Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Eyüp İMİR
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

YETİŞKİN EĞİTİM

Yurdumuzda yetişkin eğitiminin gelişimi Cumhuriyet öncesi ve sonrası dönem olmak üzere iki başlık altında ele alınabilir. Cumhuriyet öncesi toplumlar oluşturdukları sosyal kurumları geleneksel araçlarla yeni kuşaklara aktarmaktadırlar. Öğrenme gözlem ve deneyime dayalıdır. Geleneklere bağlılık yoğun olan toplumlarda değişim oldukça yavaştır. Bu dönemde medreseler, loncalar, ahilik ve kışlalar, kıraathaneler, pazar yerleri ile doğum, ölüm, düğün, bayram gibi törenler yetişkinlerin öğrendikleri yer ve etkinliklerdir. Medreseler, Selçuklu ve Osmanlı döneminde dine dayalı eğitim kurumlarıdır. Medreseler, bünyelerinde bulunan şifahane, tımarhane, imarethane ve kütüphanelerle yakın çevrelerine hizmet vermiş, halkın bilgilenmesine katkı sağlamıştır.
Ahilik 13. yüzyılda Ahi Evran tarafından kurulan ve Selçuklular döneminde yerleşik Türkmenlere örgütlenmiş, Osmanlılar döneminde 18. yüzyıla kadar etkili olmuş önemli bir yaygın eğitim kurumudur. Üyelerini dini değer ve geleneklere göre yetiştiren, esnaf arasında birlik dayanışma, sağlayan, iyilik, dürüstlük, yardımlaşma ve kanaat kavramlarını davranışa dönüştürmeye çalışılmıştır. Bankacılık sisteminin olmadığı dönemlerde güvene dayılı bir sosyal yardımlaşma kurumu görevini de yerine getirmişlerdir. Asker ocağı (kışla) Osmanlı ve günümüz Türkiye’sinde en köklü ve en yaygın yetişkin eğitim merkezidir. Bir yandan talimgâhlarda bir savunma ve savaş sanatı olarak askerlik becerileri öğretilirken, bir yandan ‘Ali Okulu’ olarak bilinen eğitim merkezlerinde okuma-yazma, yurttaşlık eğitimi bir yandan da ulaştırma, sıhhiye, süvari birliklerinde, tamir atölyelerinde, askeri fırınlarda, yemekhanelerde eğitim verilmektedir. Bundan başka sivil hayatta geçerli olan şoför, aşçı, bando elamanı, fırıncı, sağlıkçı, postacı, nalbant, oto tamircisi, radyo televizyon, bilgisayar tamircisi gibi meslekler öğretilmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı 23 Nisan 1920’den itibaren eğitimin halkın kurtuluşu ve çağdaşlaşmasının en önemli aracı olarak görülmüştür. 3 Mart 1924’te “Öğretim Birliği Yasası”nın kabul edilmesiyle halkın eğitilmesi işleri ile uğraşmak Maarif Vekâletinin görevi haline getirilmiştir. 1 Kasım 1928’de yeni Türk Alfabesi kabul edilerek, yeni harflerle okuma-yazma öğretmek amacıyla Millet Mektepleri açılarak okuma-yazma kampanyası başlatılmıştır. Cumhuriyet dönemi halkın eğitimine çok önem verilmiştir. Ülkemizin gereksinim duyacağı bilgili, kültürlüz nesiller yetiştirmek için 19 Şubat 1932’de 14 ilde büyük törenlerle halkevleri açılmıştır. Halkevleri dil, edebiyat, tarih, güzel sanatlar, temsil, spor, sosyal yardım, müze, sergicilik gibi alanlarda eğitim vermiştir. 1939’da eğitimci Hasan Ali Yücel’in Eğitim Bakanı olmasıyla bir yandan eğitmen yetiştirme işi yaygınlaştırılırken 17 Nisan 1940’ta Köy Enstitüleri Kanunu kabul edilerek, yurt çapında Köy Enstitüleri açılmıştır. Köy Enstitüleri, programlarında yer alan öğretmenlik meslek dersleri ve uygulamalarının yanında teknik ve tarım derslerinde kazandıkları bilgi ve becerileri kazandırarak öğrencilerini birer toplum önderi olarak köylere göndermiştir. İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesinden sonra Türkiye 1946 yılında çok partili döneme girmiştir. 1946 seçimlerini kazanmasına rağmen Cumhuriyet Halk Partisi yeni kabinede köklü değişiklikler yapmıştır.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER