Hukuk Tarihinin Kara Lekeleri Hayvan Davaları

Günümüz insanı için hayvanların yargılanması oldukça mantıksız ve garip bir fikir gibi görünebilir. Çünkü modern hukuk anlayışı, hayvanların bilinç ve irade sahibi olmadığını kabul eder ve onları bir mahkemeye çıkarmanın anlamsız olduğunu öne sürer. Ancak Ortaçağ'da bu durum farklıydı. O dönemde hayvanlar, suç işlediklerinde mahkemeye çıkarılıp yargılanabiliyor, hatta ağır cezalara çarptırılarak idam edilebiliyordu. Kayıtlara göre, 824 ile 1845 yılları arasında en az 144 hayvan yargılanmıştır.

ORTAÇAĞ’DA HAYVANLARIN YARGILANMASI VE DİKKAT ÇEKEN VAKALAR

Ortaçağ'da yargılanan hayvanlar arasında domuzlar, köpekler, atlar, öküzler ve eşekler gibi evcil hayvanlar bulunuyordu. Bunun yanı sıra çekirge, fare, tırtıl ve köstebek gibi haşereler de mahkemeye çıkarılabiliyordu. Hayvanların mahkemeye çıkarılmasının temelinde, Roma hukuku ile Hristiyanlık düşüncesinin etkisiyle onların da hukuk düzenine dahil edilmesi yatıyordu.

İşte tarihe geçen bazı dikkat çekici davalar:

•    1266, Fransa: Bir çocuğu öldüren domuz, suçlu bulunarak diri diri yakılmak suretiyle idam edilmiştir.

•    1386, Fransa: Bir başka domuz, bir çocuğu yaraladığı için yargılanmış ve ayakları ile başı kopartılarak infaz edilmiştir.

•    1389, Dijon: Sahibini yaralayan bir at, mahkeme tarafından başı kesilerek idam edilmiştir.

•    1546, Paris: Çevresine zarar verdiği gerekçesiyle yargılanan bir inek, önce asılmış, ardından şişe geçirilerek kızartılmıştır.

Hukuk Tarihinin Kara Lekeleri Hayvan Davaları

HAYVANLARIN YARGILANMASININ FELSEFİ, HUKUKİ VE DİNİ ARKA PLANI

Bu olayların arkasında, o dönemin hukuk anlayışının farklı olması yatıyordu. Ortaçağ’da hayvanlar, günümüzde olduğu gibi bilinçsiz nesneler olarak değil, belirli haklara sahip varlıklar olarak görülüyordu.

Roma Hukuku’nun Etkisi: Roma hukukuna göre hayvanlar, köleler gibi bir tür mal olarak kabul edilirdi. Ancak hayvanlar ve köleler, cansız eşyalardan farklı olarak kendiliğinden hareket edebildikleri için 'kendine özgü' (sui generis) varlıklar olarak sınıflandırılmışlardı.

Hristiyanlık ve Doğal Hukuk: Hristiyan inancına dayanan doğal hukuk anlayışına göre doğa yasaları yalnızca insanlara değil, hayvanlara da uygulanabilirdi. Bu nedenle hayvanların da mahkemelerde yargılanması doğal bir süreç olarak görülüyordu.

MODERN DÜŞÜNCENİN HAYVAN ALGISI VE HAYVAN HAKLARI

Ortaçağ’daki bu yaklaşım, modern düşüncenin gelişmesiyle değişmiştir. 17. ve 18. yüzyıllarda Descartes, Locke ve Kant gibi filozoflar, hayvanları yalnızca nesneler olarak değerlendiren düşünceler geliştirmiştir:

•    René Descartes: Hayvanları duyguları olmayan, mekanik varlıklar olarak görmüştür. Ona göre, dövülen bir köpeğin çıkardığı ses, bir makinenin çıkardığı sesten farksızdı.

•    John Locke: Hayvanları doğal kaynaklar olarak değerlendirmiş ve insanların hizmetine sunulmuş varlıklar olarak görmüştür.

•    Immanuel Kant: Hayvanların akıl yürütme yetisine sahip olmadığını ve bu nedenle yalnızca bir araç olarak değerlendirilmeleri gerektiğini savunmuştur.

Hukuk Tarihinin Kara Lekeleri Hayvan DavalarıBu düşünceler, modern dünyada hayvanların haklarının göz ardı edilmesine yol açmış ve onları yalnızca bir mülkiyet nesnesi olarak konumlandırmıştır. Bugün hayvan haklarıyla ilgili yaşanan sorunların temelinde de bu tarihsel anlayışın izleri yatmaktadır.

HAYVAN HAKLARI VE GELECEK PERSPEKTİFİ

Ortaçağ’da hayvanların yargılanması, günümüz insanına garip gelse de, o dönemin hukuk anlayışının bir sonucuydu. Ancak modern dünyada hayvanların yalnızca birer nesne olarak görülmesi, onların haklarını yok saymaya devam etmektedir. Günümüzde hayvan haklarını savunan hareketler, onların hissedebilen ve acı çekebilen varlıklar olduklarını vurgulayarak bu yanlış algıyı değiştirmeye çalışmaktadır.

Hayvanlar yalnızca birer meta değil, bilinç ve duygu sahibi canlılardır. Geçmişte yaşanan bu ilginç ve bazen korkutucu olaylardan ders alarak, hayvan haklarını korumaya yönelik daha etik ve bilinçli bir bakış açısı geliştirmek insanlığın sorumluluğudur.

Kocatepe Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme