Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Dönek diyorlar, zalime yardım ediyorsun diyorlar”

Fetullahçı Terör Örgütü /Paralel
“Dönek diyorlar, zalime yardım ediyorsun diyorlar”

Fetullahçı Terör Örgütü /Paralel Devlet Yapılanması soruşturması doğrultusunda “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” ve “Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme” isnadıyla açılan davalarda dün toplam 40 sanık hâkim karşısına çıktı. Sanıklardan 28’i tutuklu olarak yargılanırken diğerlerinin yargılamaları tutuksuz devam etti.
İKİ TAHLİYE VAR
Tahliye edilen Sanık Mustafa Faydalı tutuksuz yargılanacak. Tutuklu Ali İhsan Alpay’a 10 yıl ceza verildi. Sanık Halit Salman’a 8 yıl, 8 ay hapis cezası verildi. Mehmet Özçınar’a 10 yıl, Fehmi Akın’a 3 yıl, 9 ay, Musa Koçak’a 12 yıl 9 ay, Bahattin Uğur’a 3 yıl 5 ay hapis cezası verildi. Tahliye edilen Uğur, cezanın onamasını tutuksuz olarak bekleyecek.  
12 SANIĞIN
TUTUKLULUKLARI SÜRÜYOR
 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün sabah Hüseyin İnceefe, Yasin Seçen, Yaşar Gülnur, Ramazan Şenel, Ercan Özbudak, Fikret Kasnak, Şinasi Duran, Mustafa Keser, Nejat Uğur, İlhan Öner, Mustafa Şenel, Mahmut Tuncer’in duruşmaları yapıldı. Tutuklu olarak yargılanan sanıkların tümü haklarındaki suçlamaları reddederek tahliye ve berat taleplerini ifade etti. Dünkü ilk celsede tutuklu yargılanan toplam 12 sanığın duruşması ileri bir tarihte görülecek.
SANIKLAR SON
SÖZLERİNİ SÖYLEDİ
Tutuklu sanık Ali İhsan Alpay, mahkemede son söz olarak 29 yıllık hayatında hiçbir zaman suç işleme iradesi taşımadığını, aleyhine tanık ifadesi bulunmadığını ifade etti. Alpay’a 10 yıl hapis cezası verildi. Tutuklu yargılanan Kazım Urhan’ın duruşması avukatının mütalaaya karşı savunma için ek süre ve bylock incelemesi için ek süre talebi nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi. Tutuklu yargılanan sanık Halit Salman son sözünde, art niyet taşımadığını, telefonuna bylock sisteminin kolej müdürü tarafından yüklendiğini Türk adaletine güvendiğini dile getirdi. Salman’a 8 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Tutuklu sanık Ömer Gökçe’nin avukatının tanık dinletme talebi üzerine Gökçe’nin duruşması ileri bir tarihe ertelendi.
“VASİYETTE HİMMET
NE ANLAMA GELİYOR?”
Tutuklu sanık Üzeyir Karabağ’ın duruşması da ileri bir tarihte görülecek. Silahlı Terör Örgütüne üye olmadığını terör örgütü üyeliğinin ne anlama geldiğini dahi bilmediğini söyleyen Karabağ; “Evdeki dokümanlar bana ait değil. Ben 15 Haziran tarihinde kaza geçirdim. Kolum ve bacağım alçıdaydı. Yaklaşık 40 gün ayağımın üzerine basamadım. Bekçilik yaptığım yurt müdürü hanımdan evde bulunan dokümanların bir süre bizde durmasını rica etmiş. Benim şirket ortaklığım kesinlikle yok. Evde bulunan not ise 8 ya da 10 yıl önce çocuklarıma borcumun ödenmesi için yazdığım vasiyettir” dedi. Karabağ’ın notu vasiyet olarak ifade etmesi üzerine Mahkeme Başkanı, “Vasiyetimi yazdım diyorsunuz. Vasiyette himmet ve hizmet ne anlama geliyor? Bu ülkede hizmet kelimesinin ne anlama geldiğini söylemeye gerek yok. Burs ve himmet diyorsun. Bunlara açıklama getirmek ister misin?” diye sordu. Hiçbir yere yardımda bulunmadığını belirten Karabağ; “Hiçbir yere yardım vermedim. Ciddi rahatsızlıklarım var. Ben hep sağlık sorunlarımla uğraştım. Böbrek ameliyatı sonrası 30 dakika da bir tuvalete gitmek zorunda kalıyorum” diye konuştu. Üzeyir Karabağ’ın eşi tanık olarak dinlendi. Bayan Karabağ, ev aramasında bulunan kitapları yurt müdürünün eve hangi tarihte getirdiğini hatırlamadığını belirtti. Tanık Karabağ; “Yurt Müdürü kitapları 15 Temmuz öncesi getirdi. Ama tam tarihi hatırlayamıyorum. Müdürün ismi Emre idi soy ismini bilmiyorum. Getirip koydular geri almadılar. Eşime durumu söyledim. ‘Bir süre sonra kitapları alacaklar” şeklinde konuştu. Karabağ’ın avukatının parmak izi incelemesi talebi üzerine duruşma ileri bir tarihe ertelendi.
TANIK BERAT VE TAHLİYE
Tutuksuz olarak yargılanan sanık Talat Bozca’nın duruşması ileri bir tarihe ertelendi. Tutuklu sanık Mehmet Özçınar, Silahlı Terör Örgütüne üye olma suçlamasını kabul etmediğini söyledi. Temiz bir hayat yaşamaya gayret ettiğini belirten Özçınar; “Menfur hadise sonrası vatanımın, milletimin yanında yer aldım. 17-25 Aralık 2013 tarihinden sonra iş aradım. Geçimimi sağlamak zorundaydım. 20 yıldır kemik erimesi hastasıyım, yüzde 50 engelliyim. Aynı zamanda kolon hastasıyım. Ağrılı ağır hastalığım var. Cezaevi şartlarında günlük ihtiyaçlarımı karşılamam çok zor oluyor. Tahliyemi ve beratımı talep ediyorum. Sağlık sorunlarımın dikkate alınmasını istiyorum” dedi. Özçınar’a 10 yıl hapis cezası verildi. Tutuklu yargılanan sanık Ümit Elmas’ın duruşması, atanan avukat yerine özel avukat tutma talebi üzerine ileri tarihe ertelendi.
EROL: KÜÇÜK MİKTARDA
PARA GETİRDİ
Tutuklu yargılanan ve ihraç edilen eski akademisyen Fehmi Akın’ın duruşmasına örgütün AKÜ’ye imam olarak atadığı beyanı bulunan Asım kod adı ile bilinen etkin pişmanlıktan yararlanan Serkan Erol Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile Bursa’dan bağlanarak tanıklık yaptı. Fehmi Akın’ı tanıdığını doğrulayan Erol, Akın’ın bir sohbet grubunu organize ettiğini, o grubun üyelerini tam olarak hatırlayamadığını, yaklaşık 6 ya da 7 defa yüz yüze görüştüğünü ifade etti. Fehmi Akın’ın birkaç kez kendisine küçük miktar para getirdiğini aktaran Erol; “Kendisi bana sayısını tam hatırlamamakla birlikte yaklaşık 3 ya da 5 kez bin ile bin 500 lira arasında para vermişti. Bu paraların gruplardan toplanan paralar olduğunu düşünüyorum” dedi.
“BU İŞLERDE GÖNÜLLÜLÜK ESAS”
Üniversitede Fehmi Akın’ın talimat çerçevesinde görev verilip verilmediği sorusunu cevaplandıran Tanık Serkan Erol; “Talimatla görevlendirme olmadı. Bu işler gönüllülük esasına göre oluyordu. Kendisi ile yüz yüze görüştük. Telefonla irtibat kurmadık. Sohbet yapmalarını, kitap okumalarını istedik. Amaç dine teşvik etmekti. Grubun dağılmaması da hedefler arasında olabilir. Bizim herhangi bir şeyi dikte etmemiz söz konusu olmadı.  Çünkü akademisyenler toplumun en eğitimli kesimi. Dikte etseydik bile zaten kabul etmezlerdi” ifadelerini kullandı.
“KOĞUŞTA DÖNEK DİYORLAR”
Tutuklu Sanık Fehmi Akın, hakkında tanıklık yapan örgütün AKÜ İmamı olarak görevlendirdiği Asım kod adlı Serkan Erol’un bazı şeyleri yanlış hatırladığını ifade etti. Akın; “Bazı şeyleri yanlış hatırlıyor. Talimat verilmeme ifadesini de önemli buluyorum. Belli bir süre sonra ben gönül bağımı kestim. Kendisi 2015 yılı Ekim ayına kadar görevli olduğunu söyledi. Ben 2015 yılının ortalarına kadar görev yaptı diye hatırlıyorum. Çok önemli beyanlarda bulunduğumu düşünüyorum. Tüm bildiklerimi samimi beyanlarla anlattım. Savunmalarım ve teşhislerim sayesinde örgüt sorumluları benim ifadelerimle yakalandı. Ciddi tepkiler alıyorum. Koğuşta büyük baskı görüyorum” dedi.
Mahkeme Başkanının ne tür baskı gördüğünü sorması üzerine Akın; “Koğuşta toplam 46 kişi kalıyoruz. Öğretmenler ve sağlıkçılar var. Pek çoğu ile orada tanıştık. Tıpçılarla da daha önceden tanışıklığım yok. Etkin pişmanlıktan yararlandığım için bana ‘dönek’ diyorlar” ifadelerini kullandı. Mahkeme Başkanının “Nasıl tepkiler alıyorsun? Davaya ihanet mi ettin diyorlar” sorusuna Akın; “Zalime yardım ediyorsun dediler” cevabını verdi. Başkanın, “Zalim olarak devlet mi görülüyor?” sorusuna Akın; “Bir noktada devletin temsilcisi olarak sizler” karşılığı üzerine Başkan, “Biz mi zalim görülüyoruz” diye sordu. Akın; “Önceki gün kazada vefat eden Savcıya üzülündü” dedi. Sanık Fehmi Akın son sözünde, “Samimi ikrarlarda bulundum. Verdiğim değerli bilgilerin takdir edilmesini ve tahliyemi talep ediyorum” diye konuştu. Akın’a 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi.
“HÜCREDE KALAN TEK TUTUKLU”
Tutuklu sanık Musa Koçak, 12 yıl 9 ay hapis cezası aldı. Pişmanlıkta miladın 15 Temmuz darbe girişimi olması gerektiğini söyleyen Koçak; “Ben tabanda bir öğretmenim. KPSS’yi kazanamadığım için mecburen bu yapıda çalışmak zorunda kaldım. Devletin teşvikleri 17-25 Aralık tarihinden sonra okullarda devam etti. 15 Temmuz menfur darbe girişimine kadar cebir ve şiddet söz konusu değildi. Ben 8 aydır hücrede kalıyorum. Kendim, eşim ve çocuklarımın psikolojik sorunları var. Geçim sıkıntısı nedeniyle çalıştım. Bu sürece gelinceye kadar Bank Asya ve okullar kapatılabilirdi. Ben öğretmendim. İş bulamazsam babam çiftçi, köye döner çiftçilik yapardım. Benim yaşadığım bir köyde suç işleyen bir kişi nedeniyle tüm köyün cezalandırılmasına benziyor. Ben hapisten çıktığımda ciddi sorunlar yaşayacağımı görüyorum. Beratımı istiyorum, mahkeme aksi kanaatte ise lehime kanun hükümlerinin uygulanmasını talep ediyorum” dedi. Koçak’ın avukatı müvekkilinin hücrede kaldığını, bu uygulamanın başka kimseye yapılmadığını belirtmesi üzerine Mahkeme Başkanı durumun cezaevi idaresi ile ilgili olduğunu söyledi.
Tutuklu yargılanan sanık Bahattin Uğur, 3 yıl 5 ay hapis cezası aldı. Uğur cezanın infazına kadar tahliye edildi. Uğur son sözlerinde masum olduğunu, silahlı terör örgütüne üye olmadığını dile getirdi. >> Burcu AYDIN’ın Haberi

“Dönek diyorlar, zalime yardım ediyorsun diyorlar”

Fetullahçı Terör Örgütü /Paralel
“Dönek diyorlar, zalime yardım ediyorsun diyorlar”

Fetullahçı Terör Örgütü /Paralel Devlet Yapılanması soruşturması doğrultusunda “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” ve “Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme” isnadıyla açılan davalarda dün toplam 40 sanık hâkim karşısına çıktı. Sanıklardan 28’i tutuklu olarak yargılanırken diğerlerinin yargılamaları tutuksuz devam etti.
İKİ TAHLİYE VAR
Tahliye edilen Sanık Mustafa Faydalı tutuksuz yargılanacak. Tutuklu Ali İhsan Alpay’a 10 yıl ceza verildi. Sanık Halit Salman’a 8 yıl, 8 ay hapis cezası verildi. Mehmet Özçınar’a 10 yıl, Fehmi Akın’a 3 yıl, 9 ay, Musa Koçak’a 12 yıl 9 ay, Bahattin Uğur’a 3 yıl 5 ay hapis cezası verildi. Tahliye edilen Uğur, cezanın onamasını tutuksuz olarak bekleyecek.  
12 SANIĞIN
TUTUKLULUKLARI SÜRÜYOR
 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün sabah Hüseyin İnceefe, Yasin Seçen, Yaşar Gülnur, Ramazan Şenel, Ercan Özbudak, Fikret Kasnak, Şinasi Duran, Mustafa Keser, Nejat Uğur, İlhan Öner, Mustafa Şenel, Mahmut Tuncer’in duruşmaları yapıldı. Tutuklu olarak yargılanan sanıkların tümü haklarındaki suçlamaları reddederek tahliye ve berat taleplerini ifade etti. Dünkü ilk celsede tutuklu yargılanan toplam 12 sanığın duruşması ileri bir tarihte görülecek.
SANIKLAR SON
SÖZLERİNİ SÖYLEDİ
Tutuklu sanık Ali İhsan Alpay, mahkemede son söz olarak 29 yıllık hayatında hiçbir zaman suç işleme iradesi taşımadığını, aleyhine tanık ifadesi bulunmadığını ifade etti. Alpay’a 10 yıl hapis cezası verildi. Tutuklu yargılanan Kazım Urhan’ın duruşması avukatının mütalaaya karşı savunma için ek süre ve bylock incelemesi için ek süre talebi nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi. Tutuklu yargılanan sanık Halit Salman son sözünde, art niyet taşımadığını, telefonuna bylock sisteminin kolej müdürü tarafından yüklendiğini Türk adaletine güvendiğini dile getirdi. Salman’a 8 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Tutuklu sanık Ömer Gökçe’nin avukatının tanık dinletme talebi üzerine Gökçe’nin duruşması ileri bir tarihe ertelendi.
“VASİYETTE HİMMET
NE ANLAMA GELİYOR?”
Tutuklu sanık Üzeyir Karabağ’ın duruşması da ileri bir tarihte görülecek. Silahlı Terör Örgütüne üye olmadığını terör örgütü üyeliğinin ne anlama geldiğini dahi bilmediğini söyleyen Karabağ; “Evdeki dokümanlar bana ait değil. Ben 15 Haziran tarihinde kaza geçirdim. Kolum ve bacağım alçıdaydı. Yaklaşık 40 gün ayağımın üzerine basamadım. Bekçilik yaptığım yurt müdürü hanımdan evde bulunan dokümanların bir süre bizde durmasını rica etmiş. Benim şirket ortaklığım kesinlikle yok. Evde bulunan not ise 8 ya da 10 yıl önce çocuklarıma borcumun ödenmesi için yazdığım vasiyettir” dedi. Karabağ’ın notu vasiyet olarak ifade etmesi üzerine Mahkeme Başkanı, “Vasiyetimi yazdım diyorsunuz. Vasiyette himmet ve hizmet ne anlama geliyor? Bu ülkede hizmet kelimesinin ne anlama geldiğini söylemeye gerek yok. Burs ve himmet diyorsun. Bunlara açıklama getirmek ister misin?” diye sordu. Hiçbir yere yardımda bulunmadığını belirten Karabağ; “Hiçbir yere yardım vermedim. Ciddi rahatsızlıklarım var. Ben hep sağlık sorunlarımla uğraştım. Böbrek ameliyatı sonrası 30 dakika da bir tuvalete gitmek zorunda kalıyorum” diye konuştu. Üzeyir Karabağ’ın eşi tanık olarak dinlendi. Bayan Karabağ, ev aramasında bulunan kitapları yurt müdürünün eve hangi tarihte getirdiğini hatırlamadığını belirtti. Tanık Karabağ; “Yurt Müdürü kitapları 15 Temmuz öncesi getirdi. Ama tam tarihi hatırlayamıyorum. Müdürün ismi Emre idi soy ismini bilmiyorum. Getirip koydular geri almadılar. Eşime durumu söyledim. ‘Bir süre sonra kitapları alacaklar” şeklinde konuştu. Karabağ’ın avukatının parmak izi incelemesi talebi üzerine duruşma ileri bir tarihe ertelendi.
TANIK BERAT VE TAHLİYE
Tutuksuz olarak yargılanan sanık Talat Bozca’nın duruşması ileri bir tarihe ertelendi. Tutuklu sanık Mehmet Özçınar, Silahlı Terör Örgütüne üye olma suçlamasını kabul etmediğini söyledi. Temiz bir hayat yaşamaya gayret ettiğini belirten Özçınar; “Menfur hadise sonrası vatanımın, milletimin yanında yer aldım. 17-25 Aralık 2013 tarihinden sonra iş aradım. Geçimimi sağlamak zorundaydım. 20 yıldır kemik erimesi hastasıyım, yüzde 50 engelliyim. Aynı zamanda kolon hastasıyım. Ağrılı ağır hastalığım var. Cezaevi şartlarında günlük ihtiyaçlarımı karşılamam çok zor oluyor. Tahliyemi ve beratımı talep ediyorum. Sağlık sorunlarımın dikkate alınmasını istiyorum” dedi. Özçınar’a 10 yıl hapis cezası verildi. Tutuklu yargılanan sanık Ümit Elmas’ın duruşması, atanan avukat yerine özel avukat tutma talebi üzerine ileri tarihe ertelendi.
EROL: KÜÇÜK MİKTARDA
PARA GETİRDİ
Tutuklu yargılanan ve ihraç edilen eski akademisyen Fehmi Akın’ın duruşmasına örgütün AKÜ’ye imam olarak atadığı beyanı bulunan Asım kod adı ile bilinen etkin pişmanlıktan yararlanan Serkan Erol Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile Bursa’dan bağlanarak tanıklık yaptı. Fehmi Akın’ı tanıdığını doğrulayan Erol, Akın’ın bir sohbet grubunu organize ettiğini, o grubun üyelerini tam olarak hatırlayamadığını, yaklaşık 6 ya da 7 defa yüz yüze görüştüğünü ifade etti. Fehmi Akın’ın birkaç kez kendisine küçük miktar para getirdiğini aktaran Erol; “Kendisi bana sayısını tam hatırlamamakla birlikte yaklaşık 3 ya da 5 kez bin ile bin 500 lira arasında para vermişti. Bu paraların gruplardan toplanan paralar olduğunu düşünüyorum” dedi.
“BU İŞLERDE GÖNÜLLÜLÜK ESAS”
Üniversitede Fehmi Akın’ın talimat çerçevesinde görev verilip verilmediği sorusunu cevaplandıran Tanık Serkan Erol; “Talimatla görevlendirme olmadı. Bu işler gönüllülük esasına göre oluyordu. Kendisi ile yüz yüze görüştük. Telefonla irtibat kurmadık. Sohbet yapmalarını, kitap okumalarını istedik. Amaç dine teşvik etmekti. Grubun dağılmaması da hedefler arasında olabilir. Bizim herhangi bir şeyi dikte etmemiz söz konusu olmadı.  Çünkü akademisyenler toplumun en eğitimli kesimi. Dikte etseydik bile zaten kabul etmezlerdi” ifadelerini kullandı.
“KOĞUŞTA DÖNEK DİYORLAR”
Tutuklu Sanık Fehmi Akın, hakkında tanıklık yapan örgütün AKÜ İmamı olarak görevlendirdiği Asım kod adlı Serkan Erol’un bazı şeyleri yanlış hatırladığını ifade etti. Akın; “Bazı şeyleri yanlış hatırlıyor. Talimat verilmeme ifadesini de önemli buluyorum. Belli bir süre sonra ben gönül bağımı kestim. Kendisi 2015 yılı Ekim ayına kadar görevli olduğunu söyledi. Ben 2015 yılının ortalarına kadar görev yaptı diye hatırlıyorum. Çok önemli beyanlarda bulunduğumu düşünüyorum. Tüm bildiklerimi samimi beyanlarla anlattım. Savunmalarım ve teşhislerim sayesinde örgüt sorumluları benim ifadelerimle yakalandı. Ciddi tepkiler alıyorum. Koğuşta büyük baskı görüyorum” dedi.
Mahkeme Başkanının ne tür baskı gördüğünü sorması üzerine Akın; “Koğuşta toplam 46 kişi kalıyoruz. Öğretmenler ve sağlıkçılar var. Pek çoğu ile orada tanıştık. Tıpçılarla da daha önceden tanışıklığım yok. Etkin pişmanlıktan yararlandığım için bana ‘dönek’ diyorlar” ifadelerini kullandı. Mahkeme Başkanının “Nasıl tepkiler alıyorsun? Davaya ihanet mi ettin diyorlar” sorusuna Akın; “Zalime yardım ediyorsun dediler” cevabını verdi. Başkanın, “Zalim olarak devlet mi görülüyor?” sorusuna Akın; “Bir noktada devletin temsilcisi olarak sizler” karşılığı üzerine Başkan, “Biz mi zalim görülüyoruz” diye sordu. Akın; “Önceki gün kazada vefat eden Savcıya üzülündü” dedi. Sanık Fehmi Akın son sözünde, “Samimi ikrarlarda bulundum. Verdiğim değerli bilgilerin takdir edilmesini ve tahliyemi talep ediyorum” diye konuştu. Akın’a 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi.
“HÜCREDE KALAN TEK TUTUKLU”
Tutuklu sanık Musa Koçak, 12 yıl 9 ay hapis cezası aldı. Pişmanlıkta miladın 15 Temmuz darbe girişimi olması gerektiğini söyleyen Koçak; “Ben tabanda bir öğretmenim. KPSS’yi kazanamadığım için mecburen bu yapıda çalışmak zorunda kaldım. Devletin teşvikleri 17-25 Aralık tarihinden sonra okullarda devam etti. 15 Temmuz menfur darbe girişimine kadar cebir ve şiddet söz konusu değildi. Ben 8 aydır hücrede kalıyorum. Kendim, eşim ve çocuklarımın psikolojik sorunları var. Geçim sıkıntısı nedeniyle çalıştım. Bu sürece gelinceye kadar Bank Asya ve okullar kapatılabilirdi. Ben öğretmendim. İş bulamazsam babam çiftçi, köye döner çiftçilik yapardım. Benim yaşadığım bir köyde suç işleyen bir kişi nedeniyle tüm köyün cezalandırılmasına benziyor. Ben hapisten çıktığımda ciddi sorunlar yaşayacağımı görüyorum. Beratımı istiyorum, mahkeme aksi kanaatte ise lehime kanun hükümlerinin uygulanmasını talep ediyorum” dedi. Koçak’ın avukatı müvekkilinin hücrede kaldığını, bu uygulamanın başka kimseye yapılmadığını belirtmesi üzerine Mahkeme Başkanı durumun cezaevi idaresi ile ilgili olduğunu söyledi.
Tutuklu yargılanan sanık Bahattin Uğur, 3 yıl 5 ay hapis cezası aldı. Uğur cezanın infazına kadar tahliye edildi. Uğur son sözlerinde masum olduğunu, silahlı terör örgütüne üye olmadığını dile getirdi. >> Burcu AYDIN’ın Haberi