28 Şubat bitti mi? – Kocatepe Gazetesi
Anadolu Gençlik Derneği Başkanlığı’nca (AGD) organize edilen, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Eğitim Fakültesi Dekanı Yardımcı Doçent Dr. Mücahit Gültekin tarafından verilen “Erbakan’ı Anlamak” başlıklı konferans 28 Şubat Pazar akşamı Afyon Lisesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.DÜN KARŞISINDA OLANLAR BUGÜN O’NU ANLADIKonferans öncesi Yuşa İntepe tarafından Kur’an-ı Kerim tilavetinde bulunuldu. Daha sonra AGD Şube Başkanı Muharrem Coşkun konuklara [&hellip]
Anadolu Gençlik Derneği Başkanlığı’nca (AGD) organize edilen, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Eğitim Fakültesi Dekanı Yardımcı Doçent Dr. Mücahit Gültekin tarafından verilen “Erbakan’ı Anlamak” başlıklı konferans 28 Şubat Pazar akşamı Afyon Lisesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
DÜN KARŞISINDA OLANLAR BUGÜN O’NU ANLADI
Konferans öncesi Yuşa İntepe tarafından Kur’an-ı Kerim tilavetinde bulunuldu. Daha sonra AGD Şube Başkanı Muharrem Coşkun konuklara hitap etti. Erbakan Hoca ile ilgili sinevizyon gösteriminin ardından konferansa geçildi. Yrd. Doç. Dr. Mücahit Gültekin konferans boyunca konuşulan paylaşımların tüm paydaşların dünya ve ahiretlerine yarar sağlanmasını dileyerek konuşmasına başladı. Milli Görüş hareketi lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı rahmeti rahmana uğurlayalı 5 yıl olduğunu belirten Gültekin; “Hocamızın aziz hatırasını yad etmek için toplandık. Erbakan Haftası boyunca, Erbakan Hocayı anlamaya onun gösterdiği hedefleri, onun ortaya koymuş olduğu şiarları idrak etmeye, hayatımıza geçirmeye vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Konuşmam da bunun üzerinde durmaya çalışacağım. Erbakan Hoca gönüllere nakşeden, O’nun sağlığında karşısında duranların bile bugün ‘Hocamızı bugün daha iyi anlıyoruz. Gerçekten söyledikleri doğruymuş.’ demesine sebep olacak duruş, özellikler neydi? Bunun üzerinde konuşmak, bunu daha iyi idrak etmek durumundayız” dedi.
28 ŞUBAT’TA ERBAKAN’I
TARİHE GÖMMEK İSTEDİLER
Mücahit Gültekin, merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın hayatına bakıldığında O’nun hayatının sadıkların, sıddıkların, şehitlerin ve peygamberlerin hayatı gibi olduğunu içtenlikle söyleyebileceğini kaydetti. Erbakan’ın ortaya koymuş olduğu duruşun, O’nun hayatında canlandırdığı şiarların net bir kanıt olduğuna değinen Gültekin; “Bundan 19 yıl önce konferansımızın olduğu bugünün tarihi itibariyle 28 Şubat tarihinde Erbakan Hocayı tarihe gömmek istemişlerdi. ABD, İsrail ve uluslararası siyonizmin bu ilkede ki işbirlikçileri O’nun adının bu ülkede bir kez daha anılmamasını istemişlerdi. O’nun ortaya koyduğu şiarlar ve davası zeval bulsun istemişlerdi. Ama görüldü ki anladılar ki, anladık ki Erbakan Hoca’nın fikirlerine 28 Şubat’ın ihanetleri, iftiraları, kalleşlikleri işlemiyor. Anladılar ve anladık ki Erbakan Hoca’nın davasına uluslararası siyonizmin ABD ve İsrail’in komploları etki etmiyor. O yüzden bugün hala bu çizgi uluslararası siyonizm tarafından, ABD ve İsrail tarafından en tehlikeli çizgi olarak takip edilmeye devam ediyor” diye konuştu.
“ÖNCE AHLAK VE
MANEVİYAT” DEDİ
Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı sadece İslam coğrafyasının değil tüm bir insanlığın umudu haline getiren özelliklerin bazılarından söz eden Mücahit Gültekin, Erbakan Hoca’yı anlamaya zikredeceği özelliklerin tek başına yetmeyeceğini belirtti. İlim adamlarının, bilim adamlarının, siyasetçilerin Erbakan’ın en seçkin özelliklerini inceleyip tarihe kaydetmeye bundan sonra da devam edeceğini söyleyen Gülketin; “İnşallah bu konferansta ben Erbakan Hocamızın kendimce derlediğim en temel sekiz özelliğini aktaracağım. Erbakan Hoca’nın birinci temel özelliği ‘Önce ahlak ve maneviyat’ demesiydi. Bunu ilk olarak siyasete adım attığı 40 yıl önce söyledi. Bundan tam 40 yıl önce Türkiye adına İslam coğrafyası, Müslümanlık ve insanlık adına siyasete adım attığında dedi ki, önceliğin ahlak ve maneviyat olması gerektiğini söyledi” şeklinde konuştu.
AHLAK VE MANEVİYAT ASLİ İHTİYAÇ
Yrd. Doç. Dr. Mücahit Gültekin, Erbakan Hoca’nın manevi kalkınma zorunluluğunu, çağın materyalizme boyun eğdiği, pozitivizme eyvallah deyip, sadece teknolojik üstünlüğün maddi ve materyal üstünlüğünü birinci üstünlük olarak kabul ettiği zaman diliminde söylediğini vurguladı. Gültekin; “Erbakan Hoca, ‘Ahlak ve maneviyat temelinde mücadelemiz üzerinde ülkemiz yükselecektir.’ dedi. 40 yıl sonra O’nun söylediği bu temel şiar bugün 40 yıl öncesi kadar önemli değil midir? 40 yıl öncesi kadar gerçek değil midir? O’nun söylediği bu temel şiara bizim 40 yıl öncesinden daha fazla ihtiyacımız yok mudur? Ülkenin haline baktığımızda ailenin çöktüğü görülüyor. Gençlik çökmüş, çocuklarımız gitmiş. Ben yaklaşık 20 küsur yıldır çocuk, aile, gençlik üzerinde çalışıyorum. Bugün özellikle de son 15 yıldır Türkiye’de ailenin seyri ve aile politikalarını takip eden biri olarak son 10 yıl içerisinde bir milyon 200 bin çift bu ülkede boşandığını ifade etmek durumundayım. Başbakanlığa bağlı TİK verilerine göre 2008-2012 yılları arasında sadece çocuklarda ki uyuşturucu kullanımının yüzde 139 arttığını söylüyorum. Sanal kumarda dünya üçüncüsüyüz. Onsekiz yaş altı çocuklarımızın yüzde 52 sanal kumar oynuyor” ifadelerine yer verdi.
MÜHİM OLAN HAKLI OLMAK
“Evet ceplerimiz biraz para gördü. Evet yollarımız ve sağlık ocakları yapıldı. Duble yollara sahip olduk v.s, v.s.” diyen Mücahit Gültekin, bu süreçte çocukların kaybedildiğinin altını çizdi. Çocuklarla birlikta aile kavramının, edebin, saygının, hayanın da kaybedildiğinden yakınan Gültekin; “Doğudan, batıya, güneyden kuzeye kiminle görüşürsem görüşeyim herkes ‘Çocuklarımızı kaybediyoruz.’ diyor. Peki ben soruyorum neden? Erbakan Hoca bundan tam 40 yıl önce ‘Önce ahlak ve maneviyat’ derken bugünleri idrak ederek bu ilkeyi siyasetinin en temeline yerleştirmişti. Bizim için güçlü, paralı, iktidar sahibi olmak değil bizim için haklı olmak önemliydi. Erbakan Hoca, bizim güçlünün yanında haklılık bilincimizdi” ifadelerine yer verdi.
“BİZE KENDİMİZİ
HATIRLATAN ADAMDI”
Mücahit Gültekin, kişisel kanaatine göre Erbakan Hoca’nın en önemli ikinci özelliğinin bu coğrafyanın insanına onur, izzet ve özgüven kazandıran kişi olduğunu söyledi. “Çok açık ve net söylüyorum. Erbakan Hoca, bize kendimizi adam gibi hissettiren adamdı” diyen Gültekin şunları söyledi: “Herkesin Müslümanlar’ı aşağıladığı, horladığı, hakir gördüğü, Müslümanlar’ın kendi aralarında bile konuşmaktan çekindiği gerçekleri kürsülerden anlatan, kürsüden kükreyen bir liderdi. Erbakan Hoca, herkesin Avrupa ve ABD’nin hayalinden, gölgesinden korkarken ‘Bana ne Amerikadan.’ diyebilen bir adamdı. Erbakan, bütün bu adamların karşısına dikilip, ‘Bunlardan korkacağınıza Allah’tan korkun.’ diyebilen bir adamdı. ABD’den değil, uluslararası siyonizmden değil, AB’den değil Allah’tan korkun. Siz kimin torunlarısınız? Siz hangi tarihten geliyorsunuz diye sorup bizi kendimize döndüren, bize kendimizi hatırlatan adamdı.”
KONUŞMALARI TERAPİ GİBİYDİ
Kendisinin 44 yaşında bir yetişkin olarak Erbakan Hoca ile birlikte büyüdüğünü anlatan Yrd. Doç. Dr. Mücahit Gültekin, memleketi Tavşanlı ilçesinde 13 kişi yaşadıkları evinde merhum Erbakan’ın konuşmalarını pür dikkat dinlediklerini söyledi. Şahsına ve ailesine Erbakan’ın yaptığı konuşmaların bir nevi terapi gibi geldiğini söyleyen Gültekin şöyle konuştu: “Erbakan Hoca’nın konuşmaları bizim için aile terapisi gibi birşeydi. Çünkü Erbakan Hoca bizim hissedip, söyleyip isteyip de söyleyemediğimiz bütün gerçekleri meclis kürsüsünden haykıran kişiydi. Erbakan Hoca siyaset yaptığı dönemde AB, batı ya da doğu bloku ülkelerinden birisine tabi olmanın dışında 3. bir seçeneğin asla konuşulmadığı bir zamanda ortaya çıktı. Dedi ki, ‘İslam Birliği’ Onların hayal bile edemediklerini hayal etmekle kalmadı, ortaya koydu. Bunları somutlaştırarak hayatı boyunca bunlara inanmayanlara da aktarmaya çalıştı.”
ERBAKAN HEP
KUKLACIYI GÖSTERDİ
Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın 3. temel özelliğini “gerçek düşmanı” götermek olarak tanımlayan Yrd. Doç. Dr. Mücahit Gültekin, O’nun hiçbir zaman kolayı tercih etmediğini dile getirdi. Erbakan’ın halkına “kuklacıyı” gösterdiğini belirten Gültekin; “Ömrü boyunca Haim Nahum doktirinin anlattı. Ömrü boyunca Theodor Herzl’i anlattı. Ömrü boyunca uluslararası siyonizmi anlattı. Ömrü boyunca ‘Eğer bir yerde terör varsa, bir yerde ifsad varsa, bir yerde şer varsa işte orada İsrail vardır. İşte orada siyonizm vardır. İşte orada Yahudi vardır. İşte orada gizli dünya devleti vardır.’ demiştir. Açıkça ifade etmek gerekirse cennet mekan Abdülhamid Han Theodor Herzl’in karşısında nasıl durduysa, Erbakan Hoca da onun torunu olarak uluslararası siyonizmin karşısında, İsrail’in karşısında ve onların yerli işbirlikçileri karşısında aynen dimdik durdu. Theodor Herzl, ‘Abdülhamid Han bu coğrafyanın başında durduğu sürece İsrail’in kurulması mümkün değildir.’ demiştir. Bundan 19 yıl önce 28 Şubat tarihinde Erbakan Hoca’nın karşısına geçip manası aynı teklifi yaptıklarında O aynen Abdülhamid Han’ın verdiği cevabı onlara verdi. Asla hayır dedi” dedi.
ABD ŞARTLARINA
EYVALLAH ETMEDİ
28 Haziran 1996 tarihinde Başbakan olan merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’a dönemin ABD elçesinin gelip, “Biz senden hazzetmeyiz. Senin davandan da, çizginden de, yolundan da hazzetmeyiz. Ama gelin görün ki seçim oldu ve siz başa geldiniz. Sizinle bir şekilde iş yapmak zorundayız. Altı tane şartımız var. Bunlara riayet edersen seninle iyi geçinebiliriz.” dediğini söyleyen Gültekin; “O altı şartın hepsini genç arkadaşlarımızın tek tek okumalarını rica ediyorum. O altı şartın hepsi iki cümle ile özetlenebilir. Bir ABD ve batıya bağımlılığın devam edecek. İki yönünü İslam dünyasına dönmeyeceksin. Erbakan Hoca hayır dedi. Onlar ne söylediyse O tersini yaptı. Dikkat çekmek istediğim nokta şurası; O şartların içerisinde baş örtüsü yoktu. O şartların içerisinde İmam Hatip Okulları, Kur’an kursları yoktu. İnanın ABD’nin bunlarla hiçbir sorunu yoktu. Ben şuna kesinlikle inanıyorum. Eğer Erbakan Hoca bunlara eyvallah deseydi, başörtüsü denilen sorun 20 yıl önce çözülecekti. Ama bizde olmayacaktık. Bu dava da olmayacaktı. Erbakan Hoca aynen şunu söyledi; ‘Biz namaz kılan köleler olmayacağız.’ dedi. Bu söz çok önemli” diye konuştu.
PEYGAMBERİ DURUŞ GÖSTERDİ
Mücahit Gültekin, Erbakan’ın tüm sözlerinin anlattığı çok daha fazla şeyler olduğunu, hiçbir sözünün altının boş olmadığını ve O’nun şahsına hiçbir afaki övgü de bulunmadığını vurguladı. Gültekin; “Necmettin Erbakan peygamberi bir duruş göstermiştir. Peygamberlere her ne yapıldıysa, Erbakan Hoca’ya da aynısı yapılmıştır. Tehdit, alay, istihza, işkence, sürgün, hapis hepsi O’na da yapılmıştır. Peygamber Efendimizin (SAV) yanına gidip demişlerdir ki, ‘Ne söyleyeceksen söyle ama bizim putlarımıza saygı göster.’ Bizim putlarımıza saygı göster demek bize saygı göster demektir. Bizim bu şehirde ki müeyyi de koyucu rolümüzü ezip geçme demektir. Peygamber Efendimize (SAV) ‘Namaz kıl, oruç tut, tebliğini yap. Ama arada sırada da olsa bizim Kabe’de ki şu putlarımıza bir selam çak.’ demişlerdi. Peygamber Efendimiz (SAV) buna hayır demişti. Resulullah (SAV) ‘Bir elime ayı diğer elime güneşi verseniz yolumdan dönmem.’ dedi. Ne zamanki bunu söyledi işte o zaman Mekke’nin 28 Şubat’ı başladı. Efendimiz biliyordu ki verilmiş özgürlük arttırılmış tutsaklıktır. Müslümanlar sabrettiler, çile çektiler, hicret ettiler. Ama Allah onlara bir yol gösterdi. Mekke fethinin anahtarı o pazarlığa hayır demekte gizliydi. İşte Erbakan’da peygamberlerin çizgisini sürdürerek ABD büyükelçisine Başbakanlık koltuğuna oturduğunda hayır demiştir. Var olmak şiarlarımızla, ilkelerimizle var olmak demekti. O yüzden Erbakan Hoca ve bizler var olmaya devam ediyoruz. 28 Şubat’ın yıldönümünde herkesin şu soruyu kendisine sormasını istirham ediyorum. Acaba 28 Şubat bitti mi? İkincisi ise 28 Şubat’ı kim yaptı? Erbakan 28 Şubat emrinin ABD’den geldiğini açıkladı” şeklinde konuştu. >> Burcu AYDIN’ın özel haberi
Bakmadan Geçme




