İyi Partili Olgun: Afyon'dan İktidar Ateşini Yakıyoruz
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Afyonkarahisar Milletvekili Av. Hakan Şeref Olgun, genel seçimlerde iktidar değişikliğinin zorunlu olduğunu söyledi. Olgun, 'Büyük Taarruz'un başladığı topraklardan, Türkiye'nin yeni iktidar ateşini yakıyoruz.' dedi.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Afyonkarahisar Milletvekili Av. Hakan Şeref Olgun, partisinin Afyonkarahisar 4’üncü il kongresinde iktidara sert eleştirilerde bulundu.
“BİRLİĞİMİZ SANDIKTAN ÇIKACAK ZAFERİN İŞARETİDİR”
“Sözlerime tarihten bir hatırlatmayla başlamak istiyorum: İstanbul işgal edildiğinde İstanbul’dan ümit kesilmişti. Anadolu’ya güvenildi. Ve Anadolu, Afyonkarahisar’da yanan o büyük ateşle aydınlandı. Afyonkarahisar’dan başlayan Büyük Taarruz ile düşman denize döküldü, Türkiye Cumhuriyeti kuruldu.” diyen Milletvekili Olgun, “Ve bugün buradan ilan ediyorum: Bugün de Büyük Taarruz’un başladığı topraklardan, Türkiye’nin yeni iktidar ateşini yakıyoruz. Şunu büyük bir gururla ifade etmek isterim ki; İYİ Parti Afyonkarahisar teşkilatları, kuruluşundan bu yana sadece Afyon’a değil, tüm Türkiye’ye örnek olmuştur. Zor zamanlarda dimdik duran, her seçimde alın teri döken, ilçe ilçe, köy köy yılmadan mücadele eden, inancını asla kaybetmeyen bir teşkilat yapımız var. Bu teşkilat; samimiyetin, cesaretin, adanmışlığın ve fedakârlığın adıdır. Bu salonda oturan her bir dava arkadaşımın emeği, alın teri ve mücadelesi sayesinde buradayız. Hepinizle gurur duyuyorum. İyi ki varsınız, iyi ki bu büyük Türkiye sevdasının adsız kahramanlarısınız. Birlikte başardık, birlikte başaracağız. Afyon öncü oldu, Türkiye takip edecek. Bu vesileyle, büyük bir teşekkürü ifade etmeden geçemeyeceğim. İl Başkanımız Sayın Muhammed Mısırlıoğlu, bu şehirde sabrın, emeğin, adanmışlığın, adıdır. Gece gündüz demeden çalışan, her birimizin tek tek derdiyle ilgilenen, makamı değil sorumluluğu omuzlayan, bu mücadeleyi yürekten sahiplenen bir il başkanımız var. Kendisine huzurunuzda teşekkür ediyorum; Buradan Afyonkarahisar’ mızın tüm ilçe başkanlarına, benim can dostlarıma da ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Her biri, en zor şartlarda bile, yılmadan, yorulmadan, geri adım atmadan mücadele verdi. Her mahallede her köyde İyi Partinin onurlu mücadelesinin bayrağını dalgalandırdı. Ve biliyorum ki; Bugün buradan çıkan birlik, yarın sandıkta çıkacak büyük zaferin işaretidir.” ifadelerini kullandı.
“AFYON’UN BAŞINI ÖNE EĞDİRMEMEYE SÖZ VERDİM”
Seçim propaganda dönemlerinde şehre uğrayan milletvekillerinden olmadığının altını çizen Milletvekili Olgun, “Ben bu ilin vekiliyim. Sadece seçim zamanı Afyon’a uğrayanlardan değilim. Ben fotoğraf çektirip sosyal medyaya koymak için değil, sizin hakkınızı hukukunuzu savunmak için Ankara’ya gittim. Mücadelemin bedelini de ödedim; eleştirildim, engellenmeye çalışıldım, ama asla vazgeçmedim. Her zaman da Afyonkarahisar teşkilatını yanımda hissettim. Bugün burada açıkça söylüyorum: TBMM’de son yasama yılında, Afyonkarahisar’ın ve Türkiye’nin gerçek sorunlarıyla ilgili en fazla önerge ve kanun teklifi veren milletvekiliyim. Her önerge, bir ihmalin hesabıdır. Her soru, bir haksızlığın itirazıdır. Mecliste konuştuğum her cümlede, kürsüden haykırdığım her kelimede sizin sesiniz var; sizin nefesiniz var. Bugün Genel Başkan Yardımcısı sıfatıyla karşınızdaysam, bu benim değil, sizin emeğinizin, sizin güveninizin, sizin yüreğinizin sonucudur. Ve bilin ki, o görev koltuğu benim için bir ayrıcalık değil, daha büyük bir yük, daha ağır bir sorumluluk olmuştur. Ben bunun sorumluluğunu her gün sırtımda hissediyorum. Herkes o yükün altına girmez. Girip de taşıyamaz. Ama ben söz verdim: ‘Afyon’un başını öne eğdirmeyeceğim,’ dedim ve bunu her sabah kendime tekrar ederek güne başlıyorum. Rabbime şükürler olsun ki beni mahcup etmedi.” dedi.
“ÖNCELİĞİM VATAN MİLLET VE AFYONKARAHİSAR’DIR”
Ülkenin kötü yönetildiğini söyleyen Milletvekili Olgun, “Bugün Türkiye ağır bir çöküşün içindedir. Çünkü Türkiye kötü yönetilmektedir. Hukuk ayaktadır, adalet yerde sürünmektedir. Ekonomi enkazdır, millet borç batağındadır. Ahlak erozyona uğramış, liyakat yok edilmiştir. Devlet kurumsallıktan kopmuş, şahsi ikballerin aracı hâline getirilmiştir. Tek adam rejimi, Türkiye’yi uçuruma sürüklemektedir. Ve artık herkes görüyor, herkes biliyor: Bu düzen yürüyemez, yürümeyecek. Bu karanlıktan çıkışın yolu bellidir: Demokratik Parlamenter Sistem. Kuvvetler ayrılığı. Hukukun üstünlüğü. Millet iradesinin sözü. Bizim için siyaset; koltuk meselesi değil, bir vatan görevidir. Bizim için makam değil, millet vardır. Benim önceliğim tartışılmaz: Vatan, Millet ve Afyonkarahisar’dır. Gerisi laf-ü güzaftır. Biz bu mücadeleyi günü kurtarmak için değil; milliyetçi, muhafazakâr, demokrat ve kalkınmacı merkez sağ devlet geleneğini yeniden ayağa kaldırmak için veriyoruz. Biz, Türkiye’yi yeniden ayağa kaldırmak için yola çıktık ve başaracağız. Biz; Adnan Menderes’in demokrasi cesaretinden, Süleyman Demirel’in devlet aklından, Alpaslan Türkeş’in mücadele ceddinden, Turgut Özal’ın kalkınma vizyonundan ilham alıyoruz. Ve bilinsin ki: Bu yürüyüşün adı İYİ Parti’dir. Bu mücadelenin adresi Afyonkarahisar’dır. Bu yürüyüşün sahibi Türk milletidir. Biz geçmişin mirasıyız, geleceğin teminatıyız. Milliyetçi ruhla, muhafazakâr değerlerle, demokrat iradeyle Türkiye’yi yeniden merkeze alıp ayağa kaldırmalıyız.
Bu ülke yangın yerine dönmüşken, hiç kimsenin kişisel hesap yapmaya, ikbal kovalayıp susmaya hakkı yoktur. Bu zihniyette olanlar bilsinler ki: Karşılarında bizi bulacaklardır. Afyonkarahisar bir tarım memleketidir. Bu şehir; buğday tarlasında alın teriyle, sabah ayazında sütçünün emeğiyle, gün batmadan önce traktör üstünde çiftçinin mücadelesiyle ayakta durdu. Ama bugün tarım çöküşün eşiğindedir, hayvancılık can çekişmektedir. Mazot ateş pahası, gübre altın değerindedir. Yem fiyatı süt fiyatını geçmiş, üretici zararına üretir hâle gelmiştir. Tarlalar boşalıyor, ahırlar kapanıyor, çiftçi borçla boğuşuyor. Ve mesele sadece üretici meselesi değildir: Asgari ücretli geçinemiyor, emekli sürünüyor, memur çaresiz. İşçi umutsuz, esnaf kepenk indiriyor, sanatkâr ve tüccar iflas korkusuyla yaşıyor. Sanayici ayakta kalmak için direnirken, devlet seyrediyor.” diye konuştu.
“AFYON’UN SEÇİLMİŞ İKTİDAR MİLLETVEKİLLERİ NEREDE?”
“Gür bir sesle söylüyorum: Afyon üretirse, Türkiye büyür. Çiftçi güçlü olursa, devlet güçlü olur. Afyonkarahisar aynı zamanda mermerin başkentidir. Dünyanın en kaliteli mermeri bu topraklardan çıkar, dünyanın dört bir yanına Afyon imzasıyla gider. Ama bugün mermerci var olma mücadelesi veriyor.” diyen Milletvekili Olgun, “Enerji maliyetleri, navlun ve lojistik yükü, finansmana erişim engelleri, yüksek faiz, ihracat üzerindeki ağır yükler sektörü boğmaktadır. Mermerci üretmek istiyor. İhracat yapmak istiyor. Türkiye’ye döviz kazandırmak istiyor. Ama iktidar yalnızca izliyor, sadece seyrediyor. Ve şimdi gelin, hep birlikte şu soruyu soralım. Afyon’un seçilmiş iktidar milletvekilleri nerede? Halkın yanında mı, yoksa sarayın koridorlarında fotoğraf kuyruğunda mı? Bu şehrin milletvekilleri, bu memleketin derdiyle ne zaman ilgilendi? Don vurdu, bağ yandı. Kirazcı bankaya borçlandı, patatesçi tarlasını satılığa çıkardı. Neredeydiniz? Hangi yarayı sardınız? Hangi kapıyı çaldınız? Hangi acıya ortak oldunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisinde Afyonkarahisar’ın hangi derdini gündeme getirdiniz, hangi sorun için çaba sarf ettiniz? Mecliste parmak kaldırmaktan başka ne yaptınız? Memleket yanarken susuyorlar. Bakın, isimleri var ama izleri yok. Fotoğrafları çok, icraatları yok. Afyon’u temsil mi ediyorlar, yoksa iktidarın hoparlörü gibi düğmeye basılınca mı konuşuyorlar?” şeklinde konuştu.
“BİZ TERÖRÜN HER TÜRLÜSÜNE KARŞIYIZ”
Milletvekili Olgun, sözlerini şöyle tamamladı: “Birde şu sürekli devamı gelmeyen sahte müjde haberleri ile yaptıkları basın açıklamaları var. Eber Gölü göz göre göre öldü, suyu çekildi. Kim çıktı kürsüye? Kim hesap sordu? Biz sorduk. Çay–Dinar yolu yılan hikâyesine döndü, yıllardır bitmedi. Kim masaya yumruğunu vurdu? Kim takip etti, kim peşini bırakmadı? Biz bırakmadık. Yıllardır her seçim döneminde afiş afiş boy gösteren, adeta ‘Kara tren gecikir belki hiç gelmez.’ türküsüne dönen o meşhur hızlı tren vaadini hatırlayın. Biz sormasak, ağızlarına aldıkları yok. Ve şimdi gelelim bu memleketin en çetin, en kanayan yarasına. Her seçim döneminde yaptığınız gibi en son 2023 Genel Seçimlerinde milletimizin en temiz duygularını istismar ettiniz. Beka dediniz, ‘Yak ampulü, Yak Kandili’ diye meydanlarda nutuk attınız. Milletin imanıyla, vatan sevgisiyle, şehit kanıyla pazarlık yaptınız. Korku büyüttünüz, toplumu gerip kardeşi kardeşe düşman ettiniz. Yıllarca “terörle mücadele ediyoruz” görüntüsü altında iktidarınızı tahkim ettiniz. Peki, sonra ne oldu? Sonra döndünüz, İmralı kayığına binmek için sıraya girdiniz. Terör örgütünün siyasi uzantılarıyla masalar kurdunuz. Dolmabahçe’de mutabakat imzaladınız. Gizli gizli pazarlıklar yaptınız, mektuplar taşıttınız, miting meydanlarında terör örgütünün mesajlarını okuttunuz. Ve şimdi kalkmış karşımıza geçip bize vatan, bayrak, terörle mücadele dersi vermeye çalışıyorsunuz öyle mi?
Utanmazsınız. Milletin vicdanıyla alay eden sizsiniz. Devleti pazarlık masasına süren sizsiniz. Terörle kol kola girip sonra meydanlarda yüksek sesle bağıran sizsiniz. Biz size inanmıyoruz. Millet artık bu ‘Terörsüz Türkiye’ masalına karnından değil, ciğerinden gülüyor. Peki, biz ne dedik? Biz terörün her türlüsüne karşıyız. Bizim işimiz gizli pazarlık değil, açık devlet aklıdır. Biz masada değil, milletle beraberiz. Ve biz buradayız: Bu değerleri çiğnetmemek için. Ve tam da burada, Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu’nun da dediği gibi: ‘Bir gün gelecek, bu ülkeyi gerçekten yöneteceğiz sandıkla, milletle, akılla.’ biz bu iktidarı sandıkta yeneceğiz.”
Bakmadan Geçme