Demir: Artık Sorgulanma Vakitleri Geldi
Türk Yerel Hizmet-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Demir, hala alana inemeyen, üyelerin yüzüne bakacak cesareti olmayanların artık sorgulanma vakitlerinin geldiğini söyledi
Türk Yerel Hizmet-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Demir, Afyonkarahisar’da sendika üyeleriyle bir araya geldi, yetkili sendikayı sert sözlerle eleştirdi.
“HAK SATMAKLA BAŞARI OLMAZ”
Türk Yerel Hizmet-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Demir, Türkiye Kamu-Sen sevdalısı olmanın bir ayrıcalık olduğunu söyledi. Türk Yerel Hizmet-Sen üyelerinin hak satanların değil, hak arayanların yanında olduklarını vurgulayan Demir, “Üyelerimiz, hak satanların değil, hak arayanların yanında yer aldınız. Hakkınızı, onurunuzu satmadınız; sattırmadınız. Onurlu, dik duruşunuzla bize hep güç verdiniz. Bizler de sizlerin desteğiyle, Türkiye Kamu-Sen olarak, ilkeli duruşumuzla kamudaki tüm çalışanların özlük ve sosyal haklarını savunduk. Önce ülkemiz, sonra ilkemiz dedik. 16 yıldır yetkili ama etkisiz olanlar, masada sattığı memurun hakkını şimdi alanlarda almaya çalışıyor. Ama unutmasınlar, masayı küçültenlerin karşısına, meydanı büyütenler dikilir. Ve o meydanı büyüten, Türkiye Kamu-Sen’dir. Yıllarca memurun talepleri büyüdü, ama derdine derman olamayanlar, masada sadece ücret sendikacılığı yaptılar. Onu da beceremediler. Devletine yıllarını vermiş, alın teri dökmüş emekli kardeşlerimizi sefilliğe, açlığa mahkûm ettiler. Kamudaki memura baskı kurup, olmayan makamlarla üye devşirmeyi görev bildiler. Ama aynı gayreti masada gösteremediler. Biz diyoruz ki, hak satmakla başarı olmaz. Memurun ahı elbet bir gün döner, sizi de bulur. Nasıl geldiyseniz, öyle gidersiniz.” dedi.
“TÜM MEMURLARIN SESİ OLDUK”
“Türkiye Kamu-Sen olarak biz, kamuda çalışan tüm memurların sesi olduk.” diyen Demir, “Yardımcı hizmetlerde çalışanların Genel İdare Hizmetler sınıfına alınmasını istedik. Vergi oranlarının yüzde 15’te sabitlenmesini talep ettik. Refah payı, ek zam, bayram ikramiyesi dedik. Görevde yükselme sınavlarının 2 yılda bir yapılmasını istedik. Zabıta ve itfaiye şehitlerimizin sözde değil özde şehit sayılmasını talep ettik. Giyim, yiyecek, yol yardımlarının günümüz şartlarına göre güncellenmesini istedik. Teknik kadrolarda çalışanların arazi tazminatlarını talep ettik. SDS sözleşmelerinde ‘verilebilir’ değil ‘verilir’ ibaresi olsun dedik. Mülakatın kaldırılmasını, puanın esas alınmasını istedik. Ve en önemlisi memurun, emeklinin daha fazla mağdur edilmemesi için acil düzenleme yapılmalı dedik. Artık enflasyon hedefleri tutmuyor, maaşlar eriyor. Çarşıda, pazarda, mutfakta fiyatlar uçmuş durumda. Memurun maaşı, zam değil, ön ödemeli enflasyon düzeltilmesi haline geldi. Bu tablo, bizim toplu sözleşme masasında dile getirdiğimiz taleplerin ne kadar haklı, ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha gösteriyor. Çalışanların ücretleri yalnızca maliyet hesabı değildir. Bu sosyal bir meseledir. Artık hedeflerde değil, gerçeklerle hareket etmenin zamandır.” diye konuştu.
“ÜCRET ADALETSİZLİĞİYLE BU YOL YÜRÜNMEZ”
Türk Yerel Hizmet-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Demir, sözlerine şöyle devam etti: “Bu nedenle diyoruz ki; Refah payı artık hayati bir zorunluluktur. Enflasyon farkı, ortaya çıkar çıkmaz maaşlara yansıtılmalıdır. Seyyanen zam ile kamudaki dengesizlik giderilmelidir. Ücret adaletsizliğiyle bu yol yürünmez. Kamu çalışanı da, emekli de yoksulluğa mahkûm edilmemelidir. Türkiye Kamu-Sen, her platformda kamu çalışanlarının hakkını sonuna kadar savunmaya kararlıdır. Yetkili sıfatını taşımasına rağmen masada memurun hakkını savunamayan, suskunluğunu başarı gibi pazarlayan sendikal anlayış artık bitmiştir. Türkiye Kamu-Sen, TBMM’ye bütçe gelmeden önce Dikmen Kapısı önünde alanlara inmiş, memurun hakkını alanlarda haykırmıştır. Ek zam ve refah payı talebini salonlarda değil, milletin meclisi önünde dile getirmiştir. Bugün hala alana inemeyen, üyelerin yüzüne bakacak cesareti olmayanların artık sorgulanma vakti gelmiştir. Tabletle, çantayla, boş cüzdan maketleriyle üyeyi oyalayanlara prim vermeyin. Bu jestlerin ardında, emeğinizi promosyon karşılığında takas eden, geleceğinizi masalarda pazarlayan bir anlayış yatmaktadır.”
“KANMA MÜCADELENİ TERK ETME”
Demir, sözlerini şöyle tamamladı: “Tüm çalışanlara sesleniyorum; Kanma, inanma, güvenme, promosyon karşılığında hak mücadeleni terk etme. Sendikal iradeni, hediye paketlerine teslim etme. Hak ve emek mücadelesi, pazarlıkla değil, kararlılıkla yürütülür. İşte bu yüzden Türk Yerel Hizmet-Sen vardır. Biz masada eğilmeyen, alandan susmayan, cesareti ilke edinmiş bir sendikal anlayışın temsilcisiyiz. Çok iyi biliyoruz ki; Sessiz kalan yetkili, etkisini kaybeder. Taviz veren sendika, teşkilatını tüketir. Mücadeleden vazgeçenler, kaybetmeye mahkûmdur. Türk Yerel Hizmet-Sen olarak; masada da varız, meydanda da varız. Hakları savunmaktan da, emeği korumaktan da asla vazgeçmeyeceğiz. Alanı daraltanlara karşı, meydanı büyütmeye devam edeceğiz. Şahsım ve genel merkezim adına kurulduğu günden bugüne kadar şubemizde görev almış arkadaşlarıma emeklerinden ve dik duruşlarından dolayı teşekkür etmeyi kendime görev biliyorum. Allah birliğimizi, dirliğimizi daim eylesin. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türküm diyene.”
Bakmadan Geçme