VALİ VE BELEDİYE BAŞKANIMIZI ZİYARETİMİZ

Covid 19 mikrobunun beni vurup, yatağa hapsetmesi, tedavi sürecinin uzaması, 2 Biontech aşısının tatbiki derken, tam iki yıl süreyle, doğduğum, büyüdüğüm ve ilk gençlik yıllarını yaşadığım, Afyonkarahisar’ıma nihayet gidebildim.
Oğlum Salih’in otomobili ile gittiğimiz Afyonkarahisar’a girer girmez, pandemi sürecinde kaybettiğimiz ama maalesef cenaze merasimine gidemediğimiz, kız kardeşim Muallânın, Asri Mezarlıktaki kabirini ziyaret ettik. Sonra anamın, babamın, ninemin, amcalarımın, kardeşlerimin, kuzenlerimin ve daha bebek iken kaybettiğimiz ilk çocuğum olan Ayşegül’ümün medfun bulundukları “Nasrattınoğlu Aile Kabristanı”nı ziyaret ettik.
***
Yerel seçimlerden kısa bir süre sonra, Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Zeybek’i ziyaret etmek amacıyla Afyonkarahisar’a gitmiştim. Özel Kalem Müdürü, Kadim dostum Mehmet Savaş, Başkanın yurt dışında olduğunu söyleyince, amacıma ulaşamamıştım.
Son 60 yılın Afyonkarahisar Belediye Başkanları ile tanışmak, kısa-uzun süreli sohbet edebilmek, düzenledikleri etkinliklere katılabilmek olanağını bulan bir Afyonkarahisarlı olarak Sayın Zeybek’i de kutlamak ve söyleyeceklerimi söylemem lâzımdı…
Merhum Mehmet Sami Hancıoğlu Başkanlığında, “Afyonkarahisar Araştırmaları Sempozyumu” başlatmıştık. (Naçizane bu sempozyumun isim babası olduğumu o tarihteki Belediye yöneticileri bilirler) Daha sonraki Belediye Başkanları Merhum Erdal Akar, Sn. Hayrettin Barut, Sn. Abdullah Kaptan ve Sn. Burhanettin Çoban dönemlerinde de gerçekleştirilen toplam 8 sempozyumda tam 489 bildiri sunuldu. Bu bildirilerde Afyonkarahisar’ımızın tarihi, sanatı, coğrafyası, gelenek ve görenekleri, maddi ve manevi değerleri irdelenerek belgelendi. Uluslararası düzeyde düzenlenen 8.Sempozyumda çeşitli ülkelerden, çok sayıda yabancı bilim adamları da hem bildiri sundular, hem de şehrimizi tanıma olanağı buldular.
Başkanımız Sayın Zeybek’e bu sempozyumların devamının yararlı olacağını arzettim. Arzettiğim bir başka konu da, Yunus Emre ile ilgili bir anma toplantısı yapılması idi. Zira içinde bulunduğumuz yıl, Unesco kararı ile Yunus Emre Yılıdır. Ayrıca Cumhurbaşkanımızın yayımladığı bir genelge ile de 2021 yılı, “Yunus Emre ve Türk Dili Yılı”dır…
Bilindiği üzere Yunus Emre’ye ülkemizin bütün insanları sahip çıkarlar ve bir çok kentimizde Yunus’a atfedilen mezarlar-makamlar vardır. Ancak, Yunus’un Sandıklı’da medfun bulunduğu ile ilgili tez, hepsinden üstündür. Dolayısiyle, Afyonkarahisar’ımızda bir “Yunus Emre ve Türk Dili” Sempozyumu veya en azından paneli düzenlenmelidir.
***
Yaklaşık bir yıl önce ilimize atanmış olan Valimiz Sayın Gökmen Çiçek’i de makamında ziyaret edebilme olanağı buldum. Gazetemizin değerli sahibi Sezer Küçükkurt ve köşe yazarı değerli kardeşim Muharrem Günay ile birlikte bizi güler yüzle karşılayan Valimiz ile samimi ve yararlı bir görüşme yaptık.
Valimiz, Afyonkarahisar’da göreve başladıktan sonra, kadınlarımız da, erkeklerin yanı sıra her alanda gelişmemize katkıda bulunabilme heyecanı içerisinde oldular. Örneğin kooperatifleşme, yani birlik ve beraberlik içerisinde üretime katkıda bulunulmaktadır. Kuşkusuz bunun sağlanmasında Valimizin önemli rolü bulunmaktadır.
Kültürel ve bilimsel araştırmalar konusunda da valimiz, tarihteki kadın kahramanlarımızın, örneğin (Kadınana) Kadın Ana ve ailesinin araştırılmasının gereği üzerinde durdular. Çok haklıydılar, zira bugüne kadar, Kadın Anamız ile ilgili enine-boyuna, derinliğine araştırma yapıldığını hatırlamıyorum. Kuşkusuz bu hususta, öncelikle Üniversitemiz (AKÜ) harekete geçmeli, başta Kadın Ana olmak üzere, örneğin Afyonkarahisar Mevlevi dergahının güçlü Güneş Hatun’u ve başka tarihe malolan kadınlarımız ile ilgili yüksek lisans ve doktora çalışması yapılmalıdır.
***
İki yıl sonra gördüğüm Afyonkarahisar’da çok önemli gelişmeler gördüm. Valilik, Belediye, Meslek Odaları, Sivil Toplum Kuruluşları el-ele vererek, gerçekten çok büyük işler yapmışlar. Sayelerinde sporun bütün branşlarında, kültürün her dalında kentimizin adını Türkiye genelinde duyurmayı başarmışlardır. Allah hepsinden razı olsun.