23 Haziran 2020 Salı
Okul yaşamımın ilkokul ve ortaokul döneminde, 1964 Yılına kadar Afyon şehir merkezinde üç Devlet Lisesi vardı: Afyon Lisesi, Erkek Sanat Enstitüsü ve Kız Sanat Enstitüsü.
Lisenin ve Sanat Enstitülerinin bünyelerinde Orta kısımları (okulları) mevcuttu.
Daha sonraki Yıllarda Liselerin bünyesindeki Ortaokullar ayrıldılar.
Şemsettin Karahisari Ortaokulu, Merkez Ortaokulu, İmam Hatip Ortaokulu ve diğer Ortaokullar müstakil olarak eğitim vermeye başladılar.
O zamanlar Sınıflarda genelde 50-60 öğrenci bulunurdu.
Bugün Afyon Şehir Merkezinde 40’ı aşan Devlet ve Kolej Ortaokullarının eğitim ve öğrenime devam ettiklerini öğrendim.
* * * * *
Memuriyet görevim gereği, 1986 Yılında Afyon’dan ayrılmama, emekli olup Antalya’da ikamet etmeme rağmen, çeşitli vesilelerle her Yıl doğup büyüdüğüm Afyon’a gelirim.
70 Yaşında olmam ve halen yaşadığımız Covid-19 virüs salgını nedeniyle, resmi mercilerden izin alıp geçen hafta geldiğim memleketimde, maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına azami hassasiyet göstererek akraba ve dostlarımı ziyaret etmeye çalışıyorum.
Bu gelişimde, uzun zamandır görmeyi arzu ettiğim Neriman İbrahim Küçükkurt Devlet Ortaoku-lu’nu yeğenim Sezer Küçükkurt’la birlikte ziyaret etme fırsatı buldum.
Kardeşi olmaktan gurur duyduğum, hayatını eğitime adamış, yardım severliğiyle arkasında unutulmayacak izler bırakan; merhum İbrahim abimin ve eşinin adını taşıyan Orta Okulu bugüne kadar ziyaret edemediğim için ne kadar üzüldüğümü ve pişman olduğumu ifade etmekte güçlük çekiyorum.
Başarılı ve yetenekli Okul Müdürü İbrahim Diyar, Okulun ilk binasını ve geçtiğimiz öğretim yılında hizmete giren ikinci binasını gezdirdi ve Okul hakkında geniş bilgiler verdi;
1400’ü aşkın Öğrencinin eğitim ve öğrenim gördüğü Neriman İbrahim Küçükkurt Ortaokulu, 2013 Eğitim ve Öğretim Yılında hizmete girmesine rağmen, mazisi çok daha eski Devlet Ortaokullarının yanısıra, Afyon’da ve Antalya’da gördüğüm Devlet okulları ve Kolejlerin çoğundan daha modern, daha donanımlı ve entegre bir Ortaokul…
Başta Okul Müdürü ve seçkin Eğitim kadrosunun çok üstün hizmet ve gayretleri, kısa zamanda Afyon’un en başarılı Ortaokulu ünvanını kazanmasını sağlamış…
Mezunlarının, LGS sınavlarında Türkiye 1.’ncisi çıkarması yanında, Fen Liselerini kazanan öğrenci sıralamasında da Afyon 1.’cisi.
* * * * *
Okulun 30-35 kişilik Dershaneleri, Müdür Yardımcısı ve Öğretmen odaları, bilgisayar ve teknoloji laboratuvarları, zeka oyun ve hobi odaları, müzik salonu, kütüphanesi, Öğrenci Veli görüşme ve bekleme salonları, yemekhaneleri, kantini, tuvaletleri, basketbol-voleybol-hendbol sahalarının yer aldığı geniş bahçesi, turnikeli giriş-çıkış bahçe kapısı ve güvenliğinin; donanımı, temizliği, düzeni ve kalitesiyle, birçok Devlet ve Özel Kolej Lise ve Ortaokullarına örnek olduğu ve olacağı kanaati edindim…
Her öğrencinin, kimliğini içeren kartla turnikelerden Okula girdiklerini ve giriş-çıkışlarının kayıt altına alındığına ilk defa şahit oldum.
Okul Müdürü, önümüzdeki kısa zamanda, kendi imkan ve gayretleriyle, geniş bahçede orta ölçekli bir kapalı spor salonu yapacaklarını söylediğinde, Yöneticinin kapasite ve vizyonunun önemini bir kere daha hatırladım.
Yine kendi imkanlarıyla yapılan, yeni binasının en üst katında yer alan 286 koltuklu çok geniş ve ferah Konferans salonunu gezdiğimde; Okulun öğrencilerinin ne kadar şanslı olduklarını gördüm…
Bir çok Lise ve Ortaokulun sahip olamadığı büyüklükte ve mükemmellikteki Konferans salonu; donanımıyla, konferans ve toplantılar yanında, öğrencilerin münazaralar, folklör gösterileri, tiyatrolar ve konserler gibi çeşitli etkinliklerini rahatça sergileyebilecekleri imkan ve teçhizatlara sahip…
Salonun sahnesi ve kulis odalarının genişliği, her türlü frofesyonel tiyatro oyunlarının oynanmasına müsait …
Okulun katlar arasındaki merdiven basamaklarının hemen hemen tamamının ön yüzlerinde, teneffüslerde öğrencilerin iniş çıkışlarında mutlaka dikkatlerini çekeceğini tahmin ettiğim; Türkçe, Matematik, İngilizce, Fen ve Sosyal bilgiler derslerindeki çeşitli pratik ve kısa bilgileri içeren renkli yazılar yer alıyor. Öğrencilerin büyük bölümünün teneffüslerde bu yazılardan yararlandıklarından ve bilgilendiklerinden eminim…
* * * * *
Görkemli ikinci(yeni) binanın ön cephesinde yer alan ve dikkatimi çeken N.İ.K.O yazısının, Neriman İbrahim Küçükkurt Ortaokulunun kısaltılmış baş harfleri olduğunu, öğrencilerin bu harfleri Okulun isminin kodu olarak benimsediklerini ve kullandıklarını öğrendim.
Müdür beyin, N.İ.K.O. yazısı dışında, yine binanın aynı cephesine Okulun adını yazdıracaklarını söylemesi Sezer’i ve beni çok memnun etti.
Ziyaretimiz sonunda, Okul Müdürü İbrahim Diyar’ı, Okulun Öğretmenlerini ve Personelini tebrik ederek başarılarının devamını temenni ettik…
Bu vesile ile Merhum İbrahim abimi rahmetle, minnetle ve özlemle anıyorum.
Son bir iki aydır Dünya’nın ve Türkiye’nin en önemli sorunu CORONAVİRÜS.
70 yaşımdayım, bugüne kadar, Dünya’yı ve Ülkemizi bu kadar korkutan ve evlerimize hapseden bir sağlık sorunu duymadım ve görmedim.
Hepimiz, bilhassa bu ayın başından beri televizyonlardan ve internetten Ülkemizde ve Dünya’daki CORONAVİRÜS haberlerini kaygı ile izliyoruz.
İnsan, Çin’de başlayıp bütün Dünyada salgın haline gelen bu virüsü, ilimle ve akılla, (daha önceki salgınlarda olduğu gibi) bulunan ve bulunacak aşı ve ilaçlarla elbette yenecek.
Bizler de, bu sıkıntılı günleri, Devletimizin imkan ve gayretleri yanında, üzerimize düşen görevlere ve kurallara azami uyarak atlatacağız ve elbette tekrar sağlıklı günlere döneceğiz.
Yeter ki ümitsizliğe kapılmayalım.
Bu vesile ile, bana sağlıkla ilgili hayatımda unutamadığım bir öğüt veren merhum bir büyüğümü rahmet ve minnetle anıyorum:
Benim yaşımdaki ve benden yaşça büyük Afyon’luların mutlaka hatırlayacaklarını ümit ettiğim, Afyon’un yetiştirdiği çok değerli Doktorlarından merhum Muhsin Keskin.
Kore Gazisi, Askeri TabipYüzbaşı rütbesiyle Kore’de Kunuri savaşına katılan ve daha sonra Ordudan ayrılarak, muayenesinde hayatının sonuna kadar Afyon’lulara hizmet veren İNTANİYE (ateşli hastalıklar) uzmanı.
Bizim aile doktorumuzdu.
1970’li yıllardı. Büyük oğlumun sağlık sorunuyla ilgili görüşmemizde bana şu üç altın öğütü (dersi) verdi:
“BİR: Gribin- nezlenin ilacı yoktur. Çok uzun yıllarda da ilacının bulunacağını tahmin etmiyorum. Bu sağlık sorunu, insanın kendi bünyesini (bağışıklık sistemini) güçlendirmesiyle (dinlenerek-sağlıklı beslenerek) giderilir.
İKİ: Allah’ın yarattığı doğal ilaçlar dışındaki ilaçlar insanın bir hastalığını tedavi eder, fakat mutlaka hasta olmayan başka bir organına zarar verir, hatta tahrip eder.
ÜÇ: Bir doktor, hastasını ilaçsız tedavi edebiliyorsa Dünya’nın en iyisi, Bir ilaçla tedavi edebiliyorsa iyi, iki ilaçla tedavi edebiliyorsa benim gibi vasat doktordur. Doktor hastasını üç-dört ve fazla ilaçla tedavi yoluna gidiyorsa, o doktordan uzak durmak gerekir.”
Grip virüsü de te bulaşıcıdır. Dikkat edilmez ve önlem alınmazsa öldürücü olabilir. Sağlığımıza azami özeni gösterirsek, Allah’ın bizlere bahşettiği hayatımızı sağlıklı ve huzurlu geçiririz.
İnsanın hayatı boyunca unutmadığı arkadaşlıklar, dostluklar vardır.
Okul döneminde sınıf arkadaşlığı, vatani görevinde asker arkadaşlığı, çalışma hayatında iş arkadaşlığı gibi…
Benim de bugüne kadar, öğrenim dönemimde unutmadığım bazı sınıf arkadaşlarımın isimleri ve hayalleri hafızamda olmasına rağmen, çoğuyla yıllardır karşılaşma ve görüşme imkanı olmadı.
1968-69 öğrenim yılında Afyon Lisesi’nden mezun olmama rağmen, Lise 1-2’nci sınıfla son sınıfın ilk dönemini İstanbul Pendik Lisesi’nde okudum.
Pendik Lisesi’nden unutmadığım sınıf arkadaşlarımın başında, her yıl sınıf birincisi olan, o yıllarda İstanbul Radyosu’nun düzenlediği Liseler arası bilgi yarışmasında Pendik Lisesi takımında yer alan Bingür Sönmez vardı.
Okul dönemi, askerlik dönemi bitti. Çalışma hayatım sürerken, yıllar sonra bir gün televizyon ekranında Prof. Dr. Bingür Sönmez’le karşılaştım. Şaşırdım, heyecanlandım ve çok sevindim…
1969 yılından sonra 10 yıl öncesine kadar sınıf arkadaşım Bingür’le hiç irtibatımız olmadı.
10 Yıl önce, merhum ağabeyim İbrahim Küçükkurt’un bir dostunun sağlık sorunu için telefonla aradım.
Endişeliydim. Aradığım Türkiye’nin ünlü Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Bingür Sönmezdi. Beni hatırlayacak mıydı?
Sekreteri ameliyatta olduğunu, yoğun programı olduğunu, hasta isem randevu almamı söyledi. İsmimi ve telefonumu verdim.
Aynı gün gece 23.45’de telefonum çaldı. Arayan Bingür’dü. Beni hatırladın mı dedim. “Seni nasıl unuturum.”dedi. Uzun uzun konuştuk…
Ve 49 yıl sonra, geçen hafta Cuma günü sabahı, yine Afyon Lisesi’nden Sınıf arkadaşım Kadir Altınkaya’nın sayesinde, Pendik Lisesi’nden Sınıf arkadaşım Prof. Dr. Bingür Sönmez’le Afyon’da sabah kahvaltısında buluştuk, kucaklaştık, hasret giderdik…
Bu buluşmaya vesile olan sabah kahvaltısını organize eden Gazeteci Yazar Murat Akarçay’a nazik daveti için, başta arkadaşım, kardeşim Kadir Altınkaya olmak üzere, kahvaltının çok samimi bir ortamda geçmesinde emeği olan; Afyonkarahisar İli Yumurta Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Ali Çelikten ve Sarıkamış Gönüllülerinden emekli öğretmen Ahmet Tunca’ya şükranlarımı sunuyorum.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.