Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Ve Allah Bir Misal Verdi 24

İbrahim (24-27): “Görmedin mi? Allah nasıl bir misal getirdi: Tayyib Kelime kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan Tayyib Şecere (Temiz Ağaç) gibidir. (O ağaç), Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Allah insanlara, belki tezekkür ederler diye, misaller verir. Habis Kelime’nin misali ise gövdesi yerden koparılmış, o yüzden ayakta durma imkânı olmayan Habis Şecere (hurda ağaç) gibidir. Allah (gerçekten) iman edenleri dünya hayatında da, ahirette de kavl-i sabit (kelime-i tevhid) ile sabitler. Allah zalimleri saptırır, Allah dilediğini yapar.”

Tayyib Kelime, Kelime-i Tevhid’dir, yani “La ilahe illallah”tır. Bu kelime tayyibtir, çünkü temizdir, yani bu kelime şirk kokusu almamıştır. Konuya insanca manada bakacak olursak “temiz” demek doğru olmaz, “temizlenmiş” daha doğru olur; çünkü dünya hayatında temizlik için temizleme işlemi gereklidir. İbrahim (27)’de Tayyib Kelime’ye uygun yaşayanlara Rabbimizin nasıl davranacağı belirtildiği gibi misallerdeki habis kelimeye uygun yaşayanlar ise zalimler olarak belirtilmiştir. Anlıyoruz ki, Habis Kelime söyleyenler nefsine zulmedenler, nefsinin hakkını vermeyenler, nefsin ahseni takviym vasfına uygun davranmayanlar, A’raf (172)’de verdikleri söze uymayan, sözünde durmayanlar, Rabbine asi olmuş, Rabbine karşı haddi aşmış, Rabbine edepsiz davrananlar, vehmin zulmetine kapılmış ve nefsinin şerrine uymuş olanlar, esfele safiliyn formattan kendilerini kurtaramamış olanlar, duniHİ algıyı esas kabul edip oluşan zann’lara göre hayat tarzı oluşturanlar, tek kelime ile ifade etmek gerekirse “mütekebbir” olup, emanete hıyanet etmiş olanlardır. İbrahim (27)’nin zalim dediği bu inkârcı hangi “habis kelime”yi söylüyor ki, bütün bu sıfatların sahibi oluyor?

Tayyib Kelime için açık ve anlaşılır ve insanların söylediği bir kelime belirttik, habis kelime için de inkârcı açık ve anlaşılır bir kelime söylüyor olmalıdır. Anlıyoruz ki, Tayyib Kelime Kelime-i Tevhid iken, onun zıt manasında olan Habis Kelime ise “ilahlık” pozisyonu ile ilgilidir. Dolayısıyla Habis Kelime, “müstakilen varım ve muhtarım” iddiası ile yaşayan mütekebbirin “BEN DUNİHİ BİR İLAHIM” demesidir (Enbiya 29). Ulaştığımız sonuç şöyledir ki; bir inananın “La ilahe illallah” demesi Tayyib Kelime (Al-u İmran-18, Muhammed-19) iken, bir inkârcının “Ben duniHİ bir ilahım” iddiası (Enbiya-29) ise Habis Kelime’dir.

Nahl (74)’de Rabbimiz “Gelin, Rabbinizin sözünü dinleyin! Allah hakkında yalanlar uydurmayın. Bileni dinleyin! Allah bilir siz bilemezsiniz” buyurarak insanların habis halden kurtulmalarını öğütlemektedir.

Tayyib Kelime öyle bir ağaca benzer ki, bu ağacın kökleri yerde sabit, dalları ise semaya uzanmıştır. Sağlıklı ve güçlü olan bu ağacın yemişleri de Biiznillah her zaman vardır. Dünya hayatının devamlılığında ağaç çok önemli bir semboldür ve hayatın varlığını, canlılığı, tabiatı ve sürdürülebilirliği temsil eder. Kurumuş bir ağaç ise, hayatın bitmişliğini, büyük bir kıtlığı, yaşanamaz hallerin yakınlığını anlatmak için bir semboldür. İnsanların yaşadıkları hayatın içerisinden yine insanların oluşturduğu sembollerle misallendirerek Rabbimiz Hakk yolun Sırat-ı Müstakiym olduğunu bize bildirmektedir. “İlah ancak Allah’tır” demek meyve veren, güçlü ve sağlıklı gerçek bir ağaç ile temsil edilirken “Ben de duniHİ bir ilahım” demek cansız, meyvesiz, amaçsız bir kütük pozisyonundadır.

“İlah ancak Allah’tır” sözü misal olarak ağacın kendisidir, duniHİ bir ilah ise olmayan bir şeydir, aslında kütük bile değildir; çünkü varlığı söz konusu olmayan bir zann’dır. Ancak kütüğe benzetilmesi ise şundandır; “Ben duniHİ bir ilahım” diyenler de aslında bir ahseni takviym yapıya sahip olmaları sebebiyle gerçek olan bu ağacın üyesiydiler, ancak onlar ağaçtan kendilerini ayırdıklarını sanan, bu yüzden de müstakil ağaç gibi davranan hastalıklı zihniyetlerdir. Ancak kıyas yapabilmenin kolay olması sebebiyle, duniHİ ilahların kesilmiş, kurumuş ağaç, aslından ve esasından koparılmış bir odun oldukları benzetmesi yapılmıştır. İşin esasında gerçek ağacın dışında bir ağaç söz konusu değildir, Tayyib Kelime söyleyen de, habis kelime söyleyen de aynı ağaçtadır. Sağlam ağaç ve kesilmiş, koparılmış ağaç; yani Tayyib Kelime peşine takılan ile habis kelime peşine takılanların pozisyonlarının misalleridir.

Ağaç benzetmesinin diğer bir yönü de, yeryüzünde bulunan halifetullah vasıflı insanın amacı yeryüzüne yapışmak değildir, semaya yükselmektir; inanan imtihan için yeryüzünde misafir konumundadır. Tayyib Kelime söyleyen ve tayyib yaşayanın amel defteri Illiyyin’dedir (Mutaffifin-18), tefsirlere göre Arş’ın altında Yedinci Sema’dadır. Misaldeki ağacın dallarının semaya uzanmış olması, hedefin Illiyyin olduğuna da atıftır. Oysa Habis Kelime’yi söyleyen, yani “Ben duniHİ bir ilahım” diyen ve bu iddiaya uygun yaşayanın amel defteri ise Sicciyn’dedir (Mutaffifin-7), yani tefsirlere göre Yedinci Arz’daki bir kayanın altında, bir hapishanededir. Ancak anlıyoruz ki, habis kelime söyleyenin de hedefleri arzda cereyan etmektedir. Bu yüzden misaldeki kesilen ağaç yerde kalmış ve ayağa kalkacak hali bulunmamaktadır. Habis kelime söyleyenin benzetildiği ağaç hem aslından, esasından, hakikatinden kopmuş ve uzaklaşmış, hem de yeryüzünde sürünerek hedefine ulaşmaya çalışmaktadır (Mülk-22). Tayyib Kelimeyi yalanlayan ve habis kelimenin savunucusu bu duniHİ ilahlara sema kapılarının açılmayacağını Kur’an bildirmektedir (A’raf-40). Bu yüzden misaldeki yerden koparılmış ağacın semalara uzanan ve yemiş veren dalları yoktur. Cehennem herkesin güzergâhındadır (Nebe-21), oraya uğramayacak kimse yoktur. Ancak Rabbimiz Tayyib Kelime söyleyenleri oradan kurtaracak, fakat habis kelime söyleyen zalimleri ise orada dizüstü bırakacaktır (Meryem-71, 72). Görülüyor ki, ahirette de ayağa kalkacak durumları yoktur bu kesilmiş ağaca benzetilen zalimlerin.

Arz’ı çok seven habis kelime söyleyicileri zalimler bütün bu sebeplerden tam bir mütekebbir’dirler; kasılarak ve böbürlenerek yürürler, sanki arzı delmek, dağları geçmek isterler (İsra-37). Oysa tayyib kelime söyleyenler yeryüzünde tevazu ile yürürler, arz’dan kuvvet alarak kasılmazlar, Rabblerine ulaşabilmek için tüy gibi, uçacak gibi olurlar (Furkan-63).

Ayrıca, tayyib kelimeyi söyleyenler tayyib kalbe kavuşurlar. Böyle kullar cennete zümreler halinde sevk edilirler ve görevliler onlara: “Selamün Aleyküm, Tayyib’siniz, ebedi kalmak üzere girin” derler (Zümer-73). Tayyib kalb aynı zamanda sağlıklı, hastalığı olmayan bir kalbdir ki, o Kalb-i Selim’dir. Hesap günü insana ancak Kalb-i Selim fayda verir (Şuara-89). İşte, misaldeki tayyib kelimeyi temsil eden sağlıklı, meyve veren ve göğe doğru sağlam duran ağaç tayyib kalbe dolayısıyla Kalb-i Selim’e de işarettir. Buna karşılık Habis Kelime söyleyenin kalbi ise Habis Kalb’e dönüşür ve bu kalp mütekebbirin kalbidir ve isyan hisleriyle kirlenmiş, hastalanmıştır (Mü’minun-63, Nur-50). Habis kalpliler de zümreler halinde cehenneme sevk edilirler, görevliler onlara “… mütekebbirin kalacak yeri ne kötüdür” derler (Zümer-72).

Misaldeki topraktan koparılmış, beslenme imkânı kalmamış, kurumaya terk olunmuş ve yerde sürünen bir kütük haline gelmiş olan ağaç da bu durumda habis kalbin, hastalıklı kalbin temsilidir. Bu habis kalbin ilim yolları kapanmış, koparılmıştır; kesik ağacın artık sudan yararlanamayacağı gibi…

 

 

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER