Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Doğu fayı batı fayını hareket geçirmez, denizaltı araçlarıyla deprem tetiklenmez”

“Doğu fayı batı fayını hareket geçirmez, denizaltı araçlarıyla deprem tetiklenmez”

Jeoloji Mühendisleri Odası Afyonkarahisar İl Temsilci Yardımcısı Jeoloji Mühendisi Selçuk Altıntuğ, doğu fayındaki kırılmanın batı fayına etki etmeyeceğinin altını çizdi. Altıntuğ, Kahramanmaraş’ta arka arkaya 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin bugüne kadar Türkiye’de ard arda iki büyük deprem görülmeyip, bu yönüyle dünya deprem tarihine ve literatüne geçen bir deprem olduğunu açıkladı. Altıntuğ, hareketli denizaltı araçlarıyla depremlerin tetiklenebileceği iddiasının hiçbir gerçekçi tarafı olmadığını bildirdi

 

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası Afyonkarahisar İl Temsilci Yardımcısı Jeoloji Mühendisi Selçuk Altıntuğ, gazeteniz Kocatepe’nin muhabirine Kahramanmaraş depremi sonrası Afyonkarahisar’ın depremsellik gerçeğini ve asılsız deprem yorumlarını değerlendirdi.
“DEPREM ÜRETMESİ
BEKLENEN FAY KIRILDI”
Selçuk Altıntuğ, İçişleri Bakanlığı AFAD verilerine göre 6 Şubat 2023 tarihinde saat 4.17’de Kahramanmaraş – Pazarcık’ta, Doğu Anadolu fay zonu üzerinde 7,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini, artçı depremlerin dağılımına göre oldukça geniş bir alanda etili olduğunu ifade etti. Altıntuğ, “İlk belirlemelere göre Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adana, Gaziantep, Kilis, Adıyaman, Malatya, Elazığ, Urfa, Diyarbakır’da çok sayıda yapının yıkılması sonucunda ağır can ve mal kaybının olduğu görülmektedir. Doğu Anadolu Fay Zonu üzerinde uzun dönemdir bilim insanları ve ilgili kamu kurumları tarafından ‘sismik boşluk’ olduğu belirtilen ve deprem üretmesi beklenen, Erkenek- Pazarcık Fay Segmentinin kırılması sonucunda 7,7 büyüklüğünde deprem meydana gelmiştir. Söz konusu deprem ve artçı depremler, Doğu Anadolu Fay Zonu üzerinde yer alan kentler başta olmak üzere geniş bir coğrafyada hissedilmiştir. Yaşanan deprem sonucunda, birçok yerleşim biriminde çok sayıda binanın yıkıldığı ve ağır hasar aldığı, çok sayıda vatandaşımızın enkaz altında kaldığı bildirilmektedir. Öncelikle Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adana, Gaziantep, Kilis, Adıyaman, Malatya, Elazığ, Urfa, Diyarbakır’da yaşanan depremde yaşamını yitirenlere Allahtan rahmet, yaralanan vatandaşlarımız ile depremden etkilenen bütün bölge halkına geçmiş olsun diyoruz.” ifadelerine yer verdi.
“ARD ARDA GELEN 2 BÜYÜK DEPREM TARİHE VE LİTERATÜRE GEÇTİ”
“Ülkemizde çoğu büyükşehir niteliğinde olan 24 kentimizin, 110 ilçemizin, 500’ü aşkın mahalle veya köy yerleşim birimlerimizin 5,5 ve üzeri büyüklükte deprem üreten fay zonları üzerinde yer aldığı bilinmektedir.” diyen Altıntuğ, “Bu fayların sakınım bandı üzerinde 100.000’e yakın bina vardır. Bir milyona yakın insanımızın da bu binalarda yaşadığı düşünüldüğünde, ülkemiz ve ülke insanımızın karşı karşıya kaldığı risklerin ne derece büyük olduğu, yaşadığımız bu depremle gözler önüne serilmekte ve daha bir önem kazanmaktadır. Malumunuz üzere; Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki deprem tüm Türkiye’yi yasa boğdu. Sabaha karşı 4.17’de meydana gelen ve birçok kişiyi Şubat soğuğunda uykusunda yakalayan deprem başta Kahramanmaraş ve Gaziantep olmak üzere Diyarbakır, Adana, Malatya ve Hatay gibi birçok ilde şiddetli bir şekilde hissedildi. Derinliği 7 kilometre olarak ölçülen deprem, 1939 yılında yaşanan Erzincan Depremi ve 1999 yılında Marmara’yı yıkan Gölcük Depremi’nden sonra kaydedilen en büyük deprem olarak kayıtlara geçti. Bölge öğle saatlerinde de yine merkez üssü Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi olan 7,6 büyüklüğündeki depremle sarsıldı. Bu iki deprem bugüne kadar ülkemizde meydana gelen depremler incelendiğinde ardarda meydana gelen iki büyük deprem görülmemiş ve bu yönüyle dünya deprem tarihine ve literatüne geçmiş bir depremdir.” ifadelerini kullandı.
“DOĞUDA Kİ FAY BATIDAKİ FAYLARIN AKTİFLEŞMESİNE ETKİ EDEMEZ”
Selçuk Altıntuğ muhtemelen saat 4.17’de meydana gelen ilk depremde kırılan fay parçasının büyük olduğu düşüncesinin hasıl olduğuna değinerek, “Dolayısıyla saat 13.24’de meydana gelen Kahramanmaraş – Elbistan Depremini oluşturan fayı tetiklemiş olabilir. Tüm bunların sonuçları zaman içerisinde incelemeler sonucu ortaya çıkacaktır. Bu nedenledir ki; Doğu Anadolu Fay zonunda meydana gelen depremlerin Batı’da yaşanacak muhtemel bir depremi tetikleyip tetiklemeyeceğine dair ve bu depremin bazı dış ülkeler tarafından yapılan suni depremler olduğuna dair özellikle sosyal meyda da bir takım paylaşımlar olduğu görülmüştür. Doğu Anadolu Fayında meydana gelen depremlerin Batı’da yaşanacak olası bir depremle olan ilişkisi konusunda açıklama yapacak olursak; Bir fay hattında meydana gelen bir deprem, merkezinin yakın civarını fiziksel olarak etkiler fakat depremin uzak faylara etkisi olmaz. Ancak yakın civarındaki bir faya olan etkisini azaltmış ya da artırmış olabilir.” dedi.
“YÜKSEK FREKANSLI DALGALAR DEPREM TETİKLEMEZ”
Bazı ülkelerin bu konuda çalışma yaptıkları konusunda yapılan aspragas haberleri yorumlayan Altıntuğ şunları kaydetti: “Depremler, yeryüzünün litosfer tabakasında bulunan ve kıtalar ile okyanus tabanlarını oluşturan tektonik plakaların birbirleriyle olan göreli hareketi sonucunda oluşur. Genellikle depremler, bu plakaların zıt yönlü paralel hareketleri sırasında birbirlerine sürtünmesinin veya birbirlerine doğru hareket etmelerinin bir sonucudur. Bu hareketler yılda ortalama 0-100 milimetre arasında olsa bile, tektonik plakaların devasa boyutları dolayısıyla bu yapıların birbirine sürtünmesi ölümcül ve son derece yıkıcı doğa olayları olan depremlere neden olabilmektedir. Tektonik plakaların bu akıl almaz büyüklükteki ve kütledeki yapıları, HAARP gibi yüksek frekanslı ve yüksek enerjili radyo dalgaları ile deprem tetiklemenin olanaksızlığını da göstermektedir. HAARP’ın Türkiye’deki sözde faaliyetlerine yönelik özellikle ‘Marmara Denizi’nin tabanında gezen denizaltıların’ bu depremleri tetiklediği iddia edilmektedir. Ancak HAARP ‘taşınabilir’ bir yapı değildir. ABD’nin Alaska eyaletinin Gakona kentinde bulunan bir bina ve 180 adet antenden (IRI) oluşan bir yapıdır. Bu antenler toplamda 3,5 MW maksimum iletim gücüne sahiptir. Bu güç, herhangi bir dikkate değer ve kalıcı etki yaratmak için çok küçüktür. Gerçekten de, temel sinyal ve matematik hesaplarına göre, HAARP’ı kullanarak, 7.500 kilometre uzakta ve denizin sadece 50 metre altındaki bir cismi 1 santigrat derece ısıtmak için HAARP’ın maksimum güçte 420.000 katrilyon yıl boyunca çalışması gerekmektedir. Bu, Evren’in toplam yaşı olan 13,8 milyar yıldan 30 milyar kat fazladır. Bu bakımdan HAARP ile cisimlerin sıcaklıkları veya fiziksel özellikleri üzerinde değişim yaratmak pratik olarak imkânsızdır. HAARP gibi stabil yapılarla bile bu enerji düzeylerine ancak ulaşılabilirken; hareketli denizaltı araçlarıyla depremlerin tetiklenebileceği iddiasının hiçbir gerçekçi tarafı bulunmamaktadır. Bu ve bunun gibi paylaşımlara riayet edilmemesi, özellikle Çevre, Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı ve AFAD gibi, iştigal konusu bu konular olan kurumlardan gelecek açıklamalara ve bildirimlere riayet edilmesi önemle rica olunur. Bu vesile ile tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletir. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımız Allah’tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı ve yaralı olarak kurtulan vatandaşlarımıza acil şifalar dileriz.”
>> Burcu AYDIN’ın Özel Haberi