Kazılarda Neler Bulundu Neler…
Binlerce yılın gizemini toprağında saklayan Afyonkarahisar, geçmişin derin izlerini bugüne taşıyan büyüleyici bir açık hava müzesi gibidir. Bu kadim şehir, tarih öncesi dönemlerden Osmanlı'ya kadar farklı medeniyetlerin izlerini barındıran zengin bir hazineye sahiptir. Kusura Höyüğü'nden Dede Mezarı Nekropolü'ne, Üçhöyük'teki Tunç Çağı buluntularından Arkeoloji Müzesi'ndeki eşsiz eserlere kadar Afyonkarahisar, adeta zamanın ötesine bir yolculuk sunar. Her taşında bir hikâye, her buluntusunda bir sır saklayan bu topraklar, arkeologların ve tarihçilerin heyecanla keşfettiği bir bilgelik kapısıdır. Afyonkarahisar'ın sessiz tanıkları, sadece bölgenin değil, insanlık tarihinin de bilinmeyen yönlerini aydınlatıyor.

DEDE MEZARI NEKROPOLÜ
Frig dönemine ait Dede Mezarı Nekropolü, kaya mezarları ve dini sembolleriyle dikkat çekmektedir. Friglerin cenaze ritüellerine dair bilgiler sağlayan bu alan, ölü gömme gelenekleri ve inanışları hakkında önemli bir kaynaktır. Kayalara oyulmuş mezarlar, genellikle dikdörtgen planlıdır. Mezar odalarının bir kısmı tek kişilik, bir kısmı ise aile mezarı olarak kullanılmıştır. Bazı mezarların girişlerinde Frig alfabesiyle yazılmış yazıtlar bulunmaktadır. Bu yazıtlar, mezarın sahibine veya ölen kişinin kimliğine dair bilgi sunar. Ayrıca, tanrılara adanmış kabartmalar dikkat çeker. Nekropol çevresinde, dini ritüeller için kullanılan sunak alanları bulunmuştur. Bu alanlar, ölen kişiye sunulan adakların gerçekleştirilmesi için kullanılmıştır. Roma dönemine ait lahitler ve Bizans dönemine ait seramikler, bölgenin kullanım sürekliliğini göstermektedir. Ayrıca, günlük yaşamda kullanılan objeler de bulunmuştur.
Bakmadan Geçme





