Afyonkarahisar Barosu: Toplumda Hukuka Güvenin Yeniden Tesis Edilmesi Zorunludur
Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Melehat İpek Yılmaz Göktürk, Adli Yargı Yılı'nın açılması dolayısıyla Kocatepe Parkı'nda düzenlenen çelenk töreninde yargı ve adalet hakkında mesajlar verdi
Afyonkarahisar Barosu, Yeni Adli Yargı Yılı’nın açılışı dolayısıyla Kocatepe Parkı’nda çelenk töreni düzenledi. Baro Başkanı Av. Melehat İpek Yılmaz Göktürk, çelenk törenin ardından yaptığı konuşmada “Bugün yargının bağımsızlığının zedelendiği, savunma makamının ise sistematik biçimde baskı altına alınmaya çalışıldığı bir ortamda adil yargılanma hakkının güvence altına alınmasından söz etmek mümkün değildir. Son dönemde hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayan, yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını ihlal eden, yürütmenin yargı süreçlerine doğrudan müdahale ettiği duygusunu güçlendiren hukuka aykırı çok sayıda uygulama yaşanmaktadır. Hukukun temel ilkelerine aykırı kararlar, yurttaşların adalete ve hukuka olan güvenini derinden sarsmaktadır” dedi.
Göktürk, konuşmasına şöyle devam etti:
“Mesleğimizi icra ettiğimiz yargı sisteminde hukuka güven alarm vermektedir. Bu durum, bizi özellikle üç temel başlık üzerinde durmaya mecbur bırakmaktadır: Yargı bağımsızlığı ile tarafsızlığının tam anlamıyla sağlanması, savunmanın güçlendirilmesi ve hukukun üstünlüğünün içselleştirilmesi. Nitekim ülkemiz, Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde son sıralarda yer almaktadır. Yürütme temsilcilerinin başkanlık ettiği Hâkimler ve Savcılar Kurulu yapılanması kuvvetler ayrılığı ilkesini tartışmalı hâle getirmekte, coğrafi teminat düzenlemesinin yokluğu tabii hâkim ilkesini zedelemekte ve hukuka güveni sarsmaktadır. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının mahkemelerce göz ardı edilmesi, tutuklama şartlarının oluşmadığı durumlarda tutuklamanın bir cezalandırma aracı olarak kullanılması, ifade özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı gibi temel hak ve özgürlükleri ciddi şekilde zedelemektedir. Elbette mahkeme kararları eleştiriden muaf değildir. Ancak mahkeme kararlarının ne sebeple olursa olsun uygulanmaması, hukuk devletinde kabul edilemez. Belirtmek gerekir ki: Bir ülkede devletin güvenliği ile hukukun güvenliği eş anlamlıdır. Devlet güvenliği adına hukuk güvenliğinin ortadan kaldırılması, demokrasi ve hukuk devleti için ileride onarılmaz yaralar açacaktır.”
Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Melehat İpek Yılmaz Göktürk, avukatların karşılaştıkları sorunları gündeme getirerek “En kaygı verici hususlardan biri de avukatların yalnızca mesleklerini icra ettikleri için yargılanmalarıdır. Meslektaşlarımızın görevlerini yerine getirmelerinden ötürü soruşturmaya uğramaları, savunma hakkının doğrudan hedef alınması anlamına gelmektedir. Savunmanın yargılanması, gerçekte adaletin yargılanmasıdır. Tutuklama tedbirinin keyfî biçimde ve cezalandırma aracı gibi kullanılmasının; özellikle avukatların mesleki faaliyetlerinin suç isnadı hâline getirilmesinin, savunma makamının bütününe yöneltilmiş açık bir tehdit olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Barolar yalnızca bir meslek örgütü değil; aynı zamanda toplumun hak arama özgürlüğünün teminatıdır. Anayasa’nın 135’inci maddesiyle güvence altına alınmış olan baroların özerkliğine yönelik yargı müdahaleleri, yalnızca yönetim tasarrufu niteliğinde değildir; doğrudan savunmanın bağımsızlığına ve hukukun üstünlüğüne ağır bir müdahale teşkil etmektedir. Bununla birlikte, baroların ifade özgürlüğünü kullandıkları için hedef alınmaları ve yönetimlerine yargı eliyle müdahale edilmesi, demokratik meşruiyete ve hukuk devletine vurulmuş ağır bir darbedir” dedi.
Yılmaz, şöyle konuştu:
“Avukatlık mesleğinin icrasını zorlaştıran hukuki, ekonomik ve sosyal engeller giderek artmakta; bu durum mesleğin onurunu derinden zedelemektedir. Avukatlar yalnızca mesleki faaliyetlerini icra ederken maruz kaldıkları baskılarla değil, aynı zamanda ağırlaşan ekonomik ve sosyal koşullar ile uğradıkları saldırılar nedeniyle de ciddi bir varoluş mücadelesi vermek zorunda kalmaktadır. Öngörüsüzce açılan hukuk fakülteleri, mesleğin niteliğini ve avukatların geleceğini ciddi biçimde tehdit etmektedir. Bu yıl devlet üniversitelerinin hukuk fakültelerinin kontenjanlarının yaklaşık yarı oranda azaltılması olumlu bir adımdır; ancak yeterli değildir. Vakıf üniversitelerinin kontenjanlarının da aynı şekilde azaltılması, başarı sırasının en az 50 bine yükseltilmesi ve hukuk eğitiminin niteliğini artıracak düzenlemelerin hayata geçirilmesi zorunludur. Bu noktada, 23 Ocak 2025 tarihinde açıklanan 2025-2029 Yargı Reformu Stratejisi özel önem taşımaktadır. Belgede, serbest çalışan avukatlar, bağlı çalışan avukatlar, kamu avukatları, CMK ve Adli Yardım hizmeti veren meslektaşlarımız ile stajyer avukatlara ilişkin önemli hedefler yer almaktadır. Avukatların iş alanlarının genişletilmesi, bağlı çalışan avukatlar için mesleğin niteliğine uygun ücret rejimi oluşturulması, stajyer avukatlara destek sağlanması, bilgi ve belgeye erişim imkânlarının genişletilmesi, zorunlu müdafilik ödemelerinin niteliğe uygun hâle getirilmesi, kamu avukatlarının özlük haklarının düzenlenmesi, adli yardım ödeneğinin artırılması ve hukuk fakültelerinin niteliğinin yükseltilmesi öne çıkan başlıklardır.”
Avukatların ekonomik güvenceden yoksun kaldığını aktaran Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Melehat İpek Yılmaz Göktürk, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye Barolar Birliği’nin ve baroların ısrarlı taleplerini içeren bu hedeflerin hayata geçirilmesi yalnızca mesleğimiz için değil, aynı zamanda toplumun adalete erişim hakkı bakımından da kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, reformların yasalaşma ve uygulama süreçlerinin yakından ve kararlılıkla takipçisi olunacaktır. Ancak, bu hedeflerin hayata geçebilmesi için toplumda hukuka güvenin yeniden tesis edilmesi zorunludur. Bunun yolu yalnızca yeni yasalar çıkarmaktan ibaret değildir; aynı zamanda var olan yasalara tam anlamıyla uyulması, adil yargılama hakkı ve bağımsız savunmanın güçlendirilmesiyle birlikte, toplumun tamamını kucaklayan ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile basın özgürlüğü alanında güven artırıcı adımların atılmasından geçmektedir. Bu yaklaşımın doğal uzantısı olarak, bağımsız yargının ve güçlü bir savunmanın teminatı, ekonomik ve mesleki açıdan güvenceli avukatların varlığıdır. Ekonomik ve mesleki güvenceden yoksun bırakılan bir avukatın etkin biçimde savunma yapabilmesi mümkün değildir. Savunma hakkının zayıflatıldığı bir sistemde ise adil yargılama hakkından söz etmek imkânsızdır.Bağımsız savunmayı, meslek örgütlerimizin özerkliğini ve hukukun üstünlüğünü koruma yönündeki kararlılığımızı bir kez daha kamuoyunun dikkatine sunuyor, yeni adli yılın; bağımsız yargının güçlendiği, baroların özerkliğinin güvence altına alındığı, avukatların mesleki ve ekonomik sorunlarının çözüme kavuşturulduğu bir yıl olmasını diliyoruz.”
Bakmadan Geçme





