Mermerin Başkenti Afyon'da Sektöre Yön Verecek Kongre Başladı

Atatürk Kongre Merkezinde Devlet Konservatuvarı müzik dinletisiyle başlayan açılış törenine; AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Celil Ateşoğlu, Afyonkarahisar Belediye Başkan Yardımcısı Ömer Yıldız, İscehisar Belediye Başkanı Seyhan Kılınçarslan, Maden Petrol İşleri (MAPEG) Genel Müdürü Arslan Narin, Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü İzin İrtifak Dairesi Başkanı Aytunç Nane, TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel, Türkiye Mermer, Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği (TÜMMER) Yönetim Kurulu Başkanı Hanifi Şimşek, Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı (YMGV) Başkan Yardımcısı Ali Emiroğlu, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkan Yardımcısı Metin Çekiç, Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB) Başkanı İbrahim Alimoğlu, Afyon-İscehisar Mermerciler Derneği Başkanı Remzi Özcan, Afyon Boğaz Mermerciler Derneği Başkanı Dr. Mehmet Sıtkı Merdivenci, MERSEM Onur Kurulu Üyesi Prof. Dr. Seyfi Kulaksız, Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser, Afyonkarahisar Sanayici ve İş İnsanları Derneği (AFSİAD) Başkanı Kadir Sayın ile MERSEM’25 Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. İ. Sedat Büyüksağiş, bilim insanları, sektör temsilcileri ve öğrenciler katıldı.

MERSEM’25 12. Uluslararası Mermer ve Doğaltaş Kongresinin açılışında konuşan MERSEM 2025 Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. İ. Sedat Büyüksağiş, Mermer ve Doğaltaş Kongresinin 30 yıla yakın bir geçmişe sahip olduğunu ifade etti. Büyüksağiş, temelleri Afyonkarahisar’da atılan MERSEM ile ilk yola çıktıklarında tarihi 2 bin 500 yıl öncesine dayanan Afyonkarahisar’daki doğaltaş sektörünün potansiyelini ortaya koymayı, sermaye ve insan gücünün geliştirilmesine, teknolojik ilerlemelere ve bilgi birikiminin artmasına katkı sağlamayı hedeflediklerini kaydetti. Büyüksağiş, “MERSEM, ilk yıllarında ulusal ölçekte bir sempozyum iken zamanla sektörün büyümesiyle uluslararası boyuta taşınmış ve bir kongre kimliği kazanmıştır” dedi.

MERSEM’25’te 12 farklı ülkeden 63 bildiri sunulacağını belirten Büyüksağiş, MERSEM’25’in ana temalarının mermer ve doğal taş hammadde potansiyelinin geliştirilmesi, kesme ve işleme teknolojilerindeki yenilikler, çevreyle uyumlu yeşil ve sürdürülebilir madencilik uygulamaları, iş sağlığı ve güvenliği, kalite standartlarının yükseltilmesi, artıkların değerlendirilmesi, sektörün ekonomik boyutu ve mermerin mimari, tasarım, restorasyon alanlarındaki kullanımı olduğunu söyledi. Kongre kapsamında, alanında tanınmış 7 uluslararası davetli konuşmacının doğaltaş sektöründeki güncel gelişmeleri ve öncü teknolojileri paylaşacağını belirten Büyüksağiş, “Türkiye’de ‘Mermer ve Doğal Taş Madenciliğinin Geleceği, Katma Değeri-Verimliliği ve Çevre’ temalı panelimizde, mermer ve doğaltaş sektörümüzün sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile konunun muhatabı olan bürokratlarımız bir araya gelerek görüşlerini paylaşacaktır” diye konuştu.

Büyüksağiş, MERSEM’in yalnızca akademik bildirilerin sunulduğu bir etkinlikten çok daha fazlası hâline geldiğini vurgulayarak, “Kongremiz, sektör temsilcilerinin kendi AR-GE çalışmalarıyla geliştirdikleri teknolojileri ve ürünleri doğrudan tanıttıkları bir platforma dönüşmüştür. Bugün MERSEM, yalnızca yer bilimleri mühendislerinin değil; mimar, iç mimar, restoratör, heykeltıraş, arkeolog, ekonomist, hukukçu, pazarlamacı, işletmeci, yazılımcı ve iş güvenliği uzmanı gibi birçok farklı disiplinden uzmanın buluştuğu; teknolojik, bilimsel ve sanatsal boyutları bir arada barındıran bir organizasyondur. MERSEM, artık mermer ve doğaltaş sektörünün bir çatı kongresi haline gelmiştir” diye konuştu. MERSEM 2025 Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. İ. Sedat Büyüksağiş, 2027 yılında yapılacak bir sonraki kongresinin yine Afyonkarahisar’da gerçekleştirileceğini de sözlerine ekledi.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel ise 1995 yılında Afyonkarahisar’da mütevazı imkânlarla düzenlenen MERSEM’in 2017 yılından itibaren uluslararası bir kimlik kazandığını belirtti. Yüksel, sempozyumun sırasıyla Antalya, Bursa ve Diyarbakır illerinde gerçekleştirilerek tüm Türkiye’ye yayılmasının sağlandığını ifade etti. Madencilik faaliyetlerinin uzun yıllar gerektiren araştırmaların, planlamaların ve projelendirmelerin yapılanması ile gerçekleştirilen bir üretim faaliyeti olduğunu kaydeden Yüksel, “Türkiye’de uzun vadeli madencilik politikaları ve mevzuatına ihtiyaç vardır. Ülkemizde her ne kadar yerli ve milli madencilik politikasından söz edilse de bu durum söylemden öteye geçmemektedir” dedi.

1985 yılında yürürlüğe giren 3213 sayılı Maden Kanunu’nun, 2014 yılından bu yana 31 kez değişikliğe uğradığı bilgisini kaydeden Yüksel, “Her değişiklikten sonra yeni bir kanun ihtiyacının tartışılması, sektörümüzü olumsuz yönde etkilemektedir. Ülkemizin doğal taş ve mermer sektörü rekabet gücü yüksektir ancak politikasızlık, istikrarsızlık ve belirsizlik nedeniyle sektörümüz uluslararası alanda hak ettiği değeri elde edememektedir. Bu nedenle sektörde üretim ve kalite artışıyla birlikte inşaat ve sanayi sektörleriyle entegrasyonu amaçlayan kısa, orta ve uzun vadeli stratejik planların doğal taş politikası temelinde gerçekleştirilerek süratle uygulamaya konulması gerekmektedir” diye konuştu.

Madenlerin milyonlarca yılda oluşan ve yenilenemeyen doğal kaynaklar olduğuna dikkat çeken Yüksel, “Madenler üzerinde gelecek nesillerin de hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle korunmalıdır. Üretmek ve ihraç etmek önemlidir ancak madenciliğin ülke kalkınmasına ve toplumsal refahın yükselmesine gerekli katkıyı sağlaması için ticareti de oldukça önemlidir. Bu nedenle oluşturulması gerekli olan ulusal madencilik politikaları arasında madencilik ticareti de düzenlenmelidir” dedi.

Sektörün gelişimi bakımından üretim ölçeğinin önemli bir sorun olduğunu kaydeden Yüksel, şunları paylaştı:

“Sektörün ağırlıklı olarak küçük ölçekli üreticilerden oluşan yapısı eşitsiz üretim miktarlarının eşitsiz bir rekabet içerisinde gerçekleştirilmesine neden olmaktadır. Ekonomik gerçeklerle bağdaşmayan bu durum maliyetin artmasına, rezerv kaybına ve tahribata yol açarken madencilik faaliyetlerinin de kamuoyu önünde olumsuz olarak tartışılmasına neden olmaktadır. Sektörde üretim ölçeğinin arttırılması verimliliğin artmasını sağlayacağı gibi rezerv kaybı ve çevre tahribatı gibi olumsuz durumların da ortadan kalkmasını sağlayacaktır.”

AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Afyonkarahisar’da düzenlenen 12. Uluslararası Mermer ve Doğaltaş Kongresi (MERSEM’25 ) açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin doğal taş sektöründeki öncü konumuna, üniversite-sanayi iş birliğinin önemine ve sürdürülebilir üretim anlayışına dikkat çekti. Afyonkarahisar’ın tarih boyunca doğal taşın, sanatın ve emeğin şehri olduğunu vurgulayan Karakaş, “Bu topraklardan çıkarılan mermer, binlerce yıldır yalnızca yapılara değil, medeniyetlere de estetik bir kimlik kazandırmıştır. Dolayısıyla bugün burada mermeri konuşmak; aslında tarihi, kültürü, ekonomiyi ve sürdürülebilirliği konuşmak anlamına gelmektedir” diye konuştu.

Türkiye’nin bugün dünyanın en önemli doğal taş üreticilerinden biri konumunda olduğunu belirten Rektör Karakaş, Afyonkarahisar’ın zengin rezervleri, gelişmiş işleme teknolojileri ve yetişmiş insan gücüyle bu başarıda öncü bir rol üstlendiğini ifade etti. Bilim, teknoloji ve yeniliğin sektörlerdeki rekabet gücünü belirleyen temel unsurlar haline geldiğini vurgulayan Karakaş, üniversite-sanayi iş birliğinin her zamankinden daha fazla önem kazandığını söyledi.

Bilimsel araştırmaları, nitelikli mezunları ve AR-GE çalışmalarıyla AKÜ’nün, sektörün rekabet gücünü belirleme sürecinde aktif bir paydaşı olduğunu dile getiren Karakaş, şunları kaydetti:

“Üniversitemizin 2018 yılında bölünmesinin ve 2019 yılında Rektörlük görevine atanmamın ardından stratejik planımızı yeniden güncelledik. Bu güncelleme kapsamında Üniversite olarak öncelikli alanlarımızı yeniden belirledik. Daha önce sağlık alanı öncelikli bir üniversite konumundayken, bölünmenin ardından veteriner, turizm ve mühendislik olmak üzere üç temel öncelikli alan tespit ettik. Mühendislik alanı içerisinde ise Afyonkarahisar’ın sahip olduğu doğal kaynak potansiyelini dikkate alarak maden, jeoloji ve gıda alanlarını ön plana çıkardık. Bu doğrultuda, özellikle maden ve jeoloji alanlarına pozitif ayrımcılık uygulayarak hem fiziksel hem de akademik yatırımlar bakımından bu alanları desteklemeye devam ediyoruz.”

Karakaş, MERSEM’25’in yalnızca bilgi paylaşımının yapıldığı bir akademik etkinlik değil, aynı zamanda uluslararası iş birliklerinin kurulduğu, yeni projelerin doğduğu ve sürdürülebilir vizyonların paylaşıldığı bir platform olduğuna dikkat çekti. Rektör Karakaş, “Katılımcı bilim insanlarımızın, araştırmacılarımızın ve sektör temsilcilerimizin katkılarıyla önümüzdeki dönemde hem bilimsel hem de ekonomik anlamda önemli açılımlar sağlanacağına yürekten inanıyorum” dedi.

Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Celil Ateşoğlu ise yaptığı konuşmada; Afyonkarahisar’ın tarih boyunca yalnızca bir kültür ve medeniyet şehri değil, aynı zamanda Türkiye’nin mermer başkentlerinden biri olduğunu belirtti. Ateşoğlu, “Zengin doğal taş rezervleri, kaliteli üretimi ve ihracat odaklı vizyonuyla Afyonkarahisar hem ülke ekonomisine hem de dünya mermer pazarına önemli katkılar sunuyor. Türkiye bugün dünyanın en büyük doğal taş üreticilerinden ve ihracatçılarından biri konumunda” dedi. Ateşoğlu, “Mermer sektörü, ülkemize her yıl yaklaşık 2 milyar dolarlık ihracat geliri kazandırmakta, on binlerce vatandaşımıza doğrudan ve dolaylı istihdam sağlamaktadır. Bu başarı, bilim insanlarının, mühendislerin, üreticilerin ve girişimcilerin ortak emeğinin bir sonucudur” diye konuştu.

Ateşoğlu, sektörün yeni bir dönemin eşiğinde olduğuna dikkat çekerek, “Artan rekabet, çevresel hassasiyetler ve dijital dönüşüm, sektörümüzde yenilikçi teknolojilerin, verimlilik odaklı üretim yöntemlerinin ve sürdürülebilir madenciliğin önemini her zamankinden fazla artırmıştır” dedi. Kongrenin; konuların, bilimsel bir bakış açısıyla ele alınacağı, geleceğe dair stratejik fikirlerin paylaşılacağı çok değerli bir platform olduğunu kaydeden Ateşoğlu, “Afyonkarahisar’ın stratejik konumu, güçlü altyapısı ve nitelikli iş gücüyle, mermer ve doğaltaş sektöründe katma değerli üretimin merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerlediğine inanıyorum. Sadece ham taş üretmek değil, tasarım, işleme, markalaşma ve inovasyon süreçlerinde de öne çıkmak, geleceğimizin anahtarı olacaktır” diye konuştu.

Kongre, açılış töreninin ardından gerçekleştirilen “Türkiye’de Mermer ve Doğaltaş Madenciliğinin Geleceği, Katma Değeri Verimliliği ve Çevre” Paneli ile devam etti.