Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Afyon’da üç maymun oynanıyor” – Kocatepe Gazetesi

Bu haberin fotoğrafı yok
"Afyon'da üç maymun oynanıyor"

CHP Milletvekili Ahmet Toptaş, insanların gerçekleri konuşmaktan korktuklarını, bu nedenle Türkiye ve Afyonkarahisar’da üç maymunun oynandığını savundu

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, dün sabah medya çalışanları ile birlikte kahvaltı etti. Marble Çakmak Otel’de gerçekleştirilen kahvaltıda yerel ve ülke gündemine ilişkin düşüncelerini açıklayan Milletvekili Toptaş, sorulan sorularıda cevaplandırdı.
Basın çalışanlarının katkısı büyük
CHP Milletvekili Ahmet Toptaş, uzun süre medya çalışanları ile bir araya gelemediği için karşılıklı sohbet etmek ve merak edilen soruları cevaplandırmak için bir basın toplantısı düzenlediğini kaydetti. Afyonkarahisar’daki gazetecilerin kendilerinin düşüncelerini haber yapma ve şehirde olan bitenin izlenmesi anlamındaki katkılarına teşekkür eden Toptaş; “Sabahları meclis ofisine geldiğimizde danışmanım bana Afyon’la ilgili olup biteni internetten indirir. Herşeyden haberimiz olur. Uzakta olmamıza rağmen. Bu haberleri medya çalışanlarının katkıları sayesinde alıyoruz. Müdahale edebileceğimiz ya da değerlendirebileceğimiz birşey varsa değerlendirmeye çalışıyoruz. Aramızdaki iletişim çok önemli. Onun için medya çalışanları ile bir sabah kahvaltını birlikte yapmak istedim.” dedi.
Ciddi anlayış, dayanışma var
Kendisinin vereceği özel bir mesaj olmayacağını, konukları basın mensuplarının soracağı soruları kısaca cevaplandırabileceğini belirten CHP Milletvekili Ahmet Toptaş, kahvaltı havasının bozulmamasını istedi. Toptaş, ilçe kongrelerinin süreç ve tarihlerinin belli olduğunu belirterek kongre sürecinde bir çok kişinin aday olabileceğini bunun demokrasinin gereği olacağını söyledi. İlçe kongrelerinden 9’nun bittiğini kaydeden Toptaş;
“Önümüzdeki hafta Başmakçı ve Merkez İlçe kongremiz var. Sinanpaşa kongremiz var. Genelde düzeyli kongreleri idrak ediyoruz. Seçim en nihayetinde toplumsal bir süreç. Partinin değişik kesimlerinden değişik talep ve beklentileri olan birçok insan var. Biz onları sorun olarak görmüyoruz. Sizler de izliyorsunuz artık bizim partimizde kavga döğüş özellikle Afyon’da yok. Gerçekten ciddi bir anlayış ve dayanışma var. Merkez İlçede’de 22 Nisan tarihinde bir seçim yapılacak. İl ve merkez ilçe başkanlığına tabi aday olarak ismi geçen arkadaşlar var. Daha öncede söyledim ben bütün arkadaşlarımla bu partinin başarısı için uğraşmaya geldim. Maksimum verimi hangi arkadaşlarımız ve listelerle alabileceksek elbette onun seçilip göreve gelmesini isterim.” diye konuştu.
Konuşması gerekenler susuyor
CHP örgütlerinin seçimlerine hiçbir dahli ve müdahalesinin olamayacağının altını çizen Milletvekili Ahmet Toptaş, partisinin iktidara aday olan bir parti olduğunu kaydetti. Kendilerinin iddia ettikleri içerisinde CHP’nin Türkiye’nin sigortası olarak yer aldığını ifade eden Toptaş; “Türkiye bir değişim dönüşüm içerisinde hızla ilerlemektedir. Bunu engellemenin bir tek yolu vardır CHP’nin iktidarı. Çünkü sivil toplum neredeyse yok edilmiştir. Medya, basın, iş camiası susturulmuştur. Yargı artık öyle bir noktaya gelmişki insanların güveni yargıya kalmamış. Genel Başkanın değişiyle iktidarın sopası haline gelmiş. Silahlı kuvvetler zaten siyasetin dışında kalması gereken bir kurum. Onla çok bir derdimiz yok. Ama üniversiteler susmuş. 4+4+4 Yasasında Türkiye’de 170’e yakın üniversite var. Bir tek üniversiteden doğru düzgün lehinde ya da aleyhinde doğru dürüst bir ses çıkmamış. Eğitim konusuna üniversite müdahale etmeyecek, doğru ve yanlış hususunda o fikir beyan etmeyecekde avukat, kasap, manav, doktor mu beyan edecek? Konuşması gerekenlerin sustuğu bir ülkete yaşıyoruz. Buradan çıkış yolunun CHP olduğunu söylediğimize göre, CHP örgütlerininde bu işleri yerine getirebilecek, iddialarını, düşüncelerini halka taşıyabilecek, halkla beraber bu konulardaki düşüncelerini olgunlaştırıp yukarılara taşıyacak örgütlerdir CHP örgütleri. ” şeklinde konuştu.
CHP’liler ihtiyacı biliyor
Üzerine düşen işleri başarabilecek, elverişli örgütlenmelere CHP olarak ihtiyaç duyduklarından söz eden Milletvekili Ahmet Toptaş, bu anlamda seçimlerde kim olursa olsun şeklinde bir seyretme yoluna gitme hak ve lüksleri bulunmadığını dile getirdi. Kendisinin Afyonkarahisar’da partililerinin gerek il gerekse ilçe seçimlerinde taşıdığı kaygıları taşıdıklarını bildiğini aktaran Toptaş; “CHP’nin iktidara gelmesi için mutlaka verimli çalışmanın gerektiğini, zaman ayırabilecek, bu konularda düşünce üretebilecek, bu düşünceleri halka taşıyabilecek, halkla sıcak temaslar ve ilişkiler kurabilecek bir kadroya ihtiyaç olduğunu CHP’li bütün üyeler biliyor. Buna uygun kadrolarıda yönetime getireceğini düşünüyorum. Çünkü başka çaremiz yok. Artık sen ben kavgasının hiç kimsenin işine yaramayacağı bir dönemi yaşıyoruz. Türkiye 5 yıl sonra bu süreçte giderse biz hepimiz birleşsek, herkes CHP’li de olsa hiçbir anlamı kalmaz, hiçbir işe yaramaz. Çünkü mücadele zeminini kaybettiğimiz zaman artık mücadele edecek bir yapı bulamazsınız. Kimseyi yanınızda bulamazsınız. Onun için biz bugün o zemini kaybetmeden partimizde ciddi bir dayanışma barış verimli bir yönetim anlayışını gündeme getiriyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Partimizde demokrasi
önceden yoktu”
SHP döneminden itibaren tüzük konusunun sürekli partinin üzerinde önemli durduğu konulardan biri olduğunu kaydeden CHP Milletvekili Ahmet Toptaş, tüzüğün bir parti işleyişinin anayasası olduğunu söyledi. Toptaş, üye hukukun ve demokrasinin korunmaması halinde demokratik bir örgütlenmenin, üyenin haklarına sahip çıkıp enerjisinin değerlendirilebileceği bir tüzük olmaması durumunda böylesi bir örgütlenmenin işe yaramayacağını belirtti. Milletvekili Toptaş; “İnsanlar, yöneticiler iyi niyetli olabilirler. Kimse iyi niyetini siyasi hayatına bağlayamaz. Önemli olan kurallardır. O kurallar ve işleyiş ne kadar demokratik olursa o partinin içindeki demokrasi ülkeyede demokrasi getirmesinde bir güvecedir. Diğer partilerin hiçbirinde yok. Bizim partimizde çok uzun yıllardır yok olmaması gereken demokrasi gerçekten yoktu. Halbuki sosyal demokrat bir parti öbür partilerde şöyle oluyor diyemez. Öbür partilerde ne olursa olsun. Sosyal demokrat parti kendi içerisinde demokrasiyi uygulaması gereken bir partidir. Biz bu tüzükle olabildiğince demokrasinin uygulanabileceği bir demokratik kurallar sistemi getirmeye çalıştık. Ama bunun önünde büyük bir engel var siyasi partiler yasası. Bu siyasi partiler yasası değişmeden siz tüzüğünüzü cidden tam demokratik bir tüzük haline getiremezsiniz. Çünkü tüzüğe koyacağınız maddelerde siyasi partiler yasasına bağlı maddelerdir. ” dedi.
Kadınlar ve gençler önemli
Milletvekili Ahmet Toptaş, CHP’de son yapılan tüzük değişikliğiyle birlikte kadın kotası denilen kotayı getirdiklerini aslında kadın kotasının cinsiyet kotası anlamına geldiğini ifade etti. Gelecekte kadınların çoğunluğu geçip bu seferde erkeklerin kota talep edebileceklerine işaret eden Toptaş; “Tüzük değişikliği ile gençlik kotasını getirdik. Birçok yerde tüzük yeni geçmiş parti örgütlenmesinde kadınların bu kadar yoğun yer alması mümkün değil. Afyon koşullarında böyle. Ama büyük illerde bu kotalar doluyor. Bizim merkez ilçemizde ve ilimizde de dolar. Ama küçük bir ilçede bunu doldurmak tabi mümkün değil. Bunu dolduramayız buna ne gerek vardır demeninde bir anlamı yok. Doldurulabilecek bir çok yer var. Kadınların politikaya girmesinin kazancını biz bu seçimlerde Afyon’da gördük. Bizzat gençlerin politika içinde olmaları çok önemlidir. Çünkü onlar politikaya buralardan başlarlarsa kendi gelecekleri ile ilgili kararlara katılacaklar. Kendileri yönetime gelme taleplerini dile getirecekler. Politika yapma taleplerini dile getirecekler. Genç politikacılara çok ihtiyacımız var. Tüzük değişikliğinin faydasını göreceğiz. Esas problem siyasi partiler yasasında.” diye konuştu.
“Afyon için biraraya gelemiyoruz”
Milletvekili Ahmet Toptaş, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun kendisi ile Afyonkara-hisar’la ilgili konularda görüş alışverişinde bulunup bulunmadığı sorusunu cevaplandırdı. Bakan Eroğlu’nun şehirde olması ve olmaması gerekenle ilgili herhangi bir önerisi, teklifi, talebi, davetinin bugüne kadar olmadığını söyleyen Toptaş,
Afyonkarahisar’ın Türkiye’nin yaşanabilir illeri arasında 58. sıradan 60’a düştüğünü kaydetti. AK Parti Milletvekili Halil Ürün, MHP Milletvekili Kemalettin Yılmaz’la daha önceden görüştükleri şekilde başkentte de insani ilişkilerinin birbirlerine karşı son derece saygılı şekilde devam ettiğini anlatan Toptaş; “Milletvekilleri olarak beşimizin bir araya gelerek Afyon’u tartışmamız ortamını iktidar partisi oluşturur. İktidar partisinin bakanı bunu sağlar. Böyle bir davet almadım. Afyon için bir araya gelemiyoruz. Zaten bu AKP iktidarının genetiğinden kaynaklanan birşey. Ben Sayın Bakanı burada herhangi bir tahkir, tenzip etmek istemiyorum. Türkiye Suriye ile savaşın eşşiğine gelmiş meclisin haberi yok. Türkiye PKK ile görüşüyor, özerklik anlaşmaları tartışılıyor meclisin haberi yok. AKP iktidarı, ‘Ben bu ülkenin çoğunluğunu aldım, yönetim hakkı benimdir. Ben canımın istediğini kendim yaparım.’ Çoğulculuk diye bir derdi yok. Halbuki demokrasi çoğunluk rejimi değil çoğulculuktur. Yani toplumda her kesimin yüzde bir oy alanında, yüzde 5 oy alanında, yüzde 20 oy alan partininde düşüncelerinin saygın olduğu herkesin alınan önemli kararlarda kendisininde katkı sunarak katılabildiği bir rejimdir demokrasi. Siz yüzde 50 oy aldınız diye kalan yüzde 50’nin oyunu sıfır sayarak Suriye’ye kendi aklınız erip, sabah uyandığınızda canınız istedi diye savaş açma hakkına sahip misiniz? Meclis Suriye ile ilişkileri gazetelerden mi öğrenecek? Başbakan Dışişleri Bakanı ile Çin’e gidiyor. Suriye ile problem çıkmış Dışişleri Bakanı Çin heyetini terk edip Hatay’a geliyor. Ne olup ne gidiyor. Biz Türkiye’nin dış politikasını ABD gazetelerinden mi okuyalım? Böyle bir kepazelik olmaz. Sayın Bakanı ben burada eleştirmiyorum. Çünkü AKP’nin genetik yapısı buna müsait.” şeklinde konuştu.
CHP Milletvekili Ahmet Toptaş, Türkiye sorunlarını mecliste tartışmayan bir iktidar partisi, milletvekilleri ya da bakanının Afyonkarahisar sorunlarını kendileri ile tartışmayacağını savundu. “Onlar herşeyi biliyor. Herşeyi yapıyor onlar. Bizi niye dahil etsinler bizim elimizde bir yetki bir güç yok.” diyen Toptaş şöyle konuştu: “Onların kafası buna basıyor. Bunlarında düşüncesi vardır. Belki yararlı şeyler söylerler. Belki tartışır, konuşur daha olumlu hale getirir, projeleri olgunlaştırırız. Böyle bir şeye ihtiyaçları yok. Böyle bir alışkanlıkları yok. Kendi kafasına göre verdiği karar doğrudur yanlıştır. ‘ben verdim.’ Türkiye için neyse Afyon içinde uygulanan odur. Yazıkki sadece bizim değil Afyon’da kimseyi dinlemiyorlar. Dinliyor görenibilirler kamuoyunun hoşuna gitmek için. Kendi bildiklerinin, kendi kafalarında oluşturdukları projelerin dışında herhangi bir şeyide başkaları ile paylaşacaklarını sanmıyorum. AKP gerçekten Türkiye’de demokrasiyi içselleştirmemiş, demokrasi kaygısı olmayan bir parti. Başkalarının düşüncesine saygı göstereyim, başka düşüncelerde saygındır, belki başkalarıda benim düşündüğümden daha doğru şeyleri söylüyor olabilir. Böyle bir kaygıları yok. Ben yaptım oldu. Türkiye ‘bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete’ diye bir alamete gidiyor.”
“AKP’ye oy vermedin
ne hakkın var”
CHP Milletvekili Av. Ahmet Toptaş, meslektaşı Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ın bir sendika kongresinde 12 Eylül referandumunda hayır oyu kullananların toplu görüşmelerle ilgili bir şey söylemeye hakkı olmadığı yönündeki ifadeleri hakkındaki düşüncelerini açıkladı. “Şimdi bunu neresinden ele alıpda buna bir yanıt vereyim” ifadelerini kullanan Toptaş şunları söyledi: “Demek ki AKP iktidarına oy vermeyenlerin AKP iktidar olduğuna göre bu ülkede yaşamaya hakkı yok. Herhangi bir şeye hakları yok. Bana oy vermedin benim açtığım hastaneye sen niye geleceksin. Bana oy vermedin yaptığım okulda niye okuyacaksın. Orada iş buraya kadar gider. Zaten senin dediğin gibi oy kullanacaksam referandum yapmaya gerek yok. Ben çoğunluğum Anayasa’yı değiştirdim metni asarsın, okuyun kabul eden etsin etmeyen etmesin. Benim anayasam budur der geçersin. Bu tek adam diktatörlüğü dediğimiz diktatörlüğün buralardaki tezahürüdür bu. Hayır dedin madem ne hakkın var? AKP’ye oy vermedin ne hakkın var? Ya da ben Belediye Başkanıyım bana oy vermedin o sokakta asfalt dökülsün demeye ne hakkın var? Bana oy verseydin isteme hakkın vardı. Üzülüyorum insan olarak. En nihayetinde bunu söyleyen bir avukat arkadaşım. Kendisi ilede ilişkilerimiz son derece düzeylidir. Karşılıklı saygıya dayanan bir ilişkimiz vardır. Ama hayır diyenler bundan yararlanamaz. Kaldı ki o toplu sözleşme denilen hadiseninde daha önceki yasada yer alan toplu görüşmeden hiçbir farkı yok. Milleti kandırdılar sanki memurlar grev hakkı veren, direne direne haklarını alabilecekleri bir sendika yasası falan çıkaracaklarını sandılar. Çıkardıkları bir ucubedir. Toplu iş sözleşmesinde hükümetle görüşme yapacaksın kelimeler değişik süreç aynı süreçtir.”
“28 Şubat kararlarını imzalayan bugün cumhurbaşkanı”
Bir gazetecinin “28 Şubat yargılamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz, sizin verdiğiniz soru önergeleri ve kanun tekliflerini bir hafta ara ile takip eden bir milletvelimiz var. MHP Milletvekili Kemalettin Yılmaz’la ilgili neler söylersiniz.” sorularını cevaplandıran CHP Milletvekili Av. Ahmet Toptaş; “Kanun tekliflerini vermek milletvekilinin görevi. Biz bize düşen konularla ilgili hazırlığımızı yapıyoruz. Bizden önce bir arkadaşımızın kanun teklifi verip vermediğini takip etmek gibi bir durumuzuz yoktur. 28 Şubat sürecindeki askeri davranışa başından beri karşıydım. Bugünün Cumhurbaşkanı o zaman Dışişleri Bakanı olarak 28 Şubat kararlarını imzalamıştı. Biz o günde karşıydık. 28 Şubat’ta yayınlanan bildiriye karşıydık. Askerlerin Türkiye’de her şeye egemen olmasına karşıydık. Çünkü biz demokrasiyi savunan bir partiydik. Demokrasiyi bu ülkede kuran bir partiyiz. Demokrasiden vazgeçilmemesi konusunda kararlı ve iddialı bir partiyiz. Kim demokratik yaşamı zaafa uğratacak bir eylem içerisiydeyse buna karşı durarız. Bu başka birşey. O gün 28 Şubat kararlarını imzalayanlarını kendi partilerinden Cumhurbaşkanı seçenler, bugün 28 Şubat yargılamalarını gündeme getiriyor. Bizede CHP alkışlıyordu diyor. İmzalayan sensin, bir imzanı açıklada ben alkışlayıp alkışlamadığımı söyleyeyim sana. CHP 28 Şubat sürecinde doğru bir tavır almıştır. Doğru aldığımız tavır konusunda 4+4+4 konusunda sergilediğimiz tavrın devamıdır. Bunlar 28 Şubat’taki kesintisiz eğitimden intikam almak için bu yasayı getirirlerken o yasanın 28 Şubat’ta çıktığını söylüyorlardı. O yasa 1950’den beri tartışılan 1970’den sonrada pilot uygulaması yapılan, Türkiye koşulları el verdiği zamanda bütün ülkede uygulayacağız diyen milli eğitim şura kararlarının sonucu çıkan bir yasadır. 28 Şubat’tan önce görüşülmüştür bu. 28 Şubat’ta askerler, siviller hatta Cumhurbaşkanı, karar imzalayanlar, hatta şimdi bakan olanlar, hatta şimdi AKP’den milletvekili olanlar hepsinin müdahalesi, dahli vardır. 28 Şubat sürecinde hepsi görev yapmıştır. Soruşturulacaksa o gün demokrasiyi rafa kaldırma çabasında olan ve buna çanak tutan herkes soruşturulmalıdır. Türkiye’de hakimler, savcılar, yasalar varsa herkes kendi görev alanına gireni çağırır ifadesini alıp soruşturur.” ifadelerine yer verdi.
“Biata karşı harp ediyoruz”
AK Parti iktidarın tüm toplumu korku tünelinden geçirerek kendisine biat eden bir Türkiye yaratmak istediğini ileri süren CHP Milletvekili Ahmet Toptaş, kendisinin 28 Şubat’ı korku tünelindeki karanlık yerlerden birisi olarak gördüğünü söyledi. Toptaş, iktidarın intikam ve korku oluşturmak için 28 Şubat sürecinin kullanılması biçimine karşı çıkacaklarını kaydetti. Toptaş, partisi içerisinde kimsenin kimseye biat etmediğini, biata karşı harp ettiklerini belirtti. Özü sözü bir insan olarak örgüt kongrelerinde taraf olmadığının herkesçe bilindiğini aktaran Toptaş; “Benimde seçilmesini istediğim insanlar olabilir. Bunu benim deklare etmek gibi bir hakkım yok. Herkesin demokratik düşüncesi vardır. Bana bir arkadaşım sorarsa ona karşı düşüncelerimi samimi olarak paylaşabilirim. O bir düşünce paylaşmasıdır. Sıradan bir partili gibi. Kimin tarafı olayım neye taraf olayım?” dedi.
“Afyon’un neresi yaşanılır?”
“Afyon’da herkes üç maymunu oynuyor. Türkiye’deki gibi.” diyen CHP Milletvekili Ahmet Toptaş sözlerine şöyle devam etti: “Hayvancılık Afyon’un temel iştigal alanlarından birisidir. Hayvancılık teşviklerde yok. Afyon dördüncü bölge. Afyon hayvacılık teşvikinden yararlanmıyor. Termal turizm yok. Laf çok, propaganda çok. Afyon’da hayvancılığı teşvik etmezsen Afyon’da altın madeni mi çıkaracaksın? Şeker Fabrikasını kapatıyorsun. Benim için özelleştirme kapatma demektir. Hayvancılık hem ekonomik olarak yıllardan beri çok üzerinde durulan, çok insanın iştigal ettiği bir alan. Hem Afyon’un doğal yapısıda hayvancılığa çok müsait. Hayvancılğı Afyon’da ihya ve teşvik etmeyeceksinde nerede edeceksin? Geçen gün tarım fuarında mikrafonu eline alanlardan biri teknolojiden bahsediyor. Teknolojiye kullanacak insanlar yani çiftçi öldü. Önce onları bir ayağa kaldırın. Afyon’da herkes konuşuyor. Afyon’un yaşanabilir hali kalmış mı? Sokaklarda Allah aşkına bekliyoruz. Sayın Belediye Başkanı ile kışın görüştüm. Bu sene bitireceğini söyledi. Kendisine Ağustos ayında bir daha böyle bir kış yaşamayalım diye basın toplantısı düzenlemek zorunda kalmak istemediğimi söyledim. Afyon’un neresi yaşanılır? AFİUM’da gidip havuz kenarında kahve içmek yaşanılırlıksa tamam Afyon’da çok güzel kahve içilen yerler var. İşsizlik, sefalet, düzensizlik, perişanlık. Ne yadan bakarsanız. Afyon yaşanılmaz kent olmaya hızla devam ediyor. Buna çözüm bulmak için ortak birşeyler üretilmesi gerektiği kanısındayız. Dedik ya üç maymunu oynuyoruz. İnsanlar doğruları söylemekten çekiniyorlar. Bir korku toplumu yaratıldı. İnsanlar artık kafalarında bir korku toplumu oluşturdular.” diye konuştu. Toplantıya; Milletvekili Toptaş’ın eşi Pakize Toptaş, CHP İl Başkanı Nevzat Ercan, İl Başkan Yardımcısı Kerem Can, işadamı Eczacı Mustafa Güzel katıldılar. (Kocatepe)