• Haberler
  • Asayiş
  • Bir Ev, 8 Sanık, 1 Ceset: Afyon'daki Cinayet Davasında İnanılmaz Detaylar!

Bir Ev, 8 Sanık, 1 Ceset: Afyon'daki Cinayet Davasında İnanılmaz Detaylar!

Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde pes doğrusu dedirtecek bir cinayetin yargılaması başladı. Cinayeti işleyen anneyi kurtarmak isteyen eşi, ağabeyi, evlatları ve damatları da kendilerini suça iştirak ederken buldular.

Afyonkarahisar’ın, merkeze bağlı Işıklar beldesinde 15 Ocak 2025 tarihinde eski taş ocağı bölgesinde aniden ortadan kaybolan, ailesinin kayıp ihbarında bulunduğu 49 yaşındaki D.B.’nin cesedi kayaların arasında üzerinde taşlarla gömülü olarak jandarma ekipleri tarafından bulunmuştu.

Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT) dedektiflerinin yoğun araştırmaları sonucu hakkında kayıp ihbarı bulunan D.B.’nin boğularak öldürüldüğü tespit edilerek soruşturma derinleştirildi. JASAT dedektifleri Işıklar beldesinde maktulün son görüldüğü kamera görüntüleri ile en son temasta bulunduğu kişilerin izini sürerek uzun ve sabırlı bir araştırma sonrası cinayeti ortaya çıkardı.

Üç çocuk babası ve evli olduğu öğrenilen maktul D.B.’nin şizofreni hastası olup sürekli ilaç kullandığı, alkol bağımlısı olduğu için pek çok olaya karıştığı, sabit bir işi olmayıp geçimini bölgedeki fabrikalarda geçici işçi olarak çalışarak sağladığı öğrenildi. Film senaryosunu aratmayan cinayetin nasıl bir aile dramı ve kaosa dönüştüğü Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada sanık ve tanık ifadeleriyle ortaya çıktı. İlk duruşma 2 saat 50 dakika sürdü. Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Kasten Öldürme, Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme” suç isnadıyla açılan kamu davasında aynı aileden 5’i tutuklu toplam 8 sanık yargılanıyor.

İŞTE BİR CİNAYETİN ANATOMİSİ…

Maktul D.B.’nin 2024 yılının Temmuz ayında eşi T.B.’yi bıçaklaması sonucu cezaevine girdiği Kasım ayında tahliye olduğu bu süreçte eşinin Işıklar beldesinden Afyonkarahisar merkeze taşınmasına eşinin abisi ve yengesi olan tutuklu sanıklar S.H. ile N.H.’ye eşine yardımcı oldukları için husumet beslediği öğrenildi. Maktul D.B.’nin eşi T.B. ile kayınbiraderi S.H. ile ailesini sürekli tehdit ettiği ifade edildi.

“KIZ KARDEŞİMİ ELE VERMEYE VİCDANIM EL VERMEDİ”

Maktul D.B.’yi başında eşarpla boğarak öldüren sanık N.H.’nin ağabeyi sanık Y.S. “Suç Delillerini Yok Etme” isnadıyla yargılanıyor. Y.S. duruşmada verdiği ifade de şunları söyledi: 
“Olay bittikten sonra beni çağırdılar. Kız kardeşimi ele vermeye vicdanım el vermedi. Ben eve geldiğimde maktul ölüydü. Cesedin olduğu yerden pat pata taşınmasına yardım ettim. Ben suçsuzum. Beraatımı, mahkeme aksi kanaatte olursa lehime hükümlerin uygulanmasını talep ediyorum.”

“OLAYA SONRADAN DÂHİL OLDUM PİŞMANIM”

Sanıklar N.H. ile S.H.’nin damadı sanık İ.K.’da “Suç Delillerini Yok Etme” iddiasıyla yargılanıyor. İ.K. duruşmada ki savunmasında şöyle konuştu: 

“Ben olay sırasında Konya’nın Çeltik ilçesindeyim. Olaya sonradan dahil oldum. Eve geldiğimde ceset pat patın üzerindeydi. Aile bireylerine cesedin aktarılmasında yardım ettim. Kayınpederim S.H.’nin pat patı çalışmadığı için cesedi benim aracımla eski mermer ocağına götürdük. Gömmek istemedik. Akrabalarıma yardım ettiğim için pişmanım.”

“112’Yİ ARADIM HEMEN GELEN OLMAYINCA DAYIMI YARDIMA ÇAĞIRDIM”

S.H. ve N.H.’nin küçük kızları sanık S.H. maktulün evde tehditler savurup küfürler etmesi dolayısıyla anne ve babasının yeğenlerini alıp başka bir odaya geçmesini söylediklerini belirtti. S.H., “Ben yeğenlerimi yanıma alarak başka bir odaya geçtim. Ama tartışma sesleri artınca korkup 112’yi jandarmayı arayarak yardım istedim.112’den hemen kimse gelmeyince yardıma gelmesi için dayım Y.S.’yi aradım. Ne olup bittiğini görmedim. D.B.’nin öldüğünü bir ay sonra öğrendim.” ifadelerine yer verdi. 
Mahkeme Başkanı Sanık S.H.’ye, halıdaki kan izini kimin temizlediğini ve bu temizlik sırasında kendisinin ışık tutup tutmadığını sordu. S.H. soruyu, “Halıdaki kan izlerini kim sildi hatırlayamıyorum ama ben ışık tuttum.” şeklinde cevaplandırdı. Suçsuzum beraatımı talep ediyorum.” dedi.

“KAYINVALİDEN CEZAEVİNDE ÖLÜR DEYİNCE DURUMU KOLLUĞA BİLDİREMEDİM”

S.H. ile N.H.’nin damadı sanık B.B. duruşmada verdiği ifade de şunları söyledi: “Karakolda ifademi psikolojik şiddet altında verdim. Bazı hususları düzeltmek istiyorum. Olay günü D.B.’nin her fırsatta kayınpederimin evine gelerek tehditlerde bulunması dolayısıyla kamera kurulması için gitmiştik. Kamera montajı tamamlandı ailecek keyifli şekilde yemek yedik, otururken maktul D.B. çıka geldi. Kayınvalidem ‘Çocuklarım var seni eve alamam.’ demesine rağmen zorla eve girdi. D.B. eşi T.B.’nin Afyon’a taşınmasından kayınpederimi sorumlu tutuyordu. Her zamanki gibi olay akşamı da zorla girdiği kayınpederimin evinde küfürler ederek tehditler savurdu. Sigara yakacağı sırada kayınvalidem kalp hastası kızı Z.K. dolayısıyla ev içinde sigara içilmediğini, sigarasını balkona çıkarak içmesini istedi. D.B. ısrarla sigarasını yakmaya kalkınca kayınvalidem N.H. D.B.’nin elindeki çakmağı kapmak için hamle yaptı. Bu sırada maktul kayınvalidemi ittirdi ve dirseği karnına indi. O esnada kayınvalidem N.H. kendinden geçip cinnet geçirdi. Ben şoke oldum, panikledim. Kayınvalidem maktulü arkasından ittirip başındaki yazmayı boynuna dolayıp sıkmaya başladı. Ben, ‘Anne ne yapıyorsun?’ dedim. Kayınpederim S.H. eşimle bana odadan çıkın dedi. Biz eşimle aşağı indik. Daha sonra jandarma geldi. Jandarmaya maktul D.B.’nin taşkınlık yaptıktan sonra gittiğini söylediler. Onlara, ‘Jandarmaya niye doğruyu söylemediniz?’ diye çıkıştım. Karakola ifade vermeye gideceklerini söylediler. Ama yaşananları yine anlatmadılar. Kayınpederim S.H. kayınvalidem N.H.’nin cezaevine girmesi halinde orada öleceğini söyleyince bende durumu kolluğa bildiremedim. Daha sonra hastaneye gittik, kayınvalidem N.H. tedavi gördü. Cesedi benim aracıma koymalarına müsaade etmedim. Kayınpederimin pat patında bulunan ceset bacanağımın aracına taşındı. Bacanağım ve kayınpederim cesedi taş yığınlarının içine bıraktılar. Yaptığıma pişmanım beraatımı talep ediyorum.”

“MAKTULE TEMAS ETMEDİM, UZAKTAN AKRABAYIZ HUSUMETİMİZ YOK”

Mahkeme Başkanı sanık B.B.’ye kayınvalidesi sanık N.H. ile maktulün mücadelesi sırasında maktul D.B.’ye temas edip etmediğini sordu. Sanık B.B., “Hiçbir şekilde maktule temas etmedim. Baldızım S.H. maktul tehditler ederek bağırınca jandarmayı aradı. Maktul uzaktan akrabam olur aramızda bir husumet yoktu. Olay sırasında maktul aşırı alkollüydü.” dedi. 
Kayınvalidesi ile hastaneden döndükten sonra kayınpederinin söylemesi üzerine olay günü takılan kamera kayıtlarında maktulün eve girdiği görüntüleri sildiğini anlatan B.B. pişman olduğunu, maktulün sürekli olarak küfür ederek “Şerefsizler sizleri öldüreceğim.” dediğini sözlerine ekledi.

“OLAY SONRASI PSİKOLOJİM BOZULDA TEDAVİ GÖRÜYORUM”

S.H. ile N.H,’nin kızı sanık İ.B. maktul D.B.’nin ailesini sürekli tehdit ettiğini, kamera montajından sonra yenilen yemeğin ardından kahve içtikleri sırada maktulün eve geldiğini anlattı. Kız kardeşi sanık S.H. ile kendilerinin çocuklarla başka bir odaya geçtiklerini söyleyen İ.B., “Sesler yükseldi, maktul küfürler edince biz aşağıya inip epeyce arabada oturduk. Kan lekesini gördüm ama kim sildi bilmiyorum. Annem maktulü içeriye almak istemedi o zorla girdi. Çok alkollüydü, sesler yükselince kız kardeşim jandarmaya telefon etti. Ben ve ablam dayım Y.S.’yi çağırmaya gittik. Eşim ile de merdivenlerle karşılaştık. Sanıklar babam, dayım ve ablamın jandarma ile ne konuştuklarını bilmiyorum. Olaydan sonra psikolojim bozuldu elim ayağım titriyor. Psikolojik tedavi görüyorum beraatımı istiyorum.” şeklinde konuştu.

“BEYANLARIM TUTANAĞA YANLIŞ YANSIMIŞ OLABİLİR”

Mahkeme heyeti üyesi hâkim sanık İ.B.’ye, “İfadenizde annenizin eşarbını maktulün boynuna doladığını gördüğünüz yazıyor. Duruşmada ki ifadeniz farklı? Halıdaki kan lekesini kim sildi?” sorusu üzerine Mahkeme Başkanı sanık İ.B.’den çelişkiyi gidermesini istedi. İ.B., “Annemin eşarbını maktulün boynuna doladığını görmedim, duymadım. Jandarmada beyanlarım tutanağa yanlış yansımış olabilir. Kan lekesini kesin olarak kimin sildiğini bilmiyorum.” dedi.

“KUR’AN-I GETİRİN EL BASAYIM HER ŞEYİ BEN YAPTIM”

Tutuklu yargılanan sanık N.G. görümcesinin eşi maktul D.B.’nin uzun yıllar kendilerine çok eziyet ettiğini şiddete meyilli bir kişi olduğunu söyledi. 

N.G, şunları kaydetti: “Maktul bize sürekli eziyet ediyor tehditlerde bulunuyordu. Huzurumuz yoktu. Daha önce evimizi silahla taradı. Son 3 yıldır bizi sürekli tehdit ediyordu. Olay günü her şey anlık oldu. Bizim evimize sürekli gelip tehditlerde bulunduğu için olay günü kamera taktırdık. Kameracılar geldiği için kapı açıktı. Açık kapıdan girmiş. Eve almak istemedim. Çocuklarım var seni eve alamam dedim, dinlemedi zorla evimize girdi. Maktulü ben boğdum. Dört tane çocuğum var. Getirin Kur’an-a el basayım her şeyi ben yaptım.” 
Mahkeme Başkanı sanık N.H.’ye, “İddianame de damadın B.B.’nin maktulün ayaklarını tutarken eşinin de yardım ettiği yazıyor. Her şeyi nasıl siz yaptınız?” diye sordu. N.H. “Ne eşim ne damadım B.B. yanımda yoktu. Hatta eşim, ‘Karı bırak bizden değil Allah’ından bulsun.’ dedi. Ağabeyim Y.S. olaydan sonra geldi. Hiçbirinin suçu hatası yoktur. Her şeyi ben yaptım. Onlar sadece cesedi taşıdı. Maktul bizi 5 yıldır canımızdan bezdirdi. Sürekli para verirdik. Para verirsek iyi olurdu. Eşi ile arasının bozuk olmasından bizi sorumlu tutardı. Sürekli tehdit edilmekten yıldık. Tehdit ettiği ve evimize geldiği için olay günü kamera kurdurduk. Olay anı da yine küfürler ederek asıp, kesip, öldürmekten bahsedince cinnet geçirdim. O anki hiddetimle başımdaki yazmayı çıkarıp maktulün boynuna doladım. Ben yazmayı dolamadan önce eşim S.H. ve damadım B.B. panikle odadan çıktılar. Bize kötü bir şey yapacak diye yazmayı sıktım. Vücudu gevşeyince bıraktım. Ağabeyim Y.S. olaydan sonra evimize geldi. Tüm sorumluluğu üzerime alıyorum, pişmanım, lehime olan hükümlerin uygulanmasını talep ediyorum.”

“OLAYDAN BİR GÜN ÖNCE EVİMİZE KADAR GELMİŞ, BİZİ ÖLDÜRECEĞİNİ SÖYLEMİŞ”

Mahkeme Başkanı N.H.’ye kendilerini 3 yıldır tehdit eden maktul hakkında savcılığa başvurup başvurmadıklarını sordu. N.H. eşi S.H.’nin birkaç kez savcılığa giderek şikâyetçi olduğunu, maktul D.B.’nin eşinin çalıştığı okulun duvarına ve kâğıtlara yazdığı ölüm tehditlerini bıraktığın, D.B.’nin eşinin T.B.’nin fotoğrafının arkasına da tehditler yazarak bıraktığını söyledi. 
Sanık N.H., “Görümcem T.B.’yi D.B. 2024’ün Temmuz ayında bıçakladı. Görümcem bu olayın ardından Işıklar’dan, Afyon’a taşındı. Evini tutmuş, kirasını, aboneliklerini her şeyini yapmış. Biz ağabeyi ile sadece eşyalarının taşınmasına yardımcı olduk. Ama maktul D.B. eşinin Afyon’a taşınmasından hep bizi sorumlu tuttu. Mahkeme heyetinden hâkim, N.H.’ye olay sırasında kızının, damadının ve eşinin kendisini engelleyip engellemediğini sordu. 
N.H. soruyu, “Onların, suçuna, günahına giremem. Müdahale etmediler. Olaydan bir gün önce maktul D.B. bizim eve gelirken yolda amcamın damadı A.C. ile karşılamışlar. Ona da bizi öldüreceğini söylemiş. Kapı kilitli olduğu için içeriye giremeden geri dönmüş.” sözleriyle cevaplandırdı.

“DAHA ÖNCE DE MAKTULÜ ETKİSİZ HALE GETİRMİŞTİM GÜCÜM YERİNDE”

Maktul D.B.’nin ailesinin avukatı sanık N.H.’ye maktulün 1.80 santimetre boyuna ve 100 kilogram ağırlığında iri yarı bir erkek olduğunu, bir kadın olarak tek başına nasıl yardımsız mücadele edebildiği sorusunu yöneltti. Sanık H.B. daha önce de maktulün görümcesi T.B.’ye saldırdığı esnada arkasından gelerek onu etkisiz hale getirdiğini, hatta kendisine ‘Ne yiyip içiyorsun da bu kadar kuvvetlisin.’ denildiğini belirterek gücünün yerinde olduğunu ifade etti. Sanık S.H. maktul eniştesinin alkol ve uyuşturucu bağımlısı olduğunu, aralarında bir husumet bulunmadığını, maktule 2011 yılından itibaren sürekli para verdiğini anlattı. Maktulün sürekli olarak, “İlaç alacağım, doktora çıkacağım, pazara gideceğim, harçlığım yok.” gibi gerekçelerle sürekli para talep ettiğini aktaran sanık S.H, “Sırf kız kardeşimin huzuru geçimi olsun diye sürekli para almasına alıştırdım. Para veya altın veriyordum. Ama aramız kız kardeşimi 2024’ün Temmuz ayında bıçakladığında bozuldu. Başıma ne geldiyse hep iyilik yapmaktan geldi. Kardeşim bıçaklandıktan sonra Afyon’da ev tutmuş. Biz sadece eşya taşımasına yardımcı olduk. Kim olsa aynısını yapar. Eniştem sürekli kız kardeşimi dövüp bıçaklıyordu. Kız kardeşim üç kez kadın sığınma evine gitti. Son bıçaklama olayında maktul cezaevine girdi ama kısa sürede çıktı. Bana karşı kinliydi, çalıştığım okula sürekli tehdit mesajları bırakıyordu. Bu yüzden evimize olay günü kamera kurdurmuştuk. Kamera kurulduktan sonra evde otururken zorla çıkıp geldi. Ben olay sırasında araya girmedim eşim karışma dedi. Damadım, kızım ve ben odadan çıktık. Eşimin yazmayı maktulün boynuna doladığını gördüm. Kızım S.H. bağrışlardan korkup jandarmayı aramış. Olaydan sonra jandarma geldi. Jandarmaya maktul D.B.’nin evimize gelip olay çıkarıp gittiğini söyledik. Jandarma gittikten sonra kayınbiraderim Y.S. eve geldi. Cesedi önce benim pat pata koyduk. Sonra pat patın çalışmadığı aklıma gelince damadım İ.K.’nın aracına cesedi taşıdık. Işıklar’daki eski taş ocağının oraya bıraktık. Damadım B.B.’ye maktulün evimize giriş kamera kayıtlarını silmesini söyledim. İki damadım da yapmak istemediler, onlara sorumluluk bana ait dedim.” dedi.

“BAŞIMA NE GELDİYSE İYİLİKTEN GELDİ”

Mahkeme Başkanı S.H.’ye halıdaki kan izlerini kimin temizlediğini sordu. S.H. kedilerinin o sırada dışarıda olduğu için kimin yaptığını görmediğini söyledi. S.H., “Olaylardan pişmanlık duyuyorum. Beraatımı, mahkeme aksi kanaatte olursa lehime hükümlerin uygulanmasını talep ediyorum. Başıma ne geldiyse hep iyilikten geldi.” ifadelerine yer verdi.

S.H. ve N.H.’nin kızı sanık Z.K. duruşmada verdiği ifade de olay anındaki halıları annesinin toplayıp balkona attığını, bu esnada kız kardeşi S.H.’nin ışık tuttuğunu kimsenin halı silmediğini söyledi. Mahkeme Başkanı sanık Z.K.’ya eşi İ.K.’yı niye telefon ettiğini sordu. Eşinin telefonuna cevap vermediğini belirten sanık Z.K. bu nedenle kayınpederi İ.K.’yı arayarak kendisi ve çocuklarını eşine ulaşamadığını belirterek eve götürmesi için aradığını söyledi. Z.K., “Biz suçsuzuz, tek suçumuz cesedin saklanmasıdır.” dedi.

“AFYON’DA 10 ŞİZOFRENDEN BİRİYDİ SAHİP ÇIKILMADI, JANDARMADA ŞİKAYETLERE RAĞMEN İŞLEM YAPMADI”

Maktulün eşi T.B. eşi D.B.’nin ölümü nedeniyle sanıklardan şikayetçi olmadığını ancak eşinin annesi ve ablasından şikayetçi olduğunu belirtti. Mahkeme Başkanı söz konusu kişilerin yargılamaya dahil olmadıklarını belitti. Öldürülen eşi D.B.’nin şizofreni hastası olduğunu söyleyen T.B., “Eşim şizofreniydi. Afyon’da toplam 10 tane şizofren var. Devlet hasta vatandaşına sahip çıkamadı. Ne zaman Sülümenli Jandarma Komutanlığına şikayetçi olsak işlem yapılmadı, olaylar hep ört bas edildi. En fazla bir gece nezarette yatırıp saldılar. Ben 27 yıldır bu kahrı çekiyor her gün kan kusuyorum. Annesi ve ablası işin asıl sorumlularıdır. Çünkü hasta olan kocamı sürekli doldurup üzerime salıyorlardı. Suç işlediği her dosya örtüldü, işlem yapılmadı ve olay bu aşamaya geldi. Ağabeyimin, yengemin, yeğenlerimin tek suçu iyilik ve insanlık yaparak bana sahip çıkmalarıdır. Bu insanlar suçsuzdur. Suçlular eşimin annesi, ablası, Sülümenli Karakolundaki jandarmadır.”

“BABAMIN KIYAFETLERİNİ YAKTIKLARI ATEŞTE PİŞİRDİKLERİ EKMEĞİ BANA YEDİRDİLER”

Maktul D.B.’nin oğlu K.B. delil yok eden, kamera görüntülerini silen, cesedi saklayıp taşıyandan, cinayeti işleyen herkesten şikayetçi olduğunu ve cezalandırılmaların talep etti. K.B, annesi T.B.’nin cinayeti işleyenlerin kardeşleri olduğu için şikayetçi olmadığını söyledi. Anne T.B. oğlu K.B.’nin bu sözleri üzerine ‘Madem evlat olup babalarına sahip olsalardı.” ifadelerini kullandı. Maktulün diğer oğlu S.B.’de sanıklardan şikayetçi olduğunu belirterek cezalandırılmalarını talep etti. S.B. “Bu işte kimin parmağı varsa cezalandırılsın.” dedi. 
Maktulün kızı T.B. şikayetçi olduğunu belirterek şunları söyledi: 

“Bu olaya karışan her kim varsa hepsinden şikayetçiyim. Annemin yengesinin kızı bana babamın selasını cep telefonundan dinletti. Annemin yengesi babamın kıyafetlerini yaktığı fırında ki ateşte pişen ekmeği bizlere yedirdi. Kendimden geçtim beni bayılttılar.” 
Mahkeme Başkanı izleyici sıralarında duruşmayı gülerek izleyen izleyicileri ciddi olmaları hususunda uyararak aksi halde salon dışına çıkaracağını söyledi.

ÜÇ TANIK DİNLENİLDİ

Duruşma tanık beyanlarının alınması ile devam etti. Olaydan önce Işıklar beldesindeki biranede maktulle bira içtiklerini belirten tanık Ü.Ş., “Maktul sürekli birilerini öldürüp, kesip biçeceğini söylüyordu. Ağabeyi kimi keseceksin diye sorduğumda söylemedi ve birasını bitirmeden kalkıp gitti.” dedi. 

Sanık İ.K.’nın babası ve sanık Z.K.’nın kayınpederi İ.K. akrabalık bağına rağmen tanıklıktan çekilmeyerek yeminsiz ifade verdi. Gelini Z.K.’nın kendisini telefonla arayarak maktulün babasının evini bastığını kendisi ve çocukları alıp eve götürmesini istediğini anlattı. Tanık C.T. olaydan önce eve kamera montajı yaptığını, montajdan sonra evden ayrıldığını söyledi. C.T., “Kamerayı monte ettim ve evden ayrıldım. B.B. bana telefon ederek kameradan gereksiz kayıtları nasıl silmesi gerektiğini sordu bende tarif ettim. Bildiğim bunlardan ibarettir.” diye konuştu.

Cumhuriyet Savcısı mütalaasında tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını ve diğer tanıkların ikinci duruşmada dinlenmesini talep etti. 
Mahkeme heyeti verdiği ara kararda tutuklu sanıklar; İ.K, B.B, Y.S.’nin suçun değişkenlik göstereceği ihtimali ve tutuklu kaldıkları süre göz önüne alınarak tahliyesine hükmetti. Sanıklar N.H. ve S.H.’nin tutukluluk hali devam ediyor.

Duruşma sonunda maktul D.B.’nin kızı ve karşı taraf arasında büyüyen sözlü tartışmanın kavgaya dönüşmesine polis engel oldu.

Davanın ikinci duruşması ilerleyen günlerde görülecek.

Kocatepe Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme