• Haberler
  • Gündem
  • Kocatepe'yi 'Yıldırma' Çabaları… Burcu-Yasin Köksal'dan Denetleme Üstüne Denetleme

Kocatepe'yi 'Yıldırma' Çabaları… Burcu-Yasin Köksal'dan Denetleme Üstüne Denetleme

Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal ile eşi Yasin Köksal, Kocatepe Gazetesi'ne karşı yıldırma harekatı başlattı.

Belediye’nin denetleme ekiplerini ardı ardına Kocatepe Gazetesi’ne gönderen Köksal çifti Kocatepe’de çıkan haberler ile gazetemiz sahibi Sezer Küçükkurt’un yazılarının hesabını bu yolla sormaya çalışıyorlar. “Hayır o öyle değildir” ya da “Bu yazılanlar yalandır” diyemeyen Burcu-Yasin Köksal çifti geçici olarak sahip oldukları kamu gücüyle basın özgürlüğüne darbe vurma çabasındalar.  Gazetemiz sahibi ve yazarı Sezer Küçükkurt’un “Yıldırma çabaları” ile ilgili yazısını aşağıdaki satırlarda okuyabilirsiniz:

 

Aslında biz, sürecin tamamlanmasını bekliyorduk.

Bakalım neler çıkarabilecekler, bakalım işi nerelere kadar vardırabilecekler, anlamak istiyorduk. O nedenle olan-biteni çok dilendirmedik. Yazıp-çizmedik…

Ceza mı yazacaklar, katlimize ferman mı buyuracaklar (!) bir görelim istiyorduk.

Gazeteci dostumuz Resul Sündük’ün yazdığı köşe yazısı ile Kocatepe Gazetesi ve gazetenin sahibi olarak şahsıma yönelik yıldırma çabaları kamuoyunun gündemine düşmüş oldu.

Bu nedenle benim de konu hakkında genel bir bilgilendirmede bulunmam tabir-i caizse farz oldu.

Anlatalım:

***

Değerli Afyonkarahisarlı hemşehrilerimiz, Afyonkarahisarımızın en büyük sıkıntısı, sorunu, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal ve eşi Yasin Köksal tarafından halledildi(!) Merak etmeyin, bundan sonra hiçbir icraata imza atmasalar dahi, gerçekleştirdikleri bu icraat ile hayırla anılmayı hak edecektir Burcu Köksal ve eşi.

Evet, Afyonkarahisar Belediyesi’nin büyük icraatı olarak son 15 gün içerisinde Kocatepe Gazetesi’nin binasında ardı ardına denetlemeler gerçekleştirildi, Belediye’nin muhtelif ekipleri tarafından.

Kocatepe'yi 'Yıldırma' Çabaları… Burcu-Yasin Köksal'dan Denetleme Üstüne Denetleme

Kurban Bayramı öncesinde sabah saatlerinde Kocatepe Gazetesi’nin Fakıpaşa Mahallesi Aynioğlu Cami Sokak’ta bulunan binasına gelen Zabıta ekipleri, “Hakkımızda şikayet olduğunu, inceleme yapmaları gerektiğini” belirtince arkadaşlarımız tarafından “buyur” edildiler.

Yapılan incelemelerin ardından ekipler Kocatepe Gazetesi binasından ayrılırken, biz de “Rutin denetim galiba” dedik kendimizce…

***

Öğle saatlerinde aldığımız telefonla işin hiç de bizim düşündüğümüz gibi olmadığını anladık.

Telefonun diğer ucunda Gazeteciler Cemiyeti Başkanımız, değerli dostumuz Önder Artuk vardı.

“Abi Yasin Köksal beni aradı. Seninle ilgili bir şikayet varmış. Yanlış anlamaya meydan vermeyelim. Birlikte Başkan Hanım’ın makamına bir gelin de konuşalım, dedi” dedi.

Önder Artuk Başkanımıza “Başkanım, konu bildiğin gibi değil. Ben gelmeyeyim” dediğimde, “Abi dur ben yanına geliyorum” diyerek çıktı geldi. Önder Başkan olayın öncesinden habersiz ve bence tamamen iyi niyetli olarak “Hadi abi, Belediye’ye gidelim. Neyse şu mesele konuşalım, halledelim” diye ısrarcı oldu.

“Başkanım kusura bakma sen nereye dersen gideriz ama bu iş öyle değil” dedim. “Nasıl yani” sorusuna karşılık durumu şöyle özetledim:

“Sabah Gazete’ye zabıta ekiplerini gönderip, öğleyin makama çağırmak ne edebe, ne ahlaka sığar. Sabah böyle bir durum olmasa ben de senin gibi iyi niyetli düşünür belki giderdim. Ama burada niyet tamamen farklı. Aba altında sopa göstermeye çalışılıyor. Senden ricam şudur: Seni vekil tayin ediyorum. Bu bina benim değil, senin. Yıkmaya da, yapmaya da tam yetkilisin. Sana zahmet gidip konuşuver, neyse anlayıver. Gereği neyse yapalım. Ama ben gelemeyeceğim” dedim. 

Önder Başkan ısrarını sürdürse de sonuçta kabullendi ve ayrıldık. Cuma namazı çıkışında Önder Başkan yeniden aradı. “Abi biz Yasin Bey’le birlikte CHP İl Başkanımız Faruk Duha Erhan Bey’in işyerindeyiz. Rica etsem buraya gelir misin” dediğinde Önder Başkan’ın hatırına bu daveti kabul ettim ve gittim.

Buradaki görüşmede Yasin Köksal bizim gazete binası ile ilgili CİMER’e yapılan şikayetler olduğunu, bu şikayetlerin Aydın ilinden yapıldığını, mevzuat gereğince CİMER’den gelen şikayetlerin gereğinin yapılması gerektiğini anlattıktan sonra “Başkan’ın bu konudan haberi yoktu. Zabıta ekipleri size geldikten sonra konudan haberi oldu. Sonrasında benden rica etti ve yanlış anlama olmasın, bu işi Önder Bey ile birlikte konuşun halledin dedi. Ben de Önder Başkan’ı o nedenle aradım. Sizin orası ile ilgili kolon kesildiği ve gürültülü çalışma yapıldığıyla ilgili şikayetler var” dedi.

Yasin Köksal şikayet konuları ile ilgili başka (!) bazı açıklamalarda da bulundu. Bunlara sonra da değinebiliriz, şimdilik kısa keselim.

Ben ise “Sabah Zabıta ekiplerinin yollanıp, öğlen Makam’a davet edilmenin hoş ve uygun olmadığını “ ifade ettikten sonra, “Biz 1990’lı yıllarda yapılan o binaya 2012 yılında geçtik. O zamandan bu yana da binada bir değişiklik yapmadık, gerekli yasal izin ve belgelerimizle çalışıyoruz. Denetleme yapmak elbette hakkınız. Tespit edilen bir eksiklik varsa Belediye yükümlülüklerini yerine getirmelidir” diyerek görüşmeden ayrıldım.

***

Araya Kurban Bayramı girdi.

Bayramın hemen ertesinde Belediye ekipleri yine Kocatepe Gazetesi binasındalardı. Yine şikayet vardı ve bu seferki şikayet konusu “kaçak kat” idi…

Kocatepe'yi 'Yıldırma' Çabaları… Burcu-Yasin Köksal'dan Denetleme Üstüne Denetleme

Belediye’nin ilgili ekipleri gerekli inceleme ve ölçümleri yaptıktan sonra ayrıldılar. Şunu da söylemeliyim ki, Belediye personeli arkadaşlara söyleyecek bir şeyimiz yok. Onlar emir kulu, verilen talimatları yerine getiriyorlar. Biz de kendilerini nazikçe karşılayıp, uğurlamaya çalışıyoruz. Biz teklif etsek de, prensip gereği çay ikramımızı dahi kabul etmiyorlar. İkramın geri çevrilmesinden memnun olmasak da yapacak bir şey yok, prensip prensiptir…

***

Dönelim “kaçak kat” meselesine…

Biz Yasin Köksal’ın tavrından zaten anlamış olsak da, Belediye ekiplerinin tekraren gelişi ile durumdan emin olduk. Gazetedeki arkadaşlara tembih ettik; “Belediye’den gelen olacaktır, gereken ilgiyi gösterin. Nereyi incelemek istiyorlarsa kapıları açın” dedik.

Kocatepe'yi 'Yıldırma' Çabaları… Burcu-Yasin Köksal'dan Denetleme Üstüne Denetleme

Sonrasında da en uygunsuz (!) durumumuzu ortadan kaldırmaya karar verdik. Binamızda balkon olarak kullanılan ve planlarda da balkon olarak geçen alanı kartonpiyerlerle kapatmıştık. Hem ısınma hem de güvenlik açısından bunun doğru olduğunu düşünmüştük. Böylesi denetlemeler sürerken “uygunsuz(!)” bulunabilecek tek yerin orası olduğunu düşünerek balkonumuzu da eski haline çevirdik. Kartonpiyerlerle kapatılmış alanı söküp yeniden balkon haline getirdik.

Kocatepe'yi 'Yıldırma' Çabaları… Burcu-Yasin Köksal'dan Denetleme Üstüne Denetleme

Hani, aynı işlemi yapan binlerce hemşehrimiz vardır, onlara tavsiyemiz Belediye Başkanı ve eşinin suyuna gitmeleridir. Aksi taktirde bayram ziyareti gibi, Belediye ekipleri günde birkaç kez kapılarını çalabilir.

***

Biz bunları yaparken Belediye ekipleri bir kez daha Kocatepe Gazetesi’ne “ziyaret”te bulundular. Bu seferki konu “İşyeri açılış ve çalışma belgesi”nin olmayışı idi… Yani ruhsatsız çalışıyormuşuz!...

Zemin kattaki baskı tesislerimiz için ayrı, üst kattaki gazete idarehanemiz için ayrı, 2 adet işyeri açılış ve çalışma belgelerimizi ilgili ekiplere ibraz ettik ve kendilerini uğurladık.

Kocatepe'yi 'Yıldırma' Çabaları… Burcu-Yasin Köksal'dan Denetleme Üstüne Denetleme
Kocatepe'yi 'Yıldırma' Çabaları… Burcu-Yasin Köksal'dan Denetleme Üstüne Denetleme

***

Ertesi gün bir Belediye ekibini daha ağırladık. “Bina ile ilgili ölçümler yapmak üzere” geldiklerini belirttiler biz de “buyur” ettik. Her ne kadar bizimle sohbete girmekten imtina etseler de yaptıkları işlemlerden ve ölçümlerden kendilerinin mühendis olduklarını anladık. Bodrum kattan başlayarak her kolon ve kirişi ölçe ölçe en üst kata kadar çıktılar.

Ellerinde 1990 yılına ait binamızı o dönemde yapan eski mülk sahiplerinin Belediye İmar Servisi’ne beyan ettikleri planlar ve ölçüm aletleri ile birlikte bu çalışma yaklaşık 1,5 saat sürdü. 2 gün önce “kapatılmış balkon” olarak notlarına aldıkları yerin yeniden “balkon”a dönmüş olmasına şaşırsalar da gerekli fotoğraf çekimlerini de yaptıktan sonra yine bir çayımızı dahi içmeden ayrılmak zorunda kaldılar.

***

Bir ağaçtan hem camiye direk olur, hem kenefe kürek olur. Neyin nerede, nasıl kullanıldığı önemlidir.

Olanların farkındaydık ama “Hayallerinin nereye kadar ulaşacağını”, “Olayı nerelere kadar götürebileceklerini” görmek adına sessiz kalmayı yeğledik.

Yaşananları birkaç dostumuzla istişare etsek de çok kimseye duyurmadık.

Dostlarımız, “Asıl hazımsızlık işte budur. Siyasi rakipliği böyle cezalandıracaklarını sanıyorlar, ne kadar ayıp ve acziyet” yorumunda bulundular.

***

Ceza mı yazacaklar, yıllarca önce alınmış ruhsatlarımızı mı iptal edecekler, yoksa katlimize ferman mı verecekler(!) görelim istiyorduk.

Taa ki, gazeteci dostumuz Resul Sündük nezaketle kaleme aldığı köşe yazısı ile bize destek verene kadar…

Şöyle diyordu Resul Sündük beyazbelge.com internet sitesinde yazıp sanal medyada paylaştığı yazısında:

“Afyonkarahisar’da son günlerde yaşananlar, yalnızca bir gazeteciyi değil; özgür basını, vicdanı ve demokrasiyi hedef alıyor. Görünürde yapılan, imar denetimi, ruhsat kontrolü, rutin bir belediye uygulaması. Ama perde arkasında başka bir senaryo var: "Ben affetmem!" diyen bir zihniyetin, kamu gücünü kişisel intikama dönüştürdüğü karanlık bir dönem yaşanıyor.

Bugün Afyon Gazeteciler Cemiyeti’nin geçmiş dönem başkanlarından Sezer Küçükkurt’un işyerine art arda gönderilen denetim ekipleri, sadece hukuki değil, aynı zamanda ahlaki bir soruşturmayı da zorunlu kılıyor: Bu baskının altında yatan gerçek sebep nedir?

Sezer Küçükkurt yalnızca bir gazeteci değil; mesleğini yıllardır hakkıyla yapmış, kamuoyunun saygısını kazanmış, kalemiyle konuşmuş bir isimdir. Ne bir mafya lideridir ne de suç örgütü mensubu. Ama işyerine gönderilen baskılar, adeta bir düşmana yöneltilmiş operasyonları andırıyor. İmar müdürlüğünden ruhsat birimine kadar her kapıdan ekipler yollanıyor, durmaksızın "bahane" aranıyor. Sanki bir gazeteci değil, bir suçlu susturulmak isteniyor.”

Yazının devamı var ama, bu cümleler bile kamuoyunda bir infial uyanmasına yetti cumartesi günü.

Bu vesile ile bizi arayan, desteklerini belirten siyasilerimize, meslektaşlarımıza ve dostlarımıza teşekkür ediyorum. Umarım önümüzdeki günlerde hepsini tek tek zikretmek de nasip olur bu köşeden…

***

İşte böyle sevgili dostlar… 

Yazının başında belirttiğimiz, “Afyonkarahisar’ın en önemli sorunu” dediğimiz, Belediye’nin İmar’dan sorumlu Başkan Yardımcısının “bizzat” ve “yakından” takip etmekle görevlendirildiği konu bunlar… Artık tüm Afyonlular olarak rahat uyuyabiliriz, en önemli sorunlarımızdan birisi gündemden kalkmak üzere!...

Şimdi tüm Kocatepe mensupları olarak bekliyoruz, tırnaklarımızı kesip kesmediğimizi kontrole ne zaman gelecekler diye!.. Ona da hazırız.

Serçeden korkan, darı ekmez

Bilen bilir, hatta konunun muhatapları daha iyi bilir ama her nedense zaman zaman hatırlatmak gerekiyor.

Kocatepe Gazetesi 60 yıldır bu memlekette doğrunun savunucusu, yanlışların itirazcısıdır. Allah ömür verdiği müddetçe böyle olmaya devam edecektir. Hani derler ya “Değirmende doğan gök gürültüsünden korkmaz” diye. Biz de bir nevi değirmende doğanlardanız. 

Yaşımız 48… En az 30 senemiz bilfiil bu meslekte geçti. Ustalarım ve ceddim nurda yatsın. Kısa ömrümde şahsım, onurlu geçmişinde Kocatepe neler gördü, neler yaşadı? Allah’a hamdolsun ki başımızı yere eğecek, yüzümüzü kızartacak bir şeyimiz olmadı. Zaten olsaydı şimdiye kadar külümüzü göğe savururdu birileri…

Denetlediler, baktılar. Aradılar, taradılar ancak bunları bulabildiler. Bulabildiklerinin de aslı-astarı yok. Şimdi yazacakları raporları bekliyoruz. Güç sarhoşluğuyla kurdukları sanal mahkemede kalemimizi kırsalar kırsalar “Gürültülü çalışıyorsunuz” babından kırabilirler, ona da eyvallah…

***

Bizim sıra sıra Audilerimiz, Mercedeslerimiz yok. Sözde emanet arabalara binmiyoruz (!) Arkadaşlarımızın hediyesi (!) evde oturmuyoruz, maddi-manevi tazminat davaları ile geçimimizi sağlamıyoruz. O villadan, diğer villaya geçiş yapmıyoruz. Şu tentenin uygunluğu için şu kadar milyon TL, bu inşaatın uygunluğu için şu kadar milyon TL peşinde değiliz.

Gizli saklı ortaklıklarımız ve oralardan beklediğimiz kirli paralar yok. Allah nasip etmesin.

Belli bir aile geçmişimiz var ve iyi kötü birkaç parçanın emanetçisiyiz. Elimizin emeğini yiyoruz. Allah bırakıp gidenlerden razı olsun, onların bıraktıklarını da muhafaza etmeye çalışıyoruz.

Yaşananların, haksız-hukuksuz-kanunsuz yapılanları yazdığımız için, kurmaya çalıştıkları korku hegemonyasına karşı en büyük tehlike olarak bizi gördükleri için yaşandığının farkındayız.

Serçeden korkan darı ekmez.

Gizli saklı ortaklıklara, haram gelirlere, vurgun düzenlerine çomak sokuyoruz ve sokmaya devam edeceğiz. Ne oldum delisi olanlara söyleyecek çok sözümüz var.

Kurt’un yelesinde bit arayanlar, kendi etrafında it arasınlar…

Kocatepe Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme