CHP Merkez İlçe Başkan Adayı Kılıç: CHP'yi Afyon'da Birinci Yapacağız

Cumhuriyet Halk Partisi Merkez İlçe Başkan Adayı Av. Umut Kılıç, CHP Afyonkarahisar İl Başkan Adayı Ömer Akyıldız, Afyonkarahisar İl Genel Meclisi Üyesi Mert Efe Aydeniz, CHP önceki dönem Afyonkarahisar İl Kadın Kolları Başkanı Emsal Gedikkaya ile Av. Mustafa Vural, Gazeteniz Kocatepe’yi ziyaret etti. Kocatepe Gazetesi Sahibi Sezer Küçükkurt, İdari İşler Müdürü Ş. Cüneyt Bursalıoğlu ile muhabir Murat Arısoy ile sohbet eden heyet adına CHP Merkez İlçe Başkan Adayı Av. Umut Kılıç açıklamalarda bulundu. Kılıç, “Yakın zamanda Türkiye'de olduğu gibi Afyon'da da bir belediye, yerel seçim başarısı elde edildi. Ancak kongre sürecinde seçilen örgütler önümüzdeki genel seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimini götürecek.

Tabii yerel yönetimlerin, belediyelerin veya diğer yerel yönetimle ilgili kurumların yapabilecekleri sınırlı. Ülkede iktidarı ele almayan bir parti ülkeyle ilgili ne kalkınma hamlesi yapabilir, ne eğitimde politikalar üretebilir, ne sağlıkta bazı politik adımlar atabilir. Yerel seçim başarısının bizi rehavete kaptırmaması gerekiyor. Bunu zaten Genel Başkanımız da hemen yerel seçimden sonra söylemişti. Örgütlerdeki arkadaşlarımızın da liyakatli insanlar olması gerekiyor. Bizim hâlâ Afyon'da yerel seçimde birinci parti olmamıza rağmen giremediğimiz bölgeler var. Girsek bile çok oy alamadığımız. bazı köyler, kasabalar ki bunu İl Genel Meclisi seçimi oylarımızda gördük” dedi.

“MİLLETVEKİLİ SAYIMIZ 3 VE ÜZERİ OLABİLİR”

Yönetime girecek isimlerin kongrenin karar vericisi konumunda olan delegelerin belli olmasından sonra tespit edileceğini belirten Av. Umut Kılıç, Merkez İlçe Başkanı olması durumunda CHP’yi Afyon’da birinci parti yapmak için var gücüyle çalışacağını belirtti. Kılıç, “Bir milletvekilimiz vardı, Belediye seçiminden sonra, Belediye Başkanı olmasıyla Afyonkarahisar’da milletvekilimiz kalmadı. Sahada milletvekili adaylarımız çalışacak, parti örgütümüz çalışacak. Ayrıca Afyon’dan ilk kez Parti Meclisi Üyemiz var. Parti Meclisi Üyemiz de bu konudaki boşluğu dolduracaktır. Kaldı ki Afyon'da 2002 yılından önce bizim milletvekilimiz yoktu. Cumhuriyet Halk Partisi baraj altında kalan da bir partiydi. Ama 2002 yılında öyle büyük bir atılım gerçekleştirdik ki ana muhalefet partisi haline geldik. Ve bir milletvekilimiz oldu. Ben bundan sonra bir milletvekiliyle de sınırlı kalacağını düşünmüyorum. Türkiye genelinde Sayın Ekrem İmamoğlu'na çok büyük bir teveccüh var toplumda.

Büyük bir mağduriyet yaşadı. Bizim toplumumuz zaten mağduriyetin muhasebesini kendi vicdanında yapar. Biz bunu açtığımız standlarda, imza kampanyalarında, İmamoğlu'nun özgürlük standlarında gördük. Yani belki daha önceden çok farklı partilere oy vermiş olan yani Cumhuriyet Halk Partisi dışında partilere oy vermiş olan vatandaşlarımız akın akın imza vermeye geldiler. Gençlerimiz ’20 yıl sonra bizim de diplomamız iptal edilir mi’ diye soruyor, yargılamalarda şeffaflık yok. Aynı zamanda ekonomideki durum da ortada. Millet bunları görüyor, bu sebeplerle daha önce iktidarı değiştirmişti. Millet yine sandıkta hesap soracaktır. Bu anlamda zaten Afyon'a da bu yansıyacaktır.

Tabii örgütlerin en büyük görevi Türkiye genelinde esen o rüzgarı aslında bulunduğu bölgede fırtınaya çevirmektir. Ve bunu biz örgüt olarak yapacağız. Afyon'da Cumhurbaşkanı adayımız da birinci sırada olacak. Bizim en büyük iddiamız bu. Milletvekilimiz en azından sayımız iki, üç ve daha fazla olacağını düşünüyorum. Ve Afyon'da birinci parti olacağız, Afyon genelinde birinci parti olacağız. Çalışmalarımızı da zaten buna yönelik yapacağız” ifadelerini kullandı.

“TKP’DE İKEN DE KILIÇDAROĞLU’NA OY İSTEDİK”

2023’teki Milletvekilliği seçimlerinde Türkiye Komünist Partisi’nden aday olduğu ve bu yönde eleştirilen yöneltildiği hatırlatılan Av. Umut Kılıç, bu konuda şu değerlendirmeyi yaptı:
“Ben 2022 yılında Cumhuriyet Halk Partisi'nden istifa ettim. Bununla ilgili sosyal medyada bir açıklama da yaptım. Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir helalleşme üzerinden işte bazı yani partiyle uyuşmayan kan uyuşmazlığı olan bazı partilerle bir ittifak kurulması süreci vardı. Zaten bu sürecin sonucunu da bugüne geldiğimizde görüyoruz. 

Cumhuriyet Halk Partisi seçmenin oylarıyla Atatürkçülerin, Cumhuriyetçi hassasiyeti olan vatandaşlarımızın verdiği oylarla şu anda farklı partilerde sıralar alan milletvekillerinin iktidar safına geçtiğini görüyoruz. Biz aslında bunun uyarısını yapmıştık. Ve bu anlamda yanlış gittiğini bazı şeyleri söylemiştik. Ama şunu da söylemiştik. Biz her zaman tek adam sisteminin karşısında olacağız. Saray rejiminin karşısında olacağız. Buna ilişkin mücadelemizi devam ettireceğiz. Buradan ayrılışımız bizim yani Cumhuriyet Halk Partisi'ne küskünlüğümüzden değildir. 

Biz Gazi'nin Partisi'ne, Atatürk'ün Partisi'ne her zaman sadakatimizi gösteririz. Yalnız bu gidişat bize uygun değildir diye bir çıkış yapmıştık. Yalnız şu var, her ne kadar Kemal Bey'in kendisini eleştirsek de Kemal Kılıçdaroğlu'nu, o süreçte o dönemde bulunduğum partinin aldığı kararla da Kemal Kılıçdaroğlu'na destek istedik. Alanlara indik. Hatta muhafazakar köylerde, kasabalarda çalışma yaptık ve şunu söyledik: Bir oy Kılıçdaroğlu'na, bir oy Kılıçdaroğlu'na. Ve hatta genel seçim bittikten sonra, ikinci tura kaldıktan sonra iki haftalık süreçte de kapı kapı gezip broşür dağıttık. Oylar Kemal Kılıçdaroğlu'na diye. 

Buna rağmen Kemal Bey tabii kazanamadı, üzüldük. Ama devamındaki süreçte de tekrar bir adaylık durumu oldu genel başkanla ve değişim ekibi dediğimiz Özgür Özel ve Sayın Ekrem İmamoğlu'nun başını çektiği ekip Parti’de değişimi sağladı kurultayla birlikte, partilerimizin teveccühüyle ve büyük isteğiyle. Ve sonrasında Cumhuriyet Halk Partisi'nde zaten büyük bir ivme başladı. 

Biz de o süreçte partimize tekrar döndük. Hatta Genel Başkanımızın çok güzel bir söylemi var. Baba ocağına herkesi bekliyoruz, diye. Benim dedem, amcam, babam, ailem yani bütün geçmişimiz Cumhuriyet Halk Partili. Ve yani ben ailenin bir evladıydım. Bazı şeylerin yanlış gittiğini düşünerek belki kapıyı açık bırakarak kapıyı çarpmadan çıktık. 

Ama sonrasında ben buranın evladıyım dedim ve tekrar geri döndüm. Geri döndüğümüzde de bu anlamda bize eleştiri tabii ki bulunanlar oldu ama büyük bir çoğunluğu özellikle sol bir partiye gitmiş olmamız nedeniyle ve herhangi bir menfaat gözetmeden ve bir duruş anlamında partiden ayrılmamız nedeniyle çok da büyük tepki göstermediler. üyelerimiz hoş geldin dediler. 

Çok sevindiler. Hatta yani ben Parti’ye döndükten sonra çok sayıda kutlama telefonu da aldım. Etrafımızdaki insanlar bizim Atatürkçü, Cumhuriyetçi kimliğimizi biliyorlardı. Hatta sahada karşılaştığımız Cumhuriyet Halk Partililer bize başarı dilediler. Sen bizim yanımızdasın, aynı cephede savaşıyoruz dediler. Sosyal yaşantımızda, mesleğimizde, bulunduğumuz gruplarda her zaman kimliğimizi muhafaza ettik. Ve bu anlamda dönüşte de bir sorun yaşamadık.”