'Kamu Emekçileri, Feda Edildi'

Büro Emekçileri Sendikası (BES) Afyonkarahisar İl Temsilcisi Ali İhsan Orhan, toplumun yoksullaşma sorunu ile karşı karşıya olduğunu belirtti

Büro Emekçileri Sendikası (BES) Afyonkarahisar İl Temsilcisi Ali İhsan Orhan, yazılı bir açıklama yaparak memurların yaşardığı sorunları gündeme getirdi. Orhan, “Gelir adaletsizliğinin bu kadar derinleştiği bir süreçte biz kamu emekçilerin ve kamu emeklilerinin 2026 ve 2027 yıllarındaki ekonomik ve özlük haklarının görüşüldüğü 8. Toplu sözleşme süreci de maalesef iktidar adına masaya oturan kamu işvereni ile yandaş sendikalarının ayak oyunlarıyla emekçilerin hezimetiyle sonuçlanmıştır. 

Toplu görüşme masasının kurulmasına ve devam etmesine katkı sağlayan Yetkilendirilmiş sendika olan Memur-Sen ve suç ortağı olan Kamu-Sen masaya gitme gerekçelerini iş kollarıyla kamu işvereni arasında yapılan görüşmelerde 58 maddede kazanımlar elde edildiğini dile getirmişler ve bu kazanımların heba edilmemesi için hakem heyetine üye vereceklerini ifade etmişlerdir. 

Ancak kazanım diye ortaya koydukları maddelerin nerdeyse tamamına yakını önceki toplu sözleşme metinlerinde yer alan ve yeni bir sonuç doğurmayan içerikte olduğu kısa sürede anlaşılmıştır. Yani diğer bir ifadeyle kamu emekçileri ve kamu emeklileri bir kez daha ‘cek’‘cak’lara feda edilmişlerdir” dedi.

Büro Emekçileri Sendikası (BES) Afyonkarahisar İl Temsilcisi Ali İhsan Orhan, şu ifadeleri kullandı:

“Buradan bir kez daha kamu işvereni eliyle bizlere toplu sözleşme masasında yoksulluğu ve sefaleti dayatan iktidara ve onun aparatı olarak varlıklarını sürdüren Yetkilendirilmiş sendika olan Memur-Sen ve suç ortağı olan Kamu-Seni protesto ediyoruz.  Yoksulluğun derinleştiği ve kalıcı hale geldiği dönemlerin en karakteristik özelliği adalet duygusu zayıflar ve herkes kendi yargısını dağıtmaya başlar. 

Böylesi durumlarda toplumda en çok yargıya olan güven zayıflar. Tıpkı içinden geçtiğimiz bu süreçte, yapılan saha çalışmalarında en az güvenilen kurumların başında yargı kurumunun çıkması gibi. Oysaki bizler biliyoruz ki bunun müsebbibi yargı emekçileri değildir.Bilinen bir gerçek var ki o da yoksullaşma sadece bireylerin öznel sorunu olmaktan daha çok, toplumu değer yargılarını oluşturan adalet duygusunu yıpratan bir süreci içinde barındırdığıdır. 

Toplumdaki adalet duygusunun suç işleme potansiyelini artırmakta ve yargı emekçilerinin iş yükü her geçen gün daha fazla artmaktadır. Keza, bu ihtiyacı karşılamak üzere, sürekli icra daireleri, yeni kurulmaya, yeni adliye binaları açılmaya devam etmektedir. Bir toplumun başına gelecek en büyük felaketlerin başında hiç kuşku yok ki, o toplumdaki adalet duygusunun zayıflaması, ortadan kalkmasıdır. 

Bugün yaşanan temel sorun tam da budur. Adalet duygusunun ortadan kalkması tam anlamıyla kötülüklerin zincirlerinden kurtulması, yaşamı kabusa dönüştürmesidir. Demokratik toplumlarda uzun yıllar yaşanmayacak hukuksuzluklar ne yazık ki ülkemizde her gün; hatta aynı gün içinde birden fazla hukuksuzluğa tanıklık etmekteyiz. Ülkede adeta zincirleme yolsuzluk, hukuksuzluk hikayeleri birbirini izlemektedir.”

Orhan, sendika olarak birçok taleplerinin olduğunu belirterek “2009 yılından bu yana Yargı Emekçilerinin ekonomik haklarında hiçbir ilerleme sağlanmamıştır. Aksine var olan havuz paralarının kaldırılması, iyileştirme olarak verilen fazla mesai ödemelerinin kesilmesi, ulaşım paralarının sadece Ankara, İstanbul ve İzmir’le sınırlandırılması gibi uygulamalarla ekonomik kayıpları artmıştır. Bu nedenle yargı emekçilerinin insanca yaşayacakları bir ücret için öncelikle ekonomik kayıpları giderilmelidir.  Ayrım yapılmaksızın, tüm yargı emekçilerine mesai ücreti ödenmesi sağlanmalıdır. Ulaşım ücretleri ayrımsız her ilde verilmelidir. 

Havuz paralarının ile ilgili yargı emekçilerinin lehine olacak şekilde düzenleme yapılarak ödenmesine tekrar başlanmalıdır.Yargı emekçilerinin de diğer kamu görevlileri gibi 2802 sayılı yasadan çıkarılarak 4483 sayılı Memurin Muhakematı Kanunu'na tabi olması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Mobbinge maruz kalan personelin durumunun değerlendirilmesi, mobbingin önlenmesi amacıyla kurumlarda bir kurul oluşturulmalı, mobbing uygulayan amire yaptırım uygulanması için düzenleme yapılmalıdır.

Cumhurbaşkanlığı’nın Kreş genelgesinin gereği yapılmalı ve her işyerine kreş ve bebek bakım odaları açılmalıdır. Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları periyodik olarak açılmalı, yapılacak sınavlarda yazılı sınav notları esas alınarak, mülakat haksızlığına son verilmelidir. İllerdeki komisyonlar kaldırılmalı ve yargı emekçilerinin özlük hakları ve atamaları yönünden Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü’ne bağlanmalıdır” dedi.

Kocatepe Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme