıyı küllendirmiyor; hep o kor ateş yüreklerinde yanıyor. Maalesef olan analarımıza oluyor en büyük acıyı onlar çekiyorlar. Bizler de onlara yerini tutmasak da evlatlık yapmaya çalışıyoruz.

BİZ TSK’NIN PARÇASIYIZ
Siyasilerden, basın mensuplarından, idarecilerden, sivil toplum kuruluşlarından istekleriniz nedir?
Siyasilerden isteğimiz şudur: Bizler para, pul, hiçbir şey istemiyoruz. Bizleri üzmeyecek tek şey teröre taviz vermemeleri ve suçlulara karşı en üst cezanın, idamın verilmesi.Şehitlerimizin kanlarının yerde kalamaması.Yoksa para pul dünya malı boş zaten.Bizlerin yüreği yanmış. Şehit acısını hangi para birimi hafifletebilir ki.
Basın mensupları olarak Afyonkarahisar’dan çok memnunuz. Bizlerin sorunlarını en iyi topluma, yetkililere aktaran her zaman yanımızda olan (üzüntümüzde – sevincimizde) bir basın ordusu var. Ne zaman açıklama yapacağız desek hiç ayrım yapmadan sağ olsun arkadaşlarımız koşar gelir. Onlarda derneğimizi kendi evleri gibi görüyorlar.Geldikleri zaman kendi mekânlarıymış gibi rahat derneğimizde vakit geçirebiliyorlar. Bizler onları seviyoruz; onlar da bizleri seviyor ve saygı duyuyorlar.
Mülki idarecilerimiz Sayın Valimiz Hakan Yusuf Güner ve daha önceki valilerimiz sağ olsun kapılarını hep bizlere sonuna kadar açtılar.Anayasamız’daki pozitif ayrımcılığımızı hep bizlere hissettirdiler. Bir sıkıntımız olduğunda kendi sorunlarıymış gibi algılayıp hemen gereğinin yapılması için emir verdiler ve veriyorlar.
Garnizon Komutanımız ve nezdindeki tüm asker personel bizlere son derece saygılı bir şekilde davranır, hürmette kusur etmez, kapıda ayakta karşılar ve kapıdan uğurlar. Biz hep söylüyoruz bizler TSK’nın bağrından koptuk. Bizler onların birer parçasıyız.
Belediye Başkanımız Burhanettin Çoban’ın yeri bizlerin gözünde çok ayrı bir yerdedir. Belkide en büyük şansımız böyle bir belediye başkanımızın olması. Bunu diğer şube başkanı arkadaşlarımız hep söyler çok şanslısınız diye. Ne zaman gitsek ne talep etsek hangi proje ile makamına gitsek hiç ‘hayır’ kelimesini duymadık. Hep bizleri el üstünde tuttu.Ailesi ile birlikte hep bizim yanımızda olmaya çalışıyor.Biz sayın başkanımızdan memnunuz. Kendisine teşekkür ederiz.
Sivil toplum örgütleri ile ilişkilerimiz gayet iyi durumda hep iletişim içerisindeyiz. Çoğu olayda hep aynı çizgide kalmayı fikir alışverişinde bulunmayı sağlayabildik. Birçok ortak faaliyet yaptık.

HER ŞEHİT HABERİ ACIMIZI TAZELİYOR

100’üncü yılınızda derneğinizin temsil yeteneğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Derneğimizin bu yıl 100’üncü kuruluş yıl dönümü her yıl 26 Ağustos Özel Şeref Günü olarak ülke genelinde kutlanmakta. Biz şanslımıyız değil miyiz bilmiyorum ama Afyonkarahisar Şube Başkanlığı olarak 26 Ağustos Zafer Bayramı etkinlikleri arasında bizlere özel bir faaliyet yapamıyoruz. Zafer Haftası programları arasında il protokolü veya ilimize gelen generaller derneğimizi ziyaret ediyor. Bu yıl farklı etkinlik projelerimiz eğlence, piknik, gezi programlarımız vardı planlarımızda. Ama bu gün içerisinde bulunduğumuz süreçte memleketin her köşesine şehit haberleri gelirken hiçbir faaliyet yapamıyoruz, yapamayız, yapmayacağız da bizim canımız yanıyor. Her şehit haberi duyduğumuzda acılarımız tazeleniyor.

AİLE GİBİ OLDUK

Ne gibi faaliyetler yapıyorsunuz?
Derneğimizin başkanlığını yaklaşık 7 yıldır yapmaktayım bu sürede derneğimizi Türkiye’nin en güzel derneği yaptık. Çalışmalarımız faaliyetlerimiz ile ülke genelinde dikkat çeken parmakla gösterilen bir dernek haline getirdik.Yeni dernek binamı diğer derneklerimize örnek oldu, çok örnek alan dernek var.Bizleri bu arada sosyal sorumluluklarımızın farkındayız.Yaklaşık 1000’e yakın ilk, orta, lise seviyesindeki öğrenciyi derneğimizde misafir ettik.Onlara vatan sevgisi,bayrak sevgisi,şehitliği,gaziliği anlattık.Okullara giderek aynı konularda konuşmalar yaptık.Öğrencilerimize elimizden geldiğince, dilimizin döndüğünce bir şeyler anlatmaya çalıştık.Kazandığımız davalar Türkiye’de emsal olarak kabul edilmekte. Üyelerimiz ile ilgili her konuda sorunu çözümlüyor, faaliyetlerde bulunuyoruz.
Şehit yakınları ve gaziler, derneğinizin faaliyetlerine katılıyor mu?
Şehit yakınlarımız ve gazilerimiz arasında öyle sıkı bir bağ oluştu ki dernek başkanı olarak onların evlerinin bir parçası haline geldim.Hep iç içeyiz.Akşamları ev ziyaretleri gündüz dernekte tüm üyelerimiz ile beraberiz yaptığımız tüm programlara sağlık engeli olamayan katılma imkânı olan tüm üyelerimiz katılır. Annelere, eşlere veya babalara yönelik programlar oluyor o zaman her gurubun ayrı ayrı katılımcısı oluyor. Basın açıklamalarımız olduğu zaman üyelerimize bilgi veriyoruz. Katılmak isteyen içindekini haykırmak isteyen tepkisini göstermek isteyen üyelerimize basın açıklamalarımızda muhakkak söz vermeye çalışıyoruz.
Derneğinizde iletişimi nasıl sağlıyorsunuz?
Derneğimizde tüm üyelerimiz ile birebir görüşüyoruz. Genelde mesaj sistemi üzerinden her gelişmeyi an ve an üyelerimize duyuruyoruz. Düğün, vefat, kanuni gelişmeler… Her şeyi duyuruyoruz. Bazı konuları ise mektup veya telefon ile birebir görüşerek çözümlüyoruz.