YIKMAK VE YAPMAK

Bir şeyi yıkmak, yapmaktan her zaman kolaydır. Ne kadar mücadele ederseniz ediniz, yıkıcı propaganda bir adım öndedir.

Bir binayı bir adam bir günde yıkabilir, aynı binayı otuz adam, otuz günde yapamaz. Sadece bizim için değil, bütün topluluklar ya da milletler için de böyledir. Milli birliği korumak, parçalamaktan çok daha zordur. Millet olarak yıllardır milli birliğimizi koruma mücadelesi veriyoruz. Milli birlik dediğimiz, yüzyıllar süren ortak yaşamanın ve sayısız acı- tatlı tecrübelerin sonucudur. Bu kadar uzun bir süreçte ulaşılan duyguya sıradan şüphe düşürmek zor değildir.

Bir toplumu parçalamak için kırk türlü vesvese kullanılabilir ve bunların hiç birisinin gerçeğe uyması gerekmez. Kafa karışıklığı ile başlayıp, kışkırtmalar, provakasyonlar ve eylemlerle devam eden ihanetler bizim ülkemizde de hiç bitmemiştir. İçeriden ve dışarıdan bölmek, parçalamak ve yutmak taktikleri tarih boyunca başımıza musallat olmuştur. Hatta devlette yöneticilik yapmış insanlar eliyle de bu yaptırılmıştır.

Bugün hala, kişisel soyculuklarını sürdürenler vardır. Bilerek ya da bilmeyerek Türk birliğine fitne sokan hainler, ekmek yediği kaba tükürmektedirler.

Ancak, binlerce yıllık tarihi birikimimiz birlikteliği öğütler, kuruluş doğal olarak birlik üzerinedir. Bu tavır toplumun bilinçaltına yer etmiştir. Bu yüzdendir ki, nice ihanete rağmen birliğimizi koruyabiliyoruz.

Ama bu sıradan, temelsiz şüphe ve yıkımların açtığı yaraları sarmak, yeniden inanç birliği kurmak çok uzun, sabırlı, kesintisiz çalışma gerektirir.

Yıkımcılara karşı uyanık ve birlik olmalıyız. Duamız; Allah Türk’ü korusun ve yüceltsin.