Milletvekili Taytak Kesin Konuştu: Hiçbir Pazarlık Yok

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, MHP Afyonkarahisar İl Başkanı Ahmet Kahveci ile Gazeteniz Kocatepe’yi ziyareti sırasında gündemdeki konular hakkında da görüşlerini aktardı. Milletvekili Taytak, “Terörsüz Türkiye” sürecinin devam ettiğini, terör örgütüyle hiçbir pazarlık yapılmadığını; bölgenin de terörsüz hale getirilmesinin şart olduğunu aktardı.

SORUNLAR İÇİN “TAYTAK ÇÖZER” DENİLMESİNE YORUMU

Kocatepe: Sayın Vekilim, sizinle ilgili ‘Taytak çözer’ deniliyor. Emeklilikte sorun yaşayanlardan tutun köyüne kepçe isteyen kişilere kadar pek çok kişi sizin kapınızı çalıyor. Bunun formula nedir?
Milletvekili Taytak: Ben 1988 yılında Milliyetçi Çalışma Partisi Genel Merkezi'nde Rahmetli Başbuğ Türkeş Bey döneminde Merkez Karar Yürütme Kurulu’nda göreve başladım. Gençliğimiz de böyle geçti. O gün bugüne de Ankara'da bulunduk. Rahmetli Başbuğumuz’dan sonra Genel Başkanımızla, Sayın Büyüğümüz Devlet Bahçeli ile yol arkadaşlığı yapmaya çalışıyoruz. 2018 yılında Genel Başkanımızın kendi işaretiyle Afyonkarahisarımıza aday olarak geldik. 

Sağolsun hemşehrimerimiz bizi sahiplendiler.Bizi Ankara’ya ‘Bizim hizmetlerimizi yerine getir’ diye gönderdiler. 

Milliyetçi Hareket Partili olmak her şeyden önce ahlaklı, hasiyetli, şerefli Beytülmal'a dokunmadan, toplumu incitmeden ben değil biz anlayış içerisinde hizmet anlayışımız ilçelerimizde, ilimizde, Meclis’te ortaya koymaya çalıştığımız tavırdır. Bunun en önemli örneği de Sayın Genel Başkanımızdır. Önce ülkem ve milletim, sonra partim diyen bir anlayış çenesinde yürüyoruz yıllardır. Nihayetinde ülkeyle ilgili pek çok meselede partimize siyasi olarak zarar vereceğini bilmiş olmasına rağmen hiç önemsememiştir. Önce millet için gereken ne ise o tavrı ortaya koymuştur.

“DAHA ÖNCE BAŞBAKANLIK TEKLİF EDİLDİ”

Kocatepe: Hatta Cumhur İttifakı’nda Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı veya bakanlık pazarlığa da girişmedi Sayın Bahçeli…

Milletvekili Taytak: Önce Başbakanlık da teklif edildi. Bunu da açmak istiyorum.
‘99 yılında 129 milletvekiliyle Meclis'e girdik Milliyetçi Hareket Partisi olarak.  Orada DSP, ANAP bir önceki seçimde hükümetlerdi. Biz olduğumuzda 129 vekil ile geldiğimizde bize Devlet Bey Başbakan olsun, bir Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi birlikte böyle devam etsin Türkiye denildi. Ama Sayın Genel Başkanımız o olaya sıcak bakmadı. Daha sonraki bir toplantıda kendisi izah etti. Dedi ki, biz aynı yerdeyiz saydığımız partilerle. Ama DSP, bir önceki hükümette yine koalisyon ortağıydı. Şimdi de bizimle beraber olması, başbakan olmasıyla birlikte rahmetli Ecevit’in, toplumda sosyal bir barışı sağlamak gerekiyor, düşüncesiyle yaptığını izah etti bize. Yani dedi ki, sol, 80'li yılların solu, ne olacak bunlar? Ve bu şekilde DSP Genel Başkanı Ecevit Başbakan, Sayın Genel Başkanımız da Başbakan Yardımcısı olarak devam ettirdi görevini. 2015 yılında da Kemal Kılıçdaroğlu ‘Devlet Bey Başbakan olsun’ teklifini getirdi. Ama o zamanki HDP ile birlikte olunması gerekiyordu. 

Bu ve buna benzer hayatının her tarafında teklif edilmiş, dışarıdan baktığı zaman çok güzel, hazır şeyler. Ama Genel Başkanımız bunları hiçbir zaman tercih etmemiş, bu şekilde. Bir bir mecliste, grupta konuşup yaparken, bir şey söyledi. Dedi ki, Cenab-ı Allah’tan biz isteriz. Verirse biz yaparız.Vermezse, verdiğine yardım ederiz dedi. Bu sebepten bana 2018'de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev aldıktan sonra bu memlekete, bu topraklara, doğduğum topraklara bütün özümle, bütün gücümle hemen geldiğince her meseleye dokunarak çözmek boynumun borcu. Başladığımız günden bugüne kadar hiçbir konu, bir şahsın, herhangi bir şahsın hiçbir konusu görüşülmeden bir kenara bırakılmamıştır. Danışmanlarımız ararlar talebi olanı. 

Vatandaş, kendi talebi konusunda çalışma yapıldığını bilir. Talebinin takip edildiğini bilen vatandaş, talebinin gereği olmasa bile kırılmıyor, çünkü Taytak uğraştı, bunu biliyor. Kurumsal olarak Allah'a şükür olsun elimizi attığımız, çözmediğimiz bir şey yok şu ana kadar. Şeker Fabrikasının içerisinde bulunan makine fabrikası, Beton Traves Fabrikası, bazı ilçelerimizin kapalı spor salonları, suyla ilgili problemler, yolla ilgili problemleri… Fertlerle ilgili kardolaşmak gibi bir mantığımız olmadığından dolayı, daha doğrusu çok da fazla bununla dolayı ortaklarımıza karşı karşıya gelmemek gibi bir mantık içerisinde karışmadık bu tür şeylere. Ama vatandaşımızın mağduriyetine müsaade etmedik. En son Ayazini ile ilgili bir çalışmamız var. Allah izin verirse önümüzdeki hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelecek. Ayazin'deki yaşanan problemler, Afyon'un pek çok köyünde var. Türkiye'nin pek çok yerinde var. 

Artık Genel Müdüre yetki verilecek. O şekilde çözülecek. Bir avantajımız da şu, pek çok kişinin Ankara'da, ağabeyi yaşına geldik artık, biraz da böyle bir halimiz var. Bürokraside uzun yıllardır bildiğimiz dostlarımız, arkadaşlarımız görev hamleleri yapıyorlar. Ondan dolayı da kırmazlar. Belediyelerimize, bizim belediyemizin dışında da bizim belediyemizden herhangi bir belediyede, Ankara'da bir ihtiyacı varsa, kelepçe, kürekler neyse bunları takip edip yapıyoruz. Arkadaşlarıma, çalışanlarıma söylerim. Talepleri takip etmezseniz, unutursanız günahı sizin. Cenab-ı Allah da şimdiye kadar yolumuzu açtı memlekete hizmet etmek için.

“NE SAVCIYI BEKLERİZ, NE HAKİMİ BEKLERİZ. İSTİFA ETTİRİRİZ”

Kocatepe: MHP’li Belediyelerin de üretken belediyecilik çalışmalarını görüyoruz. Bu konudaki değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

Milletvekili Taytak: Geçen dönemde Afyonkarahisar’da 17 belediyemiz vardı. Bu belgelerin iki tanesi ilçeydi. Başmakçı ve Kızılören. Şimdi bu dönem dört belediyemiz var, ilçe. Geri kalan 13 tane belediyemiz var, belde. Geçen dönemde 11 tane beldeyi 5 oyla, 3 oyla, 8 oyla kaybettik. 300 oyumuzu Afyon’un genelinde almış olsaydık o beldelerimizde şu anda 11 tane daha fazla belediyemiz olacaktı. O arkadaşlarımız da çok güzel şeyler yaptılar. Ama anlatamadılar ya da anlaşılmadılar. Hizmet mutlaka yapacaksınız ama önce gönüllere sahip olacaksınız. Her dönemin başında ve sonunda eski Bayındırlık, şimdiki Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızı ziyaret ederiz. Orada belediyelerimizi ihtiyaçlarını görürüz. AK Parti'ten de belediyelerimiz vardı bizim götürdükklerimiz içerisinde. İller Bayramsı'na götürürüz belediye başkanlarımızı. Bütün kurumsal olarak orada gitmesi gereken neresi varsa götürürüz, hem kendilerine muhatap ederiz bakanımızla, bakan yardımcımızla. Oralarda ihtiyaçlarını söylerler. Şimdi gelirken Gömü’ye uğradık. Gömü’de Belediye Başkanı Ramazan Eryıldız, tekstil fabrikası açmış. Yüzün üzerinde istihdam sağlanıyor. Belediye Başkanlarımızın hepsi hem eski Belediye Başkanları’nın borçlarını ödüyorlar, hem de gurur duyacağımız şekilde istihdam sağlıyorlar. 

Bolvadin’de Organize Sanayi Bölgesi’ne doğalgaz bağlanması gerekiyor. Bu konudaki müracaatı yapmamışlar. Müracaatı biz yaptık. Bu konuda doğalgaz bedelinin ödenmesi gerekiyor. Şu anda Bolvadin OSB’de yeteri kadar yatırımcı olmadığı için Belediye Başkanımıza ‘Sen öde, firmalar geldikçe onlardan diğer yatırımlara destek rica edersin’ dedik. Belediyeler konusunda Allah’a şükür çok başarılıyız. O da Sayın Genel Başkanımızın bize gösterdiği yoldur. Üretken belediyecilik anlayışı içinde çalışıyor arkadaşlarımız. Her mahalli idareler seçiminden sonar arkadaşları toplarız. Deriz ki eksik, hata yapılabilir, insanız. Ama Beytülmal’a dokunduğunuz zaman ne hakimi bekleriz, ne savcıyı bekleriz. MHP’den de istifa ettiririz, Belediye’den de istifa ettiririz. Sen yiyeceksin de biz bunun bedelini ödeyeceğiz. Şimdikilerin yaptığı gibi. Milliyetçi Hareket Partisi'nin böyle bir anlayışı söz konusu değildir. Hiçbir belediye başkanımızdan da böyle bir sıkıntı çıkmamıştır. At sahibine göre kişiler. Ülkeyi yönetebilmek için önve vicdan gerekiyor. Toplum sana görev vermiş, Belediye Başkanı olmuşsun. Saygı görüyorsun. Gözünü ne doyuracak? Doyuracak bir şey yoksa, doyuramıyor. Milliyetçi Hareket Partisi'nde belediyelerimiz tertemiz gidiyor Allah'a şükür.

“SAYIN GENEL BAŞKANIMIZ, MUHALEFETİN OYUNCAKLARINI ALDI”

Kocatepe: Sayın Vekilim, ulusal gündemde de sıcak gelişmeler yaşanıyor. Buradan yola çıkarak şunu sormak isterim: Muhalefet partilerinin Genel Başkanları neden MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye hitaben ağır sözler sarf ediyor?

Milletvekili Taytak: Meyveli ağacı taşlarlar diye ifade eder. Şimdi Sayın Genel Başkanımız, Türk siyasetinde bugüne kadar ortaya koymuş olduğu ilkeli duruşu, önce ülke ve millet anlayışı, adalet anlayışı… Nerede olursa olsun, muhalefette de olsa aynı anlayış içerisinde yaşadık biz. Mesela 2002'de sonra AK Parti geldiğinde, Sayın Genel Başkanımız bir yıl olumsuz bir kelime kullanmadı. Dedi ki, bırakalım, görelim. Evet, biz de muhalefet yaptık ama böyle bir anlayış koymadık ortaya. Sayın Genel Başkan bütün oyuncaklarını ellerinden alıyor bunların. Daha önce DEM’in ağabeyi CHP'ydi. Meclis’te koruyan da oydu. Anayasa Mahkemesi’ne vermek için sayıları yetmiyorsa CHP destekliyordu.  Biz bu partiye, bu anlayışa her zaman şöyle baktık. Bu ülkede Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır.  Kürt kardeşlerimin de başının belasıdır. Kurulduğu günden itibaren orada millete ne çileler çektirmişlerdir. 

Bizim buralarımıza, Rabbim rahmet eylesin, şehitlerimiz gelmiştir ama orada ayrı ayrı orada yaşıyorlardı. Gece ne yapacaklar belli değil, günümüzü yapacaklar belli değil. Geçen gün gittik oraya. Hakikaten bayram halindeler.  Nihayetinde Genel Başkanımız düşünmüş en son şekilde büyük bir risk. Ortaya koyduğu şey, partimiz adına büyük bir risk. Hiç de önemli değil onun için. 22 Ekim'de açıkladı bu düşünceyi. Terörsüz Türkiye… Şimdi İYİ Parti ne yapacak? Yanına dursa olmayacak. Acaba karşıda dururuz da yani gönüllerindekinin şeklini de burada çıkıyor. Bu iş olmazsa Türkiye terörsüz Türkiye'ye dönüşmezse AK Parti ve MHP de buradan zarar görüyor. Biz de kırmızı plakalar artırırız mantığı içerisindeler. 

Bir muhalefet genel başkanım var ki, Özgür Bey sabah başka kalkıyor, akşam başka kalkıyor. Gidiyor Türkiye'yi dışarıya şikayet ediyor. Efendim diyor ki eğer Filistin'le ilgili bir şey söylesin elini sıkacağım diyor. Ne dedi ki diyor daha sonra farkında olduğunuz gibi. Millet düşmanları, devlet düşmanları bu tür şeylerde bu işin bozulması adına her yerde her türlü bulandırıma yapıyorlar. DEM Partililer de açıkladı, yüzde 72 destek var Terörsüz Türkiye çalışmalarına. Beklerdik ki diğer siyasi partilerle hemen buluşup, şurada bunu yapalım, burada bunu yapalım. Ama zaten diyecekleri bir şey yok. Ortalama anlaşma söz konusu değil. Verilmiş bir taviz söz konusu değil. Başından beri söyleniyor. Hiçbir şey yok. Dünyanın hiçbir ülkesinde de bir terör örgütü anlaşma sağlanmadan, anlaşma imzalamadan silah bırakmamıştır. Burada hiçbir anlaşma söz konusu olmadan silahlar yakılmıştır. O silahların yakılma sebebi de bir anlam ifade ediyor. Top gömersen çıkartırsın, emanete versen alırsın.

Ama yaktıktan sonra yapacağın bir şey yok. Buna mutlu olması gerekirken, bunun böyle bir şeyin hiçbir şey denmeden illaki bir şey söyle diyor öbür tarafa. İlk dört madde diyor, akla gelmiş bu konu değil. 63-65-67 maddeler akla gelmiş değil. Devletin hiçbir yetkilisi bu konuları Apo'yla ya da onların göğsünde kim varsa bununla konuşmuş değil. Silahlar toplanıyor, mağaralar teslim ediliyor. Süreç devam ediyor. Milletin gözünün ömrünün dışında arkada.  Milletimiz de biz biliyoruz ki hayırlısı ile bu terör örgütünün her şeye teslim olması ve terörün bitmiş olması sadece Türkiye için değil, bölgemizdeki diğer ülkeler için de hayırlara vesile olacaktır. Sadece bizim terörsüz olmamız yetmiyor, bölgemizin de terörsüz olması gerekiyor.