Bu butikte hayallerle gerçekler örtüştürülecek

Genç stilist Nurten Alpata’nın bir ay önce memleketinde hizmete açtığı kendi ismini taşıyan butiğinde hazır giyimden, haute couture (kişiye özel tasarıma) kadar hayallerle gerçeklerin örtüştürülmesi iddiası buluşacak. Alpata, henüz işin başında da olsa marka olma yolunda ağır ve emin adımlarla ilerlemek niyetinde

Dumlupınar Mahallesi Süleyman Gönçer Caddesi Gökhan Alpata işhanı No: 4 adresinde 19 Temmuz Cuma günü hizmete açılan Nurten Alpata butiği hazır giyimin yanında kişiye özel tasarımı ile önemli bir eksiği giderecek.
MÜCEVHERDEN MODA TASARIMCILIĞINA
Stilist Nurten Alpata, önce Bahçeşehir Üniversitesi’nde mücevher tasarımı okuyarak eğitimine başlayıp, çocukluk hayali olan moda tasarımı eğitimini alarak kendinden emin ve iddialı bir şekilde moda dünyasına adımını attı. Mücevher tasarımını öğrenip Afyon’da iş yapamayacağı düşüncesiyle, asıl isteği olan moda tasarımcılığını yapabilmek için İstanbul Moda Akademisini araştırdığını anlatan Alpata; “Üç yıl Bahçeşehir Üniversitesi’nde mücevher tasarımı okuyup eğitimimi tamamladıktan sonra iki yıl İstanbul Moda Akademisi’de okudum. Bu okul Londra’da London College of Fashion isimli bir moda okulunun Türkiye’deki anlaşmalı okuludur. London College of Fashion dünyanın en iyi moda okuludur. İstanbul Moda Akademisi de Türkiye’nin en iyi moda okullarından bir tanesidir. Yetenek burada akademik bilgi ile harmanlanıyor. Bu işin bizim bildiğimizin çok dışında bir gelişimi olduğunu gördük. İlk hafta zorlu bir eğitime tabi tutulduk. Ama iyi ki böyle yapmışlar. Türkiye için şu anda çok iyi tasarımlar yapan bir isim olan Hüseyin Çağlayan artık dünya da tanınan bir isim. Hem endüstriyel hem de moda tasarımını kıyafetlerde birleştiriyor. Onun asistanı olan Mary Hanım derslerimize girdi. Derslerimizi İngilizce gördük. Böylece İngilizceyi belli ölçüde kavrama şansıda oluştu.” dedi.
SIRA DIŞI TASARIMLAR DAHİ YAPILDI
İstanbul Moda Akademisine ilk başladığında öğrencilere kendilerini çok etkileyen bir şeyi ya da hayat hikâyelerini yazmalarının istendiğinden söz eden Alpata; “Bizler ilk etapta şaşırdık. Çünkü kıyafet tasarlayacakken böyle bir şeyle işe başlamak bizleri şaşırtmıştı. Afyon’da şartlarım belliydi. İyi bir hayat standardım vardı. Ama İstanbul’a eğitim için ilk gittiğimde babam yurtta kalmamı istedi. Kendisi hayat şartlarını öğrenmemi istedi. Bahçeşehir’de ilk 3 yıl yurtta kaldım. İstanbul Moda Akademisi öğrenciliğinin ilk yılında yurtta kaldım. O dönem uçak yoktu. Sürekli şoförle gitme imkânı da olmadığından ağırlıklı olarak otobüs yolculukları yapıyordum. Sürekli valiz toplayıp Afyon’dan İstanbul’a gidip, İstanbul’dan Afyon’a dönüş ve İstanbul’da proje yetiştirip tekrar Afyon’a dönüş şeklindeki hayatımda yolculuğun sıkıntılarını anlatan bir yazı hazırladım. Yolculuktan esinlenerek ilk kıyafet tasarımını yaptım. Çok küçük detaylarla Mary Hanım ufkumuzu açtı. Otobüs firması ambleminden kıvrımlı bir pantolon kemeri, oval valizin açılmış halini andıran göbekten inen oval bir etek tasarımımız çok takdir görmüştü. Projelerimiz de hep bu minvalde ilerledi. Binadan esinlendik, kimi zamanda bir objeden. Önümde duran bir şemsiyeden kıyafet çıktı. Fonksiyonel tasarımlarda, sıra dışı şeylerde ürettik.” diye konuştu.
TİCARİ KAYGI TAŞINMAMALI
Kişinin hayaline uygun kıyafeti ona yakışmaması halinde talebin aynısını kesinlikle üretmeyeceğini aktaran Nurten Alpata, kişinin vücuduna yakışacak şekilde sunacağı bir tasarıma onu ikna ederek dürüst ve samimi olmayı tercih ettiğini vurguladı. Bu konuda ticari kaygı taşınmaması gerektiğine olan inancından söz eden Alpata; “Kişinin yine hayal ettiği ya da ona yakın bir imalat çıkar. Yaptığınız işte önemli olan kişinin üzerine yakışan, onun hayal ettiğine yakın görünümlü bir imalatla kendisini çok mutlu hissettirebilmektir. İstanbul Moda Akademisi ikinci sınıfa geçtiğimde yoğun şekilde drapaj eğitimleri gördük. Artık kendimi hazır görmeye başlamıştım.” şeklinde konuştu.
SEKİZ BAŞARILI İSİMDEN BİRİDE ALPATA
Akademi de 8 başarılı ismin defile yapmaya hak kazandığını, bu 8 kişiden biri olduğunu belirten Nurten Alpata, bunun çok özel ayrı bir onur olduğuna işaret etti. Defile jürisinin Beymen’in tasarımcılarından duayen markaların tasarımcıları ile tanınmış birkaç tasarımcıdan çok güçlü bir ekipten oluştuğunu kaydeden Alpata; “Bizim bunlara sunum yapmamız gerekiyordu. Bir konumuz vardı o konudan yola çıkarak bir koleksiyon oluşturmamız istendi. Benim konum 1950’lerin sonunda İngiltere’de ortaya çıkıp, daha sonra Avrupa’da ve özellikle Amerika’da yayılan sanat akımı olan Pop Art’tı. Bu konu ile karikatürlerin düşünce şimşeklerinden yararlandım. Kıyafetlerde siyah transparan düşünce şimşekleri vardı. Bunda üretkenlik ve orijinal tasarımı ortaya koyabilme esası vardı. İyi bir genel kültüre de ihtiyaç var. Projeye başladıktan sonra iyi bir araştırma da önem taşıyor. Geriye kübik formlarda omuzlar, renkli görüntüler, yuvarlaklarla çizgiler ve puantiyeler, hepsinin karışımından oluşan bir koleksiyon çıktı.” ifadelerini kullandı.
CESARETTEN FAZLASI LAZIM
Hazırladığı Pop Art koleksiyonunu önce sergileyen sonra da jürinin beğenisine sunan Nurten Alpata, sunumda bulunmadıklarını, jürinin karşısında sadece tasarladıkları kıyafetlerin yer aldığını ifade etti. Kendilerine, “Kaldın ya da geçtin. Gittin ya da bitti.” denildiğini söyleyen Alpata şunları söyledi: “En sonunda 8 başarılı isimden biri olup, koleksiyonumun çok beğenildiği söylendiğinde dünyalar benim oldu. Emeğime ve çabalarıma değmişti. Herkes için muhakkak çok önemliydi. Ama benim için çok daha ayrı bir önem taşıyordu. Çünkü ben Afyon’a gelecektim. Afyon’da benim ne yaptığımı maksimum da gördükten sonra bana güvenmeleri benim için çok daha önemli olacaktı. İddialı bir yaklaşımım var. Özgüvenim yüksek. Bir hanım olarak iyi bir tahsil yapmakla yetinmeyip cesaretten çok daha fazlasının gerektiği bir kulvara giriş yapmak benim için ince bir çizgiydi.”
ÇEKİRDEKTEN YETİŞME ŞANSI
Defile sonucu kendimi çok farklı gördüğünü, mankenlerin kulisteki koşuşturmaları, Uğurkan Erez’le çalışmaların kendisini büyülediğini anlatan Alpata şunları söyledi: “Ben bir şeyleri başarmaya başladığım kararına vardım. Ondan sonra başkaca neler yapabileceğimi düşündüm. Defile bitiminde Afyon’a dönmeyip staj yapma kararı aldım. Tanınmış modacı Siren Ertan’ın yanında staj yaptım. Ben defile mantığından çok biraz daha haute couture (kişiye özel tasarım) mantığında devam edecektim. Aslında çok daha zor bir alanı tercih ettim. Bu nedenle birde haute couture mantığını görmek istedim. Bunun için Siren Ertan’ın yanında staja girdim. Orada gerçekten çok şey öğrendim. Çok ince ve farklı dikimler olabildiğini gördüm. El işçiliği ve el dikimindeki hassasiyeti görme şansım oldu. Olası bir sıkıntıda, prova esnasında bir şeyler ters gittiğinde onun geri dönüşümünün nasıl olduğunu, müşteri ile nasıl diyaloglar kurulması gerektiğini hepsinin eğitimini alma imkânım oldu. Çekirdekten yetişme şansını yakaladığım ve fırsatları iyi kullandığım için çok mutluyum. Stajım sırasında her türlü işi itirazsız kabul ettim.”
GELİNLİK İŞİ
DÖNÜM NOKTASI
İlk olarak bir gelinliğin alt kısmını hazırladığını, bu işin kendisi için dönüm noktası olduğunu kaydeden Nurten Alpata şu ifadelere yer verdi: “Açıkça çok iyi bir iş çıkardım. Bunu tüm açık yürekliliğimle söylüyorum. Bu güveni gelinin kendisi verdi. Gelin provaya geldiğinde gelinliğinin harika olup hayal ettiği şekilde hazırlandığı söyleyip boynuma sarıldı. Müşterinin hayal ettiğini ortaya çıkarabilme başarısı bu mesleğe devam ettirme özgüvenini modacıya veriyor. Hata yapmaktan korkan başarılı olamaz.”
ŞIK TASARIMLAR KEYİFLİ
Afyon’da kendi butiğini açma fikrinin önceden var olduğunu, moda tasarımı okumak istediğini bilen ailesinin bu fikre de aşina olduğunu belirten Alpata; “Adımı taşıyan butiği açmak hayalimdi aileme sürpriz olmadı. Kendi işimi yapmak istediğimi, insanların istediklerini onlara yakışır şekilde üreterek mutlu olmalarını sağlamak istediğim biliniyordu. Okul bittikten sonra babam ne yapmak istediğimi sordu? Daha sonra butiğimi açtım. İnsanların memnuniyeti, şık tasarımlar üretmek keyifli. Ama bu işin ekonomik ve piyasa gerçeklerini de göz ardı edemezsiniz. İstanbul’da tasarımcı olmakla Afyon şartlarında tasarımcı olmak arasında ciddi fark var. Orada bir kalem eteği 600 TL’ye de satabilirsiniz. Afyon’da fiyat aralığımı hazır giyimle butik arasında tutmam gerekiyor ki, Nurten Alpata butiğine çekinmeden gelinebilinsin. Özel dikimin fiyatı bellidir. Onun altına inmek mümkün değil. Ama herkesin butiğe gelebilmesi içen alternatif oluşturup hazır giysileri koydum. Fiyatlar çok uygun. Hazır giysileri de bizzat ben seçiyorum. Hazırların üzerinde de tasarımlarım var. Günlük kıyafetleri de kendim seçiyorum. Abiyeleri de tek tek kendim seçiyorum. Hazır abiyelerde de bu kadar işçilik ve zevke mevcut etiketlere çevre illerde ve İstanbul’da kıyafet bulunması mümkün değil.” dedi.
İÇE SİNMEZSE OLMAZ
Belli bir süre sonra gelinlik tasarımlarının da olacağını belirten Nurten Alpata, gelinlik imalatındaki heyecanı çok özel olarak tanımladı. Gelinin hayalini gerçeğe oturttuğundaki mutluluğu görmenin çok başka bir duygu olduğunu kaydeden Alpata; “Her kıyafetin drapajını kendim manken üzerinde hazırlıyorum. Hayal edilen kıyafet Amerikan bezi ile manken üzerinde görülüyor. Daha sonra bu drapaj kâğıda, kalıba çıkıyor. Kişinin gerçeği ile taslak örtüştüğünde imalat safhasına geçiyoruz. Müşteri ile asgari müştereklerde hemfikir olmamız şart. İmzamı taşıyacak kıyafet önce benim içime sinmeli, sonra müşterim çok mutlu olmalı. Ondan sonra ben paramı almalıyım. Aşamalar bu şekilde. Müşteri profilim 7’den 70’e her kesim ve yaştan kadını iyi gösterme yönünde. Aynı dilden konuşabilmek çok önemlidir. Kişisel imaj önerilerim bekleniyor. Beni örnek almalarından da ayrı bir keyif alıyorum. Kişinin kendisi ile barışık olup gerçeklerden ayrılmaması, hayallerini gerçekleriyle örtüştürmesi gerekiyor.” diye konuştu.
Stilist Nurten Alpata, her zevke, her bütçeye, her bedene hazır giyim ya da özel tasarımda hitap edebilme çabasında bir butiğin şehrin hizmetine girdiğini söyledi. Memleketinde butik zevkini oturtabileceği bir konseptle yola çıktığını belirten Alpata; “İnşallah her bayanı olduğundan çok hayal ettiği en azından hayaline yakın gösterebilmeyi arzu ediyorum. Dikim gerçek anlamda büyük bir sevgi ile yaptığım bir iş. İnşallah Afyon’un adını moda tasarımında da duyurma şerefine nail olurum. Markamı oluşturup oturmayı da amaçlıyorum. Tarz giyinme alışkanlığı ile herkesi özel dikime yönlendirebilmeyi arzu ediyorum.” şeklinde konuştu.
BURCU AYDIN