Güney Koreliler Hapse Girmek İçin Can Atıyor
Güney Kore'de insanların ara sıra baskılardan, stresten uzaklaşmak için bulduğu bir durum var. Bu durum Güney Kore'de ki fazla çalışmaktan dolayı intihar etme vakalarının artmasına karşılık alınmış bir önlem olan hapishane sistemine geçtiler.
Güney Kore’de çoğu insan hayatın günlük stresi ve baskısına dayanamaz hale gelmiş durumda. Ülkenin şartlarından dolayı her gün biraz daha fazla çalışmaları gerektiği için her an artan bir strese sahipler.
Güney Kore’de ‘’gwarosa’’ adı verilen bir psikolojik hastalık var. Bu hastalık insanların çok fazla çalışmasından kaynaklı strese ve bunalıma girmesinden dolayı intihar etmeleridir. Bu intihar hastalığı Ülkede oldukça sıklaştığı için bir nüfus düşüşü yaşanmıştır. Yetkililerin durumu fark etmesi üzerine bir etkinlik oluşturdular. Bu etkinlik insanları hayatın stresinden belli bir süre uzaklaştıracak ve rahatlamalarını sağlayacaktı. Ama bu sistemde açık olan şey bu durumun bir tedavi yöntemi değil geçici bir dinlendirme gibi yapılmış olmasıdır. Çünkü Güney Kore’nin ‘’Tıp’’ bilimi alanında ki eksiği, bunalıma girmeyi bir hastalık olarak değil, geçici bir ruh hali olarak görmeleridir.
Etkinliğin adı ise ‘’Prison Inside Me’’ dir. Etkinliğin asıl amacı ölümleri azaltıp iş gücünü artırmak olduğu sonradan anlaşılmıştır. Ama buna rağmen halen daha yoğun taleple karşı karşıyadır. 1 günü için dolarlar harcayan Koreliler, burayı bir kurtuluş yolu olarak görüyor. 2013’den bu yana halen daha ilerleyen etkinlikte tam bir hapishane ortamı hakimken birileri ile konuşmanız bile yasak. Küçük bir odadan dışarıya bakan küçük bir pencere ve o pencere sadece yeşil bir alana bakıyor.
Sessizliğin hakim olduğu bu ortamda ibadetinize de yönelebiliyorsunuz. Sadece ibadet değil meditasyonlar ve ya başka sessiz yapılacak her ne varsa hepsini yapabilirsiniz ama kesinlikle ses çıkaramaz ve insanlarla muhatap olamazsınız. İçeri girişte telefonunuzu ve tüm iletişim aletlerinizi dışarıda bırakıyorsunuz. Bu durum içeriden görüntü alınmasını da engelliyor. Hatta içeriden görüntü sızdırılmaması üzerine içerinin neye benzediği ya da neler yapıldığı bilinmiyor. Bilgilerin kısıtlı oluşu hem fiyat artışına hem de insanları meraklandırıp içeriye çekiyor.
Sistemin bir diğer açığına bakacak olursak, içeride bir psikolojik danışman olmamasıdır. Danışmanın olmayışı, böylesine büyük bir kuruluşta oldukça büyük bir sorun teşkil etmektedir. Çünkü 1 hafta içeride kalıyorsunuz diyelim. Hayatın aşırı yoğun temposundan bir anda bomboş bir duruma geçtiğiniz için ilk günden sonrasında boşluğa düşebilir ve yoksunluk krizleri geçirmeye başlayabilirsiniz. Bu kriz esnasında uzman bir el size dokunmadığında sizde içeri girmeden önce ki halinize dönüşebilirsiniz ve böylelikle intihar durumunu hızlandırmış olursunuz.
Bu hapishanenin müdavimleri, artık bağımlılık seviyesine getirmiş ve dışarı hayata alışmakta güçlük çekiyor durumdalar. Bu kadar boş sakin bir yaşantıdan çıkıp çok tempolu bir hayata girmek insanı tekrardan bir yoksunluk krizine sokuyor ve kriz halinde ki beyin kurtuluşu tekrar o hapishanede arıyor.