İYİ Partili Özatıcı: Türkiye, 3 Uluslu Federe Bir Rejime Sürükleniyor
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Dr. Cenk Özatıcı, İYİ Parti Afyonkarahisar İl Binası'nda parti üyeleriyle ve basın mensuplarıyla yaptığı sohbette Terörsüz Türkiye süreci ile ilgili görüşlerini açıkladı
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Dr. Cenk Özatıcı, partisinin Afyonkarahisar İl Binası’nda partililer ve basın mensupları ile gerçekleştirdiği sohbette, ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özatıcı, “24 Eylül 2024 tarihinde Dem Parti grubu Türkiye Büyük Millet Meclis Başkanlığına 103 tane kanun teklifi ibraz ediyor. Bu kanun tekliflerinin bir özelliği var. 103'ü de aynı. 103 kanun tekliflerinin. Kanun tekliflerinin 103'ü de terörist başı bebek katili alçak Abdullah Öcalan'a umut hakkı ediyor. Bir hafta sonra, 1 Ekim'de biliyorsunuz aslında Sayın Bahçeli'nin DEM Parti hukukunda elini uzatmasıyla beraber başlayan süreç. Ve 22 Ekim tarihinde ilk defa Sayın Bahçeli'nin terörist başı Öcalan'ı meclise davet etmesi sürecini biz yaşadık. 24 Eylül'de DEM Parti 103 kanun teklifiyle birlikte terörist başına mutlak talep ediyor. Bir hafta sonra Bahçeli elini uzatıyor. Bir ay sonra Bahçeli de umut hakkından bahsediyor. Şimdi ortada iki ihtimal var bize göre ve mantığa göre. Ya Dem Partililerin bir ay önceden içlerine doğldu ve 103 tane kanun teklif vermeye ihtiyacı hissettiler, bununla alakalı. Ya da MHP, Dem ve Cumhur İttifakı birleşenler arasında zaten zımni bir ittifak ve müzakere vardı. Onlar bu müzakerenin gereğini ifade ettiler. Bugün İYİ Parti'nin komisyona dahil olmamasının sebebi de bu. Bu komisyon bir Öcalan komisyonudur” dedi.
“HER FIRSATTA TÜRK, KÜRT, ARAP DENİLİYOR”
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Dr. Cenk Özatıcı, değerlendirmesine şöyle devam etti:
“Bir tarafta milli egemenliğimizin pazarlığı edilirken, diğer tarafta da sığınmacı ve kaçaklara vatandaşlık dağıtılarak, Sayın Erdoğan'ın her fırsatta Türk, Kürt, Arap dediği yeni bir Türkiye sosyolojisi oluşturuluyor. Sayın Erdoğan her açıklamasında Türk-Kürt-Arap diyor. Efendim, Malazgirt diyorsun, Türk-Kürt-Arap... Çanakkale, Türk-Kürt-Arap... Anayasa, Türk-Kürt-Arap… Türkiye, çok açık bir şekilde üç uluslu federe bir istibdat rejimine sürüklenmek ve Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Devleti baskı tasfiye edilmek istiyor. Biz buna karşı çıkıyoruz. Arap nereden çıktı şimdi son zamanlarda? Siz, 2011 Suriye Savaşı'yla birlikte Türkiye kitlesel göçe maruz kaldığında açmadınız mı sınırları? Sonra o milyonlarca Suriyeli sığınmacıyı Türkiye'ye almadınız mı? Siz milyonlarca Suriyeli sığınmacının yüz binlercesine vatandaşlık dağıtmadınız mı? Şimdi bugün Sayın Başkanımız da söylüyor. Kanla alınmış bir zafer var. Bakın. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vatandaşlığı kanla alınmıştır. Kanla alınan parayla satılmaz. Parayla satıyorlar. Ve şu anda bir süreden beri sığınmacı ve kaçaklara, kitleler hâlinde vatandaşlık dağıtıyor. Sayın Erdoğan'ın, bütün bu süreç aslında anayasayla alakalı, onu da ifade ederim. Milletin çeşitliliğini biz referans alacağız, demişti Sayın Erdoğan. İlk açıklaması buydu. Milletin çeşitliliği. İşte İYİ Parti'nin mukavemet gösterdiği cephe budur.
Çünkü bize göre milletin çeşitliliği ucube bir kavramdır. Bize göre milletin çeşidi bir olmaz. Çeşitlilik vatandaşlar arasında olur.”
Bakmadan Geçme





