'Ankara Beni Bulsun'un Kitabını Afyonlu Yazar Yazdı

Bir sokak röportajındaki "Ben genelkurmay cumhurbaşkanı başbakanınızım", "Ankara beni bulsun" sözleriyle gündem olan ve Mersin'de yaşadığı öğrenilen "Kennedy" lakaplı Cihangir Göktaş, o günden bu ana fenomen olmuştu. Süreç içerisinde farklı videoları da ortaya çıkan ve sosyal medya tarihinin en akılda kalan videolarından birine dönüşen Göktaş'ın o sözleri sonrası, hayat hikayesi ve kim olduğu merak edilmişti.

HERKES TANIYOR AMA HİKAYESİNİ KİMSE BİLMİYOR: BÜYÜK ACILAR

Özdener Güleryüz’ün Ange Yayınları’ndan çıkan eseri ‘Yankı(sız)’, kimsenin gerçek hikâyesini tam olarak bilmediği Cihangir’in hayatını derinlemesine inceliyor. Kitaba göre Cihangir'in, dış dünyaya sunduğu imajın ardında, kimsenin görmediği, hatta tahmin dahi edemediği büyük acılar ve zorluklar yatıyor.

Cihangir’in çocukluğu, geleneksel bir aile ortamında şekilleniyor. Ailesinin yaşadığı zor zamanlar ve travmalar, onun karakterini derinden etkiliyor ve hayatını dönüştüren önemli birer unsur haline geliyor. ‘Yankı(sız)’, Cihangir’in, ailesinin gölgesinden sıyrılmaya çalışırken yaşadığı içsel çatışmaları, özgürlük arayışını ve toplumsal beklentilerle mücadelesini güçlü bir şekilde işliyor.

Cihangir’in sessizliğinin, içine kapanmışlığının ve yaşadığı yalnızlığın sebeplerini derinlemesine analiz eden Güleryüz, okura sosyal medyada parlayan hayatların ardındaki karanlık ve karmaşık gerçeklikleri hatırlatıyor. Sosyal medyanın yarattığı yanılsamalara karşı, insanın gerçek benliğiyle nasıl bir savaş verdiğini de anlatan ‘Yankı(sız)’, Cihangir’in içsel yolculuğunu ve hayata karşı duruşunu gözler önüne seriyor.

Kitap, sadece bireysel bir hikâye olmanın ötesinde, toplumsal bir eleştiri de sunmayı hedefliyor. Aile baskısı, toplumsal normlar ve bireyin özgürleşme mücadelesi gibi evrensel temaların yanı sıra Cihangir’in sadece bir figür değil, toplumun sessiz kalmış pek çok insanının bir temsili olduğu gerçeği d hatırlatılıyor.

ÖZDENER GÜLERYÜZ KİMDİR

1952 yılında İzmir’de doğdu. Babasının memuriyeti nedeniyle önce Güneydoğu Anadolu sonra iç Ege’de bulundu. Afyonkarahisar Atatürk ilkokulunu bitirdi. Aynı ilde meslek lisesi elektrik bölümünü bitirdi. Lise çağlarında şiire karşı ilgisi arttı. Birkaç şiiri gazetede yayımlandı. Yine o dönemde şiir okuma birincilikleri aldı. Edebiyatla ilgili bir bölüm okumak istediyse de bu mümkün olmadı. Tekstil mühendisi oldu. Ancak içindeki edebiyat aşkı bitmedi. Ve şiir tabii ki. Hayatının her döneminde şiiri hem okudu hem yazdı. Orhan Veli Kanık en çok etkilendiği şairdir. Şu an emekli bir tekstil mühendisidir. İki çocukludur ve şiir hayatının bir parçasıdır.

Mersinli Cihangir, namı diğer Kennedy Cihangir kimdir

Kendine has üslubu, mimikleri ve ülke ortalamasının oldukça üstünde olan kelime dağarcığıyla olayları bağlamından kopuk anlatsa da sözlerinin "terapi gibi geldiği" söyleniyor. Tek hatası kelimelerin yerlerini ayarlayamıyor olması. Osmanlı ve Zeus dönemi Yunanistan'ını kıyaslarken aslında mantıklı düşünüyor ama aktaramıyor Cihangir. Videoları sosyal medyaya düştükçe popülaritesi artıyor fenomen. Onu izleyenler, dil becerileri ve bilgisel altyapısı sebebiyle Mersinli Cihangir'in özgeçmişini merak ediyor. Asıl adı Cihangir Göktaş olan sosyal medya fenomeni "Ankara ayağını denk alsın" sözleriyle tanıdık.

Banka ba ba nasıl? Başkanlık maşkanlık anlamam da Ankara dikkat etsin hareketlerine. Ben genel kurmay, cumhurbaşkanı, başbakanınızım. Türkiye Cumhuriyeti'nin hem de Amerikan'ın prezınt prezıntıyım. Dikkat et ayağını denk al. Süleyman Demirel de yemin ederim 70 milyon kişiyi vuracağım. Namussuz evladıyım devrim ihtilal dinlemem. Yeter yav. Askeri politikayla ne oynuyorsun. Tutukla hepsini bitsin gitsin. 33 3 01'in kendisiyim TBMM 01. Ara beni bul. Ankara beni bulsun. Yarın öbür gün hazine açıldığında bulamadığında canını yakarım" diyerek Türkiye'nin bir anda gündeminin ortasına düşen Mersinli Cihangir'in söylemlerinin devamı daha da ilgi çekici.

Bugüne kadar onlarca videoyla tanıdığımız Mersinli Cihangir, ailesinin "John Fitzgerald Kennedy"den geldiğini iddia ettiği videosuyla daha da popüler oldu. Cihangir, "Şikago'da Kennedy ailesini tanımayan yok ki kim tanımıyor Kennedy'i. Şikago'luyuz biz. Suikaste uğrayan Kennedy değil mi? Benim öz dedem ya. Belçika tankları ile sokmadım mı insanları Türkiye'ye? Nereden geldi bu 70 miyon insan, ben getirdim. Ben Suudi Arabistan Kralıyım, Papayım, Amerikan pesidınt prezıntıyım, Pentagon'un başındaki insanım. Şakalaşacak insan mı arıyorsunuz diyorum Ankara'ya cevap vermiyor. Kılıçtan geçiririm." sözleriyle yine gündemi kasıp kavurdu. Kimi zaman tarihsel olayları anlatırken kimi zaman güncel olayları bağlamından kopuk olsa da yüksek kelime dağarcığıyla eleştiriyor, abartarak anlattığı olaylarla izleyenleri hem güldürüyor hem düşündürüyor. Bazen kendi ailesini abartarak anlattı. Bazen ABD'yi eleştirdi. Bazen de derin siyasete parmak salladı.

Birçok kişi Mersinli Cihangir'in (Cihangir Göktaş) akli dengesinin yerinde olmadığını söyledi. Ancak öyle bir iddia geldi ki oldukça dikkat çekti. İşte o iddia;

Kendisini tanımayanlar deli olduğunu sanabilir. Ancak kendisi geçmişten çok varlıklı bir aileden gelir. Ailesi zamanın en zenginleri arasında yer alır. Babasıysa oldukça popüler bir insandır. Yatlar, katlar, evler, arabalar, iş hanları ve daha fazlası... Birçok varlıkları varmış zamanında. Babası oldukça bilindik bir adammış. Annesi ve babası kanserden vefat ettikten sonra yıllarca sokakta büyümüş kendisi. Büyürken de her sohbetten bilgi edinmiş ve sürekli kendisini geliştirmiş. Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra amcası tüm ailenin mal varlığını bir şekilde üzerine geçirmiş. Yaşadığı travma sonrasında Mersinli Cihangir dezorganize (darmadağın) şizofreni hastalığına yakalanmış. Kendisi ve ailesi hakkında anlattığı bazı bilgileri istemeden abartırken bazı anlattıklarıysa gerçeklerden oluşuyor. Büyük bir ailenin çocuğu olmasının yanı sıra yıllarca mütevaziliğini korumuş bir adam Mersinli Cihangir. Esnaflar ile arası oldukça iyi, sohbetiyse oldukça koyu.