Doç. Dr. Emin Uz: Gazze Merhametin Adı Oldu

AKÜ İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümünden Doç. Dr. Emin Uz, bir Müslümanın herhangi bir mahale intikal ettiğinde kullanacağı tek ölçü biriminin İslami mi yoksa gayri İslami mi olması gerektiğini belirterek, 'İşte bu nedenle artık Gazze bizim bir coğrafyamızdır. Gazze artık yaşamanın ahlakını öğreten bir ölçü birimi olmuştur.' dedi.

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
Doç. Dr. Emin Uz: Gazze Merhametin Adı Oldu

Afyonkarahisar Milli İrade Platformunun, katil İsrail’in, Filistin’deki soykırımına karşı Zafer Meydanında kurduğu nöbet çadırında Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümünden Doç. Dr. Emin Uz, “Şehadeti Düşleyen Satırlarda Gazze” başlıklı bir sunum yaptı.

“GAZZE MERHAMETİN KARŞILIĞI OLAN BİR ZİHNİYETİN ADI OLDU”

AKÜ İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümünden Doç. Dr. Emin Uz, dili döndüğünce satırlardan, sadırlara inmeye çalışacağını belirterek sunumunu yapacağını belirtti. Gazze’yi anlatmanın yalnız bir coğrafyayı tarif etmekten ibaret olmadığının altını çizen Uz, “Gayem Gazze ile kalbimizin neresinin sızladığını, vicdanımızın nereye doğru döndüğünü tespittir. Bu nedenle bugün yıkılan duvarlardan, taşlardan değil, insanlardan ve kalplerden bahsetmek istiyorum. Onun için de öncelikle Gazze'nin çocukları bizlere edeplice yaşamanın sonunun şehadet olduğunu gösterdiler. Dolayısıyla edepli olmayı, edebi olmayı, edebiyatta Gazze'nin nerede durduğunu konuşalım istedim. Çünkü Allah razı olsun hocalarımızdan, büyüklerimizden tarihi olarak, siyasi olarak, sosyal olarak Gazze'nin hangi konuda olduğunu bize her yerde, bütün platformlarda anlatıyorlar, öğretiyorlar. 

 

Doç. Dr. Emin Uz: Gazze Merhametin Adı Oldu

Fakat ölüm edebi bize mahsus bir şeydir. Onlar bilmezdi ölümün edebini. Diğer ümmetler bilmezler pek bunu. Fakat ölüm hep onlara mı mahsus diye sormak lazım? Hep Gazze’liler mi şehit olur? Biz ölemez miyiz? Biz ölmeyecek miyiz? Ya da şu soruyu soruyor muyuz hiç kendimize? Gazze ne zaman kurtulur? Biz de inanıyoruz ki çocuklar ve güvercinler Mescid-i Aksa'nın etrafına geri dönecekler. Şehadeti, hayatı savunmanın en uç sınırı olarak okumayı öğretti bize Gazze. Gazze bir dil oluşturdu bize. İçtimai bir dil. İnansa da, inanmasa da şehadetin dilini öğretti bize. Biz bilmezdik bu dili. Konuşamazdık. Konuşulsa da anlamazdık. Ama izzetimize sahip çıktı Gazze. Batı ruhundan bahsederiz zaman zaman. Batı oyunlarından bahsederiz. Ve zannederiz ki kendi içimizde Batı dediğimiz şey gerçekten İslam coğrafyasının batısında. Batı bir zihniyet olduğu gibi ve tarihte zulmün karşılığı olan bir zihniyet olduğu gibi Gazze'de merhametin karşılığı olan bir zihniyetin adı oldu artık. Bu nedenle hatlarla çizilmiş atlaslarda gösterilen bir nokta değil artık Gazze.” dedi.

“ÜZÜLMEYİ, HÜZNÜ, SEVİLMEYİ, MUTLULUĞU ÖĞRENEMEDİK”

“İstiyoruz ki sadece fikriyatta oluşan bir durum da olmasın, aynı zamanda kalplere inan bir duygu, bir his de olsun Gazze. Çünkü ben üzülme fikri ile üzülmeyi birbirinden ayırıyorum artık.” diyen Uz, “Modern, seküler dünyada, üzülmeyi unutan insanlık, üzülme fikrini üzülmek gibi algılamaya başladı. Kanallar arasında geçiş yaparken, Gazze’li bir çocuğun şehit olduğuna rastladığında, ‘Ben de çok üzülüyorum bu çocuklara. Ne olacak bunların hali’ deyip başka bir kanala geçmeyi üzülmek zanneden zavallı insanlara dönüştük. Hâlbuki üzülmek, kolu bacağı kopmuş, daha hayatı anlamlandıramadan şehit olmuş, şehadet şerbetini içmiş bir bebeğin annesinin kucağına verildiğinde annesinin hissettiği şeydi. Hüzün dediğimiz şey. Korkarım ki hüznü, üzülmeyi öğrenemediğimiz gibi mutluluğu da, sevinci de öğrenemiyoruz. Sevinmeyi ve mutluluğu da şova dönüştürmek suretiyle hakikati maalesef perdeleme gayreti içerisindeyiz. Hakikatle doğru belki anlatacağım şeyler savruk olacak ama hakikatle doğruyu birbirinden ayıran şey ölçü birimidir. Doğru herhangi bir ölçü birimiyle ulaşılan sonuçtur, sahih durumdur. Hakikat ise doğru ölçü birimleri kullanmak suretiyle ulaşılan doğru sonuçtur. Bir bardak su olduğunu düşündüğümüzde o bir bardak suyun 10 santimetre olduğunu iddia eden birisi doğru söylüyordur. Fakat hakikat onun 10 santimetre olması değil, onun bir bardak olması ya da 500 yüz mililitre olmasıdır. Çünkü hakikat doğru ölçü birimini kullanmaktır. Müslüman coğrafyada yine, affınıza sığınıyorum, belki çok ütopik şeylerden bahsedeceğim. İslam coğrafyasında hakikate ulaşamamanızın ya da hakikati kavrayamamanın sebeplerinden bir tanesi de seküler ölçü birimleriyle dünyayı anlamlandırmaya çalışmak olsak elbette. Hâlbuki içinde bulunduğumuz çadıra elektrikçi girse buranın elektrik tesisatında, mimar girse buranın güzelliğinden, çadır işi yapan birisi girse buranın direklerinden bahsederken Müslüman herhangi bir mahale intikal ettiğinde tek bir ölçü birimini kullanmalı. İslami mi yoksa gayri İslami mi ölçüsünü kullanmalıydı. İşte bu nedenle Gazze bizim artık bir coğrafyamızdır. Birilerinin söylediği gibi Arz-ı Mevud, bizim söylediğimiz gibi Kıble'nin de ötesinde Gazze artık yaşamanın ahlakını öğreten bir ölçü birimi olmuştur.” diye konuştu.

“GAZZE BİZİM İÇİN HEP ŞUUR OLACAK”

AKÜ İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümünden Doç. Dr. Emin Uz, sözlerini şöyle tamamladı: 

“Bugün Gazze orta doğudadır. Bugün Gazze Filistin'dedir. Belki bizim torunlarımız için Gazze batıda olacak. Belki bizim torunlarımız için Gazze kuzeyde, Rusya'da bir yerlerde olacak. Belki kimin tarafında olacak bilmiyoruz. Ama öğretmemiz gereken, öğrenmemiz gereken bir şey var ki Gazze bizim için hep şuur olacak. Korktuğum, ürperdiğim şeylerden bir tanesi de aslında Gazze bizi 100 yıl sonra belki de toprağın altında mezarlarda inletecek. Mezarlarda hüzünlendirecek. Çünkü tarih kitapları bu mezalimi yazdığında ve torunlarımız bu mezalimi satırlardan okuduğunda ‘Bütün bunlar olurken benim dedem neredeydi?’ diye sorunca işte o zaman belki de o sorumluluğun altında bizi ezeceğiz. Yoksa şimdi bize olan bir şey yok.”

Kocatepe Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme