MHP'li İGM Üyesi: Yahudi Şirket Sandıklı'da Kanlı Parayla Domates Üretiyor!
MHP Sandıklı İGM Üyesi Ali Açıkgöz, Sandıklı İlçesinde termal seraların yarısını ele geçirdiğini açıkladığı Yahudi sermayenin varlığına Müslüman bir Türk olarak razı olmadığını açıkladı. Açıkgöz, 'Bir garip Türk olarak, bir fakir Türk olarak başıma ne gelirse gelsin. En tepeden Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan en alttaki memura kadar bu işin sorumlusu kimse buna benim gönlüm razı değil' dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Sandıklı İGM Üyesi Ali Açıkgöz, meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada Sandıklı İlçesinde termal seracılık alanında çok sayıda kuyu açarak faaliyet gösteren Yahudi şirketin milli güvenlik sorunu olduğunu açıkladı.
“AÇIK YÜREKLİLİKLE SORUYORUM, YAHUDİ ŞİRKETİNİN SANDIKLI’DA NE İŞİ VAR?”
Konunun hassasiyeti dolayısıyla meclis kürsüsünden hitap etmek istediğini belirten Ali Açıkgöz, şöyle konuştu:
“Afyonkarahisar İl Genel Meclisi üyeleri olarak malum olduğu üzere göreve seçileli bir yıl oldu. Kendimizi muhasebe ettiğimizde ilimiz ve ilçelerimiz için çok kıymetli çalışmalar yaptığımız ortadadır. Bunu birlikte tecrübe ettik ve gördük. Gerçekten bu anlamda, İl Genel Meclisinde bulunmak benim için çok değerli. Göreve seçilen meclis üyesi arkadaşlarımla çalışmak da çok değerlidir. Lakin kendi muhasebemi yaptığımda akşam yastığa başımı koyduğumda değerlendirdiğim bazı konular var. Geçen toplantıda Ömer Başkanım da söylediği gibi önemli mevzuları burada konuşmamız lazım.
Önemli konuları nerede konuşacağız? Kahvede mi konuşacağız veya başka bir yerde mi konuşacağız? Böyle bir girizgâh yaptıktan sonra önemli bir konuya parmak basmak istiyorum. Bilindiği üzere katil İsrail Devleti yaklaşık bir buçuk yıldır din kardeşlerimize çok büyük bir zulüm yapmakta. Yaklaşık 55-60 bin dindaşımız hayatını kaybetti. Hepimizin ciğeri yanıyor bunu biliyorum. Kendini insan hisseden, Türk ve Müslüman olan herkesin ciğeri yanıyor. Dünyanın diğer bölgelerinde, Doğu Türkistan'da, Arakan'da, çeşitli muhtelif yerlerde olduğu şekilde. Şimdi benim kafama şu takılıyor, yani bunu açık yüreklikle sormak istiyorum. Gerekli yerlerden de cevap almak istiyorum. Geçen ay sosyal medyada yayınlanan bir fotoğrafı arkadaşlar yolladı.
Konuya hassas olduğum için bize oy veren seçmenlerimiz için bu konuda bana sosyal medyadan ve çeşitli yerlerden uyarılar da bulunuldu. Malumunuz ilçemizde Alarko isimli şirket sürekli alım yapmakta. Bu şirket ilçemizde ki seraların yarısına sahip oldu. Ben şu soruyu kafamda bir türlü oturtamıyorum. Sizlere de sormak istiyorum. Sayın meclis üyelerimiz, değerli başkanım ve konunun ilgileri en düşükten en yukarıya kadar bu soruyu yöneltiyorum. Bu şirket tabi ki ben bir antisemitik şekilde konuşmuyorum. Biz ceddimiz geçmişte Yahudiye’de kucak açmış. Fatih Sultan Mehmet Han, Bursa Yahudilerini ticareti canlandırmak için İstanbul'a getirmiş. 2. Beyazıt, Kanuni Sultan Süleyman Safarat Yahudilerini İspanya'dan zulümden kurtarmış. Yine kurtaralım hiç sıkıntı değil. İbadetlerini mi yapacak?
Otobüslerini biz verelim. Hiç sıkıntı değil. Yani bu anlamda bir din karşıtlığı veya ırk veya mezhep karşıtlığıyla bu konuşmayı yapmıyorum. Şunu merak ediyorum. Bu şirket sahipleri Yahudi ve muhtemelen de bilemiyoruz ama Siyonistlerle bağlantılı. Bu adamların en önemli kaynakları ticarettir. Şimdi bunlar bizim memleketimize geliyor benim on tane termal seramı elini kolunu sallayarak satın alıyor. Kuyu çıkarma ruhsatı ediniyor ve bir yıldır inanılmaz derecede kuyu vuruyorlar. Şimdi bu durum bence bir milli güvenlik sorunudur. Çok açıkça konuşuyorum başıma ne gelirse gelsin. Ben bunu ifade etmek istiyorum.”
Ali Açıkgöz, konu hakkında şunları söyledi: “Domatesin fiyatı 40 lirayken bu adamlar fiyatı düşürmeye başladılar. 15-20 liraya domates veriyorlar. Yarın piyasada tekel olma problemi var bu birincisi. İkincisi de boyuna kuyu açıyorlar. Bilmesek de komplo teorisi deyin adına başka bir şey değin. Ne derseniz değin.
Belki depremlere vesile olacaklar. Çünkü suyun çıktığı yerden konunun tekniğini bilenler dahi iyi anlıyorlar çeşitli gazlar, metan gazı v.s. çıkıyor. Belki depremleri tetikleyecek bu durum. Üçüncüsü o seralarımızda yetiştirdikleri domateslerin içine ne katıyorlar? İleride ne yiyeceğiz? Yani domates veya tarım sektörüne ben Türk'ün tarafındayım, Müslüman'ın tarafındayım. Kim olursa olsun. Bakın buradan açık ve net ifade ediyorum. Kim, kimin tarafında olursa olsun. Çünkü biz konuşmadıkça, çok kıymetli çalışmalar yaptık bir yıl içinde. Ama ayara dokunan şeyleri de ifade etmek istiyorum.”
“YAHUDİLERE KANLI PARALARIYLA SATIŞ YAPTIRMAYALIM”
Yahudilerin en kıymet verdiklerinin başında ticaret ve paranın geldiğine dikkat çeken Açıkgöz, sözlerini şöyle tamamladı: “Bunların en değerli şeyi paradır. Biz bunlara bu satışı yapmasak, bu adamlar parayı bulamasa bu cesareti alamayacaklar.
Bu para kanlı paradır. Buradan iddia ediyorum. Bu bugünün problemi değil, son 200 yılın problemidir. Bu tarz şirketlerin, bu tarz sermayenin Türk ve Müslümanların elinde olması gerektiğini, bu devleti seven, sayan, bu toprakların insanlarına ait olması gerektiğini buradan ifade ediyorum. Başıma ne gelirse de gelsin. Kimseden çekinmiyorum. Bu şirketi burada istemiyorum. Bunu kim satıyorsa bu topraklara, bakın en ufağından kimse.
Vali hanım geçen ay bu şirketin yöneticileriyle bir fotoğraf vermiş. Tabi ki Vali Hanım hemen herkesle görüşür bu tabidir. Abdülhamit Han’da Theodor Herz geldiğinde onunla görüşürken, ‘Filistin’in bir karış toprak satmıyorum.’ dedi. Başına gelmeyen kalmadı. Kızıl Sultan oldu. Her türlü şeye girdi. Ben de her şeye rağmen bir garip Türk olarak, bir fakir Türk olarak başıma ne gelirse gelsin. Buradan ifade ediyorum.
En tepeden Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan en alttaki memura kadar bu işin sorumlusu kimse buna benim gönlüm razı değil. Türk milletinin gönlü razı değil. Bana oy verenlerin gönlü razı değil. İnşallah dediğim gibi Türk milleti kendine gelir. Sermayeye de sahip olur. Bu işin daha çok planı var. Bu adamlar durmayacak. Çünkü Yahudileri iyi tanımak lazımdır.”