Nöbetçi Eczaneler
Gene 1985-86’lı yıllardayız. Kendime ait Gazlıgöl yolu üzerindeki kümesime ağaçlar dikiyorum. Teşkilattaki Hacı Kâmil Çengelci amca bizim uğraşımızı gördü. Fidanlara ve diktiğimiz toprağa baktı ve dedi ki: “Diktiğin fidanların çalılarıyla seneye bize bir kahve pişirirsin“ dediğini espiri olarak kabullendim; ama gerçekten de bir sene sonra diktiğim fidanların çalıları ile köpüklü bir kahve pişirdik. Onca dikilen fidanların bir teki dahi tutmadı. Emeğimiz boşa gitti. Kâmil amca müneccim değildi; ama yaşlılığın verdiği tecrübesi vardı. Mekanı cennet olsun.
Yakın zamanlarda aynı bu dikim hatasını kaplıcamızdaki sitemizde yaşadık. Koca, koca onlarca gelen çam türü ağaçlar tutmadı heder oldu. Çorak toprak mineralli su yaşamalarına engel oldu. Ancak o koşullara uygun kısa köklü bazı bitkileri yetiştirebildik.
Bir ara sitemize hukuk emeklisi değerli bir arkadaşımızı yönetici olarak seçtik. Zoraki yetişen bazı ağaçları kaldırdı.
Dedi: “Bu siteyi türüm, türüm kokan ıhlamur ağacıyla donatacağım. Her villanın önüne bir ıhlamur ağacı!!”
Değerli hukukcumuzu durduramadık. Hukuk ayrı, ziraat ekim, dikim ayrı. Dedik: “Biz denedik, burada yetişmiyor!” Sayın hukukcumuz dinlemedi diktirdi; ama sitemizi türüm, türüm ıhlamur koklatamadı. Ihlamur çalılarıyla doğru dürüst kahvede pişiremedik, hepsi de kayboldu gitti.
Bazı yaşlılar ve her yaştaki sevgili gençler.
Yalnız yukardaki konularda değil, hemen her konuda bir işe başlarken evvelâ güvenerek kendimize, sonra uzmanına ve sonrada o konuda engin tecrübesi olan yaşlılara mutlaka danışalım ki; sonunda eyvah yazık olmasın… Saygılarımla
13.07.2020
Hayrettin ÖZKILINÇ
