“Vatanım için son nefesime kadar çarpışırım”

Şırnak’ta 11 Haziran 2010 tarihinde mayın patlaması sonucu ilk ağır yaralanmayı yaşayan Uzman Çavuş Şükrü Özen, 2 Nisan 2011 tarihinde ise ikinci kez görevi başında yaralandı. Çifte Gazi Şükrü Özen; “Vatanım için son nefesime kadar çarpışırım” dedi

BİRE BİR TERÖRLE MÜCADELE ETTİK
Afyonkarahisar’a bağlı Kışlacık köyünde 1977 yılında dünyaya gelen Malul Gazi Şükrü Özen, askerlik çağına kadar özel sektörde çalıştığını vatani görevini tamamladıktan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri saflarına katıldığını ifade etti.
İçindeki vatan sevgisinin meslek olarak askerliği benimsemesinde çok büyük bir rol oynadığını dile getiren Malul Gazi Şükrü Özen;
“2000’li yılların başlarında atamamız yapıldı. Uzman Çavuş olarak ilk görev yerim Hakkari’nin Yüksekova ilçesi oldu. Jandarma bünyesinde kurulu olan Özel Harekat Taburlarında çalıştım. Sıcak çatışmaların, bire bir terörle mücadelenin içinde yer aldık. Hakkari’nin Dağlıca, Aktütün, Şemdinli gibi pek çok yöresinde görev aldım. İlk beş yılım Hakkari’nin Yüksekova’da konuçlu olan Jandarma Özel Harekat Timi içerisinde geçti. Hatta bu tim medya da ‘hayalet tim’ olarak çok bahsedildi. Beş yıl bu timde çalıştıktan sonra Zonguldak’a tayinim çıktı. Devrek Eğitim Birliği’nde ise 2 yıl görev yaptım. Eğitimimiz ve yaşam gereği bedenimiz ve beynimiz zor şartlarda çalışmaya alışkın olduğumdan tayin isteyerek Şırnak’a gittim.” dedi.
İLK YARALANMA 2010’DA
Malul Gazi Şükrü Özen 2007 yılında tayin istediği Şırnak’ta göreve başladığını, Türkiye’nin her türlü nimetlerinden yararlanmasına karşın ihanet etmekten kaçınmayan hainlere karşı amansız bir mücadele yürüttüklerini söyledi.
Şırnak ilinde görev yaptığı 5’nci yılında tayin olma aşamasına geldiğini anlatan Özen; “Şırnak’ta 11 Haziran 2010 tarihinde sıfır mesafemde 1 kilogramlık bir patlayıcı patladı. İlk ağır yaralanmam bu şekilde gerçekleşti. 2 Nisan 2011 tarihinde ise ikinci kez yaralandım. TSK’ne 14 yıl 7 ay aktif hizmette bulundum. Benim askerlik mesleğini icra ederkenki vizyonum; Namus ve ülkemin bölünmez bütünlüğüdür. Yüz yıl öncesinde verilen mücadele hepimizin malumudur. En bariz örneklerden bir tanesi Seyid Onbaşı gibi atalarımızdır. Onlar vatanı korumak uğruna hayatlarını ortaya koydular. Hepimizin görevi vatanımızı her türlü tehdit karşısında kanımızın son damlasına kadar korumaktır.” diye konuştu.
SORUN TERÖR SORUNU
Türkiye’nin nimetlerinden toplu iğnenin ucu kadar faydalanıp, “Ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşıyım” diyemeyen insanların canını çok acıttığını ifade eden çifte Malul Gazi Şükrü Özen şöyle konuştu: “Vatana ihanet eden hain konumundaki insanlar TBMM çatısı altındalar. Her an her şekilde karşımıza gelebilecek konumdalar. Bunlar niçin bertaraf edilmiyor? Acaba ben Türküm diyen insanlar bu ülkede azınlık konumunda mı oldular? Sürekli şehit veriyoruz, insanı acıtıyorlar. Bu topraklarda doğup bu ülkenin bağımsız bölünmez bütünlüğü için can ve kan veren herkes Türk’tür. Birileri azınlık grubun arkasına sığınıyor. Bu ülkedeki sorun terör sorunudur.” dedi.
KANIMIZI DÖKMEYE HAZIRIZ
Vatanını, toprağını, bayrağını seven gençlerin var olduğunu, halen doğup büyüdüklerini söyleyen Malul Gazi Şükrü Özen gençlere tavsiyelerde bulundu. Gençlerin sabırla, sağ duyu ile tarih şuuru ile vatana sahip çıkma bilincini özümsemesi gerektiğini savunan Özen şöyle konuştu: “İnsanca, onurlu şekilde yaşayabilmek için bir vatana ihtiyacımız var. Herşeyden önce vatanımızın, şehitlerimizin, gazilerimizin değerini bilmek durumundayız. Lütfen titreyip, silkinip, kendimize gelelim. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğruna ölen varsa vatandır. Bedenimizde dolaşan kanı son damlasına kadar bu topraklar için dökmeye hazırız. Biz vatan namus zihniyetindeki atalarımızın evlatlarıy��z. Son nefesimize kadar can tenden ayrılıncaya kadar vatan, millet, bayrak, namus ve şeref uğruna mücadele etmek bizim yaşam anlayışımızdır. Vatanım için son nefesime kadar çarpışırım.”

HABER: BURCU AYDIN