Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Kemal DEMİRKIRKAN

ZAFER MÜZESİ HALKIN OLMALI

Mehmet Emin Güzbey ilimizin duayen gazetecilerinden birisidir. Kendisini tüm Afyonkarahisar tanır. Gazetecilik ve siyasi geçmişi dışında, Er Tv ile başlayan TV yayıncılığına Kanal 3 TV ile devam ediyordu. Ancak geçtiğimiz haftalarda Kanal3 TV’den ayrıldıktan sonra yazılarına sahibi olduğu Odak Gazetesinde devam eden ve yeniden sahalara dönen sayın Güzbey’e başarılar diliyorum.
Yaklaşık 3 yıldan beri Kocatepe Gazetesi’nde hayata dair görüşlerimi kendi bakış açımla bu köşe aracılığıyla sizlerle paylaşıyorum. Siyasi duruşu net olan birisi olarak, yaşanan olaylara bakışımı, takdir ve eleştirilerimi yazıya döküyorum. Özünde “derdi bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olan” bir Afyonluyum. Bir gazeteci ya da profesyonel bir köşe yazarı edasıyla değil amatör bir yazar olarak yazdığım yazılarda, yaptığım eleştirlerde (aldığım terbiye gereği) hiçbir zaman saygı sınırlarını aşmamaya gayret gösteriyorum.
Gelelim asıl konuya. 16 Kasım 2020 tarihli köşe yazımda Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Afyonkarahisar Bölge Müdürü sayın Şerife Münire Burcu’nun kurumunu ilgilendiren bir haber nedeniyle yerel medyaya baskı uyguladığını ifade etmiştim. Sayın Güzbey de CİB, CİMER ve sayın Münire Burcu’nun avukatlığını yaparak bunun ispatının olmadığını iddia etmiş ve bu yazı üzerinden bana eleştirlerde bulunmuş.
“OTOSANSÜRÜN KESKİN KOKUSU”
Bu yazı Afyon Postası internet sitesinde sayın Nail Azbay’ın “Afyon’da otosansürün keskin kokusu” isimli yazısında bizzat yaşadığı ve birinci ağızdan anlattığı olay üzerine yaşanalarla ilgiliydi. (https://www.afyonpostasi.com.tr/afyonda-otosansurun-keskin-kokusu-makale,664.html) Merak edenler bu linkten ilgili yazıyı okuyabilirler. Sayın Güzbey medyaya yapılan baskıların ulu orta herkesin önünde yapılmadığını, yapılamayacağını en iyi bilen ve hatta yaşayanlardandır.
Medya yazı işleri müdürlerine açılan telefonları ise ilgililer isterlerse açıklarlar. Ya da sayın Münire Burcu çıkıp böyle bir şey olmadığını ifade edip, yalanlar ki şu ana kadar böyle bir yalanlama gelmedi. Ayrıca, sayın Güzbey, Afyonkarahisar Valisi sayın Gökmen Çiçek’e bu konu ile ilgili şikayetlerin ulaştığını, konudan haberdar olduğunu ve konunun takipçisi olacağını ifade ettiğini de biliyordur diye tahmin ediyorum.
Ulusal medyaya gelince, çok ciddi bir döviz krizi yaşadığımız bir dönemde Ekonomi ve Hazineden sorumlu bir bakanın istifa haberini sadece muhalif birkaç kanal verdi. TRT dahil havuz medyasına ait TV, gazete ve internet siteleri istifa açıklamasını, Albayrak’ın sosyal medyada yaptığı paylaşımdan yaklaşık 18 saat sonra verdi. Anadolu Ajansı, İhlas Haber Ajansı ve Demirören Haber Ajansı da istifayı okurlarına servis etmedi. Ancak “Cumhurbaşkanlığı istifayı kabul etti” diyerek 18 saat sonra veren ajansların tümünün birden bunu kendi insiyatifleriyle yapmış olması mümkün mü?
Sayın Güzbey’in de bir dönem Afyonkarahisar başkanlığını yaptığı Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin de, “Türk medyasının bir bakanın istifasını saatlerce haberleştirememesi, Türk halkının gelişmeyi dış basından öğrenmesi ülkedeki haber alma krizinin göstergesidir. Albayrak olayı medyadaki krizin ilanıdır” diye isyan ederken sayın Güzbey’in bizi suçlamasını nasıl değerlendirmek lazım sizlere bırakıyorum.
Sayın Güzbey’in yazısında geçen “her yolu mübah gören, müfteri, terbiyesiz” gibi ithamlara hiç değinmek bile istemiyorum çünkü “Kem söz sahibine aittir”
Halen Basın Konseyi Yüksek Kurulu üyesi olan Mehmet Emin Güzbey’e (muhtemelen) kendisinin de imzasının bulunduğu ve Konsey Başkanı Pınar Türenç tarafından yapılan açıklamayı hatırlatmak isterim. “Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 157’nci sıradayız… Resmi ilan ve reklamları iktidarı destekleyen ve şişirilmiş tirajlı gazetelere akıtan Basın İlan Kurumu (BİK) bağımsız ve özgür yayın yapan gazetelere ambargo uygulamaktadır. İktidar yanlısı olmadıkları için BİK’in ilan kesme cezası verdiği yüzlerce yerel gazete ya kapandı ya da zarar ederek yayınını sürdürmekte… Sansür ve oto-sansür gazetecilik faaliyetini engellerken halkın haber alma hakkı da yok sayılıyor. Gazetelerin ve televizyonların yüzde 90’ı ele geçirilirken bunların neredeyse tek merkezden yönetilir olması, ‘tek sesli medya’ yaratma çabaları hepimizi ürkütüyor. Bu hedefe ulaşmak için her yol deneniyor.”
Kıdemli bir basın mensubu olan ve Afyon Gazeteciler Cemiyeti başkanlığı yapmış olan sayın Güzbey’in bizleri eleştirmeden önce yazılanların doğruluğunu araştırması daha uygun olmaz mıydı?
ZAFER MÜZESİ CİMER’E DEĞİL,
AFYON HALKINA AÇILMALIDIR
Bütün bu yazılanlar konunun özünü dikkatlerden kaçırmamalı. Şunu bir kez daha ifade etmek istiyorum ki Zafer Müzesi Kurtuluş Savaşının sonlanmasında önemli kararların alındığı özel öneme sahip olan tarihi bir mekandır. Cumhuriyeti kazanıldığı topraklarda yaşayan, Atatürk ve Afyonkarahisar sevdalısı birisi olarak bu mekanın bir an önce önemine uygun olarak tefriş edilip yeniden müze olarak açılmasını dört gözle bekliyoruz. CİMER için ilimizde birçok yer bulursunuz ancak Atatürk’ün hatırasını yansıtan başka bir mekan bulamazsınız.
Son Söz; “Gazeteciler, gördüklerin, bildiklerini, düşündüklerini samimiyetle yazmalıdır” M. Kemal ATATÜRK

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER