- Haberler
- Faydalı Bilgiler
- Hiç Düşündünüz Mü? Sokakta Neden Bu Kadar Kedi Var?
Hiç Düşündünüz Mü? Sokakta Neden Bu Kadar Kedi Var?
Evinizden dışarı çıktığınızda sürekli olarak her 5 adımdan 3'ünde kedilere rastlarsınız. Bu durum bizler için o kadar normaldir ki, kedilerin neden bu kadar fazla olduğunu fark etmeyiz. Ama bir turist geldiğinde her yerde kedi olduğunu dile getirir. Tıpkı Hindistanlılar için sokakta rahatlıkla gezen inekler ne kadar normalse, bizde de kedilerin bu denli çok oluşu normaldir.
Kedi kültürü Türkiye’nin geçmişinden, bu gününe kadar gelmiş ve onlara karşı içgüdüsel bir sevgi beslemişizdir. Bu sevgimizin altında yatan sebep, tabi ki kültürümüz. Sadece bizim tarihimiz değil yaşadığımız topraklarında tarihi hep kedilerle oluşmaktadır. Türkiye’yi ziyarete gelen turistlerden biri bilim adamı çıkınca merak edip kedinin hem tarihini hem genetiğini araştırmıştır.
Dünya’daki kedilerin çoğunun etnik kökeni ya Mısır’a ya da Anadolu’ya dayanmaktadır. Mısırda çoğu tarihi kalıntının veya yazılı kitaplarında kedinin Mısırlılar için neden bu kadar önemli olduğuna yer vermişlerdir. Gel gelelim bizim için önemine. Bizim tarihimiz ve toprağımızda da kedi hep avcı olarak yer almıştır.
Anadolu’ya Türkler 1071 tarihinde ilk geldiklerinde yörenin halkı genel olarak çiftçilik yapmaktadır. Ama bir türlü tam verim alamazlar alsalar dahi farelerden ürünlerini koruyamazlardı. Bunu gören Selçuklu, yerleşik hayata geçmiş ve evinin temizliği ile kedileri memnun edip kedilerle beraber yaşamaya başlamışlardır. Bununla birlikte kediler fareleri ve toprak altında ki haşereleri yerken, çiftçiler daha az bir zararla mahsullerini hasat eder hale gelmişlerdi.
Osmanlı ile birlikte yerleşik şehir hayatına geçen Türklerle beraber, kedilerde artık şehir hayatına adapte olmaya başladı. Hz. Muhammed’in (S.A.V.) sevdiği hayvanlar arasında olan kedi, Müslümanlar tarafından mübarek hayvanlar olarak kabul edilirler. Bundan sebeptir ki Türk halkı daha çok ılımlı yaklaşmıştır kedilere. Osmanlı Devleti de halifeliği temsil eden devlet olduğu için Müslümana ne yakışırsa öyle yaşamış ve kendine bunu düstur edinmiştir.
Müslümanın, dininde hoş görü, sevgi ve saygı gelmektedir. Allah buyuruyor ki; Hayvanlar benim sessiz kullarımdır. Bunun üzerine alimlerin yorumu ‘’kedilere köpeklere hayvanlara da bakmak sadaka yerine geçmektedir.’’ şeklinde oluyor. İslam’ı hayatına yansıtan Osmanlı sokak hayvanları için bir memur görevlendiriyor. Bu memur vakıflardan, derneklerden ve gerekli yerlerden yardımları toparlar ve sokak hayvanlarını beslerdi.
Hatta 2’inci Abdülhamid’in kendi şahsi olarak beslediği, sarayda yaşayan ‘’Ağa Efendi’’ adını verdiği bir kedisi de vardı. 2’inci Abdülhamid aynı zamanda çocuklarına verdiği değerle de bilinen bir padişahtı. Abdülhamid sarayda çocuklarıyla oyun oynarken Ağa Efendi’nin de sık sık oyunlara katılması dikkatleri çekerdi.
Günümüzde kediler halen daha tarihi alanlarda, halktan birilerinin bile girmesinin yasak olduğu yerlere rahatlıkla girip çıkmalarıyla dikkat çekerler. Bu olay, halen daha kedilere olan kültürel sevgi ve saygıyı gösterir.