Dogonlar Bu adamlar Öncedende Biliyorlarmış
Dünya'nın birçok yerinde insanlar henüz göklerin sırlarını çözmeye çalışırken, Afrika'nın kalbinde yaşayan Dogon Kabilesi, binlerce yıldır evrenle ilgili modern bilimi şaşırtan bilgilere sahip.
Mali Cumhuriyeti’nin izole topraklarında varlığını sürdüren bu 250 bin kişilik topluluk, sahip olduğu astronomi bilgileri ve kökenine dair anlatılarıyla adeta evrenin kadim sırlarını taşır nitelikte.
BİLİMİN ÖTESİNDE ASTRONOMİK BİLGİLER
Dogon Kabilesi’nin bilgileri, Dünya’nın yuvarlak olduğunu ve Güneş’in etrafında döndüğünü bilmekle sınırlı değil. Dogonlar, Satürn’ün halkalarını, Jüpiter’in uydularını ve Sirius yıldız sisteminin tek bir yıldız değil, üçlü bir sistem olduğunu nesillerdir biliyor. Dogonlara göre Sirius A’nın çevresinde dönen Sirius B ve Sirius C adlı iki yıldız daha bulunuyor. Bu bilgiler, modern bilim tarafından ancak teleskopların gelişimiyle doğrulanabilmişken, Dogonlar bu bilgileri sözlü geleneklerle yüzyıllardır aktarıyor.
SİRİUS SİSTEMİ: DOGON MİTOLOJİSİNİN MERKEZİ
Dogonların astronomi bilgileri yalnızca bilimsel tespitlerden ibaret değil; bu bilgiler, kabile mitolojilerinin ayrılmaz bir parçası. Dogonlara göre, Sirius sistemi ve Güneş sistemi arasında kadim bir bağ bulunuyor. Sirius’un en parlak yıldızı olan Sirius A, Dogon mitolojisinde başrolde. Ancak onların inancına göre, Sirius A’nın çevresinde dönen ve Potolo adını verdikleri çok yoğun bir yıldız da var.
Potolo, Dogon mitolojisinde evrendeki tüm maddelerden daha yoğun bir yapıya sahip olarak tanımlanır. Üstelik Dogonlar, Potolo’nun Sirius A etrafındaki dönüşünü 50 yılda tamamladığını da söylüyor. Modern bilim ise Sirius B yıldızını, bu yoğunluğu ve 50 yıllık yörünge süresini 1862 yılında Alvan Graham Clark’ın gözlemleriyle doğruladı. Sirius B’nin bir çay kaşığı kadar maddesinin 5 ton ağırlığında olduğu tahmin ediliyor.
Dogonlar ayrıca, Emme Ya adını verdikleri ve Sirius sistemine ait bir başka yıldızdan bahseder. Emme Ya, Dogonlara göre Sirius A’nın çevresinde daha geniş bir yörüngede döner ve aynı şekilde 50 yıllık bir döngüye sahiptir. Modern bilim, Sirius C olarak adlandırılan bu yıldızın varlığını ancak 1995 yılında kanıtlayabilmiştir.
KADİM BİLGİLERİN KAYNAĞI: NOMMOLAR
Dogonların bu astronomik bilgileri nasıl elde ettikleri, en büyük merak konularından biridir. Dogon mitolojisine göre bu bilgilerin kaynağı, Nommolar adını verdikleri Dünya dışı varlıklardır. Nommolar, hem karada hem de suda yaşayabilen varlıklar olarak tanımlanır. Dogon inançlarına göre, Sirius sisteminden Dünya’ya gelen Nommolar, bilgilerini Dogon rahiplerine öğretmiş ve bu rahipler de bilgileri semboller ve sözlü anlatılar yoluyla nesilden nesile aktarmıştır.
Nommoların hikayesi, bazı araştırmacılar ve teorisyenler tarafından Dünya dışı yaşamın kanıtı olarak gösterilmiştir. Özellikle arkeolog-yazar Erich Von Däniken, Dogonların astronomi bilgilerini ve mitolojilerini, geçmişte uzaylıların gezegenimize geldiğine dair kesin bir delil olarak savunmaktadır.
MODERN BİLİM VE DOGONLAR
Dogonların bilgileri, modern bilim insanlarını hayrete düşürmekle kalmamış, birçok tartışmanın da fitilini ateşlemiştir. Dogonlar, modern dünyanın dikkatini ilk kez 1930’lu yıllarda çekmiştir. Fransız etnograflar Marcel Griaule ve Germaine Dieterlen, bu kabileyle temasa geçerek onların astronomi bilgilerini kaydetmiş ve bu bilgileri bilim dünyasına sunmuştur. Ancak Dogon rahipleri, sahip oldukları bilgilerin tamamını açıklamadıklarını söylemişlerdir.
BİLİM VE İNANÇ ARASINDA KÖPRÜ
Dogonların Sirius yıldız sistemine dair bilgilerinin doğru çıkması, bilim dünyasında pek çok soruyu beraberinde getirmiştir. Bu kadim bilgilerin kaynağı gerçekten uzaydan gelen varlıklar mı, yoksa Dogonlar daha önce gelişmiş bir medeniyetle mi temas kurdu? Yoksa bu bilgiler, yalnızca tesadüf eseri doğru çıkan mitolojik anlatılar mı?
Dogonların hikayesi, yalnızca bir kabile efsanesi olarak değil, insanlığın evreni anlama çabasının bir parçası olarak da önemlidir. Onların astronomik bilgileri, mitolojileri ve modern bilimle örtüşen keşifleri, bilginin sınırlarını zorlayan bir örnek teşkil ediyor.
Dogonlar, binlerce yıldır yaşadıkları topraklarda, gökyüzüne dair sırrını koruyan bir kitap gibi duruyor. Bu hikaye, bilimin ve mitolojinin kesişim noktasında, insanlığın evreni anlama serüvenine ışık tutmaya devam edecek.