İklim Kanunu Neleri İçeriyor?
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden geçen İklim Kanunu, Temmuz ayından bu yana farklı konu başlıkları ile tartışma konusu oldu. İklim Kanunu'nun içeriği merak ediliyor
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’na 2025’in bahar aylarında getirilen, yükselen tepki üzerine geri çekildikten sonra 2025’in Temmuz ayında TBMM tarafından kabul edilen İklim Kanunu’nun neler getirdiği merak ediliyor.
İklim Kanunu’nun ilk imzacılarından olan AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Av. Ali Özkaya, İklim Kanunu ile ilgili şu değerlendirmeyi yapmıştı:
“İklim Kanunu'nun temel amacı, 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi ve Yeşil Büyüme’dir. İklim Kanunu; iklim değişikliği kaynaklı krizlerin ve zararların olumsuz etkilerini en aza indirmeyi hedefleyen yasal bir düzenlemedir. Kanun, iklime dirençli şehirlerin oluşturulması ve afet risklerinin azaltılmasında kritik bir öneme sahiptir. Kanun, biyoçeşitlilik ve doğal kaynakların korunmasında, su ve gıda güvenliğinin sağlanmasında, ormanların ve yeşil alanların artırılmasında, yenilenebilir enerji kapasiteleri artırılarak enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasında yol haritası oluşturacaktır. Kanun şehirleri, altyapıyı, tarımı, hayvancılığı, yeşil alanları, su kaynaklarını koruyacak; enerji, sanayi, ulaştırma gibi sektörleri teknolojik ve çevre dostu yapıya kavuşturacak bir yaklaşımla hazırlandı. Kanun ile çevrenin, ekonominin, toplumun ve halk sağlığının iklim bazlı olumsuz sonuçlara dirençli hale getirilmesi sağlanacak. İklim değişikliğine bağlı afetlerin neden olduğu kayıp ve zararların azaltılması amacıyla risk değerlendirme, izleme, bilgilendirme ve erken uyarı sistemleri; bütünleşik afet yönetimi esas alınarak geliştirilecek. Orman, tarım, mera ve sulak alanlarda iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için ilgili kurumlarca hazırlanan strateji ve eylem planları doğrultusunda su kaynaklarının etkin yönetimi sağlanacak. Denizel ve karasal korunan alanların niteliği ve oranı yükseltilecek. Kuraklık, erozyon ve arazi tahribatının önlenmesi için ulusal düzeyde rehabilitasyon çalışmaları plan ve program çerçevesinde daha etkin bir şekilde yürütülecek.”
İKLİM KANUNU NEDEN ELEŞTİRİLİYOR?
İklim Kanunu’nun eleştirildiği noktalar da bulunuyor. Bu konuların başında dünyayı petrol ve plastik yığını hâline getiren gelişmiş devletlere yönelik bir düzenleme olmaması, aksine bu gelişmiş devletlerin gelişmekte olan devletlere konu hakkında baskı yapması geliyor. İklim değişikliği adı altında küresel mücadele veren firma ve yöneticilerin, kendilerinin çevreye verdiği zararın hiç gündeme gelmemesi soru işaretlerine neden oluyor. Bununla birlikte dünyanın en büyük petrol üreticileri arasında olan Birleşik Arap Emirlikleri’nin “Küresel İklim Değişikliği Forumu”na ev sahipliği yapmış olması da eleştirilerin merkezinde yer alıyor. Avrupa Birliği’nin ihraç ürünlerinde karbon emisyon oranına bakacak olması, karbon emisyon oranının fazla çıkması hâlinde ürünler için ek vergi koyacağını açıklaması da “Gelişmekte olan ülkelerin önünün tıkanması” olarak nitelendiriliyor.
İKLİM KANUNU TEHLİKELİ MİDİR?
İklim Kanunu’nun maddelerine doğrudan “tehlikelidir” demek zor. Ancak kanunu yorumlayan yöneticilerin bakış açısı bu konuda belirleyici olacak. İklim Kanunu, ülkemizin gerçekten çevreci, Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı’na uyumlu, Paris İklim Sözleşmesi’ni önemseyen, sanayici ve yatırımcının doğaya zarar vermemeyi düşündüğü bir ülke haline getirebilir. Ancak özellikle yeşil dönüşümü hemen gerçekleştiremeyecek Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler’in ayakta durmasını zorlaştıracağı iddiaları da göz ardı edilemiyor. Bu nedenle Türkiye genelinde Yeşil Dönüşüm’ün sağlıklı ve ivedilikle yapılabilmesi için finansa erişimin kolaylaştırılması gerekiyor.
Bakmadan Geçme